Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Aruri suikastı sonrası İsrail, Hizbullah’tan misilleme bekliyor

Yayınlanma

İsrail, Beyrut’un güney banliyölerinden Hizbullah’ın kalesi Dahiye’de düzenlediği insansız hava aracı saldırısında üst düzey Hamas yetkilisi Salih el-Aruri’yi öldürdü. İsrail hükümeti şimdi Hizbullah’tan gelecek misillemeye hazırlanıyor.

Lübnan devlet haber ajansının bildirdiğine göre insansız hava aracı Hamas’ın bir ofisini vurdu ve altı kişi öldü. Hizbullah sözcüsü, The Washington Post’a yaptığı açıklamada saldırının üç roketle donatılmış bir insansız hava aracıyla gerçekleştirildiğini ve sorumlunun İsrail olduğunu söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen ABD’li bir savunma yetkilisi de saldırıdan IDF’nin sorumlu olduğunu belirtti.

Aruri’nin ölümünü doğrulayan Hamas, bunu İsrail’in düzenlediği “korkakça bir suikast” olarak nitelendirdi ve “Filistin içinde ve dışında Filistinlilere yönelik saldırılar halkımızın iradesini ve kararlılığını kırmayı ya da yiğit direnişinin devamını baltalamayı başaramayacaktır” dedi. Grup, “Bu, düşmanın Gazze Şeridi’ndeki saldırgan hedeflerinden herhangi birine ulaşmadaki başarısızlığını bir kez daha kanıtlıyor” dedi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Aruri ile birlikte Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Komutanları Semir Fendi, Azzam el-Akra’nın yanı sıra Hamas mensubu Mahmud Şahin, Muhammed Beşaşe, Muhammed er-Reis ve Ahmed Hammud’un hayatını kaybettiğini belirtti.

Heniyye, “Aruri’nin Lübnan topraklarında öldürülmesi tam anlamıyla bir terör eylemi ve Lübnan’ın egemenliğinin ihlalidir. Halkımıza ve topraklarımıza karşı saldırıların dairesinin genişletilmesidir” dedi. İsrail saldırılarının Hamas’ın gücünü artırdığını söyleyen Heniyye, “Aruri ile Hamas’ın liderleri ve kadrolarının öldürülmesinin yansımalarının sorumluluğu işgalci Siyoniste (İsrail) aittir. Halkımızın direnişini ve kararlılığını kırmayı asla başaramayacaklar” ifadesini kullandı.

İsrail söz konusu saldırıyı üstlenmemesine rağmen, İsrail’de iktidardaki Likud Partisi Üyesi İsrailli Milletvekili Danny Danon, saldırı nedeniyle İsrail güçlerini tebrik etti. Netanyahu’nun danışmanlarından Mark Regev ise Amerikan MSNBC kanalına yaptığı açıklamada İsrail’in bu saldırının sorumluluğunu üstlenmediğini söyledi. Ancak, “Bunu her kim yaptıysa açık olmalı: bu Lübnan devletine yönelik bir saldırı değildi” diye ekledi. “Bunu kim yaptıysa Hamas liderliğine karşı cerrahi bir saldırı yaptı” dedi.

Filistin’deki ulusal ve İslami gruplar, Aruri’nin suikastla öldürülmesi üzerine Batı Şeria’da genel grev ilan etti. Fetih Hareketi’ne yakınlığıyla bilinen Aksa Şehitleri Tugayları, yayımladığı yazılı mesajında, “Vatanperver lider şehit Salih el-Aruri için büyük bir gurur ve övünçle” başsağlığı dileklerinde bulunurken, “Aruri suikastı bizim direniş ve özgürlüğe karşı ısrarımızı daha fazla artıracak” ifadelerine yer verdi.

Salih el-Aruri kimdir?

Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri, 19 Ağustos 1966’da Ramallah’ta doğdu. İzzeddin el-Kassam Tugaylarının kurulmasının öncü ismi olarak kabul edilen Aruri, 15 yıl İsrail hapishanelerinde kaldıktan sonra sınır dışı edildi ve Lübnan’da yaşamaya başladı. Aruri, Hamas’ın İsrail ile 11 Ekim 2011’de yaptığı, bir İsrail askeri karşılığında 1027 Filistinli esirin serbest bırakılması anlaşmasının müzakerecileri arasında yer almıştı.

Son haftalarda grubun sözcülüğünü üstlenen Aruri geçen ay Al Jazeera’ye verdiği demeçte Hamas’ın Gazze’deki savaş sona ermeden elindeki esirlerle ilgili bir takas anlaşmasını görüşmeyeceğini söyledi.

Lübnan, BM’ye şikâyet edecek

Lübnan’ın geçici Başbakanı Necip Mikati Beruit banliyösüne yapılan saldırıyı kınadı ve bunun “yeni bir İsrail suçu” ve Lübnan’ı savaşın içine çekme girişimi olduğunu söyledi. Mikati ayrıca “İsrail’in siyasi üst kademesinin Gazze’deki başarısızlıklarını güney sınırına taşıyarak sahada yeni gerçekler dayatmaya ve angajman kurallarını değiştirmeye çalışmasına” karşı uyarıda bulundu. Mikati ayrıca Lübnan Dışişleri Bakanlığı’na Beyrut’a saldırı düzenleyen İsrail’i Birleşmiş Milletler’e (BM) şikâyet etme talimatı verdi.

Hizbullah: Cezasız kalmayacak

Hizbullah’tan yapılan açıklamada başta Hamas Hareketi olmak üzere tüm Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere Aruri’nin ölümü dolayısıyla başsağlığı dileğinde bulunuldu. Beyrut’ta Aruri’ye yönelik gerçekleştirilen saldırının, İsrail’in Suriye’de 25 Aralık’ta düzenlediği hava saldırısında öldürülen İran Devrim Muhafızları Komutanlarından Seyid Rıza Musevi’ye yönelik suikastin devamı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu suç, cezasız ve karşılıksız kalmayacaktır” denildi.

Açıklamada, ayrıca, Beyrut’un kalbinde işlenen bu suikastın, Lübnan’a, halkına, güvenliğine, egemenliğine yönelik ciddi bir saldırı teşkil ettiği ve tehlikeli siyasi ve güvenlik mesajı niteliğinde olduğu aktarıldı. Son olarak Aruri suikastının İsrail ve Hizbullah Hareketi arasındaki savaşın gidişatında tehlikeli bir gelişme olduğu kaydedildi.

Hizbullah üzerine çalışan analist Amal Saad, Washinton Post’a verdiği demeçte saldırının örgütün misillemesine yol açmasının beklendiğini söyledi. Saad, Hizbullah’ın ülkeyi topyekûn bir savaşa sürüklemeden nasıl karşılık vereceğini belirlemesi gerektiğini söyledi.

İsrail’in İbranice yayın yapan Walla haber sitesinin ismi açıklanmayan bir İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberinde, İsrail hükümetinin İsrail’e uzun menzilli füzelerin atılması da dahil “Hizbullah’tan gelecek büyük bir misillemeye hazırlandığı” belirtildi.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde de “İsrail’in tüm cephelerde Hizbullah’a karşılık vermeye hazırlandığı” belirtildi. Aruri’nin öldürülmesine ilişkin haberde, “İsrail’de suikastın sorumluluğunu üstlenmeden şunu söylüyorlar; üst düzey Hamas yetkilisini kim öldürdüyse, bir tepki olacağını hesaba katmış ve her türlü olasılığa hazırlanmıştır” ifadesi kullanıldı.

Haberde, Gazze’de İsrail saldırılarının ardından nelerin yapılacağının ele alınacağı, güvenlik ve siyasi konuların görüşüleceği kabine toplantısının iptal edildiğine dikkati çekildi. Kabine toplantısı yerine, Netanyahu’nun başkanlığında Tel Aviv’deki İsrail Savunma Bakanlığı merkezinde savaş konseyi toplantısının yapılacağı haberde aktarıldı.

Nasrallah’ın konuşması bekleniyor

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ağustos ayında İsrail’i Lübnan içinde suikast düzenlememesi konusunda uyarmıştı. O dönemde yaptığı bir konuşmada “Lübnan topraklarında Lübnanlı, Filistinli, Suriyeli, İranlı ya da başkalarını hedef alan herhangi bir suikast kesinlikle güçlü bir tepki görecektir” demişti. Lübnan’ın “suikastlara açık bir arena haline gelmeyeceğini ve mevcut angajman kurallarının değiştirilmesini asla kabul etmeyeceğimizi” de sözlerine ekledi.

Nasrallah’ın İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü lideri Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin yıldönümü münasebetiyle bugün bir konuşma yapması bekleniyor.

İsrail Demokrasi Enstitüsü Başkanı Yohanan Plesner, İsrail ile tam teşekküllü bir savaştan kaçınmanın Hizbullah’ın ve destekçisi İran’ın çıkarına olduğunu söyledi. “Bu operasyonun, bu hesaplamayı değiştirdiğini sanmıyorum” dedi ve ekledi: “Ayrıca Hizbullah’a, İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah yeteneklerini ve liderliğini değil Hamas liderlerini hedef aldığına dair bir sinyal gönderiyordu. Yani bu Hizbullah’a yönelik bir tırmanış değil, İsrail’in Hamas liderliğine ulaşma niyetinin bir uygulaması.”

Türkiye’de Mossad’la bağlantılı 47 kişiye gözaltı kararı

Öte yandan Türk yetkililer salı günü İsrail adına casusluk yaptıklarından şüphelenilen 34 kişiyi gözaltına aldı ve İsrail’in istihbarat servisi Mossad ile bağlantılı olduğu iddia edilen 13 kişiyi de aramaya devam ediyor. Ankara bu kişileri yabancı uyruklulara saldırmayı ve kaçırmayı planlamakla suçluyor. İsrail’in yabancı ülkelerde Hamas liderleri hedef alacağını duyurması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan böyle bir durumun “ciddi sonuçları” olacağı konusunda uyarmıştı.

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English