Avrupa
AB, Rusya’nın dondurulan varlıklarına el koymanın yolunu arıyor

Avrupa Birliği, Ukrayna’nın uğradığı zararları tazmin etmek amacıyla Rusya’nın dondurulan varlıklarına el koymanın yollarını aramaya başladı. ABD’nin Kiev’e verdiği desteğin azalma riski üzerine AB yetkilileri, Rusya Merkez Bankası’nın varlıklarını gelecekteki Uluslararası Tazminat Komisyonunun çalışmalarında teminat olarak kullanmayı önerdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’nın askeri müdahalesinin bedelini ödemesi gerektiğini savundu.
Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’nın uğradığı zararları tazmin etmek amacıyla Rusya’nın dondurulan varlıklarına el koymanın yollarını aramaya başladı.
Bloomberg‘in konuya vakıf kaynaklara dayandırdığı haberine göre, bu yöndeki görüşmeler, ABD’nin Kiev’e verdiği desteğin azalma riski üzerine yeniden gündeme geldi.
Avrupalı yetkililer, Rusya Merkez Bankası’nın bloke edilmiş varlıklarının, gelecekte kurulacak Uluslararası Tazminat Komisyonu’nun çalışmalarında teminat olarak kullanılmasını teklif etti.
Kaynaklara göre, Rusya’nın neden olduğu zararları tazmin etmeyi reddetmesi hâlinde, bu varlıklara el konulması planlanıyor.
Miktarın ne kadar olacağı belirtilmezken, bu miktarın Rusya’nın muhtemel barış anlaşması çerçevesinde tazminat ödeme yükümlülüklerine bağlı olacağı ifade ediliyor.
Daha önce Reuters‘in haberine göre Moskova, savaşın sona ermesiyle birlikte Batı’da dondurulan devlet varlıklarını Ukrayna’nın yeniden inşası için vermeyi kabul edebileceğini belirtmişti.
AB, G7 ülkeleri ve Avustralya’nın, Rusya Merkez Bankası’nın 300 milyar dolar tutarındaki menkul kıymet ve nakit varlıklarını dondurduğu, ayrıca Rus milyarderlere ait 58 milyar dolar değerindeki gayrimenkul, yat ve uçak gibi varlıklara da el konulduğu belirtiliyor.
Rusya’nın devlet varlıklarına el konularak Ukrayna’ya verilmesi konusundaki tartışmalar, Almanya, Fransa ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) itirazları nedeniyle sonuçsuz kalmıştı.
ECB, söz konusu hamlenin avronun küresel bir para birimi olarak güvenilirliğini tehlikeye atacağını belirtmişti.
Fakat ABD ve AB, Rus varlıklarından elde edilen ve yıllık yaklaşık 3 ila 5 milyar avro olan kârla Ukrayna’ya 50 milyar dolarlık bir kredi sağlanması konusunda anlaşmıştı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Uluslararası Tazminat Komisyonu’nun kurulacağını duyurarak, “Tazminat olmadan adalet olmaz. Rusya, saldırganlığının hesabını vermeli ve bedelini ödemelidir,” ifadelerini kullanmıştı.
Komisyonun oluşturulmasına yönelik müzakerelerin 24 Mart’ta başlaması planlanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın son günlerde Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i “seçimsiz diktatör” olarak nitelendirmesi ve savaşı uzatmakla suçlaması üzerine Zelenskiy, Avrupalı liderlere Ukrayna’ya verdikleri desteği artırma çağrısında bulundu.
Zelenskiy, 21 Şubat’ta Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Slovenya Başbakanı Robert Golob, Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkoviç ile Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Bir gün sonra ise İngiltere, Hollanda, Arnavutluk, Lüksemburg ve Yunanistan liderleriyle görüştü.
Trump, Rusya’nın dondurulan varlıklarına el koymayı reddetti
Avrupa
Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.
Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.
Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.
Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.
junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.
Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.
Avrupa
AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.
Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.
Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.
Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.
Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor.
Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.
Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.
2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.
Avrupa
Moldova: Rusya, Transdinyester’e 10 bin asker konuşlandırmayı planlıyor

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı olan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını iddia etti. Recean, Moskova’nın bu amaçla eylül ayındaki parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı hedeflediğini öne sürdü.
Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını öne sürdü.
Financial Times‘a konuşan Recean, bu bilginin istihbarat verilerine dayandığını ve Kremlin’in bu hamle için eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı amaçladığını iddi etti.
Başbakan Recean, “Bu, Moldova demokrasisini baltalamaya yönelik devasa bir çaba. Onlar [Ruslar] Transdinyester bölgesindeki askeri varlıklarını güçlendirmek istiyorlar,” dedi.
Recean, Moskova’nın müdahalesinin “internet propagandası ve partilere ile seçmenlere yönelik yasa dışı para transferlerini içerdiğini” savundu.
Recean’a göre, Rusya 2024 yılında nüfuz kampanyalarına Moldova’nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk gelen bir meblağ harcadı ve bu durum, AB’ye katılım referandumunun sadece yüzde 0,7’lik bir oy farkıyla geçmesine neden oldu.
Başbakan, “10 bin askerin Ukrayna’nın güneybatı kesimi ile NATO üyesi olan Romanya üzerinde ne tür bir etki ve baskı oluşturacağını tahmin edebilirsiniz,” diye ekledi.
Transdinyester’deki mevcut Rus askeri varlığı
Rusya’nın halihazırda 33 yıldır ayrılıkçıların kontrolünde olan Transdinyester’de az sayıda askeri bulunuyor.
Ancak, bu bölgenin denize çıkışı olmaması ve Ukrayna ile Moldova tarafından çevrelenmiş olması nedeniyle Rusya’nın buraya ek asker göndermesi mümkün görünmüyor.
2023 yılında bölgenin Rusya Federasyonu’ndaki temsilcilik başkanı Leonid Manakov, bölgede 450 Rus barış gücü askerinin konuşlu olduğunu ve toplamda 3 bin 100’e kadar asker yerleştirilebileceğini söylemişti.
Bölgede ayrıca, barış gücü operasyonuna destek sağlayan ve Sovyetler Birliği döneminden kalma 20 bin ton mühimmatın bulunduğu depoları koruyan yaklaşık 1000 kişilik bir Rusya Operasyonel Asker Grubu da bulunuyor.
Moldova’nın talepleri
Moldova, defalarca Kremlin’den, bölgenin “işgalci güçler” ve “ulusal güvenlik tehdidi” olarak algıladığı askerlerini Transdinyester’den çekmesini talep etti.
Benzer bir çağrıyı içeren bir karar Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilmiş, ancak Rusya bu kararı uygulamayı reddetmişti.
Tiraspol, Moskova’ya çağrıda bulunmuştu
Geçen yılın şubat ayında Tiraspol, Kişinev’in “baskısı”, “soykırım politikası” ve “dilin zorla dayatılması” nedeniyle Moskova’dan müdahale talebinde bulunmuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’da savaşı başlatma kararından bahsederken benzer ifadeler kullanmıştı. Bu durum, benzer bir senaryonun Moldova’ya karşı da devreye sokulabileceği yönünde tahminlere yol açtı.
Savaşın başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun NATO’ya “can attığı” için Moldova’nın “bir sonraki Ukrayna” olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve Rusya’nın “Transdinyester’de yaşayan 220 bin vatandaşının bir başka Batı macerasının kurbanı olmasına izin vermeyeceğini” beyan etmişti.
-
Dünya Basını2 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika2 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş2 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Diplomasi1 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş2 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali
-
Söyleşi1 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını1 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu