Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de çocuk işçiliği artıyor

Yayınlanma

“ABD’de eyalet yasama organları, reşit olmayanların düşük ücretli ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını kolaylaştırıyor.”

Çevirmenin notu: Pek çok açıdan yoksul ve çalışan kesim için yaşamanın son derece zor olduğuna dair emsallerle bezeli ABD’de çocuk işçiliği artıyor ve eyalet düzeyinde yapılan mevzuat değişiklikleriyle geçtiğimiz yüzyılda getirilen tedbirler peyderpey budanıyor. Bu manzara çok da şaşırtıcı olmasa gerek; Amerikan düzeni, iyiden iyiye defnedilmeyi bekleyen çürümüş bir naaşı andırıyor. Ağırlıklı olarak Küresel Güney üzerine yazan Amerikalı gazeteci William Finnegan’ın yorumu.

Çocuk işçiliği artıyor

William Finnegan

The New Yorker

4 Haziran 2023

Ülke genelindeki eyalet yasama organları, reşit olmayanların düşük ücretli ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını kolaylaştırıyor.

En azından Amerika Birleşik Devletleri’nde çocuk işçiliğinin bir asır önce ortadan kaldırıldığını düşünüyor olabilirsiniz. Bu hiçbir zaman tam olarak doğru olmadı. Yeni düzen1 döneminde kabul edilen Adil Çalışma Standartları Kanunu “baskıcı çocuk işçiliğini” yasaklamış, ancak tarım işlerini pek çok kısıtlamadan muaf tutmuştu; bu da o zamandan beri yüz binlerce çocuğun tarlalarda çalışmasına neden oldu. Kanunun uygulanması tüm sektörlerde değişken oldu. Eyaletler korumaları güçlendirmekte her zaman özgürdü ve bazıları da bunu yaptı ama federal standartlara itirazlar nadir görüldü. Reagan yönetimi, iş dünyasından yana gayretiyle standartların düşürülmesini önermiş, fakat öğretmenler, ebeveynler, sendikalar ve Dickens’a atıfta bulunan Demokrat siyasetçilerin tepkisi üzerine bu fikirden vazgeçmişti.

Ancak bugün Amerika’da çocuk işçiliği artıyor. Çalışma Bakanlığı’na göre, geçen yıl çocuk işçiliği kanunlarını ihlal ederek çalıştırılan çocukların sayısı bir önceki yıla göre yüzde otuz yedi, 2015 yılına göre ise yüzde iki yüz seksen üç arttı (Bunlar hükümet tarafından tespit edilen ihlaller, bu nedenle muhtemelen gerçek rakamın bir kısmını temsil ediyor). Bu artış, tehlikeli işler de dahil olmak üzere işleri mümkün olan en düşük maliyetle kapatmak isteyen işverenlerin mutsuz birleşimi, ülkeye giren büyük “refakatsiz çocuk” dalgası, insan kaçakçılığından biraz fazlası ve endüstri gruplarına saygı duyarak ve bazen artan sayıda, federal otoriteye meydan okuyarak çocuk işçiliği yasalarını zayıflatan eyalet yasama organı tarafından teşvik ediliyor.

Economic Policy Institute’ün yakın tarihli bir raporuna göre, son iki yılda en az on dört eyalet, ya çocuk işçiliğine yönelik korumaları kaldıran kanunlar çıkardı ya da teklif etti. Yeni kanunlar genellikle reşit olmayanların çalışma saatlerini uzatıyor, tehlikeli işlerle ilgili kısıtlamaları kaldırıyor, çocukların alkol servisi yapılan mekanlarda çalışabilme yaşını düşürüyor ya da yeni asgari ücretler getiriyor. Iowa’da yeni bir kanun, on dört yaşından küçük çocukların endüstriyel çamaşırhanelerde çalışmasına izin veriyor ve bir devlet kurumunun onayıyla on altı yaşındaki çocukların çatı kaplama, kazı, yıkım, güç kaynağı ile çalışan makinelerin kullanımı ve diğer tehlikeli mesleklerde çalışmasına izin veriyor. EPI raporunun yazarlarından Jennifer Sherer, “Iowa’nın yeni yasası, ‘baskıcı çocuk işçiliğine’ ilişkin federal yasaklarla çelişen çok sayıda hüküm içeriyor. Ayrıca, bir çocuğun iş yerinde yaralanması, hastalanması ya da ölümü halinde işverenin sorumluluğunu da sınırlandırıyor,” dedi. Ergenlerin iş kazası geçirme olasılığı yetişkinlerden neredeyse iki kat daha fazla.

Bu teşebbüsleri haklı çıkarmak için sunulan gerekçeler genelde çocuk refahına vurgu yapıyor. Cumhuriyetçi karar alıcıların da daha zayıf kanunlar önerdiği Ohio’da, Ohio Restoran Birliği Sözcüsü, reşit olmayanların çalışma saatlerinin uzatılmasının ekran başında geçirdikleri zamanı azaltacağını ifade etti (milletvekilleri, Kongre’yi federal çocuk işçiliği standartlarını Ohio’nun önerdiği kurallara uyacak şekilde düşürmeye çağıran eş zamanlı bir karar tasarısı sundu). Arkansas’ın Cumhuriyetçi valisi Sarah Huckabee Sanders, kısa bir süre önce on dört ve on beş yaşındaki çocukların çalışmaya başlamadan önce ebeveynlerinin onayını ve eyalet iznini alma zorunluluğunu ortadan kaldıran kanunu imzaladı. Tasarıyı tuhaf bir şekilde ebeveynlerin haklarına bağlayan valilik, izni “ebeveynler üzerinde keyfi bir yük” olarak nitelendirdi.

EPI raporunun diğer ortak yazarı Nina Mast, “Tek sayfalık bir formdu. Temel bilgileri içeriyor ve ebeveynleri çocuğun hakları konusunda bilgilendiriyordu. Bunun kaldırılması evrak takibini ortadan kaldırıyor, uygulama ve izlemeyi çok daha zor hale getiriyor. Sömürüye kapı aralıyor,” ifadelerini kullandı. Sherer, eyalet yasama organlarında çocuk işçiliği yasalarının içini boşaltmak için kullanılan lobi şablonunun, Florida merkezli bir düşünce kuruluşu olan Foundation for Government Accountability gibi muhafazakâr gruplar tarafından hazırlandığını kaydetti.

Pek çok işverenin kanunların değişmesini beklemediği aşikâr. Genç yaştaki işçilerle dönen fast-food zincirleri, kanunları ihlal ettikleri için kesilen cezaları iş yapmanın bir maliyeti olarak görüyor (Aslında yasaları çiğneyenler zincir restoranlar, ana şirketler ise yasaların gevşetilmesi için lobicilere para ödüyor). Şubat ayında Çalışma Bakanlığı, ülkenin en büyük gıda sanitasyon şirketlerinden biri olan Packers Sanitation Services’ın sekiz eyaletteki et paketleme tesislerinde ve mezbahalarında çalışan on üç ile on yedi yaşları arasında yüzden fazla çocuk bulduğunu açıkladı. Tesislerin sahibi Tyson Foods ve JBS gibi büyük şirketler (Her üç şirket de herhangi bir suiistimalde bulunduklarını reddetti.) Çocuklar gece vardiyalarında kemik testerelerini ve kafa ayırıcıları tehlikeli kimyasallarla temizlemek gibi işlerde çalışıyorlar. En az üçü yaralandı. Dünyanın en büyük özel sermaye şirketi olan Blackstone’un sahibi olduğu Packers, bir buçuk milyon dolar idari para cezası ödedi.

Sosyal hizmet kurumları, Çalışma Bakanlığı’nın Packers’tan gelen çocuklardan hiçbirini kendilerine yönlendirmemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradı. Times, bazılarının başka fabrikalarda iş bulduğunu bildirdi. Her halükârda bir dizi rapordan, bu çocukların tamamının ya da yaklaşık olarak tamamının, son yıllarda sınırı geçen reşit olmayan çocuklardan oluşan büyük işçi havuzundan seçildiği açıktı. Komşu olmayan ülkelerden gelen “refakatsiz çocukların” —ki bu aslında Orta Amerika anlamına geliyor— ABD’de kalmalarına izin veriliyor ve Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın gözetimine veriliyor, bu bakanlık da sığınma başvuruları işleme alınırken onları mümkün olan en kısa sürede bir sponsora teslim ediyor. İltica işlemleri genellikle yıllar alıyor.

2022 yılında, neredeyse yarısı Guatemala’dan olmak üzere yüz otuz bin refakatsiz çocuk H.H.S.2 sistemine kaydedildi. Bu sayıya ev sahipliği yapma telaşı içinde sponsorlar neredeyse hiç incelenmiyor. Bazıları akraba, bazıları insan taciri, bazıları da bunların kombinasyonu. H.H.S.’nin takibi zayıf; kurum çok sayıda çocuğun izini yerleştirilmelerinden sonraki bir ay içinde kaybediyor. Fakat kesin olan bir şey var; bu çocuklar da diğer çocuklar gibi okula gitmek zorunda olsalar —bazı eyaletlerde on altı, bazılarında on sekiz yaşına kadar— ve birçoğu daha fazlasını istemese de çalışmak zorundalar. Ödenmesi gereken borçlar, yaşam giderleri ve eve gönderilmesi gereken havaleler var. İşverenler kimlik veya sosyal güvenlik numarası isterse, sahte belgeler kolayca satın alınabilir, pek çok işveren bunu sorgulamaz.

Biden yönetiminin çocuk işçiliği kriziyle yüzleşmeye başladığına dair işaretler var; bir baskı duyurusu, işverenlere karşı cezaların artırılması yönünde Kongre’ye talebi söz konusu oldu. Yine de düzenleyici devletin bütçesi borç limiti müzakerelerinin baskısı altında daralırken yaptırımların güçlendirilmesi pek mümkün görünmüyor. Cumhuriyetçiler sorunun güvensiz bir sınır olduğunu söylüyor. Elbette bu krizi Orta Amerika’da çökmekte olan ekonomiler derinleştiriyor. Ancak asıl sorun, kârlar söz konusu olduğunda çocukların refahına yönelik yaygın kayıtsızlık hali.

1. New Deal (Türkçe: Yeni Düzen), 1930’lu yıllarda ABD’de Başkan Franklin D. Roosevelt’in ilk döneminde uygulanan ekonomi programı. Programın asıl amacı Büyük Buhran sonrası toparlanmayı kolaylaştırmaktı. İşsizlere ve yoksullara rahatlama, ekonominin normal seyrine dönmesi ve tekrar çöküşü önlemek adına mali sistemin reforme edilmesi amaçlanmıştı. (ç.n.)

2. ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın İngilizce kısaltımı. (ç.n.)

AMERİKA

Biden çekilecek mi?

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın, kasım ayında yapılacak seçimlerdeki rakibi Donald Trump ile karşı karşıya geldiği TV münazarasında kötü performans göstermesinin ardından başlayan tartışma büyüyor.

Yarıştan çekilmesi yönündeki çağrıların artması üzerine Biden, kendi kampanya ekibi, Demokratik Ulusal Komite (DNC) ve Demokrat valilerle bir görüşme yaptı.

Politico’da yer alan habere göre DNC ve kampanya ekibiyle Zoom üzerinden bir toplantı yapan Başkan, müttefiklerine adaylığının sallantıda olduğunu özel olarak kabul ettiğine dair haberlere rağmen, uzun soluklu bir yarış içinde olduğunu belirtti.

Görüşmede bulunan ve hassas konuyu tartışmak üzere isimlerinin açıklanmasını istemeyen iki kişiye göre, geçen hafta eski Başkan Donald Trump ile yaptığı tartışmadan bu yana geçen günlerin “zarar verici” olduğunu da kabul etti.

Biden’ın Zoom görüşmesinde, “Bunu olabildiğince açık ve net bir şekilde söylememe izin verin, olabildiğince basit ve açık bir şekilde: Ben devam ediyorum… Kimse beni dışarı itmiyor. Ayrılmıyorum. Sonuna kadar bu yarıştayım ve kazanacağız,” ifadelerini kullandı.

Son günlerde Demokratların olası bir yedek aday olarak kendisine odaklanmasıyla gündeme gelen Başkan Yardımcısı Kamala Harris de video görüşmesinde Biden’ın yanında oturuyordu.

Harris toplantıda, “Geri adım atmayacağız. Başkanımızın yolundan gideceğiz. Savaşacağız ve kazanacağız,” dedi.

Başkan, kampanyasında çalışan herkese teşekkür etti ve neyin tehlikede olduğunu hatırlattı. Biden, “Bu savaşta hepinizden daha fazla birlikte olmayı tercih edeceğim kimse yok. O yüzden kol kola girelim. Bu işi bitirelim. Siz, ben, başkan yardımcısı. Birlikte,” ifadelerini kullandı.

Biden Çarşamba günü erken saatlerde Kongre’deki üst düzey Demokratları da telefonla aradı ve akşam saatlerinde de Demokrat valilerle bir araya geldi. Valilerden bazıları toplantıya sanal olarak değil şahsen katılmak için ülkenin dört bir yanından seyahat etti.

Valilerden Biden’a destek

Demokrat eyalet valileri, Beyaz Saray’da yapılan görüşmelerin ardından, Başkan için yapılan bir dizi kötü ankete ve bazı Kongre üyelerinin ABD başkanlık yarışından çekilmesi çağrılarına rağmen Joe Biden’ı desteklediklerini söylediler.

20’den fazla etkili valiyle bir araya gelen Biden, yeniden seçim kampanyasına bağlı olduğuna dair onları ikna etmeye çalıştı.

Daha sonra üç vali Beyaz Saray’dan çıkarak Başkana güvenlerinin tam olduğu konusunda ısrar etti. Minnesota Valisi Tim Walz, “Valiler onun arkasındadır,” dedi ve Biden’ın “göreve uygun” olduğunu sözlerine ekledi.

Maryland Valisi Wes Moore, “Başkan bize her şeyi anlatmaya ve göstermeye devam etti,” derken, New York valisi Kathy Hochul da, “Başkan Joe Biden kazanmak için bu işin içinde,” diye ekledi.

Toplantıda hazır bulunan diğer isimler arasında California’dan Gavin Newsom, Michigan’dan Gretchen Whitmer ve Illinois’den JB Pritzker yer alıyordu.

Newsom daha sonra X’te yaptığı bir paylaşımda, “Bu gece Başkandan dört kelime duydum: bu işin tamamen içinde. Ve ben de öyleyim. Joe Biden bizim desteğimize sahip. Şimdi sıra onda,” dedi.

Biden’ın görüştüğü valilere “check-up yaptırdığını” söylediği de sızan bilgiler arasında.

Kongre Demokratlarından çekilme mektubu

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre ise ulusal güvenlik odaklı bir grup ılımlı Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi, Biden’ı yarıştan çekilmeye çağıran bir mektup taslağı hazırladı.

İlk olarak Bloomberg, onlarca Demokrat Kongre üyesinin Biden’ın kenara çekilmesini talep eden bir mektubu imzalamayı özel olarak düşündüklerini bildirmişti.

Aynı zamanda, Arizona Demokrat Kongre üyesi Raúl Grijalva çarşamba günü Biden’ın yeniden seçilme teklifini askıya alması için açıkça çağrıda bulunan ikinci Temsilciler Meclisi üyesi oldu.

Grijalva New York Times’‘a verdiği demeçte, “Bu başka bir yere bakmak için bir fırsat. [Biden’ın] yapması gereken şey sorumluluğu üstlenmektir … bu sorumluluğun bir parçası da yarıştan çekilmektir,” dedi.

Massachusetts’ten Demokrat kongre üyesi Seth Moulton da Biden’ın Trump’ı yenme kapasitesi konusunda “ciddi endişeleri” olduğunu söyleyerek kendi açıklamasını yayınladı.

Bazı bağışçılar da Biden’dan umudu kesti

Demokrat partinin içinde kazan kaynarken, Biden’ın kampanya bağışçılarından da bazı çatlak sesler çıkmaya başladı.

Barack Obama, Hillary Clinton ve Joe Biden’ın kampanyaları da dahil olmak üzere Demokratlara yıllardır önemli katkılarda bulunan Damon Lindelof, Biden’a kazan kaldıran ilk yüksek profilli bağışçı oldu.

Lindelof, “Hayatım boyunca Demokrat oldum ve karmaşık, görkemli ülkemi seviyorum. Bunu isimsiz olarak yazmıyorum çünkü etkili konumdaki diğer kişilerden de aynısını yapmalarını istiyorum. Söyleyeceklerimin bir önemi var mı bilmiyorum ama gözlerimin, kulaklarımın ve kalbimin bana ne söylediğini biliyorum. Direksiyon başında uyuyakalmışım ve artık uyanma vakti geldi,” dedi.

Axios’ta yer alan habere göre ise, “endişeli Demokrat bağışçılar” pazartesi günü bir Zoom görüşmesinde Biden’ın kampanya yetkililerini sorguya çekti ve Biden’ın ekibine göreve uygunluğuyla ilgili yeni endişelerle nasıl başa çıkacakları konusunda baskı yaptı.

Axios’a göre bağışçıların soruları, Biden’ın önümüzdeki dört ay boyunca eski Başkan Trump’la başa baş mücadele edecek, 5 Kasım’da onu yenecek ve dört yıllık bir dönem daha görev yapacak dayanıklılık, beceri ve öze sahip olup olmadığı konusunda Demokrat Parti içinde derin şüpheler olduğunu ortaya koydu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’de Demokratlar arasında “Biden çekilsin” sesleri yükseliyor

Yayınlanma

ABD’de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri yaklaşırken, Donald Trump karşısındaki münazara performansı sert eleştirilere konu olan Başkan Joe Biden’ın yarıştan çekilmesine yönelik kendi partisinden çağrılar gelmeye başladı.

On yıllardır Demokratik Ulusal Komite’de (DNC) görev yapan James Zogby, Biden’ın çekilmesi halinde DNC’nin adayını seçmek için şeffaf, adil bir süreç oluşturabileceğini ileri sürdü.

The Nation’da yer alan habere göre Zogby, “Biden’ın adaylıktan çekilmesi söz konusu değil. Bu onun bireysel olarak karar vermesi gereken bir şey. Asıl soru onun yerine nasıl geçileceğidir,” dedi.

31 yıldır DNC üyesi ve Arap Amerikan Enstitüsü’nün başkanı Zogby, birçok Demokrat yönetime danışmanlık yapmış ve bir dizi başkanlık kampanyasına da liderlik etmişti.

Zogby, Biden’ın kampanyasını sonlandırması gerektiğine inandığını söyledi. DNC üyesi ayrıca Komitenin Biden’ın yerine geçecek kişiyi güçlendirecek ve Demokratlara kasım ayında üstünlük sağlayacak bir süreç oluşturabileceğini düşündüğünü vurguladı.

Kamala Harris’in ismi geçiyor

Ohio’dan eski Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Tim Ryan da, Başkan Yardımcısı Harris’in bu sonbaharda Demokrat aday listesinde Biden’ın yerini alması gerektiğini söyledi.

Ryan sosyal medya paylaşımında, “Yara bandını söküp atmalıyız! Tehlikede olan çok şey var. [Harris] işinde önemli ölçüde büyüdü, tartışmada Trump’ı yok edecek, seçim sorununu vurgulayacak, tabanımıza enerji verecek, genç seçmenleri geri getirecek ve bize nesilsel değişim sağlayacak. Vakit geldi!” diye yazdı.

Ryan, Pazartesi günü Newsweek’te yayınlanan bir başyazıda, Biden’ın hayranı olmasına rağmen, adaylık için uygun olmadığını savundu.

Ohio Senatosu yarışını Senatör JD Vance’e karşı kıl payı kaybettikten sonra 2022’de Kongre’den ayrılan Ryan, Harris’in partinin ihtiyaç duyduğu “kuşaksal değişimi” temsil edebileceğini de savundu.

Teksaslı Demokrat Kongre üyesi Lloyd Doggett salı günü, kasım ayındaki seçimlerde “Trump’ın zaferini riske atamayacak kadar çok şeyin tehlikede olduğunu” söyleyerek, Biden’a açıkça kenara çekilme çağrısı yaptı.

Demokratlardan “Trump kazanacak” çıkışı

Doggett, “Trump’ın aksine, Başkan Biden’ın ilk taahhüdünün kendisine değil, her zaman ülkemize olduğunu kabul ederek, çekilmek için acı verici ve zor bir karar vereceğini umuyorum,” dedi.

Maine’den Demokrat bir kongre üyesi olan Jared Golden ise yerel gazete Bangor Daily News’de bir köşe yazısı yayınlayarak Biden’ın kasım ayında kazanma kapasitesine güvenmediğini söyledi. Golden, “Ona oy vermeyi planlamıyor olsam da Donald Trump kazanacak,” dedi.

Washington eyaletinden Demokrat bir kongre üyesi olan Marie Gluesenkamp Perez de yerel bir televizyon kanalına verdiği demeçte, Biden’ın münazara performansının kendisine seçime mal olduğunu düşündüğünü söyledi.

Perez, “Hepimiz ne gördüğümüzü gördük, bunu geri alamazsınız ve bence gerçek şu ki Biden Trump’a karşı kaybedecek. Bunun zor olduğunu biliyorum ama bence o münazara zarar verdi,” diye konuştu.

Partideki ağır toplar da henüz desteklerini çekmemiş olsalar da Biden’ın durumuna ilişkin şüphelerini dile getiriyorlar.

Pelosi ve Clyburn de cini şişeden çıkardı

Demokratların eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, salı günü MSNBC’ye verdiği bir röportajda başkanın durumunu sorgulamanın “meşru” olduğunu kabul etti.

Biden’ın Kongre’deki en ateşli destekçilerinden Jim Clyburn, partinin başkan adayı olarak Biden’ı hâlâ desteklediğini söyledi fakat Biden “kenara çekilirse” Harris’i destekleyeceğini söyleyerek tepede bir değişiklik düşündüğünü gösterdi.

Financial Times’a konuşan New York’lu bir iş adamı ve bağışçı ise, “Bence [Biden’ı geri çekmek için] momentum oluşuyor. Bence bunun bir parçası da dün Yüksek Mahkeme’nin Trump’a dokunulmazlık veren kararı ve insanların korkmaya başlaması. Trump kazanırsa ne olur? Bu bir felaket olur,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile Brezilya arasında yeni kriz

Yayınlanma

Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, Bolivya’da geçen hafta yaşanan darbe girişiminin sahte olduğuna dair şüphelerini savundu ve Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’ya yönelik hücumlarını, ismi açıklanmayan bir eleştirmene “aptal bir dinozor” diye hitap ettiği bir sosyal medya paylaşımıyla sürdürdü.

Milei’nin paylaşımı geniş çaplı bir kafa karışıklığına neden oldu çünkü Lula, ismiyle anılan tek kişiydi, “dinozor”un kimliği ise hiç belirtilmemişti. Milei’nin ofisi Lula iddialarını yalanladı fakat Milei’nin kime hakaret ettiğini söylemedi.

Yine de sosyal medya paylaşımında Milei, Lula’ya yönelik çeşitli eleştirilerini yineledi ve yaklaşan Brezilya ziyaretinden önce anlaşmazlığın tırmanmasına neden oldu.

Milei geçen yıl Arjantin’de yapılan seçimlerde Lula’yı hedef almış, Brezilyalı Lula da kendi kampanya ekibini Milei’nin rakibine yardım etmek üzere görevlendirmişti.

Milei, Lula’yı seçimlere müdahale etmek ve “tarihin en kirli kampanyasını” desteklemekle suçladı. Ayrıca Brezilyalı lideri “komünist” olarak nitelendiren Arjantinli, mevkidaşının başkanlığa dönmeden önce yolsuzluk suçlamasıyla hapse atıldığını belirtti.

Milei, Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce’ye karşı geçen hafta yapılan darbe girişiminin de “sahte” ve “hileli” bir ayaklanma olduğu yönündeki duruşunu yineleyen bir sosyal medya paylaşımında bu eleştirileri tekrarladı.

Milei, salı sabahı X’te yaptığı paylaşımda, “Bolivya’da yapılan sahtekarlık biliniyor ve mükemmel aptal bunu kabul etmek yerine beni eleştiriyor,” diyerek yine saldırdığı isimsiz “dinozora” gönderme yaptı.

Milei ve Lula, Brezilya ve Arjantin arasındaki ilişkilerin soğumasına yol açacak şekilde sürekli olarak kamuoyu önünde atışıyor.

Pazartesi günü Milei, Lula’nın siyasi rakibi eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ile birlikte ABD’de her yıl düzenlenen Muhafazakâr Siyasi Eylem Konferansı’nın bir uzantısı olan CPAC Brasil’in bu haftaki etkinliğine katılacağını açıkladı.

Eski başkanın oğullarından ve CPAC Brasil organizatörlerinden Eduardo Bolsonaro’ya göre Milei ve Bolsonaro, cumartesi ve pazar günleri gerçekleşecek olan etkinlik sırasında bir araya gelmeyi planlıyor.

Lula hükümeti paylaşımla ilgili yorum yapmayı reddetti. Lula, geçen hafta komşusundan özür dilemesini talep etmiş, fakat Milei’nin sözcüsü bu talebin yerine getirilmeyeceğini söylemişti.

Arce yönetimi de pazartesi günü Arjantin Büyükelçisi ile bir araya geldi ve Milei’nin başarısız darbe girişimiyle ilgili açıklamalarını “enerjik bir şekilde reddettiğini” söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English