Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD Temsiciler Meclisi’nden Ukrayna’ya yardım yerine kredi ve land-lease teklifi

Yayınlanma

Cumhuriyetçi ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, Ukrayna’ya kredi, ödünç verme-kiralama (land-lease) programı ya da Rusya’nın Batı’da dondurulan egemen varlıklarının Kiev’e fiilen transferi şeklinde yardımın yeniden başlatılmasından yana olduğunu söyledi.

The Hill gazetesinin haberine göre Johnson, çarşamba günü Senato’nun Cumhuriyetçi üyelerine Temsilciler Meclisi’nin Kiev’e yardımın devamını öngören tasarıyı yakın gelecekte onaylamasını beklediğini belirtti.

Ancak Johnson, senatörleri belgenin geçen ay Kongre’nin üst kanadı tarafından kabul edilen ve ABD federal bütçesinden Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a yardım için 95 milyar dolar ayrılmasını öngören versiyondan kayda değer ölçüde farklı olacağı konusunda uyardı.

ABD hükümeti hiyerarşisinde en önemli üçüncü makamda bulunan Johnson, ‘Amerikalı vergi mükelleflerinin on milyarlarca dolar ödemek zorunda kalmaması için bir kredi ya da ödünç verme-kiralama programından’ bahsettiğini belirtti.

Haberde ayrıca, Johnson’ın Kiev’e yardım etmek üzere bir fon oluşturmak amacıyla Rusya’nın dondurulan varlıklarına el konulması olasılığından da söz ettiği kaydedildi.

Bununla beraber Johnson’ın girişimlerini, ABD yönetiminin bazı kurumlarının finansmanının devamını sağlamaya yönelik çalışmaların tamamlanmasının ardından değerlendirmeye başlamayı planladığı da öne sürülüyor.

Washington yönetimi, hükümet finansmanının kısmen askıya alınmasını önlemek için bu bütçe tasarıları üzerinde çalışılmak ve en geç 22 Mart’a kadar Kongre tarafından kabul edilmek zorunda.

ABD yönetimi daha önce Kongre’ye, ABD’de 1 Ekim’de başlayan 2024 mali yılında, öncelikle İsrail ve Ukrayna’ya yardım sağlamak ve Asya-Pasifik bölgesinde Çin ve Rusya’ya karşı koymak için ek bütçe tahsisatı talebi göndermişti.

Demokrat Partili ABD Başkanı Joe Biden başkanlığındaki yürütme organı, bu amaçlar için toplamda yaklaşık 106 milyar dolar almak istiyor.

Talebin ve alternatif tasarıların akıbeti belirsizliğini koruyor. Temsilciler Meclisi ve Senato’daki bazı Cumhuriyetçiler geçtiğimiz aylarda Kiev’e mali desteğin sürdürülmesine karşı çıkmışlardı. Johnson, Ukrayna’ya daha fazla yardımı ABD’nin güney sınırında daha sıkı kontrollere bağlama niyeti konusunda sürekli olarak uyarıda bulunmuştu.

Geçen ay Senato, bazı Cumhuriyetçilerin de desteğiyle Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95 milyar dolar yardım öngören alternatif bir tasarıyı kabul etmişti. Ancak bu paket tasarı ABD’nin güney sınırındaki kontrol tedbirlerinin sıkılaştırılmasına ilişkin hükümler içermiyor.

Sistem açısından önemli her iki partinin Kongre liderlerinin 27 Şubat’ta Biden ile gerçekleştirdikleri toplantının sonunda basın mensuplarına konuşan Johnson, Kiev’e mali ve askeri desteğin yeniden başlatılması da dahil olmak üzere ‘Temsilciler Meclisi’nin aktif olarak tüm olası seçenekleri araştırdığı ve incelediği’ güvencesini vermişti.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English