Avrupa Birliği, enerji fiyatlarını düşürmek ve sanayisini rekabetçi hâle getirmek amacıyla, denizaşırı sıvılaştırılmış doğalgaz projelerine fon sağlamayı ve uzun vadeli sözleşmelere geçmeyi planlıyor. Bu durum, AB’nin enerji politikalarında önemli bir değişikliğe işaret ederken, iklim aktivistlerinin tepkisini çekebilir.
Avrupa Birliği (AB), Avrupa sanayiine zarar veren yüksek enerji fiyatlarını düşürmek amacıyla denizaşırı fosil yakıt altyapısı yatırımlarını desteklemeyi ve uzun vadeli sözleşmelere geçmeyi planlıyor.
Politico tarafından sızdırılan teklife göre bu hamle, birliğin enerji politikalarında büyük bir değişikliğe işaret edecek ve kıtanın sonunda aşamalı olarak terk etmek istediği karbon yoğun sıvılaştırılmış doğalgaza olan bağlarını güçlendirecek.
Şu anda AB sadece kısa vadeli LNG sözleşmeleri imzalıyor ve fosil yakıt çıkarımını genişletmek için kamu parasının kullanımını sınırlamaya çalışıyor.
Brüksel makamları, ABD’den daha fazla doğalgaz satın almak ve bir ticaret savaşından kaçınmak için Başkan Donald Trump ile bir anlaşma yapmaya çalışırken, plan aynı zamanda AB’deki hükümet fonlarının Amerikan LNG projelerini finanse etmeye yardımcı olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor.
Teklif, 26 Şubat’ta yayınlanacak olan Uygun Fiyatlı Enerji Eylem Planı’nın bir parçası.
Taslak, AB’nin ayrıca elektrik şebekesi iyileştirmelerini hızlandıracak yeni yasalar istediğini ve elektrik vergilerinin düşürülmesini ve gelişmekte olan nükleer teknolojiler için hızlı izinler verilmesini teşvik edeceğini gösteriyor.
Bu teklifler, artan enerji maliyetlerinin kendilerini Amerikalı ve Çinli rakiplerinin gerisinde bıraktığı yönündeki endüstri şikâyetlerine Brüksel’in verdiği yanıtın önemli bir parçasını oluşturuyor.
Belgeye göre plan, “kısa vadede enerji faturalarını düşürürken, çok ihtiyaç duyulan maliyet tasarrufu sağlayan yapısal reformları hızla gerçekleştirecek ve gelecekteki fiyat şoklarını hafifletmek için enerji sistemlerimizi güçlendirecek.”
LNG projelerinin AB desteği için sıraya girebileceğine dair öneriler, kıtanın durgun ekonomisini kurtarma çabalarının iklim değişikliği mücadelesinden daha öncelikli olduğu yönündeki korkuları körükleyebilir.
AB’nin Brüksel’deki yürütme organı olan Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan belgede ayrıca “fiyatları daha istikrarlı hâle getirmek için daha uzun vadeli sözleşme taahhütleri seçeneğinin” araştırılması öneriliyor.
Buna “AB’nin ve/veya üye ülkelerin AB ithalatçılarına yurt dışındaki ihracat altyapısına doğrudan yatırım yapmaları, özel yatırımcılara tercihli krediler sağlamaları ya da doğalgaz sıvılaştırma haklarını güvence altına almaları konusunda eşlik etmeleri” de dahil edilebilir.
‘Japon modeli’
Taslak özellikle, hükümetin tercihli fiyatlarla gaza sürekli erişim karşılığında denizaşırı LNG girişimlerinde doğrudan hisse satın almasını içeren “Japon modeline” atıfta bulunuyor.
Bu yaklaşım sayesinde Tokyo, on milyarlarca dolar harcayarak ve son yıllarda rekor düzeyde ABD gazı ithal ederek Amerikan LNG projelerindeki en büyük kamu yatırımcısı hâline geldi.
Japonya ile ABDnin LNG ilişkisi bu ayın başlarında Japonya Başbakanı Şigeru İşiba’nın Trump ile görüşmek üzere Washington’a gitmesiyle daha da derinleşti.
Trump, “Japonya, yakında ABD’den rekor sayıda yeni temiz sıvılaştırılmış doğalgaz sevkiyatı yapmaya başlayacak,” dedi.
Trump benzer şekilde AB’ye de daha fazla Amerikan LNG’si alması için baskı yapıyor ve AB’yi bu ve diğer taleplerini yerine getirmediği takdirde ciddi gümrük vergileri uygulamakla tehdit ediyor.
Brüksel müzakere için Washington’a elçiler gönderdi ve bir LNG anlaşması yapmak istiyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen bunu Rus LNG’sinden nihayet vazgeçmenin bir yolu olarak lanse etti.
Fakat Japonya’nın izinden gidecek herhangi bir hamle, uzun süredir kamu fonlarının fosil yakıt çıkarımı ve ihracatını arttırmak için harcanmaması gerektiğini savunan iklim aktivistleri ve yeşil grupların muhalefetiyle karşılaşabilir.
İşiba’nın ziyaretinin ardından, çevreci STK Oil Change International’ın Asya program yöneticisi Susanne Wong, “ABD LNG’sini finanse etmek Japon yatırımcılar için ciddi riskler oluşturuyor ve toplumlarımız için yaşanabilir bir geleceği tehlikeye atıyor,” uyarısında bulundu.
Yine de Avrupa hâlihazırda Amerikan LNG’sine bağımlı durumda.
Rusya’dan boru hattı gazının ardından AB ülkeleri Amerikan LNG’sinin deniz yoluyla sevkiyatına yöneldi. Ancak ülkeler seçeneklerini açık tuttu ve analistler ithalatçıların uzun vadeli taahhütler imzalamadığını defalarca belirtti. Ancak bu yaklaşım Avrupa’yı değişken fiyatlara maruz bıraktı.
Brüksel şimdi farklı bir yöntem keşfetmeyi planlıyor.
Teklife göre AB, “mevcut ve gelecekteki LNG ihracat projelerinden maliyet açısından rekabetçi ek ithalatları belirlemek için güvenilir LNG tedarikçileriyle derhal iletişime geçecek”.
Ayrıca enerjiyi daha uygun fiyatlı hâle getirmek amacıyla Avrupalı alıcıların “uzun vadeli sözleşmelerle LNG hacimlerini güvence altına almalarına” yardımcı olmak istiyor.
Birlik, LNG konusunda hızlı hareket etmek istiyor ve temmuz ayına kadar bu konuda harekete geçme sözü veriyor.
AB’den yeni sanayi hamlesi: Altı adımlık plan açıklanacak