Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD, Alman Savunma Bakanlığını gözetlemiş

Yayınlanma

İnternette yayılan gizli Pentagon belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla, ABD, müttefiki Almanya’nın savunma bakanlığını gözetliyor.

Die Zeit ve ARD’bib siyasi dergisi Kontraste’nin elde ettiği belgelere göre, “Alman Savunma Bakanlığı, Çin ‘daha açık ve şeffaf’ hale gelene kadar Çin Halk Cumhuriyeti ile yoğunlaştırılmış işbirliğini reddediyor,” başlıklı bir rapor, bu gözetlemeyi ortaya koyuyor.

Belgede, Almanya’nın, Çin’in ABD’den gelen ağır baskı karşısında Avrupa’da bir ‘sempatiği atağına’ kalktığının farkında olduğu belirtiliyor. Ayrıca Almanların, Çin ile daha kayda değer bir askeri işbirliğine gitmeyerek ABD ile dayanışmayı sürdürdüğüne inandıkları da vurgulanıyor.

Belgenin içeriği çok dikkat çekici olmasa da, belgenin sınıflandırılması ve içeriğin hangi kaynaklardan elde edildiği önemli. ‘Çok Gizli’ olarak sınıflandırılan belgede, bir de ‘SI’ kısaltması bulunuyor. ‘Signal Intelligence’ın (Sinyal İstihbaratı) kısaltması olan bir işaretler, belgede yer alan bilgilerin telekomünikasyon iletişimlerinden elde edildiğini gösteriyor. Yani ABD, Almanya Savunma Bakanlığı yetkilileri ile Çinli mevkidaşları arasındaki görüşmeleri gizlice elde etmiş.

Daha da ilginç olan şey, Berlin’deki Amerikan elçiliğinin, görüşmenin ardından resmi olarak Alman makamlarınca bilgilendirilmiş olması.

Die Zeit ve Kontraste’nin edindiği bilgiye göre, ilgili casusluk belgesinden federal hükümet de haberdar. Berlin’in, Washington’ın davranışlarına göre tepkisini koordine edeceği belirtiliyor.

Haberde, “Federal hükümet, Almanya’nın ABD istihbaratına bağımlı olduğunun farkında ve Ukrayna savaşı nedeniyle ABD ile ilişkileri germekten kaçınmaya çalışıyor,” deniliyor.

Yeşiller’den Konstantin von Notz, Angela Merkel’in sözlerini hatırlatarak, “Arkadaşlar arasında telefon dinleme hiçbir işe yaramaz,” dedi; fakat öncelikle konuyu ABD’liler görüşmek gerektiğini söyledi.

Almanya Savunma Bakanlığı, sızdırılan belgelerde ABD casusluğuna dair herhangi bir kanıt görmediğini açıkladı.

Bakanlık sözcüsü, Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, “Yayınlanan söz konusu belge açıkça Berlin’deki ABD büyükelçiliğinde gerçekleşen bir dizi görüşmenin kısmi bir transkriptidir,” dedi.

Sözcü, “Bu bilgi tarafımızdan doğrudan ABD ile paylaşıldığı için, bu konudaki casusluk şüpheleri asılsızdır,” diye ekledi.

Fakat bakanlığın yorumunun belgenin üzerindeki ‘sinyal istihbaratı’ işaretini açıklamadığı belirtiliyor.

ABD’nin Almanya’yı dinlemesi ilk kez yaşanmıyor. 2013 yılında, Edward Snowden’ın sızdırdığı belgeler, dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in özel cep telefonunun Amerikan istihbarat kuruluşu NSA tarafından dinlendiğini ortaya çıkarmıştı.

Der Spiegel’e göre, Almanya’nın iç istihbarat teşkilatı (BfV) ve askeri karşı istihbarat servisi (MAD) bir süredir ABD’nin Şubat 2023’te Savunma Bakanlığı’nı gerçekten gözetleyip gözetlemediğini araştırıyordu.

Fakat Alman istihbarat yetkilileri, kamuoyuna yönelik suçlamalarda bulunmak yerine Amerikalı muhataplarından gizlice açıklama istemeye karar verdiler.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English