Bizi Takip Edin

AVRUPA

Almanya, Schengen bölgesine bir darbe daha vurmaya hazırlanıyor

Yayınlanma

Alman muhalefet partileri ve trafik lambası koalisyonunun bir bölümü, düzensiz göçle mücadele için daha fazla sınır kontrolü çağrısında bulunarak, AB üye ülkelerinin çoğuyla sınırı olan ülkede uzun süredir kabul gören Schengen uzlaşısını sorguluyor.

Almanya’da yasadışı sınır geçişlerinin sayısı geçen yıla kıyasla düşmekle birlikte, pandeminin neden olduğu düşük seviyenin ardından hâlâ yüksek.

Bu durum hükümeti geçtiğimiz eylül ayından itibaren Almanya-Avusturya sınırına ek olarak Polonya, Çekya ve İsviçre sınırlarında da kontrolleri yeniden başlatmaya sevk etmişti.

Fakat göç politikasında daha sert tutum alınmasını isteyenler bunun yeterli olmadığını düşünüyor.

Muhalefet ve hükümet koalisyonunun bir kısmı şimdi tüm ulusal sınırlarda kalıcı kontroller yapılmasını istiyor. Bazıları göç tartışmalarının sınırların kaldırıldığı Schengen sisteminden geri adım atılmasına yol açmasından korkuyor.

Şansölye Olaf Scholz’un da mensubu olduğu Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Avrupa işlerinden sorumlu Alman milletvekili Christian Petry, “Schengen’in kazanımlarından duyulan korku haklı. Eğer bu siyasi gelişme [genel kontrol çağrıları] devam eder ve [parlamentoda] çoğunluğu kazanacak hale gelirse, bu federal, sosyal bir Avrupa için büyük bir gerileme olacaktır,” dedi.

EURO 2024’teki sınır kontrolleri “pandoranın kutusunu” açtı

Görünen o ki hükümet, önce UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO) sırasında tüm ulusal sınırlarda, şimdi de Olimpiyatlar sırasında Fransa sınırında geçici kontroller başlatarak pandoranın kutusunu açtı.

Ana muhalefetteki Hıristiyan Demokratlar (CDU/CSU), o zamandan beri Schengen kurallarına bir istisna olarak tüm Alman sınırında genel kontrollerin başlatılması için baskı yapmaya başladı. Bu, polise herhangi bir zamanda sabit veya mobil kontroller yapma izni vermek demek.

CDU/CSU lideri Friedrich Merz geçtiğimiz günlerde bunu “paraya mal olmayan ama ülkedeki havayı çok hızlı bir şekilde daha iyi hale getirebilecek” önlemlerden biri olarak saydı.

SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser kontrolleri kalıcı hale getirmeyi reddetti, fakat SPD’nin koalisyon ortağı liberal Hür Demokratlar (FDP) öneriyi desteklediğini açıkladı.

Schengen’i kuran CDU, şimdi sınırlandırılmasını istiyor

Bu gelişme, Almanya ve kendisini “Almanya’nın Avrupalı partisi” olarak tanımlayan CDU/CSU için sınır kontrollerinin normalleştirilmesinde yeni bir tırmanışa işaret ediyor.

Dahası, 1995 yılında Schengen bölgesinin hayata geçirilmesini sağlayan kişi CDU’lu Şansölye Helmut Kohl’dü.

Kohl’ün CDU’lu halefi Angela Merkel, 2015-16 mülteci krizi sırasında tüm Avrupa’yı kapsayan çözümlerinin savunucusu gibi görünse de, Merkel hükümeti Avusturya sınırında kontrolleri yeniden başlatmıştı.

2023 yılına gelindiğinde CDU yetkilileri, düzensiz göçün arttığı Çekya ve Polonya sınırlarında kontroller yapılması çağrılarına öncülük etmeye başladı.

Başlangıçta bu çağrılara şüpheyle yaklaşan İçişleri Bakanı Faeser, “sabit sınır kontrollerinin pek çok insanın günlük yaşamında büyük bir kesintiye neden olacağını” söylemişti fakat sonunda baskılara boyun eğdi.

CDU’ya göre dolaşım özgürlüğü “suçlular tarafından kötüye kullanılıyor”

Genişletilmiş kontrolleri destekleyenler EURO 2024 sırasında yapılan kontrollerin başarısına işaret ediyor. 7 Haziran ve 19 Temmuz tarihleri arasında polis 9.172 izinsiz giriş vakası kaydetti ki bu rakam bu yıl şimdiye kadarki tüm aylardan çok daha fazla ve bunların 6.401’i geri çevrildi. Ayrıca 275 şüpheli insan kaçakçısı da gözaltına alındı.

CDU’nun Avrupa işlerinden sorumlu başkan yardımcısı Detlef Seif Euractiv’e yaptığı açıklamada, “[Rakamlar] (…) dolaşım özgürlüğünün suçlular tarafından ne ölçüde kötüye kullanıldığını ve vatandaşları tehlikeye attığını gösteriyor,” dedi.

“Schengen’in ‘ruhu’nun” genellikle koşulsuz dolaşım özgürlüğü olarak yanlış yorumlandığını savunan Seif, Schengen’in etkili dış AB sınır kontrolleri gerektirdiğini, bunun yokluğunun ise dahili ulusal kontrolleri zorunlu kıldığını kaydetti.

CDU’lu yetkili, Schengen öncesi dönemde olduğu gibi “tüm geçişlerde tam kontroller” yerine, bunların nokta kontroller olacağını da sözlerine ekledi.

“Schengen ruhu” yaşayabilecek mi?

Alman Nakliye ve Lojistik İşletmeleri Birliği (DSLV) sözcüsü Euractiv’e yaptığı açıklamada, taşımacılık sektörünün mevcut kontroller nedeniyle gözle görülür bir aksaklık yaşamadığını söyledi.

Fakat sözcü, EURO 2024 sırasında mal trafiğine dokunulmadığına ve Avrupa’da üretim, ticaret ve lojistik süreçleri malların serbest dolaşımına dayandığından bu durumun bu şekilde kalması gerektiğine dikkat çekti.

SPD’li Petry, kapsamlı ve genel sınır kontrollerinin yaratacağı rahatsızlık ve psikolojik etkinin uzun vadede sınır ötesi işbirliğine zarar vereceğinden korkuyor.

Almanya’nın iktidar partisi bu nedenle kontrollerin en etkili koruma yöntemi olmadığında ısrar ederken, İçişleri Bakanlığı da Schengen kurallarının kontrollerin kapsamlı değil geçici olmasını ve son çare olarak başvurulmasını gerektirdiğini savunuyor.

Her halükarda mevcut kontroller bir süre daha devam edebilir. Kontrollerin sonlandırılması için göç seviyelerinin sürdürülebilir bir şekilde düşmesi gerektiğini söyleyen Faeser, umutlarını AB’nin göç reformuna bağlıyor.

Yeni sistemin uygulanmasının ancak 2026 yılında tamamlanması bekleniyor.

AVRUPA

Ermenistan’da ‘askeri darbe girişimi’ iddiası

Yayınlanma

Ermenistan Soruşturma Komitesi’nden yapılan açıklamada Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın silahlı darbe yoluyla ülkede iktidarı ele geçirme girişimini engellediği duyuruldu.

Aralarında Dağlık Karabağ kökenli kişilerin de bulunduğu yedi Ermenistan vatandaşı hakkında dava açıldı. Üç kişi gözaltına alınırken, diğerleri için arama çalışmaları devam ediyor.

Açıklamaya göre, sanıklar bazı vatandaşları ayda 220 bin dram maaş vaadiyle devşirmeye çalıştı.

Söz konusu şahıslar, “yeni nesil ağır silahları tanıma, kullanma ve muharebe eğitimi alma” bahanesiyle üç aylık askeri eğitim kamplarına katılmak üzere Rusya’nın Rostov-na-Donu bölgesine gönderildi. Komitenin iddiasına göre asıl amaç, şahısları Ermenistan’a döndüklerinde kullanmaktı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ya da Erivan Büyükelçiliğinden konuya ilişkin henüz açıklama gelmedi.

Açıklamada, askerlerin kişisel özelliklerinin, siyasi görüşlerinin ve Ermeni kolluk kuvvetleriyle bağlantılarının yalan makinesi testleriyle incelendiği belirtildi.

Açıklamaya göre, bu şahıslar daha sonra kapalı alanda savaş eğitimi verilen Arbat askeri üssüne yerleştirildi.

Ekip üyelerine, tatbikatın gerçek amacının Ermenistan’daki mevcut hükümeti devirmek olduğu açıkça söylendi.

Askerlerin bir kısmı bu plana katılmayı reddederek ülkeye geri döndü. Geri kalanlar ise planlarını hayata geçiremeden güvenlik güçleri tarafından yakalandı.

Paşinyan: KGAÖ, Ermenistan’ın güvenliği, varlığı ve egemenliğine tehdit oluşturuyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Sol partilerden Macron’a karşı görevden alma hamlesi

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı Boyun Eğmeyen Fransa (La France insoumise – LFI) tarafından açılan azil davası, 17 Eylül Salı günü Ulusal Meclis bürosu tarafından 10’a karşı 12 oyla kabul edilebilir bulundu.

Beşinci Cumhuriyet tarihinde türünün ilk örneği olan bu hamlenin başarıya ulaşma şansı bulunmamakla birlikte, LFI’yı da bünyesinde barındıran solcu Yeni Halk Cephesi’nin (NFP) Ulusal Meclis’in en üst makamı olan büroda çoğunluğa sahip olması nedeniyle salı günkü oylamanın sonucu bekleniyordu.

300.000’den fazla kişi tarafından imzalanan bir dilekçeye göre prosedür, Macron’un “parlamenter rejimler dünyasında ve temsili demokrasi sisteminde eşi benzeri görülmemiş otoriter sürüklenişini” kınamak için başlatıldı.

Temmuz ayında yapılan parlamento seçimlerinde NFP’nin en çok sandalyeyi kazanmasına rağmen, Cumhurbaşkanı yaz boyunca NFP adayı Lucie Castets’in hükümeti kurmasına izin vermedi. Sonunda muhafazakâr-sağcı Michel Barnier bu ayın başlarında başbakan olarak atandı.

Emmanuel Macron’un olası azli, parlamentonun genelinde oylamaya sunulmadan önce Ulusal Meclis’in Hukuk Komisyonu tarafından incelenecek.

Metnin kabul edilebilmesi için milletvekillerinin üçte ikisi (577 milletvekilinden 385’i) tarafından onaylanması gerekiyor. Karar Meclis engelini geçerse, sağ partilerin ve merkezci müttefiklerinin çoğunlukta olduğu Senato’ya gönderilmesi gerekiyor.

Dolayısıyla Macron’un görevden alınmasının kabul edilmesi matematiksel olarak imkansız görünüyor, özellikle de Ulusal Meclis’teki Ulusal Birlik’in (RN) başkanı Marine Le Pen, bu hareketi sol tarafından düzenlenen “uğursuz bir komedi” olarak kınamış ve onları “düzensizlik ve kaos” yaymakla suçlamışken.

Fakat aralarında Antoine Léaument’in de bulunduğu LFI milletvekilleri salı günkü oylamayı gerekli bir “parlamenter karşılık” olarak memnuniyetle karşıladı. Parti lideri Jean-Luc Mélenchon ise 21 Eylül Cumartesi günü Fransa genelinde “Macron’u devirmek için” gösteriler düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanının partisinin Ulusal Meclis’teki milletvekili grubunun lideri olan eski Başbakan Gabriel Attal ise “bu önergeyi ve bu tartışmayı” “kurumlarımıza karşı bir savaş ilanı” olarak nitelendirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Politico: Zalujnıy, Kursk oblastının işgaline karşı çıkmıştı

Yayınlanma

Politico haber kuruluşunun Ukraynalı yetkililere dayandırdığı haberine göre eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, Kursk oblastının Ukrayna güçleri tarafından işgal edilmesine karşı çıktı.

Haberin kaynağı, “Zalujnıy bunun bir macera olduğunu düşünüyordu” diye belirtti.

Zalujnıy, Rusya topraklarına girilmesi durumunda net bir eylem planının olmadığına dikkat çekti.

Bu konuda sorular sordu ancak Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’den tatmin edici bir yanıt alamadı.

Ukrayna ordusunun 80. Hava İndirme Tugayı’nın görevden alınan komutanı Emil İşkulov da taarruza karşı çıktı.

Gazetenin kaynaklarına göre İşkulov, tugayının Rusya topraklarında savunmasız kalmasından ve can kaybının ciddi ölçüde artmasından endişe ediyordu.

Ukrayna güçleri 6 Ağustos’ta Kursk oblastını işgal etti ve o tarihten bu yana bölgede çatışmalar sürüyor. Kursk, Belgorod ve Bryansk oblastlarında terörle mücadele operasyonu rejimi uygulanırken, ilk iki bölgede ayrıca olağanüstü hâl ilan edildi.

Ukrayna, BM ve Kızıl Haç’ı Kursk oblastına davet etti

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English