Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de çocuk işçiliği artıyor

Yayınlanma

“ABD’de eyalet yasama organları, reşit olmayanların düşük ücretli ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını kolaylaştırıyor.”

Çevirmenin notu: Pek çok açıdan yoksul ve çalışan kesim için yaşamanın son derece zor olduğuna dair emsallerle bezeli ABD’de çocuk işçiliği artıyor ve eyalet düzeyinde yapılan mevzuat değişiklikleriyle geçtiğimiz yüzyılda getirilen tedbirler peyderpey budanıyor. Bu manzara çok da şaşırtıcı olmasa gerek; Amerikan düzeni, iyiden iyiye defnedilmeyi bekleyen çürümüş bir naaşı andırıyor. Ağırlıklı olarak Küresel Güney üzerine yazan Amerikalı gazeteci William Finnegan’ın yorumu.

Çocuk işçiliği artıyor

William Finnegan

The New Yorker

4 Haziran 2023

Ülke genelindeki eyalet yasama organları, reşit olmayanların düşük ücretli ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını kolaylaştırıyor.

En azından Amerika Birleşik Devletleri’nde çocuk işçiliğinin bir asır önce ortadan kaldırıldığını düşünüyor olabilirsiniz. Bu hiçbir zaman tam olarak doğru olmadı. Yeni düzen1 döneminde kabul edilen Adil Çalışma Standartları Kanunu “baskıcı çocuk işçiliğini” yasaklamış, ancak tarım işlerini pek çok kısıtlamadan muaf tutmuştu; bu da o zamandan beri yüz binlerce çocuğun tarlalarda çalışmasına neden oldu. Kanunun uygulanması tüm sektörlerde değişken oldu. Eyaletler korumaları güçlendirmekte her zaman özgürdü ve bazıları da bunu yaptı ama federal standartlara itirazlar nadir görüldü. Reagan yönetimi, iş dünyasından yana gayretiyle standartların düşürülmesini önermiş, fakat öğretmenler, ebeveynler, sendikalar ve Dickens’a atıfta bulunan Demokrat siyasetçilerin tepkisi üzerine bu fikirden vazgeçmişti.

Ancak bugün Amerika’da çocuk işçiliği artıyor. Çalışma Bakanlığı’na göre, geçen yıl çocuk işçiliği kanunlarını ihlal ederek çalıştırılan çocukların sayısı bir önceki yıla göre yüzde otuz yedi, 2015 yılına göre ise yüzde iki yüz seksen üç arttı (Bunlar hükümet tarafından tespit edilen ihlaller, bu nedenle muhtemelen gerçek rakamın bir kısmını temsil ediyor). Bu artış, tehlikeli işler de dahil olmak üzere işleri mümkün olan en düşük maliyetle kapatmak isteyen işverenlerin mutsuz birleşimi, ülkeye giren büyük “refakatsiz çocuk” dalgası, insan kaçakçılığından biraz fazlası ve endüstri gruplarına saygı duyarak ve bazen artan sayıda, federal otoriteye meydan okuyarak çocuk işçiliği yasalarını zayıflatan eyalet yasama organı tarafından teşvik ediliyor.

Economic Policy Institute’ün yakın tarihli bir raporuna göre, son iki yılda en az on dört eyalet, ya çocuk işçiliğine yönelik korumaları kaldıran kanunlar çıkardı ya da teklif etti. Yeni kanunlar genellikle reşit olmayanların çalışma saatlerini uzatıyor, tehlikeli işlerle ilgili kısıtlamaları kaldırıyor, çocukların alkol servisi yapılan mekanlarda çalışabilme yaşını düşürüyor ya da yeni asgari ücretler getiriyor. Iowa’da yeni bir kanun, on dört yaşından küçük çocukların endüstriyel çamaşırhanelerde çalışmasına izin veriyor ve bir devlet kurumunun onayıyla on altı yaşındaki çocukların çatı kaplama, kazı, yıkım, güç kaynağı ile çalışan makinelerin kullanımı ve diğer tehlikeli mesleklerde çalışmasına izin veriyor. EPI raporunun yazarlarından Jennifer Sherer, “Iowa’nın yeni yasası, ‘baskıcı çocuk işçiliğine’ ilişkin federal yasaklarla çelişen çok sayıda hüküm içeriyor. Ayrıca, bir çocuğun iş yerinde yaralanması, hastalanması ya da ölümü halinde işverenin sorumluluğunu da sınırlandırıyor,” dedi. Ergenlerin iş kazası geçirme olasılığı yetişkinlerden neredeyse iki kat daha fazla.

Bu teşebbüsleri haklı çıkarmak için sunulan gerekçeler genelde çocuk refahına vurgu yapıyor. Cumhuriyetçi karar alıcıların da daha zayıf kanunlar önerdiği Ohio’da, Ohio Restoran Birliği Sözcüsü, reşit olmayanların çalışma saatlerinin uzatılmasının ekran başında geçirdikleri zamanı azaltacağını ifade etti (milletvekilleri, Kongre’yi federal çocuk işçiliği standartlarını Ohio’nun önerdiği kurallara uyacak şekilde düşürmeye çağıran eş zamanlı bir karar tasarısı sundu). Arkansas’ın Cumhuriyetçi valisi Sarah Huckabee Sanders, kısa bir süre önce on dört ve on beş yaşındaki çocukların çalışmaya başlamadan önce ebeveynlerinin onayını ve eyalet iznini alma zorunluluğunu ortadan kaldıran kanunu imzaladı. Tasarıyı tuhaf bir şekilde ebeveynlerin haklarına bağlayan valilik, izni “ebeveynler üzerinde keyfi bir yük” olarak nitelendirdi.

EPI raporunun diğer ortak yazarı Nina Mast, “Tek sayfalık bir formdu. Temel bilgileri içeriyor ve ebeveynleri çocuğun hakları konusunda bilgilendiriyordu. Bunun kaldırılması evrak takibini ortadan kaldırıyor, uygulama ve izlemeyi çok daha zor hale getiriyor. Sömürüye kapı aralıyor,” ifadelerini kullandı. Sherer, eyalet yasama organlarında çocuk işçiliği yasalarının içini boşaltmak için kullanılan lobi şablonunun, Florida merkezli bir düşünce kuruluşu olan Foundation for Government Accountability gibi muhafazakâr gruplar tarafından hazırlandığını kaydetti.

Pek çok işverenin kanunların değişmesini beklemediği aşikâr. Genç yaştaki işçilerle dönen fast-food zincirleri, kanunları ihlal ettikleri için kesilen cezaları iş yapmanın bir maliyeti olarak görüyor (Aslında yasaları çiğneyenler zincir restoranlar, ana şirketler ise yasaların gevşetilmesi için lobicilere para ödüyor). Şubat ayında Çalışma Bakanlığı, ülkenin en büyük gıda sanitasyon şirketlerinden biri olan Packers Sanitation Services’ın sekiz eyaletteki et paketleme tesislerinde ve mezbahalarında çalışan on üç ile on yedi yaşları arasında yüzden fazla çocuk bulduğunu açıkladı. Tesislerin sahibi Tyson Foods ve JBS gibi büyük şirketler (Her üç şirket de herhangi bir suiistimalde bulunduklarını reddetti.) Çocuklar gece vardiyalarında kemik testerelerini ve kafa ayırıcıları tehlikeli kimyasallarla temizlemek gibi işlerde çalışıyorlar. En az üçü yaralandı. Dünyanın en büyük özel sermaye şirketi olan Blackstone’un sahibi olduğu Packers, bir buçuk milyon dolar idari para cezası ödedi.

Sosyal hizmet kurumları, Çalışma Bakanlığı’nın Packers’tan gelen çocuklardan hiçbirini kendilerine yönlendirmemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradı. Times, bazılarının başka fabrikalarda iş bulduğunu bildirdi. Her halükârda bir dizi rapordan, bu çocukların tamamının ya da yaklaşık olarak tamamının, son yıllarda sınırı geçen reşit olmayan çocuklardan oluşan büyük işçi havuzundan seçildiği açıktı. Komşu olmayan ülkelerden gelen “refakatsiz çocukların” —ki bu aslında Orta Amerika anlamına geliyor— ABD’de kalmalarına izin veriliyor ve Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın gözetimine veriliyor, bu bakanlık da sığınma başvuruları işleme alınırken onları mümkün olan en kısa sürede bir sponsora teslim ediyor. İltica işlemleri genellikle yıllar alıyor.

2022 yılında, neredeyse yarısı Guatemala’dan olmak üzere yüz otuz bin refakatsiz çocuk H.H.S.2 sistemine kaydedildi. Bu sayıya ev sahipliği yapma telaşı içinde sponsorlar neredeyse hiç incelenmiyor. Bazıları akraba, bazıları insan taciri, bazıları da bunların kombinasyonu. H.H.S.’nin takibi zayıf; kurum çok sayıda çocuğun izini yerleştirilmelerinden sonraki bir ay içinde kaybediyor. Fakat kesin olan bir şey var; bu çocuklar da diğer çocuklar gibi okula gitmek zorunda olsalar —bazı eyaletlerde on altı, bazılarında on sekiz yaşına kadar— ve birçoğu daha fazlasını istemese de çalışmak zorundalar. Ödenmesi gereken borçlar, yaşam giderleri ve eve gönderilmesi gereken havaleler var. İşverenler kimlik veya sosyal güvenlik numarası isterse, sahte belgeler kolayca satın alınabilir, pek çok işveren bunu sorgulamaz.

Biden yönetiminin çocuk işçiliği kriziyle yüzleşmeye başladığına dair işaretler var; bir baskı duyurusu, işverenlere karşı cezaların artırılması yönünde Kongre’ye talebi söz konusu oldu. Yine de düzenleyici devletin bütçesi borç limiti müzakerelerinin baskısı altında daralırken yaptırımların güçlendirilmesi pek mümkün görünmüyor. Cumhuriyetçiler sorunun güvensiz bir sınır olduğunu söylüyor. Elbette bu krizi Orta Amerika’da çökmekte olan ekonomiler derinleştiriyor. Ancak asıl sorun, kârlar söz konusu olduğunda çocukların refahına yönelik yaygın kayıtsızlık hali.

1. New Deal (Türkçe: Yeni Düzen), 1930’lu yıllarda ABD’de Başkan Franklin D. Roosevelt’in ilk döneminde uygulanan ekonomi programı. Programın asıl amacı Büyük Buhran sonrası toparlanmayı kolaylaştırmaktı. İşsizlere ve yoksullara rahatlama, ekonominin normal seyrine dönmesi ve tekrar çöküşü önlemek adına mali sistemin reforme edilmesi amaçlanmıştı. (ç.n.)

2. ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın İngilizce kısaltımı. (ç.n.)

AMERİKA

Trump’ın “51. eyalet” şakası Kanada’yı karıştırdı

Yayınlanma

Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın, başkan seçilen Donald Trump’ın yaklaşan gümrük vergisi tehditleriyle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusundaki uzlaşmaz farklılıkları gerekçe göstererek istifa etmesiyle Kanada siyaseti karıştı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump ile olası bir gümrük vergisi savaşına ilişkin korkularla bağlantılı bir iç siyasi krizle karşı karşıya kalırken, Seçilmiş Başkan, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının “harika bir fikir” olacağını söyleyerek şaka yapınca işler daha da karmaşık hale geldi.

Trump çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Birçok Kanadalı Kanada’nın 51. Eyalet olmasını istiyor. Vergilerden ve askeri korumadan büyük ölçüde tasarruf edecekler. Bence bu harika bir fikir. 51. Devlet!!!” dedi.

Leger tarafından yapılan bir ankete göre Kanadalıların %13’ü ülkenin ABD’nin bir eyaleti olmasını istiyor.

Trump, Trudeau’ya “Kanada Valisi” demişti

Trump aynı şakayı kasım ayı sonlarında Mar-a-Lago tatil köyünde verdiği bir akşam yemeğinde de yapmış ve izleyicilerden kahkahalar yükselmişti.

Fox News’e göre seçilmiş başkan, iki ülkenin birleşmesinin fentanil kaçakçılığı konusundaki endişelerini gidereceğini ve büyük ölçüde ABD’nin güney sınırını etkileyen bir sorun olan yasadışı göç akışını durduracağını öne sürmüştü.

Daha sonra Trump, Truth Social’da yaptığı başka bir paylaşımda da Başbakan Justic Trudeau’yu Kanada’nın “valisi” olarak adlandırmıştı ki bu, normalde ABD eyaletlerinin liderleri tarafından kullanılan bir unvan.

Bakan Freeland, istifadan önce Trudeau ile atıştı

Freeland ve Trudeau, kısa bir süre önce açıklanan iki aylık tatil satış vergisi ve Freeland’ın “maliyetli bir siyasi hile” olarak nitelendirdiği Kanadalılara 250 Kanada doları (168 avro) çek verilmesi konusunda anlaşmazlığa düştü.

Freeland, Trump’ın Kasım ayında yaptığı ülkeye %25 gümrük vergisi uygulama tehdidi bağlamında da Kanada’nın bu tür politikaları kaldırayamayacağını savunuyordu.

Freeland istifa mektubunda, “Ülkemiz ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu da mali barutumuzu bugünden kuru tutmak anlamına geliyor, böylece yaklaşan bir tarife savaşı için ihtiyaç duyabileceğimiz rezervlere sahip olabiliriz,” dedi.

Muhalefetten ve iktidar partisinden erken seçim çağrısı

Kararının, Trudeau’nun bir hafta önce kendisine ülkenin maliye bakanı olarak kalmasını istemediğini söylemesinin ardından geldiğini söyledi. 

Hükümetin bütçesini sunmadan hemen önce gelen bu ayrılış, hükümeti zor durumda bıraktı ve Trudeau ile zaten kırılgan olan Liberal Parti’yi uçurumun kenarına getirdi.

Trudeau’nun partisinin üyeleri onu istifaya çağırırken, Kanada’nın üç muhalefet partisi lideri de pazartesi günü Trudeau’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi.

Muhalefetteki Kanada Muhafazakâr Partisi lideri Pierre Poilievre de erken federal seçim çağrısında bulundu. Kanadalı siyasetçi, “Her şey kontrolden çıkmaya başladı. Bu şekilde devam edemeyiz,” dedi.

Olası Trump vergileri Kanada’yı felç edebilir

Kasım ayında Trump, yasadışı göç ve ABD’deki fetanil kriziyle mücadele etmek gerekçesiyle Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere %25 oranında kapsamlı bir vergi uygulayacağını söylemişti.

Ekonomistler bu tür tarifelerin Kanada ekonomisine önemli ölçüde zarar vereceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin verilerine göre Kanada 2022 yılında ABD ithalatının yaklaşık 437 milyar dolarını gerçekleştirmiş ve aynı yıl ABD ihracatının da en büyük pazarı olmuştu.

Kanada toplam ihracatının yaklaşık %75’ini ABD’ye yapıyor.

Freeland, Trump’ın kasım ayında yaptığı açıklamanın ardından, “ABD’ye sattığımız şeyler gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Onlara petrol satıyoruz, elektrik satıyoruz, kritik mineraller ve metaller satıyoruz,” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile IMF arasında yeni program müzakereleri

Yayınlanma

Arjantin, Uluslararası Para Fonu ile mevcut 44 milyar dolarlık anlaşmanın yerini alacak yeni bir program arayışında.

Bloomberg’in aktardığına göre IMF Baş Sözcüsü Julie Kozack perşembe günü yaptığı açıklamada Javier Milei hükümetinin, selefinden devraldığı anlaşmanın son gözden geçirmelerini tamamlamak yerine yeni bir program üzerinde çalıştığını doğruladı.

Perşembe günü Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Kozack, “Yetkililer yeni bir programa geçmek istediklerini resmen ifade ettiler ve müzakereler şu anda devam ediyor,” dedi.

Arjantin ile IMF arasındaki görüşmeler, Ekonomi Bakanı Luis Caputo’nun ofisinden ve merkez bankasından yetkililerden oluşan bir ekibin bu ayın başlarında fon temsilcileriyle görüşmek üzere Washington’a gitmesinin ardından ivme kazandı.

Arjantin’in bir sonraki IMF programına ilişkin müzakerelerdeki temel soru, kurumun Milei’ye 44 milyar dolarlık yükü devretmenin ötesinde ek finansman sağlayıp sağlamayacağı ve ne kadar sağlayacağı. 

Arjantin lideri bu yılın başlarında 15 milyar doları telaffuz etmiş fakat son zamanlarda bu rakama atıfta bulunmamıştı. Caputo bu hafta yaptığı açıklamada yeni fonların programın bir parçası olmasını beklediğini söyledi.

Kabul edildiğinde bu, ülkenin 1958’den bu yana kuruluşla yaptığı 23’üncü, 2018’den bu yana ise üçüncü program olacak.

IMF’nin Arjantin’deki sicili, on yıllar boyunca yapılan pek çok anlaşmanın ekonomiyi toparlayamaması ve birbiri ardına gelen hükümetlerin küresel borç verici kurumun parasını harcarken program hedeflerini sıklıkla ihlal etmesi nedeniyle kötü.

Milei ve baş müzakerecisi Caputo’nun da IMF ile ilişkileri karışık. Başkan bu yılın başlarında fonun üst düzey yetkililerinden biri olan Rodrigo Valdes’i eleştirmiş, Valdes de müzakerelerden çekilmeyi tercih etmişti.

Caputo da 2018’deki ilk anlaşma sırasında IMF yetkilileriyle kur politikası konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve o dönemde Arjantin’in maliye bakanı olarak kısa bir süre merkez bankası başkanlığı yaptıktan sonra istifa etmişti.

Bu arada IMF yönetimi bu yıl Milei ve Caputo’yu harcamaları kısmak, enflasyonu düşürmek ve ülkenin birçok döviz kuru arasındaki farkı kapatmakla övdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Cumhuriyetçilerin federal fon yasası Kongre’ye takıldı

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi, hükümetin kapanmasına sadece bir gün kala, dün gece federal fonların süresini uzatacak bir tasarıyı kabul edemedi. 

Harcama tedbirinin çökmesi, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın defalarca taktik değiştirmek zorunda kaldığı kaotik bir mücadelenin uzamasına neden oldu.

Trump destekli tasarı, 30’un üzerinde Cumhuriyetçi ve neredeyse tüm Demokratların karşı çıkmasıyla gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Nihai oylamada 235 üye tasarı aleyhinde, 174 üye ise tasarı lehinde oy kullandı; 38 Cumhuriyetçi tasarı aleyhinde, iki Demokrat ise tasarı lehinde oy kullandı.

Cumhuriyetçi muhalefetin düzeyi, Cumhuriyetçi liderlerin tasarıyı başka bir süreç altında gündeme getirmekte zorlanacağına işaret ediyor. 

Johnson başlangıçta Demokrat liderlerle hükümetin finansmanını 14 Mart’a kadar uzatacak yaklaşık 1.550 sayfalık bir tasarı üzerinde anlaşmaya varmıştı. Tasarı, afet yardımı, çiftlik yardımı ve Kongre üyeleri için maaş zammı da dahil olmak üzere partiler üstü yasama öncelikleriyle doluydu. 

Fakat Cumhuriyetçilerin sağ kanadı, Trump’ın milyarder danışmanı Elon Musk’ın özellikle eleştirdiği tasarıya yüklendi ve nihayetinde Trump, tasarıyı engelledi.

Bunun üzerine Johnson tasarıyı yeniden yazmak için kolları sıvadı ve Trump’ın talep ettiği iki yıllık borç tavanı uzatma maddesini ekledi.

Trump NBC’ye verdiği demeçte borç tavanının kaldırılmasını desteklediğini ve bunun gerçekleşmesi için “öncülük etmeye” hazır olduğunu söylemişti.

Trump’ın Kongre’deki en güçlü destekçilerinden bazıları da dahil olmak üzere Cumhuriyetçiler, en azından Demokratlar görevdeyken borç tavanının yükseltilmesine tarihsel olarak karşı çıkmışlardı. Şimdi ise Trump, tavanı tamamen kaldırmaları için onları zorlayacağını söylüyor.

Demokratlar perşembe günü kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda tasarıya karşı çıkma kararı aldılar.

Demokrat Temsilci Jamie Raskin, “Anlaşmada yer alan pek çok önemli şeyi yerle bir eden bu teklifle geri dönmek, özellikle de liderliğimize danışmadıkları için bir hakaret ve aşağılamadır,” dedi.

Gözden geçirilmiş tasarı bazı muhafazakâr bütçe açığı savunucuları için de yetersizdi ve Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Chip Roy tasarıya karşı çıkanlar arasındaydı.

Borç tavanı, ABD Hazinesi tarafından üstlenilebilecek ulusal borç miktarına ilişkin yasal bir sınır ve böylece federal hükümetin halihazırda aldığı borca ek olarak daha fazla borç alarak ne kadar para ödeyebileceğini belirliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English