Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD çelik sendikası Çin gemi inşasına yönelik soruşturma istiyor

Yayınlanma

ABD’de United Steelworkers (USW) sendikası salı günü Başkan Joe Biden’dan Çin’in gemi inşa ve deniz lojistiği sektörlerindeki ‘haksız ekonomik uygulamalarına’ ilişkin bir soruşturma açmasını istedi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi olan kişilere göre USW ve diğer sendikalar ABD Ticaret Temsilciliğine (USTR) bir dilekçe sunarak Çin’in küresel gemi inşasına hakim olmasına yardımcı olduğu iddia edilen ‘ayrımcı uygulamaları’ özetledi.

Financial Times’ta yer alan habere göre dilekçe, eski başkan Donald Trump’ın 2018’de Pekin ile ticaret savaşı başlattığında Çin’den ithal edilen mallara gümrük vergisi uygulanmasını haklı göstermek için kullandığı 1974 tarihli Ticaret Yasasının 301. Bölümü uyarınca yapıldı.

Yönetimin soruşturma açarak karşılık verip vermeyeceğine karar vermek için 45 günü var. USTR halihazırda Trump dönemi gümrük vergilerinin yeniden yapılandırılıp yapılandırılmayacağını ve nasıl yapılandırılacağını belirlemek üzere bir inceleme yürütüyor.

Beyaz Saray, ilk olarak FT tarafından bildirilen başvurudan önce yorum yapmadı. Başvurunun ardından ABD Ticaret Temsilcisi Katherine Tai davayı incelemeyi ‘dört gözle beklediğini’ söyledi.

Tai, “[Çin Halk Cumhuriyeti’nin] çelik, alüminyum, güneş enerjisi, piller ve kritik mineraller gibi birçok sektörde bağımlılıklar ve kırılganlıklar yarattığını, Amerikalı işçilere ve işletmelere zarar verdiğini ve tedarik zincirlerimiz için gerçek riskler yarattığını gördük. Bu dilekçeyi ayrıntılı olarak incelemeyi sabırsızlıkla bekliyorum,” dedi.

Sendikalar dilekçeyi vermeden önce konuşan USW Başkanı David McCall FT’ye, “Amerika Birleşik Devletleri bir zamanlar ticari gemi inşa sektöründe liderdi, fakat son yirmi yılda Çin Komünist Partisi, gemi inşasına büyük yatırımlar yaparak ve yağmacı ticaret uygulamalarına girişerek küresel ticaretin tüm yelpazesine hakim olmak için kapsamlı bir strateji yürürlüğe koydu,” açıklamasını yaptı.

Sendika, Biden yönetimiyle yerel tedarik zincirlerini yeniden büyütmek için çalışmaktan ‘gurur duyduğunu’ ve şimdi ‘ticari gemi inşa endüstrimizi canlandırarak hem ihtiyaç duyulan malların istikrarlı bir şekilde tedarik edilmesini sağlamak hem de iyi, toplumu destekleyen işler yaratmak’ istediğini sözlerine ekledi.

Amerikan çelik endüstrisi, Japon Nippon Steel’in merkezi Pittsburgh’da bulunan US Steel’i 14,9 milyar dolara satın almasının ardından 2024 başkanlık seçimlerinde siyasi bir konu haline geldi. USW de Nippon Steel anlaşmasına karşı çıkıyor.

USW’nin dilekçesinde Çinli gemi yapımcılarının, devlet bankası kredilerinden vergi indirimlerine kadar uzanan ayrıcalıklı finansman da dahil olmak üzere korumacı hükümet politikalarından faydalandığı iddia edilecek.

Dava hakkında bilgi sahibi olan bir kişi, USW’nin ABD gemi inşasının yeniden canlandırılmasına yardımcı olacak bir fon oluşturmak için Çin yapımı gemilere liman ücreti uygulanması da dahil olmak üzere yardım tedbirleri önereceğini söyledi.

Dilekçede ayrıca, eleştirmenlerin ABD için ‘ulusal güvenlik’ riski oluşturduğunu söylediği, küresel tedarik zinciri lojistiği hakkında veri sağlayan Çinli bir yazılım platformu olan Logink hakkındaki endişeler de dile getirilecek.

Dava hakkında bilgi sahibi olan kişi, “ABD askeri kargosunun yüzde doksanı ticari gemilerle seyahat ediyor ve ÇKP bu malların yerini ve varış noktasını biliyor. Logink, ÇKP’nin ulusal hakimiyet ve güce yönelik genel stratejisinin bir parçasıdır,” iddiasında bulundu.

ABD Ulaştırma Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Çin’in Logink’in kritik liman altyapısında kullanımını kolaylaştıran veri standartlarını zorladığını ve büyük olasılıkla Pekin’e ‘hassas lojistik verilerine’ erişme veya bunları toplama olanağı sağladığını ileri sürdü. 

AMERİKA

Pentagon: Ukrayna’da yolsuzluk oranı Avrupa’nın en yükseği

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Genel Müfettişi Robert Storch, Kongre’ye sunduğu raporda Ukrayna’daki yolsuzluğun Avrupa’daki en yüksek oranlardan biri olmaya devam ettiğini belirtti.

Raporda, “Ukrayna’da yolsuzluk algısı 2013’ten bu yana azalmış olsa da ülke hükümeti Avrupa’nın en az şeffaf ülkelerinden biri olmaya devam ediyor,” ifadelerine yer verildi.

Mevcut çatışmanın Ukrayna Savunma Bakanlığı’nda yolsuzluk, rüşvet, komisyon ve özellikle ölümcül teçhizatın tedarik maliyetinin şişirilmesi konusunda fırsatlar yarattığına işaret eden Storch, gizlilik uygulamaları nedeniyle şeffaflığa mahal verilmediğini kaydetti.

Şubat ayında Ukrayna’nın baş denetçisi Alla Basalayeva, ülkede yolsuzluğun arttığına dikkat çekmiş ve ülkedeki pek çok kişinin savaşı para kazanmanın bir yolu olarak algıladığı için kamu ihalelerindeki ihlallerin sayısı son iki yılda arttığını söylemişti.

Savunma Bakan Yardımcısı Yuriy Dıjgir ise bakanlığın 2023 yılının son çeyreğinde 270 milyon dolardan fazla mali ihlal tespit ettiğini itiraf etti.

Ayrıca bu yılın başlarında Ukrayna Devlet Soruşturma Dairesi, eski Savunma Bakanı ve beraberindeki bir yetkili hakkında bir dava açtı. Söz konusu yetkililer, zimmetlerine yaklaşık 950 milyon grivna (25 milyon doların üzerinde) geçirmekle suçlanıyorlar.

Ocak ayında Ukrayna basınında bakanlık yetkilileri ve silah şirketi Lviv Arsenal’ın yöneticilerinin arandığına dair haberler çıktı. Soruşturmaya göre yetkililer, mermi alımından yaklaşık 1,5 milyar grivna (yaklaşık 40 milyon dolar) çalmışlardı.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD İçişleri Bakanlığının Yahudi çalışanı, Gazze siyasetine tepki göstererek istifa etti

Yayınlanma

ABD’de bir içişleri bakanlığı çalışanı, Biden yönetiminin, İsrail’in Gazze işgaline verdiği desteği protesto etmek için kamuoyu önünde istifa eden ilk Yahudi isim oldu.

İçişleri Bakanlığı’nda özel kalem müdürü olarak görev yapan Lily Greenberg Call, Joe Biden’ı ABD’nin çatışmadaki politikasını meşrulaştırmak için Yahudileri kullanmakla suçladı.

Call, hem Biden’ın hem de Kamala Harris’in başkanlık kampanyalarında çalışmış ve hükümete katılmadan önce Washington’da ve başka yerlerde uzun süredir İsrail için çalışan bir aktivistti.

Call, Biden yönetiminin Gazze’de yedi aydır devam eden İsrail savaşına verdiği askeri ve diplomatik desteği protesto etmek amacıyla istifasını kamuoyuna açıklayan en az beşinci orta ya da üst düzey yönetim çalışanı oldu.

İstifa mektubunda, ülke için vizyonunun çoğunu paylaştığına inandığı bir yönetime katılmaktan duyduğu heyecanı anlattı ve “Fakat, artık vicdanen bu yönetimi temsil etmeye devam edemem,” diye yazdı.

Associated Press’e (AP) verdiği bir mülakatta Call, Biden’ın Beyaz Saray’daki Hanuka etkinliğinde, “İsrail olmasaydı, dünyada güvende olan bir Yahudi olmazdı” ve geçen hafta Washington’daki Holokost Anıtı’nda düzenlenen bir etkinlikte savaşı tetikleyen 7 Ekim’deki Hamas öncülüğündeki saldırıların “Yahudi halkını yok etmeye yönelik kadim bir arzudan” kaynaklandığını söylediği yorumlarına işaret etti.

Call, “[Biden] Yahudileri Amerikan savaş makinesinin yüzü haline getiriyor ve bu son derece yanlış,” dedi ve atalarının ‘devlet destekli şiddet’ tarafından öldürüldüğünü savundu.

Call, savaşın geneli ve ABD’nin savaşa verdiği destekle ilgili olarak, “Bence Başkan, yönetiminde bunun felaket olduğunu düşünen insanlar olduğunu bilmeli. Sadece Filistinliler için değil, İsrailliler için, Yahudiler için, Amerikalılar için, seçim beklentileri için de felaket,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

İsrailli tarihçiye, FBI’dan “Hamas” sorgusu

Yayınlanma

İsrailli tarihçi Profesör Ilan Pappé, ABD’nin Detroit Metropolitan Havaalanı’nda “Hamas destekçisi” olduğu iddiasıyla Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından 2 saat sorguya çekildiğini belirtti.

Hayfa doğumlu tarihçi Ilan Pappé, Facebook hesabından havaalanındaki sorguya ilişkin açıklamalarda bulundu. FBI çalışını iki kişi tarafından Detroit Metropolitan Havaalanı’na vardığında 2 saat sorgulandığını ve sorgu sırasında telefonunun elinden alındığını anlatan Pappé, sorular karşısında şaşkınlığa uğradığını belirtti.

Pappé, “‘Hamas destekçisi misin? İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığını düşünüyor musun? Çatışma için çözümün nedir?’ gibi sorular sordular” ifadesini kullandı.

Ilan Pappé: İsrail demokratikleştirilemez, Filistin’in tamamı dekolonize edilmelidir

FBI’ın, ABD’deki Arap ve Müslüman arkadaşlarının kimler ve ne kadar yakın olduklarını sorduğunu aktaran Pappé, FBI çalışanlarının, İsrailli yetkililer olduğunu düşündüğü kişilerle uzun süre telefonda konuştuklarını söyledi. Pappe, telefonundaki bütün bilgilerin kopyalandıktan sonra gitmesine izin verildiğini kaydetti.

Pappe İsrail’in kuruluş mitlerine yönelttiği eleştirilere öne çıkan İsrail’deki Yeni Tarihçiler grubunun önde gelen isimlerinden biri.

2008 yılında İsrail’den ayrılan ve Exeter Üniversitesi’nde görev yapan Profesör Ilan Pappé, 8 Mart’ta, merkezi İngiltere’de bulunan İslami İnsan Hakları Komisyonunda, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının “Filistin tarihinin en karanlık anı olabileceğini” belirterek, “Yaşananlar, tarihe siyonist projenin sonunun başlangıcı olarak geçecek” demişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English