Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AfD lideri Alice Weidel: Hitler komünistti

Yayınlanma

Bir süredir başta Almanya ve Birleşik Krallık olmak üzere Avrupa siyasetine müdahalelerini artıran Elon Musk, daha önce “Almanya’nın tek umudu” olarak nitelendirdiği Almanya için Alternatif’in (AfD) Eş Başkanı Alice Weidel’i, sahibi olduğu X’teki bir “sohbet odasında” ağırladı.

74 dakika süren ve İngilizce yapılan görüşmede enerji politikası, Alman bürokrasisi, Adolf Hitler, Mars ve hayatın anlamı gibi konular ele alındı.

Musk sohbetin başında Weidel’in, “Almanya’yı yönetmek için önde gelen aday” olduğunu söyledi. Son anketlere göre AfD şu anda CDU’nun arkasında ikinci sırada yer alıyor. Almanya’da federal erken seçim 23 Şubat’ta yapılacak.

Weidel’e göre Hitlerciler ‘Alman sanayisini devletleştirmiş’

Weidel, partisinin “muhafazakâr” ve “liberter” olduğunu ama ana akım medya tarafından “aşırılık yanlısı” olarak “olumsuz bir şekilde damgalandığını” savundu.

Görüşme sırasında Weidel, Musk’ın AfD’nin “neo-Nazizm ile olan bağları” konusundaki bir sorusuna cevap verdi. Weidel, Sovyetler Birliği’ni işgal eden Nazi Almanya’sının lideri Adolf Hitler’in bilindik antikomünizmine rağmen, onun aslında bir “komünist” olduğunu ileri sürdü ve, “O bir muhafazakâr değildi. Liberter değildi. O komünist, sosyalist bir adamdı,” dedi.

Weidel ayrıca Hitler’i “antisemitik bir sosyalist” olarak tanımladı.

Weidel tam olarak şunları söyledi: “Tarihimizdeki o korkunç dönemden sonraki en büyük başarı Adolf Hitler’i sağcı ve muhafazakâr olarak etiketlemek oldu. O bunun tam tersiydi. Muhafazakâr değildi. Liberter de değildi. O komünist, sosyalist bir adamdı. Nokta. Bu konuda başka yorum yok. Biz ise tam tersiyiz.”

Weidel, Hitler döneminde özel şirketleri devletin finanse ettiğini ve sonrasında bu şirketlerden “büyük vergiler” istediklerini, tüm sanayiyi “devletleştirdiklerini” ileri sürdü.

Merkel’e nükleer eleştirisi

Weidel ve Musk sonrasında Almanya’nın kötü şöhretli bürokrasisi, nükleer enerjiden “çılgınca” vazgeçmesi, vergi indirimlerine duyulan ihtiyaç, ifade özgürlüğü ve “wokeness” üzerine sohbet etti.

Weidel enerji meselesi söz konusu olduğunda eski Şansölye Angela Merkel’i, özellikle de Almanya’nın nükleer santrallerini kapatma kararını eleştirdi.

Weidel, “Bir sanayi ülkesini sadece rüzgar ve güneş enerjisi ile yönetemeyeceğinizi anlamak için çok zeki olmanıza gerek yok,” dedi.

Musk da güneş ve rüzgar enerjisinin hayranı olduğunu fakat fosil yakıt enerjisi ve nükleer enerjinin de “bir şekilde” olması gerektiğini söyleyerek yanıt verdi.

Ortak nokta: Bürokrasinin azaltılması

Tartışma, Musk’ın Berlin yakınlarındaki Brandenburg’da bulunan Tesla fabrikasına geldiğinde, her ikisi de Almanya’daki bürokratik engellerin kaldırılması konusunda görüş bildirdi.

Musk, “[Fabrika için] Çok fazla yerel desteğim vardı,” dedi. Euronews’in aktardığına göre ise yerel halk fabrikanın açılacağı duyurulduğunda 400’den fazla itirazda bulunmuştu.

Hatta özellikle AfD, fabrikaya en sert karşı çıkan partilerden biriydi ve o dönemde AfD’nin Brandenburg bölge adayı Lars Guenther fabrikayı “bölgedeki insanlar için bir felaket” olarak nitelendirmişti.

Weidel göç konusunda AfD’nin bilindik söylemi olan katı göç politikalarını tekrarladı. Alman siyasetçi, Alman hükümetinin rekor düzeyde gelir vergisi topladığını ve Almanya’ya giriş yapan yabancılara yardım ederek “parayı pencereden attığını” iddia etti.

Weidel, Almanya sınırlarından gelen insanların %57’sinin “pasaportlarını attığını” söyledi. Sığınmacılar sınır dışı edilme riskini azaltmak amacıyla varışta pasaportlarını atıyor.

Weidel: İsrail devletini destekliyorum

Tartışma konusu İsrail’e geldiğinde Weidel, Musk’a Orta Doğu’daki çatışmayı nasıl çözeceğini sordu ve “bu çatışmayı nasıl çözeceğini bilmediğini” itiraf etti.

Musk daha sonra İsrail devletini destekleyip desteklemediğini sorduğunda Weidel, “Evet, elbette,” dedi.

Weidel, AfD’nin Yahudi toplumunun Almanya’daki en büyük koruyucusu olduğunu savunarak, “Yahudi dostlarımız bize güvendiklerini söylüyor,” ifadesini kullandı.

Ukrayna savaşı söz konusu olduğunda, Başkan Trump’ın bu çatışmayı “çok hızlı bir şekilde çözeceğini” öne süren Musk, bunun “hangi tedbirlerle” gerçekleşebileceği sorulduğunda, “Açık olmak gerekirse, bu Başkan Trump’a bağlı. Başkomutan o… Onun adına konuşmak istemem… ama bunu yapmak için ABD’de güçlü bir liderlik gerekiyor,” dedi.

İkilinin “Tanrı inancı” tartışması

Sohbetin bir noktasında AfD lideri Weidel, Musk’a Tanrıya inanıp inanmadığını sordu. Musk’ın buna cevabı, “evreni mümkün olduğunca anlamaya” çalıştığı için bu fikre açık olduğu şeklindeydi.

Musk emin olmadığını, fiziğe inandığını, fakat “bir tür daha yüksek varlığın olmasının” mümkün olduğunu söyledi.

Weidel’in buna cevabı ise, “Ben de aynı şekilde, ben de hâlâ bir arayış içindeyim, neye inanacağımı bilmiyorum,” oldu.

Musk’ın Mars seferi: Marslılar dünyayı, ABD’nin Avrupa’yı kurtardığı gibi kurtaracak

Weidel’in Mars’a insanlı seferler düzenlemeye ne zaman hazır olabileceği sorusuna Musk, gezegene mürettebatsız uzay gemilerini yaklaşık iki yıl içinde, mürettebatlı gemileri ise yaklaşık dört yıl içinde göndermeyi beklediğini söyledi.

Musk amacının, Marslıların “acil bir durum olduğunda … tıpkı Amerika’nın ikinci dünya savaşında Avrupa’yı kurtardığı gibi” dünyalıları kurtarabilmesi olduğunu söyledi.

Weidel, Musk’ın Douglas Adams’ı kullanarak hayat felsefesini (“soru cevaptan daha önemlidir”) özetlemesinin ve Schopenhauer ile gençlik mücadelelerini anlatmasının ardından sohbeti tamamladı.

AB’nin X’e yönelik Dijital Hizmetler Yasası soruşturması

Avrupa Komisyonu, X’in AB’nin sosyal medya platformlarını temizlemek ve kullanıcıları çevrimiçi zararlardan korumak için tasarlanan yeni dijital mevzuatı Dijital Hizmetler Yasasına (DSA) uygunluğuna ilişkin devam eden soruşturmasına bu sohbeti da dahil etti.

Komisyon, Musk’ın görüşlerini ifade etme hakkına sahip olduğunu, fakat gözlemcilerinin Musk’ın nefret söylemini güçlendirip güçlendirmediğini ya da seçimle ilgili yanlış bilgiler verip vermediğini izleyeceğini söyledi.

AB’nin endişelerinin yanı sıra, Alman STK Lobby Control, sohbetin Alman yasalarına göre “yasadışı bir parti bağışı” oluşturabileceğine dikkat çekti. İçişleri Bakanlığından bir sözcü Euronews’e yaptığı açıklamada, AB üyesi olmayan ülkelerden gelen parti bağışlarının 1.000’e kadar yasak olduğunu doğruladı.

Lobby Control’den Aurel Eschmann, “2024’ün başında yeniden düzenlenen Siyasi Partiler Yasasına göre, üçüncü partilerin seçim reklamları parti bağışı olarak kabul ediliyor,” dedi.

Eschmann, “Röportajın normal kullanıcıların paylaşımlarından çok daha geniş çaplı olması bekleniyor. Bu bakımdan, burada kesinlikle siyasi reklamcılıktan söz edilebilir, çünkü platform X genellikle böyle bir erişimi çok para karşılığında satar,” dedi.

DİPLOMASİ

Çin Başkan Yardımcısı Han Zheng Trump’ın yemin törenine katılacak

Yayınlanma

Çin Devlet Başkan Yardımcısı Han Zheng, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın pazartesi günü Washington’da yapılacak yemin törenine katılacak. İlk kez üst düzey bir Çinli lider ABD’de böyle bir etkinlikte hazır bulunacak.

Çin Dışişleri Bakanlığı duyuruyu cuma sabahı, yemin töreninden üç gün önce yaptı.

Kasım ayında basında çıkan haberlere göre Trump, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ‘i törene katılmaya davet etmişti.

Bakanlık, “Diyalog ve iletişimi geliştirmek, farklılıkları uygun şekilde yönetmek, karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini genişletmek, istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir bir Çin-ABD ilişkisini ortaklaşa sürdürmek ve iki ülkenin birbiriyle iyi geçinmesi için doğru yolu bulmak için yeni ABD hükümetiyle birlikte çalışmaya hazırız” dedi.

Pekin’deki Renmin Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Diao Daming, yabancı bir devlet başkanının yemin törenine özel bir elçinin katılmasının Çin’in diplomatik uygulamalarına uygun olduğunu ancak bu kez üst düzey bir liderin gönderilmesinin Çin’in ABD ile ilişkilerin istikrara kavuşturulmasına verdiği önemi yansıttığını söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Diao, “Bu Çin’in Çin-ABD ilişkilerinin istikrara kavuşturulmasına verdiği büyük önemi yansıtıyor. İlişkilerin bir sonraki aşaması için iyi bir başlangıç noktası oluşturuyor ve Çin ile ABD arasında daha fazla etkileşime katkıda bulunacak” dedi.

Daha önce Çin mallarına yüzde 60’a varan ek gümrük vergileri uygulama tehdidinde bulunan Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü öncesinde dünyanın ikinci büyük ekonomisine nasıl yaklaşacağı konusunda spekülasyonlar sürüyor.

Trump bu ay yaptığı açıklamada Xi ile temsilcileri aracılığıyla görüştüğünü ve “muhtemelen çok iyi anlaşacaklarına” inandığını söyledi.

Bu arada Çin de geçtiğimiz haftalarda yeni yönetime yönelik politikasının tonu hakkında bazı işaretler verdi. Aralık ayında Xi “diyaloğu sürdürmek” istediğini söylerken, bir gümrük vergisi ya da teknoloji savaşının “kazananı olmayacağı” uyarısında bulundu.

Çin’in en üst düzey diplomatı Wang Yi de “Çin ve ABD birbirleriyle işbirliği yaptıkları sürece birlikte pek çok büyük iş başarabileceklerini” söyledi.

Pazartesi günü Komünist Parti’nin yayın organı People’s Daily’de yer alan bir yorumda, yeni yönetime açık bir mesaj olarak “her iki ülke ve dünya için sorumlu eylemler” çağrısında bulunuldu ve Çin-ABD işbirliği pastasının “daha da büyütülebileceği” belirtildi.

Bazı gözlemciler daha önce Trump’ın ikinci döneminin ilk 100 gününün Çin yönetiminin Trump’la temas kurması ve gerilimin bir anda tırmanmasını önlemesi için önemli bir fırsat penceresi olabileceğini öne sürmüştü.

Han yabancı devlet törenlerinde Çin’i temsil ediyor

Han son yıllarda bir dizi yabancı devlet töreninde Çin’i temsil etti. Ekim ayında Endonezya Devlet Başkanı Prabowo Subianto’nun Jakarta’daki yemin törenine Xi’nin özel temsilcisi olarak katıldı ve Kral Charles’ın taç giyme töreninde de hazır bulundu.

Washington’da 1874 yılına kadar uzanan kayıtlar, yabancı devlet başkanları ve diplomatların katılımı yaygın olmasına rağmen, Pekin’in de benimsediği bir uygulama olarak, hiçbir yabancı devlet başkanının ABD başkanlık yemin törenine katılmadığını gösteriyor.

2009 yılında dönemin ABD Büyükelçisi Zhou Wenzhong, Çin hükümetinin temsilcisi olarak Barack Obama’nın yemin törenine katılmıştı. Zhou’nun halefi Cui Tiankai 2021 yılında Joe Biden’ı göreve başlaması dolayısıyla tebrik etmiş ancak törene katılıp katılmadığını belirtmemişti.

Ancak Trump’ın göreve başlama töreni, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei’nin de aralarında bulunduğu konuklarla küresel bir etkinliğe dönüşüyor.

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ve Japon mevkidaşı Takeshi Iwaya da törene katılacaklarını teyit ettiler.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya ve Vietnam, askeri işbirliği planı üzerinde anlaştı

Yayınlanma

Rusya ve Vietnam, 2025 yılı için askeri işbirliği planını Moskova’daki savunma işbirliği toplantısında kabul etti. Ayrıca, iki ülke liderleri, iktisadi, kültürel ve teknolojik alanları kapsayan uzun vadeli işbirliği anlaşmaları imzaladı.

Moskova’da düzenlenen Rusya-Vietnam savunma işbirliği çalışma grubu toplantısında, 2025 yılı için askeri işbirliği planı onaylandı ve uygulanma süreci belirlendi.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Askeri kurumlar arası diyaloğun güçlendirilmesi ve her iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında karşılıklı fayda sağlayan bağların artırılması yönünde karşılıklı bir tutum vurgulandı,” ifadeleri yer aldı.

Geçen günlerde Rusya Başbakanı Mihail Mişustin ve Vietnam Başbakanı Pham Minh Chinh, Hanoi’de bir araya gelerek 2030 yılına kadar kapsamlı işbirliği planını içeren bir bildiriyi imzaladı.

Ayrıca, Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Vietnam Bilgi ve İletişim Bakanlığı arasında radyoelektronik sanayi ve dijital teknolojiler alanında bir anlayış memorandumu, kültürel işbirliği programı ve diğer belgeler üzerinde mutabakata varıldı.

Putin’i ağırlayan Vietnam, ‘bambu diplomasisi’ni sürdürmeye çalışıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya, Ukrayna’da askeri üs kurmayı değerlendirecek

Yayınlanma

Britanya, Ukrayna’da askeri üsler ve savunma altyapısı kurmayı değerlendireceğini duyurdu. Bu plan, iki ülke arasında imzalanan 100 yıllık ortaklık anlaşmasının bir parçası olarak açıklandı. Ayrıca, Britanya’nın 2025 yılında Ukrayna’ya 6,6 milyar dolar değerinde askeri yardım yapacağı belirtildi.

Birleşik Krallık, Ukrayna’da askeri üsler ve savunma altyapısı kurma konusunu değerlendirecek.

Britanya Başbakanı Keir Starmer’in Kiev ziyareti sonrasında yayımlanan ve iki ülke arasındaki 100 yıllık ortaklığı içeren deklarasyonda, Britanya ve Ukrayna’nın ortak askeri ihtiyaçları belirlemek için birlikte çalışacağı ve ortak üretim amacıyla kabiliyetler ile teknolojileri genişletme konusunda işbirliği yapacağı vurgulandı.

Ayrıca, Ukrayna’da askeri üsler, lojistik depolar, yedek askeri teçhizat depoları ve silah stoklarının oluşturulması gibi savunma altyapısının kurulması ve desteklenmesi seçeneklerinin değerlendirileceği ifade edildi.

10 Ocak’ta Bloomberg, Starmer’in yakın zamanda Ukrayna’yı ziyaret ederek, Rusya ile çatışma sona erdikten sonra uluslararası barış gücü birliklerinin Ukrayna’ya konuşlanmasını tartışacağını bildirmişti.

Habere göre, bu konuyu Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de görüştü.

16 Ocak’ta Starmer, Kiev’i ziyaret ederek Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile iki ülke arasında 100 yıllık ortaklık anlaşmasını imzaladı.

Anlaşmanın ilan edilen hedefleri arasında güvenlik ve savunma, uzay, ticaret, tarım, eğitim ve kültür alanlarında işbirliği yer aldı. Zelenskiy ayrıca, anlaşmanın gizli bir bölümünün bulunduğunu ve Britanya’nın 2025 yılı için Ukrayna’ya 6,6 milyar dolar değerinde askeri yardım planladığını, bu tarihten sonra ise yıllık en az 3 milyar dolar yardım yapacağını belirtti.

Fransa ve İngiltere Ukrayna’ya asker göndermeyi görüşüyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English