Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD ekonomisi yüzde 2,9 büyüdü, ekonomistler ‘sevinmeyin’ diye uyardı

Yayınlanma

ABD ekonomisi, 2022 yılının 4. çeyreğinde yüzde 2,9 büyümesine rağmen, birçok ekonomist bir yavaşlamanın yaklaştığını söylüyor.

2022’de yüzde 2,1 büyüyen ABD ekonomisi, ülkenin durgunluğun eşiğinde olabileceği yönündeki uyarılara rağmen altı aylık istikrarlı bir büyüme kaydetti.

Ülke ekonomisi, Ekim ve Aralık ayları arasında art arda bir çeyrek daha istikrarlı büyüme kaydetti ve ekonomik aktivite yıllık yüzde 2,9 oranında arttı. Yine de Ekonomik Analiz Bürosu Perşembe günü yaptığı açıklamada, rakamın bir önceki çeyrekteki yüzde 3,2’lik büyümeden bir soğuma olduğunu söyledi.

The Washington Post analizine göre, son rakamlar, “ABD Merkez Bankası’nın enflasyonu kontrol etmeye yönelik agresif çabaları tarafından yumuşatılmış, dirençli ancak yavaşlayan bir ekonomiye” işaret ediyor. ABD Merkez Bankası faiz oranlarını geçen yıl yedi kez artırmıştı.

Açıklanan bu oran artışlarının bir kısmının caydırıcı bir etkiye sahip olsa da – en önemlisi konut piyasasında – ekonomistler, enflasyonun normale dönmesinin aylar alabileceğini söylüyor. Birçok büyük banka bu yıl ekonomik bir gerileme öngörüyor.

‘Ekonomi düzlüğe çıkmadı’

SMBC Nikko Securities America’nın baş ekonomisti Joseph LaVorgna Washington Post’a yaptığı değerlendirmede, büyüme görülse de bunun ekonominin düzlüğe çıktığı anlamına geleceğini düşünmenin doğru olmadığını söyledi.

Yıl ortasında bir resesyon bekleyen Joseph LaVorgna, “Hepsi aynı yönü gösteren birçok değişken var: Bir konut durgunluğu var. Üretim durgunluğa yaklaşıyor gibi görünüyor. Geçici işe almada zayıflık görüyoruz. Ve Fed’in tüm faiz artırımlarının tüm etkilerini hissettiğimiz şüpheli” dedi.

2022’nin son çeyreğinde, sağlık ve kamu hizmetleri gibi hizmetlere yönelik devam eden tüketici harcamaları, ABD ekonomisinde üretilen mal ve hizmetleri özetleyen GSYİH okumasının yükselmesine yardımcı oldu. Federal hükümet harcamalarındaki artış da bu yükselmeye katkıda bulundu. Ancak hızla soğuyan konut piyasası, özellikle müstakil evlerin inşaatındaki düşüş ve ihracattaki düşüş ekonomiyi aşağı çekti. Tüketici harcamaları darbe aldı. İşten çıkarma duyuruları oldukça sarsıcı oldu.

İşten çıkarmalar ve konut piyasası krizi

Microsoft, Amazon ve Salesforce dahil olmak üzere ülkenin en büyük teknoloji firmaları son haftalarda binlerce işten çıkarma duyurdu. Bu kesintiler henüz daha geniş istihdam piyasasına yansımamış olsa da ekonomistler, yavaşlayan işgücü piyasasının ailelerin alımları geri çekmeye başlamasına yol açabileceğinden ve bunun da ekonomiyi daha da köreltebileceğinden endişe ediyor.

The Washington Post’a konuşan ekonomistler, halihazırda serbest düşüşte olan konut piyasasının, işten çıkarılan işçilerin yeni iş bulamamaları ve evlerini satmak zorunda kalmaları halinde ek bir kargaşayla karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Genel konut yatırımları 2022’de yaklaşık yüzde 20 düştü ve yeni ev inşaatı 2009’dan bu yana ilk yıllık düşüşünü kaydetti.

Bu arada, Ulusal Emlakçılar Birliği’ne göre ev satışları, yüksek borçlanma maliyetlerinin bir sonucu olarak 11 ay boyunca düştü. Ortalama ipotek oranları geçen yıl iki kattan fazla artarak yüzde 3’ten yüzde 7’ye çıktı ve bu da ev sahibi olmayı müstakbel alıcılar için önemli ölçüde daha pahalı hale getirdi.

Sonbaharda 50 çalışanından 10’unu işten çıkaran CEO Marc Russo, “Ülkedeki en hızlı pazarlardan biriydik – insanlar evlerini satmamız için bize yalvarıyordu – ve sonra aniden durdu. Faiz oranlarının sekiz ay içinde üç katına çıkacağını kimse tahmin edemezdi” dedi.

En son gayri safi yurtiçi hasıla okuması, iki yıllık şiddetli dalgalanmaların ardından salgın öncesi büyüme oranlarına dönüşü işaret ediyor. ABD ekonomisi, bir önceki yıl yüzde 3,4 küçüldükten sonra 2021’de yüzde 5,7 gibi büyük bir büyüme kaydetti.

Daha genel olarak ise, ABD ekonomisi her yıl yüzde 1,5 ile yüzde 2,9 arasında büyüdü. 2022 büyümesi tam anlamıyla bu aralıkta yer alsa da ekonomistler, bu ortalamanın gerisinde kalan dalgalı rakamların (iki çeyrek daralma ve ardından iki çeyrek genişleme) olumlu bir gidişatı yansıtmadığını söylüyor.

AMERİKA

ABD Temsilciler Meclisi’nden Biden yönetimine ‘YouTube’a sansür’ tepkisi

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Adalet Komisyonu Başkanı Jim Jordan, Başkan Joe Biden yönetimini Kovid-19 salgınıyla ilgili video paylaşım platformu YouTube’un sahibi olan teknoloji devi Google’a baskı yaptığını belirtti.

Sosyal medya platformu X’te (eski adıyla Twitter) yayımladığı mektupta Jordan, “Beyaz Saray’ın Google’dan defalarca YouTube’daki içeriği sansürlemesini talep ettiğini biliyoruz,” ifadelerini kulandı.

Ayrıca Jordan, Biden liderliğindeki Beyaz Saray’ın X ve Facebook’a sansürü artırmaları konusunda baskı yaptığını kaydetti.

Jordan’a göre, içerik Kovid-19 hakkındaki yanlış bilgilerle mücadele etmek ve aşı kampanyasını teşvik etmek için sansürlendi. Jordan, Fox Business‘ın bir haberine atıfta bulunarak, YouTube etkileşim kampanyasının eski Beyaz Saray dijital strateji şefi Rob Flaherty tarafından yönetildiğini ve Flaherty’nin şu anda ‘Biden’ın 2024 yeniden seçim kampanyası için Biden’ın kampanya müdür yardımcısı’ olduğunu anımsattı.

17 Nisan’da Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk, ABD yetkililerinin Twitter’da olup biten her şeye tam erişimi olduğunu açıklamıştı. Musk, daha sonra yetkililerin özel mesajlara da erişimi olduğunu doğrulamıştı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Venezuela’dan ABD’ye ‘yasaklı muhalefet’ tepkisi

Yayınlanma

Venezuela hükümeti, ABD’yi ülkeye yönelik tüm yaptırımları kaldırmaya çağırırken, muhalefetle imzalanan Barbados anlaşmasının herhangi bir şekilde ihlal edilmediğini de vurguladı.

Bu açıklama, Washington’un Venezuelalı muhalefet liderlerine yönelik siyasi yasakları kaldırmaları için belirlediği 30 Kasım tarihine yanıt olarak geldi. ABD’li yetkililer aksi takdirde son dönemde alınan yardım tedbirlerinin geri alınacağı tehdidinde bulundu.

Çarşamba günü Caracas’ta farklı ekonomik sektörlerin temsilcileriyle bir araya gelen Devlet Başkanı Nicolás Maduro, “Venezuela bir bütün olarak, oybirliğiyle, ekonomisine yönelik tüm yaptırımların kalıcı olarak kaldırılmasını ve ABD ile Venezuela arasında saygı ve işbirliğine dayalı yeni bir ilişki döneminin başlatılmasını talep ediyor,” dedi.

Maduro, Venezuela’nın tüm siyasi, dini, ekonomik, kültürel ve toplumsal kesimleri arasında ABD yaptırımlarının oybirliğiyle reddedildiğini vurgularken, Ayrıca ülkenin dokuz çeyrek üst üste ekonomik büyüme kaydettiğini açıkladı.

Washington 2017’den bu yana Venezuela ekonomisinin her sektörünü, özellikle de mali yaptırımlar ve ihracat ambargosu altına alınan ülkenin ana dış gelir kaynağı olan petrol endüstrisini hedef alıyor. Venezuela devlet petrol şirketi PDVSA, üretimini toparlamak için zorlu bir mücadele vermeye devam ediyor.

Fakat Washington’un 18 Ekim’de ülkenin petrol, gaz, altın ve bankacılık sektörlerine yönelik bazı tedbirleri geçici olarak kaldırmasıyla Caracas biraz rahatladı. ABD’nin küresel enerji kaygıları bağlamında alınan bu karar, Maduro hükümeti ile ABD destekli muhalefet arasında Barbados’ta imzalanan seçim anlaşmasının ardından geldi.

Barbados Anlaşması, 2024 başkanlık oylaması için ‘her siyasi aktörün başkanlık seçimi için adayını özgürce ve kendi iç mekanizmalarına göre seçme hakkı’ da dahil olmak üzere koşulları belirlerken, sürecin ‘[Venezuela] Anayasası ve yasalar uyarınca’ yürütüleceğini açıkça ifade ediyor.

Bununla birlikte anlaşma, halihazırda siyasi görevde bulunmaları yasak olan muhalif siyasetçilere yönelik herhangi bir yasağı kaldırmadığı gibi hükümetin bu konuda harekete geçmesi için bir son tarih de belirlemiyor.

22 Ekim’de ABD destekli bazı siyasi örgütlerin düzenlediği ön seçimlerde, rejimi değiştirme çabalarındaki rolü nedeniyle 15 yıl siyasi yasak cezası alan sağcı siyasetçi María Corina Machado büyük bir zafer kazandı.

Ön seçim süreci aynı zamanda katılım rakamlarının manipüle edildiği iddiasıyla da tartışmalara yol açmış, Venezuela Yüksek Mahkemesi Seçim Şubesi, muhalefet milletvekili José Brito’nun verdiği önerge üzerine seçimi askıya almış ve bir soruşturma başlatılmasını emretmişti.

Fakat Machado’nun zaferi ABD’li yetkililerin baskısını artırdı ve Beyaz Saray’ın Latin Amerika Başdanışmanı Juan González, Washington’un 30 Kasım’ı yasaklı muhalif adayların görevlerine iade edilmesi için son tarih olarak belirlediğini, aksi takdirde yaptırımların kaldırılması sürecinin geri çekileceğini iddia etti. Bu tehdit daha önce de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından dile getirilmişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’de ‘gig çalışanlar’ sektörü büyüyor

Yayınlanma

Kayıt dışı işlerin yaygınlığına ışık tutan yeni bir araştırmaya göre milyonlarca Amerikalı, hükümetin resmi istatistiklerinde istihdam edilmiş olarak sayılmadığı halde gündelik işler yapıyor.

Araştırma, geleneksel iktisadi verilerin işaret ettiğinden daha fazla Amerikalı çalışmaya açık olduğuna işaret ediyor gibi görünüyor. Bu durumda, iş piyasası göründüğünden daha az ‘sıkı’ olabilir; yani, daha yüksek maaşlı, daha istikrarlı iş fırsatlarına açık daha fazla işçi olduğu düşünülüyor.

İşsizlik oranının dayandığı Cari Nüfus Anketinde (CPS) gündelik işler yapan kişiler bunu düzgün bir şekilde bildirmiş olsalardı, istihdam edilmiş sayılan yetişkinlerin payının yüzde 5,1 daha yüksek olacağı hesaplanıyor.

İbrani Üniversitesi İşletme Fakültesinden Anat Bracha ve Boston Fed’den Mary A. Burke tarafından bu ayın başlarında bir konferansta sunulan bir makaleye göre daha muhafazakâr tahminler kullanıldığında, istihdamın nüfusa oranı 2015’ten 2022’ye kadar yüzde 0,25 ila 1,1 puan daha yüksek oluyor.

Yazarlar, anketlerde sayılmayan ‘gig çalışanlarının’ orantısız bir şekilde daha yaşlı olduğunu, engelli olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ve birincil gelir kaynağı olarak gündelik iş yapma olasılıklarının daha düşük olduğunu tespit etti.

Bracha ve Burke, bu ankette çalışmadığını söyleyen kişilerin ne kadarının aslında çalışmadığını araştırmak için yeni bir yaklaşım benimsedi.

Ayrı bir anket olan New York Fed Tüketici Beklentileri Anketini kullanarak, resmi istatistiklerde işsiz ya da işgücü dışında olarak sınıflandırılacak kişileri belirlemek için önce CPS ile aynı soruları dile getirdiler. Daha sonra bu kişilere üstlenmiş olabilecekleri belirli ücretli faaliyetleri (ev temizliği, Uber için şoförlük vb.) sordular. Bu cevaplar, iş karşılığında para kazanan fakat ilk sorulduğunda bu şekilde cevap vermeyen Amerikalıları ortaya çıkardı.

Bracha ve Burke, “İşgücü piyasasındaki gevşeklikle ilgili olarak gig çalışma hakkında farklı düşünmek için nedenler var; çünkü geleneksel işverenler tarafından kullanılabilecek gizli bir işgücü arzına işaret ediyor,” diye yazıyor.

Araştırmacılar, ankete katılan birçok gig işçisinin, yarı zamanlı ya da tam zamanlı bir işe ek olarak ve genellikle çok düşük bir ücret karşılığında ek saatlerde çalışmayı tercih ettiklerini ortaya koyduğunu belirtiyorlar.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English