Bizi Takip Edin

RUSYA

ABD ve Avrupa’dan ‘Wagner’ tepkileri

Yayınlanma

Rusya’da haftasonu yaşanan Vagner gerilimi, ABD ve Avrupa’da da yakından takip edildi.

Gerilimin, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko’nun devreye girmesi ve Vagner şefi Yevgeni Prigojin’in Belarus’a gitmesi ile birlikte şimdilik çözülmesinin ardından batıdan da açıklamalar gelmeye başladı.

ABD’den açıklamalar

Bu kapsamda önce ABD Başkanı Joe Biden ile Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenski arasında yapılan telefon görüşmesini saymak gerekiyor. Zelenski ve Biden, Twitter’da yaptıkları paylaşımda Rusya’da yaşanan süreçleri ele aldıklarını belirttiler. İkili, “Uluslararası düzen yeniden tesis edilene kadar dünya Rusya’ya baskı yapmalıdır,” dedi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre ise liderler ‘Rusya’daki kargaşayı’ ve Ukrayna’nın devam eden karşı saldırısını ele aldılar ve Biden, “devam eden güvenlik, ekonomik ve insani yardım da dahil olmak üzere ABD’nin sarsılmaz desteğini yeniden teyit etti.”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da CBS’in ‘Face the Nation’ programına verdiği demeçte Vagner isyanının ‘Putin’in liderliğinin cephesindeki çatlakları’ gösterdiğini savundu.

Blinken ayrıca isyanın ülkenin istikrarı hakkında ‘derin soru işaretleri uyandırdığını’ ileri sürdü.

Blinken, “Bunun nereye varacağını tam olarak tahmin edemeyiz veya bilemeyiz. Putin’in önümüzdeki haftalarda ve aylarda yanıtlayacağı daha çok şey olduğunu biliyoruz,” ifadelerini kullandı.

AB: Yarattığı canavar şimdi Putin’i ısırıyor

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Vagner’in isyan girişiminin Rusya’nın askeri gücündeki çatlakları gösterdiğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Wagner’le bir canavar ortaya çıkardığını savunan Borrell, Prigojin için, “Putin’in Wagner ile oluşturduğu canavar şimdi onu ısırıyor, canavar sahibine karşı hareket ediyor,” iddiasında bulundu.

Borrell, “Rusya gibi bir nükleer gücün siyasi istikrarsızlık dönemine girebileceğini görmek iyi bir şey değil,” diyerek AB’nin Ukrayna’yı her zamankinden daha fazla desteklemesi gerektiğini savundu.

Stoltenberg: Moskova stratejik hata yaptı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Vagner isyanının, Moskova’nın Ukrayna’ya savaş açarak stratejik bir hata yaptığını ortaya koyduğunu söyledi.

Stoltenberg, “Hafta sonu yaşanan olaylar Rusya’nın iç meselesi ve Putin’in Kırım’ı yasa dışı ilhakı ve Ukrayna’ya karşı savaşla yaptığı büyük stratejik hatanın bir başka göstergesi,” dedi.

NATO Genel Sekreteri, Rusya saldırısını sürdürürken, ittifakın Ukrayna’ya desteğini sürdürmesinin daha da önemli olduğun vurguladı.

Almanya: Rusya’nın içişlerine karışmıyoruz

Almanya’da trafik lambası koalisyonunun Yeşil Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’a göre Rusya’daki durum tamamen belirsizliğini koruyor.

Baerbock, Lüksemburg’da AB dışişleri bakanlarının istişareleri öncesinde yaptığı açıklamada, “Bu Rusya’daki bir iç iktidar mücadelesiyle ilgili ve biz buna karışmıyoruz,” dedi.

“Orada ne olduğu hala belirsiz,” diyen Baerbock, yaşananların ‘açıkça Rus gösterisinde sadece bir perde’ olduğunu belirtti.

Öte yandan SPD’li Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Michael Roth, Putin’in Vagner ayaklanmasıyla zayıfladığını düşünüyor ve sert bir tepki vermesinden korkuyor.

SPD’li siyasetçi, “Putin’in artık durumu kontrol edememesi onun için bir aşağılanma oldu. Hem de dünya kamuoyunun ve Rus halkının gözleri önünde. Bu bir diktatör için zaten zor bir durum,” ifadelerini kullandı.

Roth, tüm yaşananlara tepki olarak Rusya’da bir ‘Stalinleşme’ yaşanabileceğinden korkuyor ve ekliyor: “Bu, muhaliflerin artık daha çabuk saf dışı bırakılabileceği anlamına geliyor. Ya hapse atılacaklar ya da muhtemelen öldürülecekler.”

CDU/CSU parlamento grubunun dış politika sözcüsü Roderich Kiesewetter Tagesspiegel’e verdiği demeçte, “Putin artık iç politikada gücünü gösterecektir. Ukrayna’ya karşı savaşı yoğunlaştıracak, şimdiye kadar olduğundan daha da acımasız hale getirecektir,” iddiasında bulundu.

Yine Tagesspiegel’e konuşan FDP dış politika uzmanı Ulrich Lechte ise Putin’in Cumartesi gününden bu yana ‘istikrar kazandığını’ söyledi. Lechte, “Putin’in zayıflık imajını düzeltmek için terör rejimini genişletmesinden korkulmalı,” derken, Yeşiller’den dış politika uzmanı Jürgen Trittin, Rusya’nın ‘paralı bir güç tarafından şantaja uğramasını oldukça endişe verici’ olarak nitelendirdi. Trittin’e göre ABD dahil hiç kimse böyle bir tırmanışa hazırlıklı değildi.

Avusturya tedirgin

Vagner isyanının belirsiz sonuçları nedeniyle diğer AB ülkeleri de tedirgin görünüyor.

Cumartesi günkü isyan, Viyana’da acil bir toplantıyı tetikledi. Üst düzey politikacılar Pazar günü olayın Avusturya için sonuçlarını ele almak üzere bir kriz oturumu için bir araya geldi.

Şansölye Karl Nehammer toplantı öncesinde yaptığı açıklamada Rusya’nın ‘nükleer silahlarının yanlış ellere geçmemesi gerektiğini’ söyledi. Olaylar karşısında Avusturya polisi Viyana’da Rusya bağlantılı çeşitli kuruluşların bulunduğu yerlerde güvenliği artıracak.

Nehammer henüz somut bir tehdit olmadığını ancak hükümetin ‘Rusya’daki bir iç çatışmanın Avusturya topraklarında yaşanmasına’ izin vermeyeceğini de sözlerine ekledi.

Muhalefet partilerinin de katılacağı ulusal güvenlik konulu bir toplantıya bu hafta ev sahipliği yapılması planlanıyor. Bunun yapılması ilk olarak ‘yeni merkez sol’ SPÖ lideri Andreas Babler tarafından talep edildi.

Babler Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Rusya’daki mevcut durum kafa karıştırıcı ve tehlikeli, Avusturya ve Avrupa’nın güvenliği üzerindeki potansiyel etkisi hesaplanamaz,” dedi.

İtalya: Rusya’ya karşı değiliz

Vagner isyanı hakkında değerlendirmede bulunan İtalya’nın Forza Italia mensubu Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, “Müdahale etmek bizim elimizde değil. Nasıl ki Rusya’nın bir ülkenin iç işlerine karışamayacağını söylüyorsak, biz de karışamayız,” dedi.

“Biz Rusya’ya savaş açmadık. Rusya’ya karşı değiliz, şu anda Federasyonu yöneten Putin’in uluslararası hukuku ihlal etmesine itiraz ediyoruz,” diyen Tajani, Ukrayna’ya yaptıkları askeri yardımın ‘yalnızca bu ülkenin kendisini savunmasına yardımcı olmak’ amacıyla yapıldığını savundu.

Başbakan Giorgia Meloni de “Rusya’da son saatlerde olup bitenlerle ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Rusya Federasyonu içinde son aylarda görülen bazı propagandalarla bir şekilde çatışan bir kaos durumunun farkındalığı söz konusu,” dedi.

Meloni, “Eğer Ukraynalılara yardım etmemiş olsaydık, bugün çok daha güvensiz bir dünyada yaşıyor olurduk, savaş evimize çok daha yakın olurdu ve askeri açıdan daha güçlü olanlar komşularını rahatça işgal edebilirdi. Biz barışı, istikrarı ve güvenliği savunuyoruz,” diyerek kendisini Ukrayna’ya silah göndererek çatışmanın tırmanmasına destek vermekle suçlayanlara yanıt verdi.

Polonya’da muhalefetten iktidara eleştiri

Polonya’da muhalefet, Prigojin ve Vagner isyanına yetersiz tepki verdiği gerekçesiyle Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) liderliğindeki hükümeti eleştirdi.

Muhalefetteki Sivil Platform (PO) milletvekili Marzena Okła-Drewnowicz, iktidardaki muhafazakar Hukuk ve Adalet (PiS) partisi sözcüsü Radosław Fogiel’e, PiS lideri Jarosław Kaczyński’nin RMF FM radyosuna verdiği mülakata atıfta bulunarak, “Cumartesi sabahı lideriniz, Başbakan Yardımcısı Rusya’da olanlardan bahsetmedi bile,” dedi.

Fogiel eleştirileri reddederek ‘duyguları tırmandırmanın’ faydasız olduğuna işaret etti. Bir siyasetçinin rolünün etrafta koşuşturup ‘alarm’, ‘savaş’ ya da ‘yangın’ diye bağırmak olmadığını söyleyen Fogiel, Okła-Drewnowicz gibi milletvekillerinin bu tür durumlarda devlet organlarının nasıl tepki verdiği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını da sözlerine ekledi.

Hükümet Sözcüsü Piotr Müller, Okła-Drewnowicz’in Polonyalı yetkililerin Rusya’daki gelişmelere yönelik tepkilerini diğer AB ve NATO ülkelerindeki mevkidaşlarıyla istişare edip etmedikleri sorusuna, Başbakan Mateusz Morawiecki’nin Cumartesi günü istişare ettiği liderlerin bir listesini Twitter’dan yayınlayarak yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Duda ise Cumartesi gecesi Ulusal Güvenlik Konseyini (RBN) toplantıya çağırdı. Duda, Rusya’daki durumun izlendiğini ve Polonya’nın güvenliğine yönelik kesinlikle bir tehdit bulunmadığını açıkladı.

Çekya: Rusya’da liderlik değişimi yaşanacak

Çek Dışişleri Bakanı Jan Lipavský Pazar günü yapılan bir kriz masası toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Vagner paramiliter grubunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı kısa süreli bir isyan başlatmasının ‘liderlik değişiminin yolda olduğunu’ gösterdiğini ileri sürdü.

Lipavský, “Muhtemelen Putin’in halefliği için mücadelenin yaklaştığı hatta başladığı sonucuna varabiliriz,” dedi. Rusya’da demokrasinin olmadığını ileri süren Bakan, liderliğin ‘muhtemelen zorla değişeceğini’ söyledi ve güvenlik ortamının her an kötüleşebileceği uyarısında bulundu.

Kriz toplantısına Çek Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Çek Cumhurbaşkanlığı ofisi temsilcileri katıldı.

Öte yandan Çek bakana göre Rusya, Avrupa ve Çek güvenliğini tehdit etmeye devam edecek.

RUSYA

Nabiullina’dan yılbaşı sürprizi: Rusya Merkez Bankası faiz artışına gitmedi

Yayınlanma

Rusya Merkez Bankası, piyasa beklentilerini boşa çıkararak baz faiz oranını yüzde 21’de sabit tuttu. Bu karar, yatırımcıları şaşırtırken faiz artırımı döngüsünün sonlanmış olabileceği yorumlarına yol açtı.

Rusya Merkez Bankası, sürpriz bir kararla baz faiz oranını yüzde 21 seviyesinde sabit tuttu. Bu, piyasalar için büyük bir şok oldu; zira birçok analist, faiz oranının yüzde 23’e hatta yüzde 25’e çıkarılmasını bekliyordu.

Merkez Bankası, ekim ayında oranı yüzde 21’e yükseltirken, daha fazla artışın değerlendirilebileceği yönünde sinyaller vermişti. Ancak bu kez, beklentilerin aksine bir adım attı.

Merkez Bankası kararını, mevcut para politikasının etkilerini göstermeye başlamasıyla gerekçelendirdi. Banka, yıl içinde oranı yüzde 16’dan yüzde 21’e çıkarmış ve borç verme faaliyetinin yavaşladığını gözlemlemişti.

Fakat uzmanlara göre, bu kararda ekonomik baskılar da etkili olmuş olabilir. Rostec Başkanı Sergey Çemyozov, Severstal’ın sahibi Aleksey Mordaşov ve diğer sermayedarlar, faiz oranının yüksekliğinden duydukları rahatsızlığı açıkça dile getirmişlerdi. Bloomberg‘e göre, Başbakan Mihail Mişustin dahil bazı isimler, doğrudan Vladimir Putin’e şikâyette bulunmuştu.

Rusya’da faiz oranı tarihi seviyeye çıkabilir: Yüzde 25 gündemde

Putin, konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada, Nabiullina’nın faiz oranı kararıyla ilgili kendisine önceden bilgi vermediğini ve kararın dengeli olacağını düşündüğünü ifade etti. Bu kararın ardından yatırım bankeri Yevgeniy Kogan, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda, “Bu beklenmedik bir durumdu… Kimse böyle bir hamle beklemiyordu. Biz oranların artacağını ve yüzde 24’e kadar çıkacağını tahmin ediyorduk,” diyerek durumu değerlendirdi.

Merkez Bankası, enflasyonist baskıların azalmadığını kabul ediyor. Ekim-kasım döneminde yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 11,1 olarak gerçekleşti. Çekirdek enflasyon ise yüzde 10,9’a yükselerek, iç talebin güçlü olduğunu ortaya koydu. 16 Aralık itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 9,5 seviyesindeydi. Fakat faiz oranlarının artırılmamasının nedenlerinden biri, borç verme faaliyetlerinin düzenleyicinin beklediğinden daha fazla yavaşlaması oldu.

Merkez Bankası, bu durumu “para politikasının sıkılığı, fiyat artışlarının ve yüksek iç talebin etkilerine rağmen enflasyonu düşürme sürecini destekliyor” şeklinde açıkladı. Fakat banka, enflasyonun “bir süre daha” yüksek kalabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Kredi ve mevduat faiz oranları, Merkez Bankası’nın baz faiz oranından daha hızlı artış gösterdi. Bunun nedenleri arasında riskli borçlulara yönelik kısıtlamalar ve kriz döneminde bankalara tanınan bazı ayrıcalıkların kaldırılması bulunuyor.

Kasım ayında bireysel kredilerde büyüme durdu, kurumsal kredilerde ise önemli bir yavaşlama görüldü. Nabiullina, bu yavaşlamanın enflasyon üzerindeki etkisinin önümüzdeki aylarda daha belirgin hale geleceğini ifade etti.

Rusya Merkez Bankası’ndan rubledeki dalgalanmalara faizle müdahale

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kirillov suikastından sonra FSB’de üst düzey istifa

Yayınlanma

FSB Askeri Karşı İstihbarat Başkanı Nikolay Yuriyev, Korgeneral İgor Kirillov’un Moskova’daki patlamada hayatını kaybetmesinin ardından istifa etti.

Rusya Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB) Askeri Karşı İstihbarat Dairesi Başkanı Nikolay Yuriyev, görevinden ayrıldı.

RBK gazetesinin haberine göre, Yuriyev’in istifası, kısa süre önce Moskova’da bir patlamada hayatını kaybeden Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Savunma birliklerinin komutanı Korgeneral İgor Kirillov’un ölümüyle bağlantılı görünse de kaynaklar bu iddiayı yalanladı.

Kaynaklardan biri, Yuriyev’in istifasının emeklilik gerekçesiyle planlandığını ve bu karara ilişkin resmi kararnameye 16 Aralık’ta, Kirillov’un ölümünden bir gün önce imza atıldığını belirtti.

Aynı kaynak, Yuriyev’in görevden ayrılmasının yaz aylarında kararlaştırıldığını, yardımcılarının ise görevlerine devam ettiğini ifade etti.

Daire başkanının görevleri, geçici olarak yardımcılarından birine devredilirken, yeni bir başkanın henüz belirlenmediği vurgulandı.

Korgeneral İgor Kirillov ve yardımcısı İlya Polikarpov, 17 Aralık sabahı Moskova’da Ryazanskiy Prospekt’te meydana gelen bir patlamada yaşamlarını yitirdi. BBC ve The Wall Street Journal tarafından aktarılan bilgilere göre, patlama Ukrayna Güvenlik Teşkilatının (SBU) düzenlediği özel bir operasyonun parçasıydı.

Rusya Soruşturma Komitesi, olayı terör saldırısı ve cinayet olarak değerlendirerek soruşturma başlattı.

Olayın şüphelisinin Özbekistan vatandaşı olduğu ve kısa süre içinde gözaltına alındığı açıklandı.

Rus General İgor Kirillov’un ölümü

Okumaya Devam Et

RUSYA

G7, Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı sıkılaştırmayı planlıyor

Yayınlanma

G7 ülkeleri, Rusya’ya yönelik petrol yaptırımlarını sıkılaştırmayı değerlendiriyor. Bloomberg‘in konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Rus menşeli petrolün varil başına 60 dolar olan mevcut tavan fiyatının 40 dolara indirilmesi gündemde.

Bu adım, Rusya’nın enerji gelirlerini azaltmayı ve Ukrayna’daki savaşını finanse etme kapasitesini sınırlamayı hedefliyor.

Mevcut tavan fiyat uygulaması, varil başına 60 doların üzerindeki Rus petrolüne Batı sigortası sağlamıyor. Bu sınırı aşarak ticaret yapan şirketler ise ikincil yaptırımlarla karşı karşıya kalma riski taşıyor.

Tavan fiyatın 40 dolara düşürülmesi, Brent petrolünün mevcut fiyatının yüzde 45 altında ve Rusya’nın Ural petrolünün Karadeniz ve Baltık Denizi limanlarında satıldığı fiyatın üçte bir oranında daha düşük olacak.

G7 ülkeleri, tavan fiyat uygulamasını Aralık 2022’de yürürlüğe koymuştu. Ancak, bu uygulamanın Rusya’nın petrol gelirlerini ne ölçüde etkilediği konusunda farklı görüşler bulunuyor.

Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (CREA) uzmanlarına göre, mevcut tavan fiyat, Rus petrol ihracatının sadece yüzde 20’sini kapsıyor. Petrolün yüzde 80’i ise yaklaşık 800 gemiden oluşan “gölge filo” tarafından taşınıyor. Bu durum, yaptırımların etkinliğini azaltıyor.

Daha sert yaptırımlar arasında denetimlerin artırılması da bulunuyor. Estonya Başbakanı Kristen Michal, sigortasız tankerlerin alıkonulması gibi önlemlerin düşünüldüğünü belirtti.

Brookings Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Robin Brooks ise petrol fiyat tavanındaki radikal bir düşüşün Rusya’yı mali krize sürükleyebileceğini ifade etti. CREA uzmanları, 60 dolarlık tavan fiyatın 2024’ün başından bu yana Rusya ekonomisini 4 milyar avrodan mahrum bıraktığını ve 30 dolara düşürülmesinin aylık 2,4 milyar avro kayba yol açacağını hesaplıyor.

ABD, Rusya’nın petrol endüstrisine ‘İran tarzı’ yaptırımlar planlıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English