Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD, AB’yi ormansızlaşma yasasını ertelemeye çağırıyor

Yayınlanma

ABD, Amerikalı üreticilere zarar vereceğini ileri sürerek AB’den ormansızlaşmayla bağlantılı olabilecek kakao, kereste ve sıhhi ürünlere yönelik yasağı ertelemesini talep etti.

Avrupa Birliği (AB), AB pazarının küresel ormansızlaşma ve dünya çapındaki ormanların bozulması üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak için AB Ormansızlaşma Yönetmeliği (EUDR) olarak bilinen bir yönetmelik benimsemişti. Buna göre, ormansızlaşma ve orman bozulmasıyla bağlantılı ürünleri AB pazarına arz eden şirketlere durum tespiti uygulanıyor. Bu ürünler şunları içeriyor: sığır eti, kakao, kahve, hurma yağı, kauçuk, soya ve odun.

Financial Times (FT) tarafından görülen ve Avrupa Komisyonu’na gönderilen 30 Mayıs tarihli bir mektupla ABD tarafından yapılan talebin, bloğun yasağı planladığı tarihten yedi ay önce geldiği görüldü.

Yasa, tüccarları çikolatadan mobilyaya ve büyükbaş hayvan ürünlerine kadar ithalatın hiçbir orman tahrip edilmeden yapıldığını gösteren belgeler sunmak zorunda bırakacak.

ABD ticaret ve tarım bakanları Gina Raimondo ve Thomas Vilsack ile ticaret elçisi Katherine Tai mektupta, ormansızlaştırma yasasının ABD’li üreticiler için “kritik zorluklar” teşkil ettiğini belirttiler.

“Bu nedenle Avrupa Komisyonu’nu, bu önemli zorluklar ele alınana kadar bu düzenlemenin uygulanmasını ve ardından cezaların uygulanmasını ertelemeye çağırıyoruz” dediler.

ABD’li kereste tüccarları, kağıtlarının ormansızlaştırılmış arazilerden geldiğini kanıtlayamadıkları için AB ihracat sözleşmelerini kesmeyi düşündüklerini söylediler.

Başta palm yağı üreten büyük ülkeler Endonezya ve Malezya olmak üzere diğer ticaret ortakları da Brüksel’i yasanın uygulanmasını ertelemeye çağırdı.

AB’nin en büyük ikinci ithalat ortağı olan ABD’de düzenlemeden en çok etkilenen sektörler kereste, kağıt ve kağıt hamuru endüstrileridir. ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu rakamlarına göre AB, 2022 yılında yaklaşık 3.5 milyar dolarlık Amerikan orman bazlı ürün ithal etti.

Yasa, coğrafi konum verilerini içeren bir beyan da dahil olmak üzere, ürünlerin 2020’den sonra ormansızlaşmadan arındırılmış arazilerden geldiğine dair kanıt gerektiriyor. Ancak Amerikan Orman ve Kağıt Birliği (AF&PA), kağıt ve kağıt hamuru farklı kaynaklardan harmanlanan kereste fabrikası artıkları ve orman kalıntılarından yapıldığı için buna uymanın “imkansız” olduğunu söyledi.

AF&PA, “Bu durum, her bir odun yongasının orijinal orman arazisine kadar izlenmesini fiilen imkansız hale getiriyor. Ayrıca, bu gerekliliğe uymak için elyaf akışımızı izlemek için gereken teknoloji şu anda mevcut değil” dedi.

ABD’nin küresel olarak bu ürünlerde kullanılan kağıt hamurunun yüzde 85’ini tedarik etmesi nedeniyle, kağıt mendil ve menstrüel ürünler gibi belirli ürünler üzerinde bir etki olabileceği belirtildi.

Ekim ayında 66 Kongre üyesi Tai’ye mektup yazarak AB’nin ormansızlaşma yasası nedeniyle ABD’li kağıt ve kağıt hamuru üreticilerinin karşılaştığı zorlukları Brüksel’e iletmesini istedi.

Kongre mektubunda “AB’nin düzenlemesi, ABD gibi tedarik zincirlerini sorumlu bir şekilde yöneten düşük riskli ülkelerden gelen ürünlerin ticaretini gereksiz yere kısıtlayacak pratik olmayan gereklilikler getirmektedir” denildi.

AB içinde de muhalefet var. Bloğun kalkınmadan sorumlu komiseri Jutta Urpilainen ve tarımdan sorumlu komiseri Janusz Wojciechowski, küçük çiftçilerin kurallardan muaf tutulmasını isteyen Avusturya liderliğindeki AB tarım bakanlarının çoğunluğu gibi erteleme çağrısında bulundu.

BM destekli bir kuruluş olan Uluslararası Ticaret Merkezi, yasanın, mallarının ormansızlaştırılmış arazilerde yetiştirilmediğini doğrulayacak teknolojiden yoksun olan gelişmekte olan ülkelerdeki küçük üreticileri tedarik zincirinden çıkarabileceğini söyledi.

AB Çevre Komiseri Virginijus Sinkevičius, mart ayında yaptığı açıklamada, “olası sonuçlarla ilgili korkuları yatıştırmak” için yılın başlarında Latin Amerika ve Afrika ülkelerine seyahat ederek yasayı savundu.

Düzenleme, gümrük yetkililerinin ormansızlaşma riski “yüksek” olan ülkelerden gelen ürünlerin %9’unu, “standart risk” taşıyan ülkelerden gelen ürünlerin ise %3’ünü kontrol etmesini gerektiriyor. Üretici ülkelerden gelen baskılar nedeniyle komisyon ilk etapta tüm ülkelerin “standart risk” olarak sınıflandırılmasını kabul etti.

Komisyon, ABD yönetiminin mektubunu aldığını doğruladı ve zamanı geldiğinde cevap vereceğini söyledi.

DİPLOMASİ

Lukaşenko: NATO saldırırsa nükleer silah kullanırız

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, NATO ülkelerinin ülkesine saldırması durumunda Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesinde Belarus’ta konuşlandırılan nükleer silahları kullanmaya hazır olduklarını bildirdi.

Lukaşenko, BelTA haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bize saldırdıkları anda nükleer silah kullanırız. Rusya da bizim için devreye girer,” dedi.

Belarus lideri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son konuşmasında, Belarus’un savunması için nükleer silah kullanabileceğini teyit ettiğini hatırlattı.

Lukaşenko’ya göre, Polonya ve Amerikan ordusu şu anda Belarus sınırında beklerken, Polonyalı yetkililer “sabırsızlıkla” saldırı anını kolluyor.

Lukaşenko aynı zamanda, Minsk’in nükleer silah kullanması halinde Rusya da dahil olmak üzere karşılık verileceği konusunda uyarıda bulundu.

Devlet Başkanı, “Bu durumda Rusya tüm nükleer cephaneliğini kullanacaktır. Ve bu, bir dünya savaşı demektir. Batı bunu istemiyor, buna hazır değiller. Ama biz onlara açıkça söylüyoruz: Kırmızı çizgimiz devlet sınırımızdır. Eğer bu sınırı geçerlerse, yanıtımız anında olacaktır,” diye ekledi.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Belarus, nükleer cephaneliğinden vazgeçti ve 1993 yılında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) nükleer silah sahibi olmayan bir devlet olarak katıldı. Kasım 1996 itibarıyla nükleer silahlar ülke topraklarından tamamen çıkarıldı.

Fakat geçen yılın mart ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkenin taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarında konuşlandırma planlarını açıkladı. Putin bu kararı, ABD’nin benzer silahları Avrupa ülkelerinde konuşlandırma politikasına bir yanıt olarak açıkladı. İlk nükleer yükler aynı yılın haziran ayı ortasında Belarus’a teslim edildi.

Belarus ordusu, 2024 yılının yaz başlarında stratejik olmayan nükleer silahların kullanımına ilişkin bir eğitim programından geçti.

Dün Putin, Rusya Güvenlik Konseyi’nin nükleer caydırıcılık konulu toplantısında, müttefik Belarus’a yönelik bir saldırı durumunda da Rusya’nın nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu belirtti.

Putin, “Tüm bu konular Belarus tarafı ve Belarus Devlet Başkanı ile kararlaştırıldı. Buna düşmanın konvansiyonel silahlar kullanarak egemenliğimize yönelik kritik bir tehdit oluşturması da dahildir,” ifadelerini kullandı.

Rusya nükleer doktrinini neden değiştiriyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’nın müttefikleri yardım parası bulmakta zorlanıyor

Yayınlanma

Rusya, 2025 bütçesinde savunma harcamalarını artırırken, Ukrayna’nın müttefikleri hâlâ aynı hazırlığı gösterebilmiş değil. Bu nedenle Rusya’nın 2025 yılı savaş bütçesi yüzde 20’den fazla artacak ve fabrikalar durmaksızın mermi, bomba ve füze üretmeye devam edecek.

Bloomberg’in konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya silah sevkiyatı tehdit altında.

Bazı ülkeler finansal sıkıntı yaşarken, bazıları ise Kiev’in giderek artan mali taleplerinden memnun değil.

Ukrayna’ya 2025’te sağlanacak desteğin en önemli kaynaklarından biri, Batılı ülkelerin Rusya Merkez Bankası’nın dondurulan rezervlerinden elde edilecek kâra karşılık vermeyi planladığı 50 milyar dolarlık fondan oluşacak.

Ancak kaynaklara göre, bu plan tam olarak uygulansa bile bu fon, Ukrayna’ya yalnızca bir yıl daha yardım etmek için yeterli olmayacak ve yeni kaynakların bulunması gerekecek. Rusya ekonomisinin 2026’ya kadar büyük bir zorluk yaşamayacağı tahmin ediliyor.

Kaynaklar, Kiev’in müttefiklerini verdikleri sözleri yerine getirmeye ikna etmekte zorlandığını belirtiyor.

Rusya’nın varlıkları teminat gösterilerek 50 milyar dolarlık fondan elde edilecek gelir, büyük oranda Ukrayna’ya silah tedarikinde kullanılacak. Fakat miktarın daha düşük olabileceği konuşuluyor. Bu konuda müzakereler hâlâ devam ediyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün hesaplamalarına göre, 50 milyar dolar, müttefiklerin 2023 başından 2024 ortasına kadar geçen bir buçuk yıllık sürede sağladığı askeri yardıma denk geliyor.

Ancak Ukrayna, daha fazla destek istiyor: Volodymyr Zelenskiy’in ‘zafer planı’ daha modern silahların transfer edilmesini ve bu silahların kullanımına yönelik kısıtlamaların kaldırılmasını içeriyor.

Ayrıca Kiev, Başbakan Denis Şmıgal’ın ağustos ayında belirttiği gibi, yaklaşık 35 milyar dolarlık (yani GSYİH’nin yüzde 19’u) bütçe açığını finanse etmeye çalışıyor.

Bu miktarın yarısından fazlasını IMF ve Avrupa Birliği (AB) sağlamaya hazır; ancak yaklaşık 15 milyar doların başka kaynaklardan bulunması gerekiyor. Yetkililere göre, bunun için bazı G7 ülkelerinin Ukrayna’ya borç vermek için fon toplaması gerekebilir.

Ukrayna Askeri İstihbarat Başkanı Kirill Budanov, geçen haftalarda yaptığı açıklamada, Rusya’nın 2026’nın başına kadar zafer kazanmayı hedeflediğini belirtti. Budanov’a göre, Kremlin 2025’i son derece kritik bir yıl olarak görüyor, zira o dönemde Rusya’nın ekonomik ve sosyo-politik durumu kötüleşmeye başlayacak ve orduya yeni asker bulmakta zorluklar yaşanacak.

Bloomberg’e göre, 2025 yılı gerçekten de kritik olacak. Değerlendirmelere göre, 2026 yılında Rusya ekonomisi ciddi sorunlarla karşılaşmaya başlayacak.

Zelenskiy, Washington’dan eli boş dönüyor: Uzun menzilli füze talebi karşılıksız kaldı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Zelenskiy, Washington’dan eli boş dönüyor: Uzun menzilli füze talebi karşılıksız kaldı

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ABD’den uzun menzilli füze talebine olumlu yanıt alamadan Washington ziyaretini tamamladı. ABD, yeni bir askeri yardım paketi açıklarken, Rusya’nın derinliklerine saldırı izni vermedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya’nın iç bölgelerini hedef alma yetkisi almadan Washington ziyaretini sonlandırıyor.

The Times gazetesinin haberine göre, Zelenskiy’in Batı yapımı uzun menzilli füzeleri kullanma talebi karşılık bulmadı.

Zelenskiy, ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile Beyaz Saray’da bir araya gelerek İngiliz Storm Shadow füzeleri ya da Amerikan ATACMS’lerinin tedariki üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını bizzat talep etti.

Ancak Washington’un tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığı bildirildi. Gazete ayrıca, görüşmeden 24 saatten kısa bir süre önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın nükleer doktrininde yakında bir değişiklik olacağını açıkladığını anımsattı.

Zelenskiy ile Oval Ofis’te görüşen Biden, “Sizi her adımda desteklemeye devam edeceğiz,” ifadesini kullandı.

Görüşme öncesinde Biden, yaklaşık 8 milyar dolarlık askeri yardım ve yeni mühimmat dahil olmak üzere ABD’nin Kiev’e desteğini artırma sözü verdi.

Yeni yardım paketi, ABD’nin Kiev’e yaklaşık 110 kilometre menzile sahip Joint Standoff Weapon (JSOW) hassas güdümlü füzelerinin ilk teslimatını da içeriyor.

Gazete, F-16 savaş uçaklarından fırlatılmak üzere tasarlanan bu füzelerin, Ukrayna’nın Rusya Silahlı Kuvvetlerini uzaktan vurmasını kolaylaştıracağını belirtti.

JSOW’lar Ukrayna’nın vuruş kabiliyetini artıracak olsa da ülkenin sınırdan uzaktaki Rus askeri üslerini yok etmesine izin vermeyecek.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Zelenskiy’in ‘Putin’i müzakere masasına oturtmak’ ve barış görüşmeleri öncesinde Ukrayna’nın konumunu güçlendirmek amacıyla uzun menzilli saldırılar düzenlemek için ‘yeşil ışık’ istediğini söyledi. Graham, “Eğer bu hafta bu temel tercihi yapmazsak, Ukrayna için sonucun korkunç olacağını düşünüyorum,” diye konuştu.

Ukrayna lideri ABD ziyaretinde, Kiev’in Rusya’ya toprak vermesini önerdiği için Trump’ın yardımcılarından JD Vance’i ‘çok radikal’ olarak nitelendirerek Cumhuriyetçileri kızdırmıştı. Ayrıca Trump’ın savaşı derhal sona erdirebileceği iddiasını da sorgulamıştı.

Zelenskiy’in Trump ile görüşmeden Kiev’e dönmesi bekleniyordu. Fakat Zelenskiy’in Beyaz Saray’daki görüşmelerinin ardından eski başkan beklenmedik bir şekilde 27 Eylül’de kendisiyle görüşeceğini açıkladı.

Ukrayna, Batılı ülkelerden iki farklı savaş uçağı daha istedi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English