Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD Uzay Kuvvetleri Çin’in ‘akıl almaz’ kabiliyet artışı konusunda uyardı

Yayınlanma

ABD Uzay Kuvvetleri Komutanı, Çin’in uzaya “akıl almaz” bir hızla askeri yetenekler yerleştirdiği ve bunun yörüngede savaş riskini önemli ölçüde artırdığı uyarısında bulundu.

ABD ordusunun uzaydaki Amerikan çıkarlarını korumakla görevli yeni oluşturulan gücünün uzay operasyonları başkanı General Chance Saltzman, “[Çin’in] yarattığı farklı uzay silahı kategorilerinin sayısı ve … bunu yapma hızları çok tehdit edici” dedi.

Financial Times’a konuşan Saltzman, Çin ve Rusya gibi güçlerle uzayda çatışma potansiyeli ve caydırıcılık kabiliyetlerini geliştirmek için Avrupalı müttefiklerle işbirliği yapma ihtiyacı konusunda farkındalık yaratmak amacıyla çıktığı Avrupa turu sırasında konuştu.

“Şu anda ABD’de bir uzay gücüne sahip olmanızın nedenlerinden biri, son 20 yılda [Rusya ve Çin’in] uzayda savaşma yeteneğini geliştirmiş ve göstermiş olmasıdır” dedi. Uzay Kuvvetleri 2019 yılında, önümüzdeki hafta yeniden seçilmek için yarışan dönemin başkanı Donald Trump tarafından kurulmuştu.

ABD ordusu iletişim ve füze hedefleme için uzun zamandır uzay tabanlı varlıklar kullanıyor. Çin için uzay, ABD ordusunun geleneksel güçlerinden birini riske atma arayışında giderek daha önemli bir alan haline geldi.

Pekin, giderek daha sofistike hale gelen uzay programının diğer ülkeler için herhangi bir tehlike oluşturduğu iddialarını reddetti. Dışişleri Bakanlığı bu yıl Washington’u “ABD’nin uzaydaki güçlerini genişletmesi ve askeri hegemonyasını sürdürmesi için bir bahane” olarak “Çin’i sürekli olarak abartarak” bir tehdit olarak göstermekle suçladı.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 2015 yılında başlattığı geniş çaplı askeri reformların bir parçası olarak uzay, bilgi ve siber savaş operasyonlarını Halk Kurtuluş Ordusu’nun yeni bir kolu olan Stratejik Destek Gücü (SFF) altında birleştirdi.

Nisan ayında Xi, uzay, siber ve bilgi operasyonlarını geliştirmek istediğinin bir işareti olarak SSF’yi fesheden ve işlevlerini doğrudan askeri liderliğin kontrolü altına sokan başka bir yeniden yapılanma başlattı.

Hem Rusya hem de Çin, diğer uyduları yörüngeden çıkaracak kancalar ve uzaydaki uyduları ve uzun menzilli balistik füzeleri hedef alabilecek “kinetik öldürme araçları” gibi yeteneklere sahip uyduları test etti.

Saltzman, ABD’nin askeri uzay yetenekleri geliştirme konusunda Avrupalı müttefiklerinden çok ileride olduğunu ancak kıtanın uzay güçleri için “temelleri atmak” istediğini söyledi. Geçtiğimiz yıl İngiliz Hava Mareşali Paul Godfrey, ABD Uzay Kuvvetleri’nin NATO ile olan müttefik ortaklıklarını denetlemek üzere atanmıştı ki bu da ilk kez yüksek rütbeli bir müttefik pilotun ABD ordusuna katılması anlamına geliyor.

Ancak Saltzman kıta genelinde uzay kuvvetleri kurmak için acele edilmemesi konusunda uyarıda bulundu.

“Yeni bir servisi ayırmak ve kurmak yoğun kaynak gerektiriyor. Daha fazla kaynağa sahip olduğumuzu düşündüğümüz Amerika’da bile bunun nelere mal olacağını hafife aldık,” dedi.

Yörüngedeki 46.000’den fazla nesneyi izleyen ABD Uzay Kuvvetleri’nin yaklaşık 10.000 personeli var ama ABD ordusunun en küçük birimi. Subayları “muhafız” olarak biliniyor.

Uzay savunma yeteneklerini geliştirmenin maliyeti, ABD’nin büyük ölçüde özel şirketlere bağımlı olduğu anlamına geliyor ve düzenlemelerin asgari düzeyde kaldığı bir sektörde milyarderlerin gücüne ilişkin endişeleri artırıyor .

Trump’ın önde gelen destekçisi Elon Musk tarafından yönetilen SpaceX, füzeleri takip eden ve istihbarat toplamayı destekleyen alçak Dünya yörüngeli uydular geliştiren Starshield kolu aracılığıyla ABD ordusu ve istihbaratıyla giderek daha fazla çalışıyor.

Bu ay SpaceX, ABD savunma ve istihbarat kurumlarına uzay fırlatma hizmetleri sağlamak üzere 734 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı.

Musk’ın dengesiz davranışlarıyla ilgili endişelere ve milyarderin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le düzenli olarak temas kurduğuna dair haberlere rağmen Saltzman, ABD hükümetinin SpaceX ile işbirliği konusunda hiçbir endişesi olmadığını söyledi.

“Bu [sözleşmeleri] tam olarak tasarlandıkları şekilde yürütecekleri konusunda çok rahatım. SpaceX ile yaptığım tüm görüşmeler son derece profesyoneldi” dedi.

AMERİKA

Trump’ın “51. eyalet” şakası Kanada’yı karıştırdı

Yayınlanma

Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın, başkan seçilen Donald Trump’ın yaklaşan gümrük vergisi tehditleriyle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusundaki uzlaşmaz farklılıkları gerekçe göstererek istifa etmesiyle Kanada siyaseti karıştı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump ile olası bir gümrük vergisi savaşına ilişkin korkularla bağlantılı bir iç siyasi krizle karşı karşıya kalırken, Seçilmiş Başkan, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının “harika bir fikir” olacağını söyleyerek şaka yapınca işler daha da karmaşık hale geldi.

Trump çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Birçok Kanadalı Kanada’nın 51. Eyalet olmasını istiyor. Vergilerden ve askeri korumadan büyük ölçüde tasarruf edecekler. Bence bu harika bir fikir. 51. Devlet!!!” dedi.

Leger tarafından yapılan bir ankete göre Kanadalıların %13’ü ülkenin ABD’nin bir eyaleti olmasını istiyor.

Trump, Trudeau’ya “Kanada Valisi” demişti

Trump aynı şakayı kasım ayı sonlarında Mar-a-Lago tatil köyünde verdiği bir akşam yemeğinde de yapmış ve izleyicilerden kahkahalar yükselmişti.

Fox News’e göre seçilmiş başkan, iki ülkenin birleşmesinin fentanil kaçakçılığı konusundaki endişelerini gidereceğini ve büyük ölçüde ABD’nin güney sınırını etkileyen bir sorun olan yasadışı göç akışını durduracağını öne sürmüştü.

Daha sonra Trump, Truth Social’da yaptığı başka bir paylaşımda da Başbakan Justic Trudeau’yu Kanada’nın “valisi” olarak adlandırmıştı ki bu, normalde ABD eyaletlerinin liderleri tarafından kullanılan bir unvan.

Bakan Freeland, istifadan önce Trudeau ile atıştı

Freeland ve Trudeau, kısa bir süre önce açıklanan iki aylık tatil satış vergisi ve Freeland’ın “maliyetli bir siyasi hile” olarak nitelendirdiği Kanadalılara 250 Kanada doları (168 avro) çek verilmesi konusunda anlaşmazlığa düştü.

Freeland, Trump’ın Kasım ayında yaptığı ülkeye %25 gümrük vergisi uygulama tehdidi bağlamında da Kanada’nın bu tür politikaları kaldırayamayacağını savunuyordu.

Freeland istifa mektubunda, “Ülkemiz ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu da mali barutumuzu bugünden kuru tutmak anlamına geliyor, böylece yaklaşan bir tarife savaşı için ihtiyaç duyabileceğimiz rezervlere sahip olabiliriz,” dedi.

Muhalefetten ve iktidar partisinden erken seçim çağrısı

Kararının, Trudeau’nun bir hafta önce kendisine ülkenin maliye bakanı olarak kalmasını istemediğini söylemesinin ardından geldiğini söyledi. 

Hükümetin bütçesini sunmadan hemen önce gelen bu ayrılış, hükümeti zor durumda bıraktı ve Trudeau ile zaten kırılgan olan Liberal Parti’yi uçurumun kenarına getirdi.

Trudeau’nun partisinin üyeleri onu istifaya çağırırken, Kanada’nın üç muhalefet partisi lideri de pazartesi günü Trudeau’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi.

Muhalefetteki Kanada Muhafazakâr Partisi lideri Pierre Poilievre de erken federal seçim çağrısında bulundu. Kanadalı siyasetçi, “Her şey kontrolden çıkmaya başladı. Bu şekilde devam edemeyiz,” dedi.

Olası Trump vergileri Kanada’yı felç edebilir

Kasım ayında Trump, yasadışı göç ve ABD’deki fetanil kriziyle mücadele etmek gerekçesiyle Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere %25 oranında kapsamlı bir vergi uygulayacağını söylemişti.

Ekonomistler bu tür tarifelerin Kanada ekonomisine önemli ölçüde zarar vereceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin verilerine göre Kanada 2022 yılında ABD ithalatının yaklaşık 437 milyar dolarını gerçekleştirmiş ve aynı yıl ABD ihracatının da en büyük pazarı olmuştu.

Kanada toplam ihracatının yaklaşık %75’ini ABD’ye yapıyor.

Freeland, Trump’ın kasım ayında yaptığı açıklamanın ardından, “ABD’ye sattığımız şeyler gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Onlara petrol satıyoruz, elektrik satıyoruz, kritik mineraller ve metaller satıyoruz,” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile IMF arasında yeni program müzakereleri

Yayınlanma

Arjantin, Uluslararası Para Fonu ile mevcut 44 milyar dolarlık anlaşmanın yerini alacak yeni bir program arayışında.

Bloomberg’in aktardığına göre IMF Baş Sözcüsü Julie Kozack perşembe günü yaptığı açıklamada Javier Milei hükümetinin, selefinden devraldığı anlaşmanın son gözden geçirmelerini tamamlamak yerine yeni bir program üzerinde çalıştığını doğruladı.

Perşembe günü Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Kozack, “Yetkililer yeni bir programa geçmek istediklerini resmen ifade ettiler ve müzakereler şu anda devam ediyor,” dedi.

Arjantin ile IMF arasındaki görüşmeler, Ekonomi Bakanı Luis Caputo’nun ofisinden ve merkez bankasından yetkililerden oluşan bir ekibin bu ayın başlarında fon temsilcileriyle görüşmek üzere Washington’a gitmesinin ardından ivme kazandı.

Arjantin’in bir sonraki IMF programına ilişkin müzakerelerdeki temel soru, kurumun Milei’ye 44 milyar dolarlık yükü devretmenin ötesinde ek finansman sağlayıp sağlamayacağı ve ne kadar sağlayacağı. 

Arjantin lideri bu yılın başlarında 15 milyar doları telaffuz etmiş fakat son zamanlarda bu rakama atıfta bulunmamıştı. Caputo bu hafta yaptığı açıklamada yeni fonların programın bir parçası olmasını beklediğini söyledi.

Kabul edildiğinde bu, ülkenin 1958’den bu yana kuruluşla yaptığı 23’üncü, 2018’den bu yana ise üçüncü program olacak.

IMF’nin Arjantin’deki sicili, on yıllar boyunca yapılan pek çok anlaşmanın ekonomiyi toparlayamaması ve birbiri ardına gelen hükümetlerin küresel borç verici kurumun parasını harcarken program hedeflerini sıklıkla ihlal etmesi nedeniyle kötü.

Milei ve baş müzakerecisi Caputo’nun da IMF ile ilişkileri karışık. Başkan bu yılın başlarında fonun üst düzey yetkililerinden biri olan Rodrigo Valdes’i eleştirmiş, Valdes de müzakerelerden çekilmeyi tercih etmişti.

Caputo da 2018’deki ilk anlaşma sırasında IMF yetkilileriyle kur politikası konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve o dönemde Arjantin’in maliye bakanı olarak kısa bir süre merkez bankası başkanlığı yaptıktan sonra istifa etmişti.

Bu arada IMF yönetimi bu yıl Milei ve Caputo’yu harcamaları kısmak, enflasyonu düşürmek ve ülkenin birçok döviz kuru arasındaki farkı kapatmakla övdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Cumhuriyetçilerin federal fon yasası Kongre’ye takıldı

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi, hükümetin kapanmasına sadece bir gün kala, dün gece federal fonların süresini uzatacak bir tasarıyı kabul edemedi. 

Harcama tedbirinin çökmesi, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın defalarca taktik değiştirmek zorunda kaldığı kaotik bir mücadelenin uzamasına neden oldu.

Trump destekli tasarı, 30’un üzerinde Cumhuriyetçi ve neredeyse tüm Demokratların karşı çıkmasıyla gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Nihai oylamada 235 üye tasarı aleyhinde, 174 üye ise tasarı lehinde oy kullandı; 38 Cumhuriyetçi tasarı aleyhinde, iki Demokrat ise tasarı lehinde oy kullandı.

Cumhuriyetçi muhalefetin düzeyi, Cumhuriyetçi liderlerin tasarıyı başka bir süreç altında gündeme getirmekte zorlanacağına işaret ediyor. 

Johnson başlangıçta Demokrat liderlerle hükümetin finansmanını 14 Mart’a kadar uzatacak yaklaşık 1.550 sayfalık bir tasarı üzerinde anlaşmaya varmıştı. Tasarı, afet yardımı, çiftlik yardımı ve Kongre üyeleri için maaş zammı da dahil olmak üzere partiler üstü yasama öncelikleriyle doluydu. 

Fakat Cumhuriyetçilerin sağ kanadı, Trump’ın milyarder danışmanı Elon Musk’ın özellikle eleştirdiği tasarıya yüklendi ve nihayetinde Trump, tasarıyı engelledi.

Bunun üzerine Johnson tasarıyı yeniden yazmak için kolları sıvadı ve Trump’ın talep ettiği iki yıllık borç tavanı uzatma maddesini ekledi.

Trump NBC’ye verdiği demeçte borç tavanının kaldırılmasını desteklediğini ve bunun gerçekleşmesi için “öncülük etmeye” hazır olduğunu söylemişti.

Trump’ın Kongre’deki en güçlü destekçilerinden bazıları da dahil olmak üzere Cumhuriyetçiler, en azından Demokratlar görevdeyken borç tavanının yükseltilmesine tarihsel olarak karşı çıkmışlardı. Şimdi ise Trump, tavanı tamamen kaldırmaları için onları zorlayacağını söylüyor.

Demokratlar perşembe günü kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda tasarıya karşı çıkma kararı aldılar.

Demokrat Temsilci Jamie Raskin, “Anlaşmada yer alan pek çok önemli şeyi yerle bir eden bu teklifle geri dönmek, özellikle de liderliğimize danışmadıkları için bir hakaret ve aşağılamadır,” dedi.

Gözden geçirilmiş tasarı bazı muhafazakâr bütçe açığı savunucuları için de yetersizdi ve Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Chip Roy tasarıya karşı çıkanlar arasındaydı.

Borç tavanı, ABD Hazinesi tarafından üstlenilebilecek ulusal borç miktarına ilişkin yasal bir sınır ve böylece federal hükümetin halihazırda aldığı borca ek olarak daha fazla borç alarak ne kadar para ödeyebileceğini belirliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English