Bizi Takip Edin

AVRUPA

Almanya’da komutanların ses kaydı skandalı büyüyor

Yayınlanma

Rusya’nın, Alman silahlı kuvvetleri Bundeswehr’in Kırım’daki Kerç köprüsünün yıkılmasıyla ilgili konuşmasını gizlice dinlediğinin ortaya çıkması, AB’nin motor gücü Almanya’da büyük bir skandalın patlak vermesine neden oldu.

Russia Today (RT), yüksek rütbeli Bundeswehr subaylarının video konferansının bir kaydını yayınladı. Konuşma, diğer şeylerin yanı sıra, Taurus uzun menzilli füze sisteminin bir köprüyü havaya uçurmak veya Rus mühimmat depolarına saldırmak için nasıl kullanılabileceği sorusuna odaklanıyordu.

Konuşmanın içeriği, Taurus sistemlerinin Ukrayna tarafından nasıl kullanılabileceği sorusu etrafında dönüyor. Toplantı dijital bir video konferans olarak gerçekleştirilmiş gibi görünüyor. Konuşması dinlenenler arasında Alman Hava Kuvvetleri Luftwaffe’den Hava Kuvvetleri Genel Müfettişi Korgeneral Ingo Gerhartz da yer alıyor.

Şansölye Olaf Scholz’un, Rusya’nın içerisinde de kullanılma ihtimali olduğundan Taurus sistemlerini Ukrayna’ya gönderme konusunda isteksiz olduğu bir süredir dillendiriliyor. Toplantıda bir subay, Bundeswehr çevrelerinden Taurusların işe yaramayacağını duyduğunu ve bu nedenle Scholz’un tereddütlü olduğunu söyleyen bir gazeteci hakkında bilgi veriyor.

Alman subaylar: İngilizler ve Fransızlar Ukrayna’da sahada

Video konferansta Alman subaylar, diğer devletlerin askerlerinin halihazırda Ukrayna’da olduğu gerçeğinden bahsediyor. Özellikle İngilizlerin ‘sahada askerlerinin olduğu’ ve ‘Amerikan aksanlı birçok insanın sivil kıyafetlerle dolaştığı’ vurgulanıyor.

Gerhartz, füze teslimatı konusunda İngilizlerin tecrübeli olduğunu vurgulayarak, “Onları her zaman Ridgeback zırhlı araçlarıyla taşıyorlar. Sahada birkaç kişi var,” diyor. Ayrıca Fransa’nın da Scalp olarak bilinen Storm Shadow füzelerinin kendi versiyonunu, yaklaşık 67.000 sterline mal olan ticari bir SUV olan Audi Q7’lerin arkasında Ukrayna’ya teslim ettiğini ifşa ediyor.

Görüşmeye katılan ve Tuğgeneral Frank Graefe olduğuna inanılan bir diğer katılımcı, Ukrayna birliklerinin Alman topraklarındaki eğitimini tartışıyor. Eğitim aldıktan ve Ukrayna’ya dönmeye hazır olduktan sonra, ‘doğru hareket tarzının’ bu birlikleri Britanya’nın ‘devralması’ olacağını söylüyor.

Bundeswehr, Kerç Köprüsüne saldırı planlamış

Daha sonra, Taurus füzelerinin ‘doğuya giden köprü’ için kullanılıp kullanılamayacağı tartışılıyor. Kırım’daki Kerç Boğazı köprüsünü vurmak için araştırma yaptığı anlaşılan Almanlar, ikiye bölünmüş görünüyor. Bazı subaylar, bölgenin vurulabileceğini savunurken, bir başka subay, köprüye yapılacak bir saldırının o kadar kolay olmadığını, bölgeye ‘yoğun bir şekilde baktıklarını ama bunun zor olduğunu söyleyerek, “Ne yazık ki, büyüklüğü nedeniyle köprü bir havaalanı gibi,” diyor.

Subay, köprüye ‘muhtemelen 10 veya 20 füze’ atmak gerekeceğini, bir sütuna vurmanın yeterli olmayacağını belirtiyor. Almanlar, toplantıda, köprünün sadece askeri olarak değil, aynı zamanda siyasi olarak da önemli olduğunu ima ediyorlar.

Alman subayların esas derdi, Ukrayna’ya Taurus yardımı söz konusu olduğunda, bu tedarikten Berlin’in izinin nasıl silinebileceği. Örneğin sistemlerin Polonya üzerinden tedarik edilmesinin yanı sıra, Ukraynalılar bu sistemi kendileri işletebilir hale gelene kadar, İngilizlerden geçici yardım alınması da konuşuluyor.

Alman Savunma Bakanlığı ses kaydının doğruluğunu kabul etti

Cuma akşamı dpa, Alman Savunma Bakanlığının Moskova’dan gelen iddiaların ardından Hava Kuvvetleri bölgesindeki iletişimin kesilip kesilmediğini incelediğini aktardı. Dpa’ya göre bakanlık sözcüsü, “Federal Askeri Karşı İstihbarat Servisi Ofisi (BAMAD) gerekli tüm önlemleri başlattı,” dedi.

Cumartesi günü ise Alman Savunma Bakanlığı nihayet kaydın gerçekliğini doğruladı ve şimdi resmen Hava Kuvvetleri subaylarının iç konuşmalarının ele geçirildiğini varsayıyor.

Berliner Zeitung’un aktardığına göre, bir bakanlık sözcüsü cumartesi günü Berlin’de yaptığı açıklamada, kaydın gerçekliğini doğruladı ve “Sosyal medyada dolaşan kayıtlı veya yazılı versiyonda değişiklik yapılıp yapılmadığını şu anda kesin olarak söyleyemeyiz,” dedi.

dpa’nın bildirdiğine göre subaylar Webex video konferans platformunu kullanıyordu.

Scholz’dan ‘tam soruşturma’ sözü

Scholz ise, Rusya’nın üst düzey Alman hava kuvvetleri subayları arasında Ukrayna’ya füze tedarik etmeyi tartıştıkları bir telefon görüşmesinin kaydını yayınlamasının ardından ‘tam bir soruşturma’ sözü verdi. 

Roma’da Papa Francis ile yaptığı görüşmenin ardından konuşan Scholz, olayı ‘çok ciddi bir mesele’ olarak nitelendirdi ve “Çok dikkatli, yoğun ve hızlı bir şekilde soruşturulacak. Bunu yapmak da gerekli,” dedi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da pazar günü yaptığı açıklamada, ‘Rus enformasyon savaşı tehdidi’ konusunda uyardı.

Pistorius, “Bu, Putin’in yürüttüğü enformasyon savaşının parçası. Bu ayrılık yaratma ile ilgili. Birliğimizi baltalamakla ilgili. Ve buna göre, buna özellikle sağduyulu bir şekilde tepki vermeliyiz, fakat daha az kararlı değil,” dedi.

Pistorius’a göre, Almanya ve müttefiklerinin, ‘iç politikamızı parçalamayı’ amaçlayan ‘Putin’in tuzaklarına düşmemesi’ gerektiğini de sözlerine ekledi.

Ana muhalefet: Buz dağının görünen yüzü

Ses kaydının yayınlanması Alman siyasetini de karıştırdı. Yeşiller milletvekili Konstantin von Notz, ‘gizli dinleme skandalının tek seferlik bir olay mı yoksa yapısal bir sorun mu olduğu’ konusunda hızlı bir şekilde tespit edilmesi gerektiğini söyledi ve olayın, hassas hükümet iletişiminin karşı karşıya olduğu risklerin değerlendirilmesinde ‘radikal bir değişim’ gerektirebileceğini söyledi.

Ana muhalefetteki Hıristiyan Demokratların (CDU) savunma politikası sözcüsü Roderich Kiesewetter ise kamu yayıncısı ARD’ye olayın ‘buzdağının sadece görünen kısmı olması muhtemel’ olduğunu söyledi.

CDU’nun Bavyeralı kardeş partisi CSU’nun grup başkan vekili Alexander Dobrindt de Der Spiegel’e verdiği demeçte, Scholz’un Federal Meclis’te kendisini açıklaması gerektiğini söyledi ve böyle bir komitenin kurulmasının ‘göz ardı edilemeyeceğini’ de sözlerine ekledi.

Federal Meclis Savunma Komitesi Başkanı FDP’li Marie-Agnes Strack-Zimmermann, RND haber ajansına verdiği demeçte, Rusların Scholz’u Taurus füzelerinin teslimatına izin vermekten korkutmaya çalıştığını söyledi. 

Casusluğun, ‘Rusya’nın hibrit savaşının alet kutusundaki bir unsur’ olduğunu ileri süren Strack-Zimmermann, konuşmaların dinlenmesinin şaşırtıcı olmadığını da sözlerine ekledi.

Rusya’dan tepkiler

Alman subayların toplantısının sızdırılmasının ardından Rusya’dan da tepkiler gelmeye başladı.

Eski Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, ses kaydını Almanya’nın ‘Rusya’ya karşı savaşa hazırlandığının kanıtı’ olarak tanımlandı.

Cumartesi günü Türkiye’deki diplomasi forumunda konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise kaydın Ukrayna ve destekçilerinin ‘rotalarını hiç değiştirmek istemediklerini ve savaş alanında Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratmak istediklerini’ gösterdiğini söyledi.

Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov, Alman silahlı kuvvetleri Bundeswehr’in kendi inisiyatifiyle mi hareket ettiğinin yoksa devlet politikasının bir parçası mı olduğunun net olmadığını söyledi.

Peskov ayrıca, Alman askeri görüşmelerinin, batının Ukrayna ihtilafına doğrudan katılımını gösterdiğini söyledi.

Öte yandan Rusya dışişleri bakanlığı pazartesi günü, Ukrayna ile ilgili gizli bir Alman ordusu görüşmesinin telefon dinleme sızıntısının yayınlanmasının ardından Almanya’nın Moskova büyükelçisini çağırdı.

AVRUPA

İtalya’nın Kardeşleri ile Hukuk ve Adalet anlaştı

Yayınlanma

Polonya Basın Ajansı’nın (PAP) bildirdiğine göre Polonya’nın muhafazakâr Hukuk ve Adalet (PiS) partisi, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Fratelli d’Italia (İtalya’nın Kardeşleri – FdI) partisi ile Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) siyasi ailesi olan Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri Grubu (ECR) içindeki görevlerin paylaşımı konusunda anlaşmaya vardı.

PiS ve FdI, sırasıyla 20 ve 24 AP üyesi ile milli-muhafazakâr ECR grubunun en büyük iki ulusal partisi konumunda.

Yeni üyelerin katılımıyla ECR kısa bir süre önce Avrupa Parlamentosu’nun en büyük üçüncü grubu haline gelmişti.

Tahminler, üye partilerden herhangi birini, özellikle de PiS kadar büyük bir partiyi kaybetmemesi koşuluyla, bu durumun devam edeceğini gösteriyor.

Fakat düne kadar PiS’in ECR’nin bir parçası olarak kalması hiçbir şekilde kesin değildi.

Perşembe günü basında çıkan haberlerde, partinin Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz’i tarafından, eski Çekya başbakanı Andrej Babiš’in ANO hareketi ve Jansa’nın Slovenya Demokratik Partisi’nin (SDS) de yer alacağı yeni bir gruba katılmaya ikna edildiği öne sürüldü.

PiS, Le Pen ve Orban’ı da istemiş

PAP, PiS’in FdI ile uzlaşmaya vardığını ve gruptaki liderlik pozisyonlarını kendi aralarında paylaşarak uzlaşmanın yolunu açtığını bildirdi.

Grup resmi olarak oluşturulacak ve yeni başkan, son tarihten bir gün önce, önümüzdeki salı günü (3 Temmuz) seçilecek.

Euractiv’e konuşan çeşitli kaynaklar, çarşamba günü grubun oluşumuna ilişkin görüşmelerin önce kesintiye uğradığını ve ileri bir saate ertelendiğini, ardından da Polonya heyetinin boykotu nedeniyle iptal edildiğini söyledi.

PiS heyeti çarşamba günü (26 Haziran) toplantıya katılmış fakat ulusal partiler arasındaki gerginlik nedeniyle görüşmeler yapılamamıştı. Ayrıca PiS üyeleri liderlik pozisyonlarına kimin atanacağı konusunda da kendi içlerinde bölünmüş durumdaydı.

PiS, diğer hususların yanı sıra Fidesz ve Marine Le Pen’in Fransız Ulusal Birlik’inin ECR’ye kabul edilmesini talep etti.

“Meloni’nin dışlanması PiS’e cesaret verdi”

Toplantıya devam edilmemiş olsa da PiS nihayetinde FdI ile uzlaşmayı başardı ve Polonya grubun iki başkan yardımcılığı pozisyonundan birini aldı ve grubun genel sekreterliği de dahil olmak üzere halihazırda sahip olduğu diğer bazı pozisyonları korudu.

Fidesz’in üyeliği şu an için söz konusu değil ancak kaynaklar gelecekte bu konunun tekrar gündeme gelebileceğini söylüyor.

Euractiv Polonya’nın ulaştığı PiS, PAP’ın haberlerini ne doğruladı ne de yalanladı.

Bu arada İtalyan delegasyonu PAP’a yaptığı açıklamada PiS’in taleplerinin en başından beri grubun genişlemesiyle ilgili olmadığını, sadece Avrupa Konseyi’nin AB’nin üst düzey görevlerini müzakere ederken Meloni’yi dışlamasından cesaret alarak Polonya’nın gruptaki konumunu güçlendirmeye yönelik bir girişim olduğuna inandığını söyledi.

İtalyan bir AP üyesi, “Polonya delegasyonu Meloni’nin yenilgisinden bir şeyler kazanabileceğine karar verdi. Bu onun mezarı üzerinde bir dans,” dedi.

Yeni bir sağ AP grubu ihtimali artıyor

Öte yandan ANO hareketinin lideri, eski başbakan Andrej Babiš, geçen hafta Liberallerin saflarından ayrılan partisinin Avrupa Parlamentosu’nda yeni bir grup kuracağını söyledi fakat partinin kiminle işbirliği yapacağı henüz belli değil.

Babiš, 27 Haziran Perşembe günü Instagram hesabından yaptığı açıklamada, “Avrupa Parlamentosu’nda göçe karşı ve Yeşil Mutabakat’ta bir değişiklik için yeni bir grup kuracağız. Yakında daha fazlasını öğreneceksiniz,” dedi.
ANO hareketi geçen hafta liberal Renew grubundan ve ALDE partisinden ayrıldığını duyurmuş, Babiš ise hareketinin artık bu gruplarda kendi gündemini sürdüremeyeceğini savunmuştu.

Brüksel’de basına yansıyan haberlere göre Babiš, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz partisi, Slovenya’nın SDS partisi ve Polonya’nın PiS partisi ile güçlerini birleştirebilir, ancak bunların hiçbiri doğrulanmadı.
ANO’ya yakın kaynaklar geçtiğimiz günlerde yeni grupta Marine Le Pen’in RN ya da Geert Wilders’in Hollanda Özgürlük Partisi’nin yer alacağını öne sürmüştü.

Fakat her iki parti de halen AP2de sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) fraksiyonunun bir parçası ve bu iki partinin ilgilenip ilgilenmeyeceği şimdilik belirsiz.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Zelenskiy’in eski yardımcısı Kirill Timoşenko’ya yolsuzluk baskını

Yayınlanma

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) görevlileri, Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in eski yardımcısı, Savunma Bakan danışmanı ve Büyük İnşaat Projesi eski sorumlusu Kirill Timoşenko’nun evinde arama yaptı.

Ukrayinska Pravda gazetesinin haberine göre yayımlanan fotoğraflarda Timoşenko’nun NABU dedektifleri tarafından bir araca bindirildiği görüldü.

Telegram kanalından açıklamada bulunan NABU, Timoşenko’nun henüz gözaltına alınmadığını ve soruşturmanın devam ettiğini belirtti.

Daha sonra Timoşenko’nun kendisi de evinin arandığını doğruladı, ancak bunların ‘kendisinin hiçbir ilgisinin olmadığı bir davayla ilgili’ olduğunu belirtti.

Timoşenko, “Kanun uygulayıcıların sunduğu tüm gereklilikleri yerine getirdim, bana karşı hiçbir suçlama yok,” ifadesini kullandı.

‘Büyük İnşaat’, Zelenskiy yönetimi tarafından 2020 yılında başlatılan bir projeydi. Amacı sosyal, ulaşım ve spor altyapısını geliştirmekti. Zelenskiy, daha sonra beş yıl içinde 25 bin kilometrelik yolu yenileme ve düzinelerce inşaat projesini tamamlama sözü vermişti.

Timoşenko, devlet başkan yardımcısı olarak görev yaparken (Mayıs 2019’dan Ocak 2023’e kadar) projeye nezaret etti.

Fakat ‘Büyük İnşaat’, kartelcilik, şişirilmiş fiyatlar ve ihalelerin yerli şirketler yerine yabancı şirketlere verilmesi nedeniyle defalarca eleştirildi. Eski Maliye Bakanı İgor Umanskiy, Rusya’nın askeri müdahalesinin başlamasından önce bile proje bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ının zimmete geçirildiğini söylemişti.

Ukrayinska Pravda, Timoşenko’nun evindeki aramalardan önce basın mensuplarının devlete ait enerji şirketi Naftogaz’ın eski başkanı ve eski Yerel İdareler Kalkınma Bakanı Aleksey Çernişev’in aranması yönünde emir alan NABU’nun, büro başkanı Semyon Krivonos’un kararıyla aramayı gerçekleştirmediğine dair bir soruşturma yürüttüğünü kaydetti.

Daha önce Krivonos, NABU’ya olası sızıntılarla ilgili soruşturmanın bir parçası olarak sorgulanması gereken Verhovna Rada’nın yolsuzlukla mücadele komisyonu toplantısına katılmamıştı.

Strana‘nın haberine göre dava mayıs ayından bu yana devam ediyor ve Büyük İnşaat projesindeki yolsuzlukla alakalı. Daha sonra NABU’nun üst düzey çalışanlarının yolsuzluk soruşturmasında şüphelilere bilgi aktardığı ve onları yaklaşan aramalar konusunda uyardığı ortaya çıktı.

Sızıntı iddiaları, müfettişlerin soruşturma altındaki işadamı Yuriy Golik’e ait bir telefonu ele geçirmelerinin ardından ortaya çıktı.

Strana, NABU’ya yönelik saldırının Ukrayna’nın iki ana yolsuzlukla mücadele yapısı olan NABU ile Yolsuzlukla Mücadele Kovuşturma Teşkilatı (SAP) arasındaki çatışmayla alakalı olduğunu kaydetti.

Gazeteye göre, mevcut NABU yönetimi, ‘Batı’nın himayesindeki’ bir dizi yetkiliyi görevden almış, bu da SAP yönetimini ve Batı yanlılarını kızdırmıştı.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Meloni, partisinin gençlik kollarına ait video nedeniyle zorda

Yayınlanma

İtalya’da Başbakan Giorgia Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia’nın (İtalya’nın Kardeşleri – FdI), partinin gençlik grubu üyelerinin toplantılarında faşist diktatör Benito Mussolini’yi ve sağcı bazı tartışmalı isimleri övdüklerini ortaya çıkaran bir soruşturma üzerine haftalar süren sessizliğinin ardından, Senato Başkanı Ignazio La Russa eylemlerini kınarken, Meloni henüz bir yorum yapmadı.

Senato Başkanı ve FdI’nın kurucularından La Russa, Facebook’ta yaptığı paylaşımda her türlü ırkçılık ve antisemitizmi “kesin bir dille kınadığını” ifade etti ve olayların partinin değerlerine aykırı olduğunu ekledi.

İtalyan medya kuruluşu Fanpage, FdI gençlik kanadına yönelik bir soruşturma başlatmış ve Roma selamı veren, Mussolini’yi öven ve faşist sloganlar atan gençlerin gizli çekilmiş görüntülerini ortaya çıkarmıştı.

La Russa’nın açıklaması, soruşturmanın ikinci bölümünde Gioventù Nazionale’nin (Milliyetçi Gençlik) üst düzey bir liderinin gizli bir kamerada FdI Senatörü ve Roma Yahudi Cemaati eski sözcüsü Ester Mieli hakkında antisemitik ifadeler kullanırken yakalanmasının ardından geldi.

La Russa, “Gioventù Nazionale’nin bazı üyelerinin kabul edilemez sözlerinin kurbanı olan Senatör ve dostum Ester Mieli’ye en içten ve sevgi dolu dayanışma duygularımı iletiyorum,” diye yazdı.

FdI tutumunu değiştirdi

Çarşamba günü, FdI’nın örgütlenme sorumlusu Giovanni Donzelli’den de bir ton değişikliği geldi.

Donzelli ilk başta, “Solcu militan basının önyargılı soruşturmalarına itibar etmiyorum. Fratelli d’Italia’yı aşırılık yanlısı ve nostaljik bir hareket olarak gösterme çabası acınası bir durumdur,” demişti.

Fakat akşam saatlerinde, soruşturmanın ikinci bölümünün tamamlanmasının ardından U dönüşü yapıldı, hatta disiplin tedbirleri alınacağı duyuruldu.

Donzelli, “Tekrar ediyoruz: Fratelli d’Italia’da ırkçılara, aşırılık yanlılarına ve antisemitlere yer yoktur. Bugün yayınlanan videolarda yer alan ifadeler, kaydedilme ve ifşa edilme şekline rağmen, kabul edilemez ve siyasi hareketimizin değerleriyle bağdaşmamaktadır… Fratelli d’Italia sorumlulara karşı büyük bir kararlılıkla hareket edecektir,” dedi.

Meloni’den açıklama bekleniyor

Muhalefet, Giorgia Meloni’den Fanpage soruşturması hakkında yorum yapmasını talep etmeye devam ediyor.

Birçok kişi ayrıca, kendileri dışındaki tüm kanal ve gazetelerde yer aldığı üzere, kamu yayıncısı Rai’nin soruşturmayı yayınlamasını talep ediyor.

Buna cevaben, çeşitli dernek ve partiler çarşamba akşamı Rai’nin Torino’daki merkezinin önünde, kısa bir süre önce ulusal kamu yayıncısının soruşturmaya yer vermemesinden şikayet eden RaiNews24’ün yayın komitesiyle dayanışma amacıyla bir gösterim düzenledi.

“Rai’de göremiyorsak, Rai’de izleyelim” sloganıyla yola çıkan girişim, soruşturmanın ikinci bölümünü büyük bir ekranda yayınladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English