Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AB-Mercosur serbest ticaret anlaşması imzalandı

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen geçen cuma günü Güney Amerika bloğu Mercosur ile devasa bir ticaret anlaşması imzalayarak önemli bir adım attı.

Uruguay’ın başkenti Montevideo’da Mercosur bloğunun liderleriyle yapılan zirve görüşmelerinin ardından konuşan Leyen, “Bugün gerçekten tarihi bir dönüm noktası,” dedi.

Anlaşmanın temelinde ticaret engellerinin azaltılması yer alıyor. AB ile Mercosur arasında ticareti yapılan ürünlerin %91’i için gümrük vergilerinin kademeli olarak kaldırılması planlanıyor. Avrupa Komisyonu’nun hesaplamalarına göre, bu durum Avrupalı ihracatçılar için yıllık yaklaşık 4 milyar avro tasarruf anlamına gelecek.

Güney Amerikalılar tarım hammaddeleri ve iklim dönüşümü için önemli hammaddelerde güçlü bir konuma sahipken, Avrupalılar otomobil, makine ve kimyasal ürünler sağlıyor.

AB, Mercosur’un Çin’den sonra ikinci en büyük ticaret ortağı konumunda ve bloğun ticaret hacminin %15’ini oluşturuyor. Çin’in payı ise %24.

Mallar için ticaret hacmi son dönemde yaklaşık 110 milyar avroya ulaştı. Bu, AB’nin toplam dış ticaretinin yaklaşık %2’sine denk geliyor.

Alman-Fransız gerilimi ayyuka çıktı

Tamamlanması 25 yıl süren ve 750 milyondan fazla insanı kapsayan bir serbest ticaret bölgesi yaratacak olan anlaşmaya, ucuz kümes hayvanı ve sığır eti ithalatının çiftçilerini baltalayacağından korkan Fransa şiddetle karşı çıkıyor.

Mercosur ülkeleri, en yüksek dış gümrük vergilerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Otomobillerde %35, otomobil parçalarında %14-18, makinelerde %14-20 ve kimyasallarda %18’e varan gümrük vergileri uygulanıyor.

Bu ithalatların %91’i için gümrük vergilerinin kaldırılması planlanıyor. AB ise kendi ithalat vergilerinin %92’sini kaldıracak.

Ayrıca, devlet altyapı ihalelerine erişimin AB için kârlı olması bekleniyor. Avrupalılar ayrıca posta ve lojistik hizmetleri, telekomünikasyon ve finans sektörlerinde pazar erişiminden faydalanacak.

Almanya ise tam tersine Brüksel’den, zor durumdaki ihracatçıları için yeni pazarlar açma fırsatını değerlendirmesini istedi. Alman Sanayi Federasyonu (BDI) Başkanı Siegfried Russwurm hemen bir açıklama yaparak anlaşmayı selamladı ve “Bu anlaşma Alman ve Avrupa ekonomisi için acilen ihtiyaç duyulan bir büyüme ivmesi sağlayacaktır,” dedi.

2023 yılı itibariyle Almanya’nın Mercosur bloğuna toplam ihracatı 16 milyar dolar civarında ve AB ülkeleri arasında ilk sırada. Almanya’yı İtalya, Belçika, Hollanda ve Fransa takip ediyor.

Gümrük vergilerindeki indirimler, Alman şirketlerine yıllık 400-500 milyon avro tasarruf sağlayabilir. Alman Sanayi ve Ticaret Odasına (DIHK) göre, Almanya’dan Mercosur’a ihracat yapan 12.500 şirket bulunuyor ve bunların %72’si küçük ve orta ölçekli işletmeler. Bu ihracatlar, Almanya’da 244.000 kişilik istihdamı destekliyor.

Leyen: Anlaşma yalnızca iktisadi değil, siyasi bir gereklilik

Leyen’in ilk döneminde elde edemediği bu anlaşma, ikinci dönemine başlarken büyük bir jeopolitik kazanıma işaret ediyor.

Anlaşma, Donald Trump’ın önümüzdeki ay ABD başkanı olarak döndüğünde küresel bir ticaret savaşı başlatma tehdidinde bulunduğu bir dönemde, AB ile Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay ve yeni üye Bolivya’dan oluşan Mercosur arasındaki bağları derinleştirmeyi amaçlıyor.

Ortak düzenlenen basın toplantısında Leyen, “Açık ve güçlü bir mesaj gönderiyoruz. Giderek daha çatışmacı bir hal alan dünyada demokrasilerin birbirlerine güvenebileceğini gösteriyoruz. Bu anlaşma sadece iktisadi bir fırsat değildir. Aynı zamanda siyasi bir gerekliliktir,” dedi.

Leyen ve AB ticaret şefi Maroš Šefčovič’in perşembe günü anlaşmayı imzalamak üzere Uruguay’a uçması, birkaç saat önce hükümetin düştüğü Fransa’da kargaşaya neden oldu.

Paris, Roma’nın kararını bekliyor

Paris’in mücadeleye devam etmesi bekleniyor ama anlaşmanın onaylanmasını engellemek için halihazırda Polonya, Avusturya ve İrlanda’yı içeren Mercosur karşıtı koalisyonu genişletmesi gerekecek. 

Fransa Ticaret Bakanı Sophie Primas, “Fransa’nın sesi Avrupa’da güçlü kalmaya devam ediyor. Hayır, Mercosur’a bu haliyle karşı çıkarken yalnız değiliz. Engelleyici bir azınlık elde edebiliriz,” dedi. 

Paraguay Devlet Başkanı Santiago Peña, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u ikna etmek amacıyla önümüzdeki hafta Fransa’yı ziyaret etmeyi taahhüt etti.

İtalya’nın tereddütleri sürerken, gözler Başbakan Giorgia Meloni’nin anlaşmaya karşı çıkıp çıkmayacağını görmek için Roma’ya çevrilecek.

Bir İtalyan hükümet yetkilisi, “İmzalama yalnızca yeterli güvenceler ve tarım sektörü için dengesizlikler olması durumunda tazminat ödenmesi koşuluyla gerçekleşebilir,” dedi.

Büyük bir AB ülkesi olarak İtalya’nın anlaşmayı iptal ettirmek için yeterli oy ağırlığı olabilir.

Süreç hâlâ tamamlanmış değil: Brüksel ne yapacak?

Mercosur ile ticaret ve işbirliği anlaşmasının parafe edilmesi siyasi müzakerelerin sona erdiğine işaret ediyor.

Önümüzdeki hafta başında yayınlanacak olan metin, müzakereler üzerindeki gizlilik perdesini kaldıracak ve ulusal başkentlere kendi görüşlerini ifade etme şansı verecek.

Anlaşmanın hala yasal kontrollerden geçmesi ve tercüme edilmesi gerekiyor ki bu da birkaç ay sürebilir. 

Daha sonra ticaret bölümünü onaylamanın en hızlı yolu, bunu siyasi ve işbirliği ayağından ayırmak olacak. Bu henüz teyit edilmemiş olsa da, sadece AB Konseyi ve Parlamentosunun söz sahibi olduğu ve AB ülkeleri arasında oybirliği gerekmeyen Brüksel’in tercih ettiği yolun bu olması bekleniyor. 

Diğer türlü, bu bölümün kabul edilmesi için Bakanlar Konseyinde nitelikli çoğunluk gerekiyor; bu da en az 15 ülkenin, AB nüfusunun en az %65’ini temsil eden bir destek vermesi gerektiği anlamına geliyor.

Yatırımlar ve siyasi işbirliğini kapsayan diğer sütun ise ancak tüm ulusal parlamentolar onayladıktan sonra geçerli olacak ki bu da yıllar alabilecek bir süreç.

DİPLOMASİ

Dokuz NATO ülkesi Balkanlar’da tatbikata başlıyor

Yayınlanma

13-26 Ocak tarihleri arasında NATO üyesi dokuz ülke, Balkanlar’da ‘Steadfast Dart – 25’ tatbikatını gerçekleştirecek. Tatbikatta yaklaşık 10 bin kişilik kuvvet, doğu kanadını güçlendirme ve caydırıcılığı artırma amacıyla hava, kara, deniz ve özel kuvvetlerden oluşan birliklerle katılacak.

NATO’ya üye dokuz ülke, 13-26 Ocak tarihleri arasında Balkanlar’da “Steadfast Dart – 25” isimli tatbikat düzenleyecek. Bu bilgi, NATO’nun resmi internet sitesinde yer aldı.

Tatbikatın amacı, askeri birliklerin kapasitelerini, taraflar arasındaki uyumu ve operasyonel tepkime kabiliyetlerini sınayarak doğu kanadını savunma yeteneklerini güçlendirmek olarak açıklandı.

Tatbikata NATO’nun 9 üyesinden yaklaşık 10 bin kişilik müttefik reaksiyon kuvvetleri (ARF) katılacak. Hava, kara, deniz ve özel kuvvetler de tatbikatta yer alacak.

Tatbikat, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’da gerçekleştirilecek. NATO tarafından yapılan açıklamada, bu tatbikatın “önemli bir caydırıcı etki sağlama konusunda NATO’nun çevikliğini ve kararlılığını göstermek” amacı taşıdığı vurgulandı.

Tatbikat, gerçek zamanlı reaksiyon kapasitesini sergileme işlevi de görecek.

10 Ocak’ta NATO ülkeleri, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma önerisini reddetti. Fakat ülkeler, mevcut yüzde 2 seviyesinden harcamaların artırılmasına ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir oldu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Musk ve Zuckerberg, AB dijital kurallarından memnun değil

Yayınlanma

X’in sahibi Elon Musk ve Meta’nın patronu Mark Zuckerberg geçtiğimiz hafta Avrupa siyasetine defalarca müdahale ederek AB’li siyasetçilerin ABD’li teknoloji devlerinin Kıtanın dijital kurallarına uyması gerektiği yönündeki çağrılarına sert çıktı.

Son gelişmeler arasında Zuckerberg’in AB’nin dijital düzenleyici çerçevesini “sansür” olarak nitelendirmesi ve rekabet politikasını “neredeyse bir gümrük tarifesine” benzetmesi yer alıyor.

Zuckerberg ayrıca cumartesi günü Trump destekçisi Joe Rogan ile yaptığı bir podcast röportajında, göreve gelecek Trump yönetimini ABD teknoloji endüstrisini AB’nin dijital düzenleyici çerçevesinin uygulanmasına karşı savunmaya çağırdı.

Hafta sonu AB liderlerinin tepkileri ise cılız kaldı. Almanya Dijital Bakanı Volker Wissing ve Fransa Dijital Bakanı Clara Chappaz, hükümetlerinin konuyu “ciddiye aldığını” söyledi ve AB’nin içerik denetleme yasası olan Dijital Hizmetler Yasasını (DSA) kapsamlı bir şekilde soruşturma, değerlendirme ve uygulama konusunda Avrupa Komisyonuna olan güvenlerini ifade etti.

Chappaz pazar günü yaptığı açıklamada AB yasalarının sağlam olduğunu ve Avrupalıların Komisyonun ABD’nin Büyük Teknolojisine etkili bir şekilde karşı koyacak araçlara sahip olduğuna güvenebileceklerini söyledi.

Zuckerberg’in Büyük Teknoloji’yi AB’nin dijital kural kitabından korumak için yeni ABD yönetimine başvurması ve Trump’ın AB mallarına %20’ye varan gümrük vergileri uygulama tehdidi, Komisyonun AB yasalarını etkili bir şekilde uygulama konusundaki siyasi kabiliyeti hakkında ciddi şüpheler uyandırıyor.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Henna Virkkunen, Zuckerberg ve Musk gibi ABD’li teknoloji patronlarının son eylemlerinin ihlal olarak değerlendirilmesi halinde, DSA’nın uygulanmasından sorumlu ekibinin AB’’nin içerik denetleme kurallarının ihlaline yönelik daha fazla soruşturma başlatabileceğini belirtti.

Zuckerberg, 7 Ocak’ta Meta’nın içerik denetleme politikalarında değişikliğe gittiğini duyurmuş ve bu hamlenin, Meta patronunun Trump karşısında attığı bir geri adım olduğu ileri sürülmüştü.

Buna cevaben Komisyon şu anda Meta tarafından Facebook ve Instagram için sunulan ve platformların nefret söylemi ve nefret içeren davranış tanımlarında yapılan değişikliklere odaklanan etki değerlendirmelerini inceliyor.

Meta’nın ABD’deki üçüncü taraf doğruluk kontrol programını sona erdirme kararı da, özellikle şirket henüz AB için benzer duyurular yapmadığı için endişelere yol açtı.

Fakat cuma günü France Info’ya verdiği bir röportajda Fransız Chappaz, Meta’nın DSA kapsamındaki AB içerik denetleme kurallarına uyacağından emin olduğunu ifade etti.

Komisyon, çocukların korunmasına ilişkin endişeler nedeniyle mayıs ayında Meta’nın Facebook ve Instagram platformları hakkında resmi bir soruşturma başlatmıştı.

Bu arada Elon Musk da, Almanları yaklaşan seçimlerde sağcı AfD’yi desteklemeye teşvik etmek için sosyal medya platformu X’i defalarca kullandı.

Musk geçtiğimiz perşembe günü X’te AfD lideri Alice Weidel ile röportaj yaparak tartışmaları daha da alevlendirdi.

Komisyon şu anda X tarafından DSA’nın tespit edilen altı ihlalini soruşturuyor; bunlar arasında doğrulama gereklilikleri, araştırmacılar için veri erişimi, reklam şeffaflığı, nefret söylemi politikaları, şiddet içeren içeriğin denetlenmesi ve platformun kullanıcı liderliğindeki doğruluk kontrol süreci ile ilgili ihlaller yer alıyor.

DSA kapsamında her bir ihlal, bir şirketin yıllık küresel cirosunun %6’sına kadar para cezasına neden olabilir.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Goldman Sachs: Petrol fiyatları 2025’te 90 doları görebilir

Yayınlanma

Goldman Sachs, ABD’nin Rusya ve İran’a yönelik yaptırımlarının Brent petrol fiyatını 2025’te 90 dolara yükseltebileceğini öngörüyor. 13 Ocak’ta Brent petrol fiyatı, 81,11 dolara ulaşarak son aylardaki en yüksek seviyeyi gördü.

Goldman Sachs Group Inc. analistlerine göre, Brent petrol fiyatları 2025 yılında varil başına 90 dolara ulaşabilir. Bu tahminin ardındaki temel neden, ABD’nin Rusya enerji sektörüne yönelik son yaptırımları olarak gösteriliyor.

Bloomberg tarafından yapılan bir ankette, uzmanlar bu yaptırımların fiyatlandırma üzerinde önemli bir rol oynayacağını belirtti.

İran ve Rusya’nın üretiminde düşüş bekleniyor

Goldman Sachs, Donald Trump yönetimi altında İran’a da yaptırımlar uygulanması hâlinde hem Rusya’nın üretiminde hem de İran’ın petrol arzında günlük 1 milyon varillik bir düşüş yaşanacağını öngörüyor.

İran, dünya petrol piyasasında büyük bir tedarikçi konumunda olduğundan, bu senaryonun küresel fiyatlar üzerinde ciddi bir etkisi olabileceği vurgulanıyor.

Goldman Sachs analistleri, tüm bu olumsuz etkenlere rağmen 2024 yılında Brent petrol fiyatlarının ortalama 76 dolar civarında seyretmesini bekliyor.

Benzer şekilde, RBC Capital Markets LLC’nin tahminlerine göre, 2024 yılı boyunca fiyatlar ortalama 80 dolar düzeyinde olacak.

RBC uzmanı Brian Leizen, enerji tedarik zincirinin önceki yıllarda birçok zorlu senaryoya rağmen beklentileri aştığını belirtti.

ABD’nin yeni yaptırımları petrol fiyatlarını hareketlendirdi

ABD, 10 Ocak’ta Rusya enerji sektörüne yönelik yeni yaptırımları devreye aldı. Bu yaptırımlar kapsamında Gazprom Neft ve Surgutneftegaz gibi büyük şirketlerin yanı sıra onlarca petrol hizmetleri şirketi ve Rus petrol ticareti yapan kuruluşlar hedef alındı.

Yaptırımların ardından, Brent petrol fiyatı 13 Ocak’ta 81,11 dolara çıkarak Ağustos 2024 sonundan bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

Uzmanlar, bu yükselişin piyasada yeni dalgalanmalara yol açabileceği görüşünde.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English