Bizi Takip Edin

RUSYA

ABD ve Avrupa’dan ‘Wagner’ tepkileri

Yayınlanma

Rusya’da haftasonu yaşanan Vagner gerilimi, ABD ve Avrupa’da da yakından takip edildi.

Gerilimin, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko’nun devreye girmesi ve Vagner şefi Yevgeni Prigojin’in Belarus’a gitmesi ile birlikte şimdilik çözülmesinin ardından batıdan da açıklamalar gelmeye başladı.

ABD’den açıklamalar

Bu kapsamda önce ABD Başkanı Joe Biden ile Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenski arasında yapılan telefon görüşmesini saymak gerekiyor. Zelenski ve Biden, Twitter’da yaptıkları paylaşımda Rusya’da yaşanan süreçleri ele aldıklarını belirttiler. İkili, “Uluslararası düzen yeniden tesis edilene kadar dünya Rusya’ya baskı yapmalıdır,” dedi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre ise liderler ‘Rusya’daki kargaşayı’ ve Ukrayna’nın devam eden karşı saldırısını ele aldılar ve Biden, “devam eden güvenlik, ekonomik ve insani yardım da dahil olmak üzere ABD’nin sarsılmaz desteğini yeniden teyit etti.”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da CBS’in ‘Face the Nation’ programına verdiği demeçte Vagner isyanının ‘Putin’in liderliğinin cephesindeki çatlakları’ gösterdiğini savundu.

Blinken ayrıca isyanın ülkenin istikrarı hakkında ‘derin soru işaretleri uyandırdığını’ ileri sürdü.

Blinken, “Bunun nereye varacağını tam olarak tahmin edemeyiz veya bilemeyiz. Putin’in önümüzdeki haftalarda ve aylarda yanıtlayacağı daha çok şey olduğunu biliyoruz,” ifadelerini kullandı.

AB: Yarattığı canavar şimdi Putin’i ısırıyor

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Vagner’in isyan girişiminin Rusya’nın askeri gücündeki çatlakları gösterdiğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Wagner’le bir canavar ortaya çıkardığını savunan Borrell, Prigojin için, “Putin’in Wagner ile oluşturduğu canavar şimdi onu ısırıyor, canavar sahibine karşı hareket ediyor,” iddiasında bulundu.

Borrell, “Rusya gibi bir nükleer gücün siyasi istikrarsızlık dönemine girebileceğini görmek iyi bir şey değil,” diyerek AB’nin Ukrayna’yı her zamankinden daha fazla desteklemesi gerektiğini savundu.

Stoltenberg: Moskova stratejik hata yaptı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Vagner isyanının, Moskova’nın Ukrayna’ya savaş açarak stratejik bir hata yaptığını ortaya koyduğunu söyledi.

Stoltenberg, “Hafta sonu yaşanan olaylar Rusya’nın iç meselesi ve Putin’in Kırım’ı yasa dışı ilhakı ve Ukrayna’ya karşı savaşla yaptığı büyük stratejik hatanın bir başka göstergesi,” dedi.

NATO Genel Sekreteri, Rusya saldırısını sürdürürken, ittifakın Ukrayna’ya desteğini sürdürmesinin daha da önemli olduğun vurguladı.

Almanya: Rusya’nın içişlerine karışmıyoruz

Almanya’da trafik lambası koalisyonunun Yeşil Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’a göre Rusya’daki durum tamamen belirsizliğini koruyor.

Baerbock, Lüksemburg’da AB dışişleri bakanlarının istişareleri öncesinde yaptığı açıklamada, “Bu Rusya’daki bir iç iktidar mücadelesiyle ilgili ve biz buna karışmıyoruz,” dedi.

“Orada ne olduğu hala belirsiz,” diyen Baerbock, yaşananların ‘açıkça Rus gösterisinde sadece bir perde’ olduğunu belirtti.

Öte yandan SPD’li Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Michael Roth, Putin’in Vagner ayaklanmasıyla zayıfladığını düşünüyor ve sert bir tepki vermesinden korkuyor.

SPD’li siyasetçi, “Putin’in artık durumu kontrol edememesi onun için bir aşağılanma oldu. Hem de dünya kamuoyunun ve Rus halkının gözleri önünde. Bu bir diktatör için zaten zor bir durum,” ifadelerini kullandı.

Roth, tüm yaşananlara tepki olarak Rusya’da bir ‘Stalinleşme’ yaşanabileceğinden korkuyor ve ekliyor: “Bu, muhaliflerin artık daha çabuk saf dışı bırakılabileceği anlamına geliyor. Ya hapse atılacaklar ya da muhtemelen öldürülecekler.”

CDU/CSU parlamento grubunun dış politika sözcüsü Roderich Kiesewetter Tagesspiegel’e verdiği demeçte, “Putin artık iç politikada gücünü gösterecektir. Ukrayna’ya karşı savaşı yoğunlaştıracak, şimdiye kadar olduğundan daha da acımasız hale getirecektir,” iddiasında bulundu.

Yine Tagesspiegel’e konuşan FDP dış politika uzmanı Ulrich Lechte ise Putin’in Cumartesi gününden bu yana ‘istikrar kazandığını’ söyledi. Lechte, “Putin’in zayıflık imajını düzeltmek için terör rejimini genişletmesinden korkulmalı,” derken, Yeşiller’den dış politika uzmanı Jürgen Trittin, Rusya’nın ‘paralı bir güç tarafından şantaja uğramasını oldukça endişe verici’ olarak nitelendirdi. Trittin’e göre ABD dahil hiç kimse böyle bir tırmanışa hazırlıklı değildi.

Avusturya tedirgin

Vagner isyanının belirsiz sonuçları nedeniyle diğer AB ülkeleri de tedirgin görünüyor.

Cumartesi günkü isyan, Viyana’da acil bir toplantıyı tetikledi. Üst düzey politikacılar Pazar günü olayın Avusturya için sonuçlarını ele almak üzere bir kriz oturumu için bir araya geldi.

Şansölye Karl Nehammer toplantı öncesinde yaptığı açıklamada Rusya’nın ‘nükleer silahlarının yanlış ellere geçmemesi gerektiğini’ söyledi. Olaylar karşısında Avusturya polisi Viyana’da Rusya bağlantılı çeşitli kuruluşların bulunduğu yerlerde güvenliği artıracak.

Nehammer henüz somut bir tehdit olmadığını ancak hükümetin ‘Rusya’daki bir iç çatışmanın Avusturya topraklarında yaşanmasına’ izin vermeyeceğini de sözlerine ekledi.

Muhalefet partilerinin de katılacağı ulusal güvenlik konulu bir toplantıya bu hafta ev sahipliği yapılması planlanıyor. Bunun yapılması ilk olarak ‘yeni merkez sol’ SPÖ lideri Andreas Babler tarafından talep edildi.

Babler Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Rusya’daki mevcut durum kafa karıştırıcı ve tehlikeli, Avusturya ve Avrupa’nın güvenliği üzerindeki potansiyel etkisi hesaplanamaz,” dedi.

İtalya: Rusya’ya karşı değiliz

Vagner isyanı hakkında değerlendirmede bulunan İtalya’nın Forza Italia mensubu Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, “Müdahale etmek bizim elimizde değil. Nasıl ki Rusya’nın bir ülkenin iç işlerine karışamayacağını söylüyorsak, biz de karışamayız,” dedi.

“Biz Rusya’ya savaş açmadık. Rusya’ya karşı değiliz, şu anda Federasyonu yöneten Putin’in uluslararası hukuku ihlal etmesine itiraz ediyoruz,” diyen Tajani, Ukrayna’ya yaptıkları askeri yardımın ‘yalnızca bu ülkenin kendisini savunmasına yardımcı olmak’ amacıyla yapıldığını savundu.

Başbakan Giorgia Meloni de “Rusya’da son saatlerde olup bitenlerle ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Rusya Federasyonu içinde son aylarda görülen bazı propagandalarla bir şekilde çatışan bir kaos durumunun farkındalığı söz konusu,” dedi.

Meloni, “Eğer Ukraynalılara yardım etmemiş olsaydık, bugün çok daha güvensiz bir dünyada yaşıyor olurduk, savaş evimize çok daha yakın olurdu ve askeri açıdan daha güçlü olanlar komşularını rahatça işgal edebilirdi. Biz barışı, istikrarı ve güvenliği savunuyoruz,” diyerek kendisini Ukrayna’ya silah göndererek çatışmanın tırmanmasına destek vermekle suçlayanlara yanıt verdi.

Polonya’da muhalefetten iktidara eleştiri

Polonya’da muhalefet, Prigojin ve Vagner isyanına yetersiz tepki verdiği gerekçesiyle Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) liderliğindeki hükümeti eleştirdi.

Muhalefetteki Sivil Platform (PO) milletvekili Marzena Okła-Drewnowicz, iktidardaki muhafazakar Hukuk ve Adalet (PiS) partisi sözcüsü Radosław Fogiel’e, PiS lideri Jarosław Kaczyński’nin RMF FM radyosuna verdiği mülakata atıfta bulunarak, “Cumartesi sabahı lideriniz, Başbakan Yardımcısı Rusya’da olanlardan bahsetmedi bile,” dedi.

Fogiel eleştirileri reddederek ‘duyguları tırmandırmanın’ faydasız olduğuna işaret etti. Bir siyasetçinin rolünün etrafta koşuşturup ‘alarm’, ‘savaş’ ya da ‘yangın’ diye bağırmak olmadığını söyleyen Fogiel, Okła-Drewnowicz gibi milletvekillerinin bu tür durumlarda devlet organlarının nasıl tepki verdiği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını da sözlerine ekledi.

Hükümet Sözcüsü Piotr Müller, Okła-Drewnowicz’in Polonyalı yetkililerin Rusya’daki gelişmelere yönelik tepkilerini diğer AB ve NATO ülkelerindeki mevkidaşlarıyla istişare edip etmedikleri sorusuna, Başbakan Mateusz Morawiecki’nin Cumartesi günü istişare ettiği liderlerin bir listesini Twitter’dan yayınlayarak yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Duda ise Cumartesi gecesi Ulusal Güvenlik Konseyini (RBN) toplantıya çağırdı. Duda, Rusya’daki durumun izlendiğini ve Polonya’nın güvenliğine yönelik kesinlikle bir tehdit bulunmadığını açıkladı.

Çekya: Rusya’da liderlik değişimi yaşanacak

Çek Dışişleri Bakanı Jan Lipavský Pazar günü yapılan bir kriz masası toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Vagner paramiliter grubunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı kısa süreli bir isyan başlatmasının ‘liderlik değişiminin yolda olduğunu’ gösterdiğini ileri sürdü.

Lipavský, “Muhtemelen Putin’in halefliği için mücadelenin yaklaştığı hatta başladığı sonucuna varabiliriz,” dedi. Rusya’da demokrasinin olmadığını ileri süren Bakan, liderliğin ‘muhtemelen zorla değişeceğini’ söyledi ve güvenlik ortamının her an kötüleşebileceği uyarısında bulundu.

Kriz toplantısına Çek Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Çek Cumhurbaşkanlığı ofisi temsilcileri katıldı.

Öte yandan Çek bakana göre Rusya, Avrupa ve Çek güvenliğini tehdit etmeye devam edecek.

RUSYA

Putin’den füzelere yanıt: Çatışma küresel nitelik kazandı

Yayınlanma

Yazar

Rusya televizyonları yayınlarını keserek ve hiçbir duyuruda bulunmadan Putin’in açıklamasını girdiler. Açıklama televizyon yayınından bir süre sonra Kremlin internet sitesinde de yayınlandı.
Açıklamanın tam çevirisi:

* * *

“Daima bir cevap olacak”

Rusya Federasyonu silahlı kuvvetler personelini, ülkemizin yurttaşlarını, bütün dünyadaki dostlarımızı, keza Rusya’yı stratejik  bozguna uğratma fırsatıyla ilgili hayaller besleyenleri, bugün özel askeri harekat bölgesinde meydana gelen, topraklarımızda batı yapımı uzun menzilli silahlar kullanılmasından sonraki olaylar hakkında bilgilendirmek istiyorum.

Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen çatışmayı tırmandırma siyasetine devam eden ABD ve onun NATO’daki müttefikleri daha önce, Rusya Federasyonu topraklarına karşı uzun menzilli yüksek hassasiyetli silah sistemlerini kullanma izni vermediklerini açıklamışlardı. Uzmanlar şunu iyi biliyorlar ve Rusya tarafı da devamlı surette vurguladı: bu silahları üreten ülkelerin askeri uzmanlarının doğrudan dahli olmaksızın benzer silahların kullanılması mümkün değildir.

19 Kasım günü ABD yapımı altı taktik ATACMS füzesiyle, ve 21 Kasım günü Büyük Britanya yapımı Storm Shadow ve ABD yapımı HIMARS sistemleriyle Rusya Federasyonu topraklarında, Bryansk ve Kursk oblastlerindeki askeri tesislere kombine bir füze saldırısı gerçekleştirildi. Bu andan itibaren, daha önce devamlı surette vurguladığımız gibi, Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen bölgesel çatışma küresel bir niteliğin unsurlarını kazandı. Hava savunma sistemlerimiz bu saldırıları püskürttü. Neticede, düşmanın belli ki önüne koymuş olduğu hedeflere ulaşılamadı.

Bryansk oblastinde ATACMS füzelerinin parçalarının düşmesiyle çıkan yangın söndürüldü, kurban ve ciddi bir hasar yok. Kursk oblastinde saldırı, “Kuzey” ordu grubumuzun komuta noktalarından birine karşı yapıldı. Saldırı ve hava savunma muharebesi sonucunda ne yazık ki tesisin dış güvenlik birimleri personelinden zarar görenler, ölenler ve yaralananlar var. Yönetim noktasının komuta ve operasyon personeli zarar görmedi ve kıtalarımızın Kursk oblastindeki düşman birliklerini yok etme ve söküp atmaya yönelik faaliyetleri normal bir şekilde devam ediyor.

Bir kez daha özellikle vurgulamak istiyorum: düşmanın bu tür silahları kullanması özel askeri harekat bölgesinde askeri eylemlerin gidişatına etkide bulunamaz. Kıtalarımız bütün askeri temas hattı boyunca taarruza başarıyla devam ediyor. Önümüze koyduğumuz bütün görevler yerine getirilecektir.

Rusya silahlı kuvvetleri Amerikan ve Britanya uzun menzilli silahlarının kullanılmasına cevap olarak 21 Kasım’da Ukrayna’nın savunma sanayisi tesislerinden birini kombine bir saldırıyla vurmuştur. Askeri şartlarda, Rusya’nın orta menzilli yeni füze sistemlerinden biri, mevcut durumda nükleer olmayan hipersonik konfigürasyonda bir füze de denenmiştir. Füze uzmanlarımız bunun adını Oreşnik koydular. Deneme başarıyla tamamlandı, fırlatma hedefine ulaşıldı. Ukrayna topraklarında Dinyepropetrovsk şehrindeki büyük ve daha Sovyetler Birliği zamanından beri bilinen sanayi komplekslerinden bugün de füze ve diğer silahların üretimini yapan biri vuruldu.

Kısa ve orta menzilli füzeler tarafımızdan ABD’nin orta ve kısa menzilli füze üretimi ve Avrupa’ya ve Asya-Pasifik bölgesine konuşlandırma planlarına karşı cevabi tedbir olarak geliştirilmektedir. ABD’nin orta ve kısa menzilli füzelerin tasfiyesi anlaşmasını uydurma bir bahaneyle tek taraflı olarak yıkmakla hata ettiği kanısındayız. Bugünse ABD bu araçları sadece üretmekle kalmıyor, görüyoruz ki, kıtalarının eğitim faaliyetleri sırasında gelecek vaat eden füze sistemlerinin dünyanın muhtelif bölgelerine ve bu kapsamda Avrupa’ya da konuşlandırılması meseleleri üzerine çalıştılar. Dahası, tatbikatlar sırasında da bunların kullanılmasına yönelik eğitim veriyorlar.

Rusya’nın orta ve kısa menzilli füzeleri, bu türden Amerikan silahları dünyanın herhangi bir bölgesinde ortaya çıkıncaya kadar konuşlandırmama yükümlülüğünü gönüllü ve tek taraflı olarak üstlendiğini hatırlatırım.

Tekrar ediyorum: Oreşnik füze sisteminin muharebe şartlarında denenmesi, tarafımızdan, NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırgan eylemlerine cevap olarak gerçekleştiriliyor. Orta ve kısa menzilli füzelerin konuşlandırılmasına devam edilip edilmeyeceği meselesine tarafımızdan ABD ve uydularının eylemlerine bağlı olarak karar verilecektir. Modern füze komplekslerimizin denenmesine devam edilmesi sırasında yok edilecek hedefler tarafımızdan Rusya Federasyonu’nun güvenliğine yönelik tehditler dikkate alınarak belirlenecektir. Silahlarımızı, kendi  silahlarının bizim tesislerimize karşı kullanılmasına izin veren ükelerin askeri hedeflerine karşı kullanma hakkımız olduğu kanısındayız; saldırgan eylemlerin devam etmesi durumunda da kararlı ve simetrik bir şekilde cevap vereceğiz. Rusya’ya karşı kendi muhariplerini kullanma planları kuran ülkelerin yönetici elitlerine bu hususta ciddiyetle düşünmelerini tavsiye ediyorum.

Elbette, Ukrayna topraklarında zaruret halinde ve cevabi tedbir olarak Oreşnik gibi sistemlerle vurulacak hedefleri seçerken orada bulunan sivillere tehlikeli bölgeleri terk etmelerini önerecek ve dost devletlerin yurttaşlarından da bunu rica edeceğiz. Bunu insani mülahazalarla yapacağız: açıkça, kamuoyu önünde, bu istihbaratı alacak düşman tarafından girişilecek karşı tedbirlerden endişe etmeden.

Neden endişe etmeden? Çünkü bu tür silahlara karşı koyacak vasıtalar günümüzde mevcut bulunmuyor. Füzeler hedeflere 10 Mach, saniyede 2,5-3 kilometre hızla saldırıyor. Dünyada mevcut modern hava savunma sistemleri ve Amerikalıların yaptığı Avrupa’daki füzesavar sistemleri bu tür füzeleri yakalayamaz, bu mümkün değil.

Bir kez daha vurguluyorum: uluslararası güvenlik sistemini yıkan Rusya değil ABD’dir ve mücadeleye devam ederken kendi hegemonyasına sarılıyor, bütün dünyayı küresel bir çatışmaya itiyorlar. Biz, bütün tartışmalı meseleleri barışçıl vasıtalarla çözmeyi her zaman tercih ettik ve bugün de hazırız, ama hadiselerin her türlü gelişmesine de aynı şekilde hazırız.

Eğer bundan şüphesi olanlar varsa beyhude; daima bir cevap olacak.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Ukrayna, Rusya’nın ilk kez kıtalararası balistik füzeyle saldırdığını iddia etti

Yayınlanma

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın bu sabah (21 Kasım) Ukrayna’ya yönelik saldırısında, Astrahan oblastından bir kıtalararası balistik füze  fırlattığını duyurdu.

Reuters ajansı söz konusu saldırının, Rusya’nın savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu kadar uzun menzilli bir füze kullandığına işaret ettiğini yazdı.

Bu saldırı, Ukrayna’nın bu hafta Rusya topraklarını hedef almak için ABD ve İngiltere’den sağlanan füzeleri kullanmasının hemen ardından gerçekleşti.

Moskova, bu tür eylemlerin çatışmayı daha da tırmandıracağı yönünde uyarılarda bulunmuştu.

Kiev, açıklamasında füze türüne dair ayrıntı vermeyerek, “Rusya’nın Astrahan oblastı topraklarından kıtalararası balistik füze fırlatıldı,” ifadelerini kullandı.

Bu tür balistik füzeler hem nükleer hem de konvansiyonel savaş başlıkları taşıma kapasitesine sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Bir gün önce Ukrayna’daki Telegram kanallarında, kaynak belirtilmeksizin, Rusya’nın nükleer yük taşıma kapasitesine sahip RS-26 Rubej füzeleri ile Ukrayna’yı hedef alabileceği yönünde iddialar ortaya atıldı.

Aynı gün ABD, İtalya, Yunanistan ve İspanya, Ukrayna’daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapatma kararı aldı.

Dinyeper Bölgesel Askeri Yönetim Başkanı Sergey Lisak, saldırının bir rehabilitasyon merkezine hasar verdiğini belirtti.

Merkezin kazan dairesi kısmen tahrip olurken, onlarca pencere kırıldı. Olayda can kaybı yaşanmadı.

Fakat dokuz garaj, bir sanayi tesisi ve iki özel ev zarar gördü. Evlerden birinde çıkan yangın kontrol altına alındı.

Rusya’nın saldırıları yalnızca Dinyeper ile sınırlı kalmadı. Kiev, Odessa ve Suma oblastları da hedef alındı. Bu bölgelerde elektrik arzında ciddi aksaklıklar meydana geldi.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Yayınlanma

Rusya, nükleer caydırıcılık politikasını güncelleyerek, Belarus’un güvenliğine yönelik tehditleri de nükleer silah kullanımına gerekçe olarak tanımladı. Uzmanlar, bu değişikliklerin açıklayıcı bir nitelik taşıdığını belirtirken, doktrinin zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik füze yardımıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekiyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılık Alanındaki Devlet Politikasının Temelleri” başlıklı doktrin belgesinde yapılan değişiklikleri onayladı.

Putin, 25 Eylül 2024 tarihinde yaptığı bir toplantıda doktrinin değiştirileceğini duyurmuştu.

Daha önce, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov da haziran ayında yaptığı açıklamada, askeri operasyon deneyimlerinin ışığında doktrinin güncellenebileceğini söylemişti.

Yeni metin, Putin tarafından duyurulan hükümler doğrultusunda, nükleer silah kullanımına ilişkin koşullarda önemli değişiklikler içeriyor.

Artık nükleer silahların kullanımı sadece Rusya’nın değil, Belarus’un güvenliğine yönelik kritik tehdit durumlarında da gündeme gelebilecek.

Rusya, güncellenmiş nükleer doktrinini yayımladı

Özellikle seyir füzeleri, insansız hava araçları, hipersonik silahlar ve diğer uzay-havacılık saldırı araçları gibi unsurlar, geniş çaplı bir saldırının güvenilir şekilde tespit edilmesi hâlinde nükleer yanıt için gerekçe olarak değerlendirilebilecek. Önceki belgelerde bu kapsam sadece balistik füzelerle sınırlıydı.

Ayrıca, nükleer doktrinin, değişen koşullara uyum sağlamak için sürekli güncellenmesi gereken bir belge olduğu vurgulandı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, basın mensuplarının doktrinin yayımlanmasının ABD’nin Ukrayna’ya ATACMS füzeleri gönderme kararıyla aynı zamana denk gelip gelmediği sorusuna, belgenin “zamanında” yayımlandığını söyleyerek yanıt verdi.

Peskov, güncellenen önemli maddelerden birinin, nükleer silaha sahip olmayan bir devletin nükleer bir devletin desteğiyle Rusya’ya saldırması hâlinde bunun ortak bir saldırı olarak değerlendirileceği olduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı’nın bu yeni doktrini dikkatlice inceleyeceğini umduğunu ifade etti.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) düşünce kuruluşundan uzman Aleksandr Yermakov, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte yapılan değişikliklerin çoğunlukla açıklayıcı nitelikte olduğunu söyledi.

Yermakov, “Örneğin, daha önceki belgelerde misilleme amaçlı bir nükleer saldırının balistik füzelerle tetiklenebileceği belirtiliyordu. Şimdi buna insansız hava araçları ve seyir füzeleri de eklendi,” dedi.

Yermakov, doktrinin yayımlanma zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekerek, “Bu değişiklikler daha önce duyurulmuştu. Ancak son gelişmeler ışığında, olası tırmanma risklerini hatırlatmak amacıyla yayımlandı,” ifadelerini kullandı.

Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde Uluslararası Güvenlik Merkezi uzmanı Dmitriy Stefanoviç ise, güncellenen doktrinin, küresel nükleer arenadaki yeni eğilimlere ve olaylara yanıt verdiğini ifade etti.

Stefanoviç, bazı ülkelerin cephaneliklerini artırdığına, yeni nükleer silah sahibi devletlerin ortaya çıktığına ve nükleer faktörün öneminin son yıllarda arttığına dikkat çekti.

Uzman, doktrinin Belarus ile nükleer işbirliğini güçlendiren unsurlar içerdiğini de ekledi.

Stefanoviç, “Güncellenen belge, nükleer silah kullanımı için gerekli koşullar olan ‘nükleer eşik’ konusunu biraz daha netleştiriyor. Bu ne Rusya için ne de rakipleri için rahatlama nedeni değil. ABD ve NATO ile doğrudan çatışma riski devam ettiği sürece, hızlı bir nükleer tırmanma senaryosu her zaman mümkün,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya, Biden’ın ATACMS kararına nasıl tepki verecek?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English