Bizi Takip Edin

AVRUPA

Alman hükümeti ekonomide zorlanıyor: Hem Berlin’de, hem Brüksel’de gerilim

Yayınlanma

Almanya’da hükümeti oluşturan koalisyon partileri ‘mali ihtiyata’ rağmen iktisadi büyümeye öncelik verme sözü verirken, küçük ortak liberal Hür Demokratlar (FDP) Almanya’nın ‘bürokratik yükünü’ azaltmak için Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’den daha fazla destek talep etti.

Yaz tatilinin sona ermesinin ardından Perşembe günü yapılacak ilk Bundestag oturumunda hükümetin 2024 bütçe teklifi tartışılacak. Bir hükümet sözcüsü, ekonominin durumu ve iktisadi büyümenin teşvik edilmesinin de Şansölye Olaf Scholz’un ertesi gün yapacağı genel kurul konuşmasının ana teması olacağını söyledi.

Koalisyonun büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) eş başkanı Saskia Esken gazetecilere yaptığı açıklamada, “Psikolojiyle ilgili bir iktisadi durumla karşı karşıyayız. Şimdi bizim görevimiz inovasyonu ve yatırımı artırmak ve böylece ekonomiyi canlandırmak ve geliştirmektir,” iddiasında bulundu.

Yeşiller lideri Britta Haßelmann ise yaklaşan bütçe görüşmelerinde hükümetin ana önceliklerinin ‘iktisadi teşvik ve sosyal güvenliğe yatırım’ olacağını söyledi.

‘Borç freni’ mali disiplin gerektiriyor

Bununla birlikte FDP lideri ve Maliye Bakanı Christian Lindner, ortaklarının isteksizce kabul ettiği borçlanmayı sınırlayan anayasal ‘borç freni’ne bağlı kalmayı sağladığı için, iktisadi teşvik amacıyla neler yapılabileceği belirsiz.

Esken, “Pandemi ve diğer krizler sırasında borç frenini askıya aldıktan sonra kriz sonrası bütçeye dönmek önemli, bu da bütçe kesintileri gerektiriyor,” dedi. Esken, vergi iadelerine ilişkin ilk tahminin Kasım ayında yapılması nedeniyle hükümetin daha fazla önlem için ne kadar alana sahip olduğunu yakında öğreneceğini söyledi. Aralık ayında 2024 bütçesinin nihai halinin kabul edilmesi bekleniyor.

Alman ekonomisi: Avrupa’nın iktisadi motoru dağılıyor mu?

Liberaller Brüksel’den ‘bürokrasiyi azaltma’ adımı bekliyor

Bu arada FDP ve Yeşiller, hükümetin geçen haftaki kabine toplantısında kabul edilen vergi indirimleri ve ‘yeşil dönüşüme’ yönelik yatırımlar da dahil olmak üzere son dönemdeki iktisadi müdahalelerini övdü.

FDP ayrıca hükümetin Almanya’nın bürokratik yükünü azaltma çabasına dikkat çekerken Brüksel’e de düzenlemeleri azaltma çağrısında bulundu. FDP Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai, “[Bürokrasinin azaltılması için] bir Avrupa girişimine ihtiyacımız var ve Komisyon Başkanı Bayan von der Leyen’den destek alırsak iyi olur,” dedi.

FDP’li yetkili, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti ve Binalarda Enerji Performansı Direktiflerini ‘yapıcı olmadıkları’ gerekçesiyle açıkça eleştirdi. Djir-Sarai, Almanya’nın kısa bir süre önce AB’deki bürokrasiyi azaltmak için Fransa ile ortak bir girişimde bulunacağını açıklamasının bürokrasiyi azaltmak için ‘hayati bir adım’ olduğunu da savundu.

Teşvik paketinin sınırları

Geçen hafta Alman hükümetinin Meseberg Kalesindeki ‘inziva’sının ardından açıklanan teşvik ve büyük paketi ise tatmin edici görünmüyor.

ING bankasının küresel makro başkanı ve Alman ekonomisinin deneyimli analisti Carsten Brzeski, planda yer alan toplam mali teşvikin yaklaşık 8 milyar avro ya da yıllık ulusal ekonomik çıktının yüzde 0,2’si olduğunu tahmin ediyor.

Brzeski, “Bugünkü paket Alman ekonomisi için çığır açıcı olmayacaktır. Hükümetin nihayet ekonominin sorunlarının farkına vardığını gösteriyor fakat ekonominin yeniden hız kazanması için muhtemelen aynı yönde daha fazla somut adım atılması gerekecek,” diye yazdı.

Deutsche Bank Research için hazırlanan bir raporda Almanya’nın karşı karşıya olduğu altı zorluk sıralanıyor. Bunlar arasında, ucuz Rus doğalgazı ithalatının sona ermesi; Çin’in Alman ihracatçılar için giderek zorlaşan bir pazar ve kritik hammaddeler ve teknoloji için potansiyel olarak şimdikinden daha az güvenilir bir tedarikçi olması; Almanya’nın savunma ve güvenliğe yatırım yapma ihtiyacı; iklim değişikliği; yaşlanan nüfus ve daralan işgücü piyasası; aşırı regülasyon ve bürokrasi sayılıyor.

AfD ve Almanya: Avrupa İhracatçılar Federasyonu mu?

Almanya’nın avantajları da var

Bununla birlikte rapor, Almanya’nın güçlü yönlerini de göz ardı etmememiz gerektiğini söylüyor. Bunlar arasında, Bundesbank’ın geçen yılın sonunda gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 66,4’ü olarak tahmin ettiği nispeten düşük kamu borcu, düşük özel sektör borcu ve Almanya’nın bir ‘Standort’, yani yatırım ve inovasyon bölgesi olarak nasıl geliştirileceği konusunda siyasi ve iş çevrelerinde yapılan tartışmaların ‘kalitesi’ yer alıyor.

Rapor, Almanya’nın her şeyden önce, ekonominin bel kemiği olarak bilinen orta ölçekli, genellikle aile tarafından işletilen şirketler olarak bilinen Mittelstand’a güvenebileceğini öne sürüyor. Bu şirketler, özellikle Almanya dışında nadiren tanınan isimler olsa da, ürettikleri uzmanlaşmış ürünler için dünya pazarlarından büyük paylar kazanma ve bu pazarları ellerinde tutma konusunda önemli bir birikime sahip.

Alman Mittelstand’ının önemi

Berenberg’den Holger Schmieding tarafından hazırlanan raporda da Almanya’nın ‘sonunun geldiğini’ öne sürenlere itiraz ediliyor. Schmieding, Almanya’nın dizel otomobiller ve kimyasallar gibi ‘eski moda’ endüstrilere çok fazla bel bağladığı için başının büyük belada olduğunu söyleyen ‘kıyamet tellallarının’ asıl noktayı kaçırdığını iddia ediyor.

Yazar, “Alman ekonomisini şekillendiren en önemli faktörler bunlar değil. Bunun yerine gerçek itici güçler, genellikle sahiplerinin yönettiği çok sayıda küçük ve orta ölçekli şirkettir. Bunlar bir araya geldiğinde, inovasyon için şimdiye kadar icat edilmiş en iyi arama motorlarından birini oluşturuyor,” iddiasında bulunuyor.

Dijital teknolojilerdeki gerilik

Almanya’nın altyapı, dijitalleşme ve benzeri alanlarda kamu yatırımlarına ihtiyaç duyduğu düşünülüyor.

Örneğin IMF, Almanya’nın internet bağlantısının iyileştirilmesi gerektiğini vurgulayanlar arasında yer alıyor. Alman ekonomisi üzerine yayınladığı raporda IMF, “Almanya’da sabit genişbantın kullanılabilirliği ve aboneliği yüksek olsa da, sabit genişbant bağlantı hızı emsallerine göre daha yavaş. Yüksek hızlı internet de büyük şehirlerin dışında daha az mevcuttur. Ayrıca, iş dünyasında dijital teknolojilerin kullanımı ve dijital beceriler de AB ortalamasına kıyasla daha düşüktür,” deniyor.

‘Borç freni’nde değişiklik önerisi

IMF ayrıca Alman yetkililere ‘borç freni’ kuralını değiştirmeyi düşünmelerini öneriyor. IMF, Almanya’nın yeni ‘iklim eylemi’ ve savunma girişimlerini karşılayabilmek için ‘GSYİH’nin yaklaşık yüzde 9’una tekabül eden çok sayıda bütçe dışı fon’ oluşturarak borç freninin ‘etrafından dolanmasını ironik bulduğunu’ yazıyor.

The Economist dergisi, Alman ekonomisiyle ilgili yakın tarihli bir raporunda, bu tür ‘muhasebe hilelerini’ bir kenara bırakarak Alman hükümetine ‘borç freni’ kuralını değiştirmeyi önermişti.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English