Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Amerikan Büyük Teknoloji tekelleri ile İngiliz sansür kurulu çekişmesi

Yayınlanma

Politico’da yer alan habere göre İngiliz ordusundaki sansür kurulu ile Silikon Vadisi’nin Büyük Teknoloji devleri arasında ‘işbirliği’ gerilimi yaşanıyor.

Google, Meta ve X gibi teknoloji firmaları, devlet sırlarının sosyal platformlarda yayılmasını önleme misyonuna sahip gizli İngiliz komitesini defalarca reddetti.

Savunma ve Güvenlik Medya Danışma (DSMA) Komitesi, emekli subaylar tarafından yönetiliyor ve üyeleri arasında Sky, BBC ve Times gibi Birleşik Krallık’ın en büyük medya markalarından bazılarını sayıyor.

Resmi olmayan zorunluluk: D bildirimleri

Komite, kamuoyunda ‘D bildirimleri’ olarak adlandırılan DSMA bildirimlerini İngiliz medyasına vermekten sorumlu. Bunlar, görünüşte ‘ulusal güvenliğe’ zarar verecek ayrıntıları gönüllü olarak saklayan yayınlara yönelik talepler.

Komite tarafından medya organlarına gönderilen gayri resmi mektuplar yasal olarak bağlayıcı olmasa da, D bildirimlerinin reddedilmesi nadir görülen bir olay. Resmi Sırlar Yasası ve yakın zamanda yürürlüğe giren Ulusal Güvenlik Yasası kapsamında devam eden kovuşturma tehdidi, D bildirimlerine ağırlık kazandırıyor.

Pek az tartışılan komite, onlarca yıldır geleneksel basının bilindik isimleriyle ‘dostane bir şekilde’ bağlantı kurdu.

Sansür kurulu Big Tech’e kanca attı

Fakat komite son yıllarda, Big Tech’i (Büyük Teknoloji) masaya çekmeye odaklandı. Hızla gelişen bir çevrimiçi haber ortamının farkında olan komite, D bildirim rejimini daha geniş internet ortamına uygulamaya istekli.

DSMA bildirim sekreteri ve eski askeri diplomat Geoffrey Dodds bir röportajda, “Teknoloji devleri denilen yerlere girmeye çalışıyoruz,” demişti. Yetkili, Meta ve Google’ın komitenin ulaştığı sosyal medya şirketleri arasında olduğunu söylemişti.

Şu anda hükümetler, Meta ve X gibi sosyal platformlardan yerel yasaları veya platform kurallarını ihlal eden içeriği kaldırmalarını isteyebiliyor. Fakat Dodds, teknoloji firmalarının platformlarını çocuk istismarı materyali gibi yasadışı içerikler için izleyebileceklerini ve D bildirimleri ile ilgili bir şey görürlerse komiteden tavsiye alabileceklerini öne sürdü.

Hükümetten ‘bağımsız’ ama toplantılarını Savunma Bakanlığında yapıyor

DSMA’nın son zamanlardaki en önemli başarısı, ABD’li Edward Snowden’ın tüm ifşaatlarını birçok İngiliz gazetesinden uzak tutmak oldu. Fakat komitenin tarihi onlarca yıl öncesine dayanıyor.

D bildirim sistemi, I. Dünya Savaşı’ndan önceki histerik ‘Casusluk Humması’ (Spy Fever) iklimi sırasında, 1912’ye kadar uzanıyor. 1911 tarihli Resmi Sırlar Yasası’nın aksine, o zamanki adıyla ‘Resmi ve Basın Temsilcileri Ortak Komitesi’, askeri şahsiyetlerin basın baronlarıyla gizlice uğraştığı gayri resmi bir düzenlemeydi.

Grup RAF Kulübü’nde yıllık bir akşam yemeği ile kuruluşunu kutluyor. DSMA komitesi hükümetten bağımsız olduğunu iddia ediyor, fakat şu anda Savunma Bakanlığının güvenlik politikası genel müdürü Paul Wyatt tarafından yönetiliyor. Komite, Dışişleri Bakanlığı, Kabine Ofisi, Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından gelen hükümet üyelerini içeriyor ve toplantılar Savunma Bakanlığında yapılıyor.

Grubun D bildirimi rejimi beş temel alanı kapsıyor: askeri operasyonlar veya kapasiteler; silah sistemlerinin açıklanması; terörle mücadele güçleri veya istihbarat teşkilatı faaliyetleri; fiziksel mülk ve varlıklar; ve hassas pozisyonlarda çalışan personel ve aileleri. 

Komite üyesi Google, Snowden ifşaatlarından sonra ayrıldı

Dodds, son DSMA bildiriminin Ocak 2024’te yayınlandığını söylüyor; bir diğeri 2023’ün sonlarında ‘Birleşik Krallık kuvvetlerinin Ortadoğu’daki hareketleri’ ile ilgili olarak gönderildi. Politico’ya göre kurumun geçici olarak daha gayri resmi tavsiyeler verdiğine dair kanıtlar da var.

Google, bir zamanlar Silikon Vadisi’nden gelen tek katılımcı olarak DSMA’nın üyesiydi, fakat 2013’te Edward Snowden’ın Büyük Teknoloji firmaları ile yasadışı kitlesel gözetimde yer alan Batılı istihbarat teşkilatları arasında yaygın bir işbirliği olduğunu iddia eden ifşaatlarının ardından ayrıldı.

Komitenin Big Tech ile işbirliği müteakip girişimleri şu ana kadar boşa çıktı. Dodds, teknoloji devlerinin ‘şu anda kendi sebeplerinden dolayı bizimle [Komite] hiçbir ilgisi olmayacağını’ söyledi.

Fakat Dodds, Big Tech’e yönelik gelecekteki hükümet düzenlemelerinin potansiyel kaldıraç yaratabileceğini umuyor. Yetkili, “Birleşik Krallık hükümetinin, önerdiğimiz güvenlik türlerine gelmeden önce teknoloji devleriyle büyük bir pazarlık yapması gerektiğinden şüpheleniyorum. Bunun olmasını bekliyoruz … O zaman umarım teknoloji devlerini tekrar gemiye alabiliriz,” dedi.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English