Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Avrupa Parlamentosu, Gürcistan seçim sonuçlarını tanımadı

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu, Gürcistan’daki seçim sonuçlarını tanımayı reddederek bir yıl içinde bağımsız bir yönetimle yeni seçim yapılması çağrısında bulundu. Ayrıca Gürcü yetkililere ve milyarder Bidzina İvanişvili’ye yaptırım uygulanması talep edildi.

Deutsche Welle’nin haberine göre Avrupa Parlamentosu, Gürcistan’daki seçim sonuçlarını tanımayan ve yeni bir oylama yapılması çağrısında bulunan bir karar tasarısını kabul etti.

Tasarıda, Gürcistan Başbakanı İrakli Kobahidze de dahil olmak üzere üst düzey yetkililere yönelik yaptırımlar uygulanması öngörülüyor.

Karar tasarısı, Avrupa Parlamentosu’nda 444 milletvekilinin lehinde oyuyla kabul edilirken, 72 milletvekili aleyhte oy kullandı ve 82 milletvekili çekimser kaldı.

Tasarıda şu ifadeler yer aldı: “Usulsüzlükler nedeniyle oylamanın meşruiyeti ciddi şekilde zedelenmiştir. Bu nedenle uluslararası toplum seçim sonuçlarını tanımamalıdır. Avrupa Parlamentosu, seçimlerin bir yıl içerisinde bağımsız ve tarafsız bir seçim idaresiyle, iyileştirilmiş bir seçim ortamında yeniden yapılmasını talep etmektedir.”

Yaptırım çağrısı

Parlamento ayrıca Avrupa Birliği’nden, aralarında Başbakan İrakli Kobahidze, Tiflis Belediye Başkanı ve iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi Genel Sekreteri Kaha Kaladze, Meclis Başkanı Şalva Papuaşvili ve Gürcü Rüyası Partisi Başkanı İrakli Garibaşvili’nin de bulunduğu yetkililere yaptırımlar uygulanmasını talep etti.

Milletvekilleri, Gürcistan’daki siyasi davalarda karar veren yargıçların da yaptırım listelerine dahil edilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca milyarder Bidzina İvanişvili için, “Gürcistan’daki siyasi süreci bozma, ülkenin anayasal çıkarlarına aykırı hareket etme ve Rusya’nın bölgedeki etkisini yeniden tesis etme çabaları” nedeniyle yaptırım uygulanması talep edildi.

Vizesiz giriş statüsüne gözden geçirme önerisi

Avrupalı parlamenterler, Gürcistan’ın AB ile vizesiz giriş statüsünün askıya alınma ihtimalinin de göz önünde bulundurularak, bu statünün gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ettiler.

Parlamento tarafından yapılan açıklamada, Gürcü yetkililerin, “yerel ve uluslararası gözlemcilerin raporlarına rağmen toplumdaki gerçek kaygılara yanıt vermemesi” eleştirildi.

Açıklamada ayrıca, yetkililerin ülkeyi kasıtlı olarak “iç siyasi kriz eşiğine” ve “uluslararası tecrit durumuna” sürüklediği vurgulandı.

Gürcistan Merkezi Seçim Komisyonu verilerine göre, iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi, seçimlerde oyların yüzde 53,93’ünü kazandı. Muhalefet kanadından dört parti parlamentoya girdi.

Ancak, muhalefet partileri seçim sonuçlarını tanımayı reddetti.

ABD ve AB, seçim sürecinde kaydedilen ihlallerin soruşturulmasını talep etti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gürcü iktidar partisini, “kamu kaynaklarının kötüye kullanılması, oy satın alma ve seçmenlerin sindirilmesi” gibi uygulamalar olduğunu iddia etti.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise, “oylama sürecinde eşit olmayan koşullar, gizlilik ihlalleri ve yabancı etkinin şeffaflığı yasasının etkilerine” işaret etti.

DİPLOMASİ

G7 bildirisinin hedefinde İran var

Yayınlanma

Reuters tarafından görülen nihai taslak bildiriye göre, önde gelen Batılı devletlerin dışişleri bakanları perşembe günü İran’ın “keyfi gözaltı ve yabancı suikast girişimlerini giderek artan bir şekilde baskı aracı olarak kullanmasının yarattığı tehdit” konusunda uyarıda bulundu.

ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7 ülkeleri yaptıkları açıklamada Tahran’ın “Orta Doğu’daki istikrarsızlığın başlıca kaynağı” olduğunu iddia ederek ülkenin nükleer programı konusunda diplomasiyi yeniden başlatmaya çağırdı.

Taslak bildiride, Filistin sorununa iki devletli çözümün de bahsi geçmedi ve metnin daha önceki taslaklarında bunun önemini vurgulayan dil terk edildi.

Üyeler bunun yerine “Filistin halkı için siyasi bir ufkun” gerekliliğini vurguladı ve Gazze’ye “engelsiz insani yardımın” yeniden başlaması ve kalıcı bir ateşkes için desteklerini yeniden teyit etti.

Diplomatlar tarafından onaylanan nihai taslağın cuma günü ilerleyen saatlerde bakanlar tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

NATO Genel Sekreteri Rutte: Savaş sonrası Rusya ile ilişkiler yeniden kurulmalı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi gerektiğini belirtti. Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltmasına rağmen transatlantik ittifakı bir arada tutmaya çalışırken, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması ve askeri konumlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki çatışmalar sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin zamanla normalleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Rutte, Bloomberg TV‘de Annmarie Hordern’e verdiği mülakatta, “Savaş Avrupa için bir şekilde durmuş olursa, adım adım, ABD için de adım adım Rusya ile normal ilişkileri yeniden kurmak normal olur,” dedi.

Ancak Rutte, henüz o noktada olmadıklarını ve Rusya’nın müzakereleri ciddiye almasını sağlamak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.

Son haftalarda yoğun bir diplomasi yürüten Rutte, Başkan Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltması ve ABD’nin Avrupa’daki geleneksel güvenlik rolünden çekileceğine işaret etmesiyle ittifakı bir arada tutmaya çalışıyor.

Bu sürpriz hamle, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya ve askeri konumlarını yeniden düşünmeye sevk etti.

Rutte, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi ve ikili, Ukrayna’da ABD’nin arabuluculuğunda potansiyel bir ateşkesi görüştü. Avrupa’nın müzakerelerde büyük ölçüde dışlanması, kıtadaki pek çok lideri rahatsız etti.

Devam eden görüşmeler hakkında konuşan Rutte, “Amerikan yönetimi ve elbette Ukraynalılarla ciddi görüşmelere girmeye hazır olduklarından emin olmak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeliyiz,” ifadesini kullandı.

Rutte’nin en büyük görevi, Trump’ın üyelerin savunmaya yeterince harcama yapmayarak Washington’ı istismar ettiği yönündeki yaygın eleştirileri arasında ABD’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlılığını sürdürmesini sağlamak.

Trump daha önce ABD’yi askeri ittifaktan çekmekle tehdit etmişti.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Oval Ofis’teki televizyonda yayınlanan tartışmasının ardından Rutte, ABD’nin Ukrayna için yaptığı her şeyi överken, Ukraynalı lidere ilişkileri düzeltme çağrısında bulundu.

NATO, haziran ayındaki bir sonraki zirvede üyelerinin savunma harcamaları hedefini en az yüzde 3’e çıkarmaya çalışacak.

Trump, müttefiklerin yüzde 5 harcama yapmasını talep etti; bu, yaygın olarak gerçekçi olmayan ve ABD’nin bile karşılamadığı bir hedef.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İtalya, Ukrayna konusunda Trump ile ortak zemin arıyor

Yayınlanma

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto perşembe günü yaptığı açıklamada, Başbakan Giorgia Meloni’nin partisinin Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Çarşamba günü Ukrayna ile ilgili olarak aldığı kararı desteklemediğini belirterek “Amerikalılara karşı olan bir şeye oy vermeyeceklerini” söyledi.

AP’deki Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubunda bulunan Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia (İtalya’nın Kardeşleri – FdI)) ilk kez Ukrayna’ya “tereddütsüz ve koşulsuz” desteği teyiteden bir karar tasarısını desteklemekten kaçındı.

ECR Eş Başkanı Nicola Procaccini, kararın olası bir ateşkes görüşmeleri de dahil olmak üzere son dönemdeki diplomatik değişimleri yansıtmadığını gerekçe göstererek oylamayı ertelemeye çalışmıştı.

Nihayetinde FdI, modası geçmiş bir kararı desteklemenin “Ukrayna’ya yardım etmek yerine ABD’ye karşı nefreti körükleyeceğini” savunarak çekimser kaldı.

Bu hamle Meloni’nin bir yandan Ukrayna’yı desteklerken diğer yandan ABD ile bağlarını korumak gibi hassas bir dengeyi gözettiğinin altını çiziyor.

Meloni, cumartesi günü Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer tarafından düzenlenecek zirveye katılıp katılmayacağına henüz karar vermedi.

Partisi içindeki kaynaklar, zirvenin Kiev’deki savunma operasyonları için Ukrayna’ya “gönüllü” ordular gönderilmesine odaklanması halinde İtalya’nın katılmayacağını, zira ülkenin yalnızca BM barış gücü yetkisi altındaki operasyonları destekleyeceğini öne sürüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English