Bizi Takip Edin

AMERİKA

Amerikan doları ağustostan bu yana en yüksek seviyesinde

Yayınlanma

ABD doları, son dönemde açıklanan güçlü iktisadi veriler ve yatırımcıların Donald Trump’ın önümüzdeki ay yapılacak başkanlık seçimlerini kazanma şansının artığına dair beklentileri ile ağustos ayından bu yana en güçlü seviyesine yükseldi.

Para birimi, bu ayın başlarında ABD’de açıklanan ve yatırımcıların Fed’in faiz indirimlerine ilişkin beklentilerini azaltmalarına neden olan istihdam rakamlarının da yardımıyla eylül sonundan bu yana rakipleri karşısında yaklaşık yüzde 4 yükseldi.

Financial Times’a (FT) konuşan MUFG’de kıdemli döviz analisti Lee Hardman, “Piyasalar Trump’ın kazanma olasılığını fiyatlamaya başladı,” dedi.

Trump doları zayıflatmak istese de tersi yönde beklentiler var

Bahis piyasaları ve eski başkan için ivme gösteren eyalet anketleri, yatırımcıları gümrük tarifelerini artırma, göçü kısıtlama ve vergileri düşürme politikalarının piyasa etkisini düşünmeye sevk etti.

Trump doları zayıflatma arzusunu dile getirmiş olsa da yatırımcılar uzun zamandır, özellikle de Cumhuriyetçiler Beyaz Saray’ı ve Kongrenin her iki kanadını da ele geçirmeyi başarırsa, ekonomi politikalarının tam tersini yapacağını düşünüyor.

Citi, ABD seçim ihtimallerindeki değişimden cesaret alan hedge fon müşterilerinin bu ay son iki yılın en uzun günlük dolar alım serisini gerçekleştirdiğini söyledi.

Barclays, dolarda gözlemlenebilir bir “seçim primi” olduğunu söyledi ve Fed beklentilerindeki değişimin tek başına para biriminin son dönemdeki kazançlarını açıklamak için yeterli olmadığını ekledi. 

10 yıllık Hazine tahvili getirisi yüzde 4,22’ye ulaştı

Macquarie’de küresel döviz ve faiz oranı stratejisti Thierry Wizman, doların son dönemdeki gücünün “iki ayağı” olduğunu söyledi. Bunlardan ilki, güçlü ekonomik verilerde “Amerikan istisnacılığının yeniden ortaya çıkışı” olarak adlandırdığı şey, ikincisi ise “Trump ticareti” olarak adlandırılan işaretlerdi.

Wizman, Trump’ın ekonomi politikalarının “daha fazla enflasyonla ilişkilendirilme eğiliminde olduğunu ve sonuç olarak önümüzdeki birkaç yıl içinde Fed’in daha az agresif bir faiz artırım döngüsüyle ilişkilendirilme eğiliminde olduğunu” söyledi.

Fed’in daha yavaş faiz indirimine gideceği beklentileri de son haftalarda uzun vadeli ABD Hazine tahvillerinde satışları körükledi ve 10 yıllık devlet tahvilinin getirisi salı günü Temmuz ayından bu yana en yüksek seviyesi olan yüzde 4,22’ye ulaştı.

Bu yıl bir ya da iki faiz indirimi daha bekleniyor

Swap piyasaları bu yıl bir ya da iki Fed indirimi daha bekliyor ve bu da merkez bankasının kalan iki toplantısından birinde faizleri sabit tutma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.

Geçtiğimiz ay yatırımcılar her toplantıda en az çeyrek puanlık bir indirim bekliyordu.

Fed’in borçlanma maliyetlerini 23 yılın en yüksek seviyesinden düşürmeye başlamasından sadece bir ay sonra yaşanan bu değişim, yatırımcıları pozisyonlarını ayarlama telaşına düşürdü.

Ice BofA Move endeksi ile ölçülen Hazine tahvilleri piyasasındaki volatilite geçen yılın sonundan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. 

Fakat ABD seçim sonuçlarının hâlâ çok yakın olarak görülmesi nedeniyle, diğer analistler çoğu yatırımcının bu noktada sonuç üzerine bahis yapmakta isteksiz olacağını söyledi.

Deutsche Bank’ın Amerika Kıtası FX araştırma müdürü Tim Baker, Trump’ın zaferinin “dolara yardımcı olacağını düşündüğünü, ancak bunun ileride olduğunu düşündüğünü” söyledi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English