Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’li ünlü gazeteci Tucker Carlson, Putin ile röportaj yapacak

Yayınlanma

Eski Fox News sunucusu Tucker Carlson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) yayınladığı videoda, yakında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile röportaj yapacağını duyurdu.

Carlson, videoda “Moskova’dayız. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir röportaj yapmak üzere buradayız. Bunu yakında yapacağız. Amerikalıların çoğu Rusya ve Ukrayna’da tam olarak neler olup bittiğinin farkında değil,” ifadelerini kullandı.

Carlson, geçen hafta sonundan bu yana Rusya’da. Gazeteci, Eylül 2023’te Putin’le röportaj yapmaya çalıştığını ancak ABD makamları tarafından engellendiğini bildirmişti.

Rusya Devlet Başkanı Batı basınına en son Ekim 2021’de, CNBC sunucusu Hadley Gamble’ın Rusya Enerji Haftası’nın genel oturumunun bitiminden sonra röportaj vermişti.

‘Biden, Putin’le yapmayı planladığımız bir röportajı engellemek için bizi gözetlemişti’

Öte yandan Carlson, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Putin ile yapmayı planladıkları röportajı daha önce sabote etmeye çalıştığını anımsattı.

Carlson, “Neredeyse üç yıl önce Biden yönetimi yasa dışı bir şekilde kısa mesajlarımızı dinledi ve daha sonra bu mesajların içeriğinin [ABD] medyasındaki uşaklarına sızdırılmasını organize etti. Bunu Putin ile planladığımız röportajı engellemek için yapmıştı. Bunu yine yaptığına dair oldukça derin bir kanaatimiz var. Ancak bu sefer yine de Moskova’ya vardık,” diye konuştu.

Ukrayna lideri Zelenskiy ile de röportaj yapacak

Daha önce Amerikan medyasının Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı röportajların gazetecilik değil, propaganda faaliyeti olduğunu savunan Carlson, şunları söyledi:

“Amerikan yayınları Ukrayna’dan şahsiyetlerle pek çok kez konuştu ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile pek çok röportaj yaptı. Biz de Zelenskiy’den bir röportaj talebinde bulunduk, umarız kabul eder. ABD’de yaptığı röportajlar geleneksel röportajlar değil, Zelenskiy’in ABD’nin Doğu Avrupa’daki savaşa daha fazla müdahil olması talebini güçlendirmek için özel olarak tasarlanmış moral konuşmaları.”

Gazeteci Carlson, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu gazetecilik değil, bu devlet propagandası, en kötü propaganda, insanları öldüren türden bir propaganda. Aynı zamanda, politikacılarımız ve medyamız bunu yabancı bir lideri yeni bir tüketici markası olarak tanıtarak yaptı. Tek bir Batılı gazeteci bile savaşa dahil olan diğer ülkenin Devlet Başkanı Vladimir Putin ile röportaj yapma zahmetine katlanmadı.”

‘Tüm masrafları kendi cebimizden karşıladık’

Bunun yanı sıra Carlson, Moskova’ya yaptığı seyahatin ve Putin ile röportajının tüm masraflarını kendi cebinden ödediğini ve kimseden para almadığını belirtti.

Gazeteci, “[Moskova’ya] seyahat masraflarımızı kendimiz karşıladık. Herhangi bir hükümetten ya da gruptan para almadık,” diye konuştu.

Rusya’nın neden Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunduğu ve hedeflerinin ne olduğu konusunda ‘çoğu Amerikalının hiçbir fikrinin olmadığını’ vurgulayan Carlson, “Bu yanlış bir şey. Amerikalıların dahil oldukları savaş hakkında her şeyi bilmeye hakları var ve bizim de onlara bunu anlatmaya hakkımız var,” değerlendirmesini yaptı.

Elon Musk, X üzerinden yayınlanmasına engel olmayacak

Röportajın tam versiyonunu TuckerCarlson.com internet sitesinden izlenebilecek. Carlson, X’in sahibi Amerikalı milyarder Elon Musk’ın röportajın platformda yayınlanmasına engel olmayacağını bildirdi.

Carlson, “Elon Musk, X platformunda yayınlandığında bu röportajı engellemeyeceğine söz verdi. Bunun için kendisine minnettarız. Batılı hükümetler ise tam tersine, muhtemelen bu videoyu daha az önemli diğer platformlarda sansürlemek için ellerinden geleni yapacaklardır. Kontrol edemedikleri bilgiden korkuyorlar,” diye ekledi.

Ünlü ABD’li gazeteci Tucker Carlson Rusya’yı ziyaret etti

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English