Ortadoğu
“BAE, Somali’de İsrail radarı konuşlandırdı”

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gizli bir anlaşma kapsamında Somali’nin Puntland özerk bölgesine İsrail radarı yerleştirdi. Mogadişu ve Puntland yönetimlerinin sessizliği, iddiaların doğruluğunu güçlendiriyor.
Middle East Eye’da (MEE) yer alan habere göre Puntland Özerk Yönetimi Başkanı Said Abdullah Deni, meclis onayı olmadan Bosaso Havalimanı’nı BAE’ye devretti. Konuyu bilen kaynaklar, bu yılın başlarında BAE’nin, Yemen’den gelebilecek Husi saldırılarına karşı havalimanını koruma gerekçesiyle radar konuşlandırdığını söyledi.
İsrail radarı mart başında tespit edildi
Mart ayı başlarında elde edilen uydu görüntülerine göre, İsrail yapımı ELM-2084 3D Aktif Elektronik Taramalı Çok Amaçlı Radar, Bosaso Havalimanı yakınlarına yerleştirildi. Radarın hava savunma amacıyla kullanıldığı, özellikle Yemen kaynaklı olası insansız hava aracı veya füze tehditlerini tespit etmeye yönelik olduğu ifade ediliyor.
BAE’nin Sudan bağlantısı
Kamuya açık uçuş verileri, BAE’nin Bosaso Havalimanı’nı Sudan’daki Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (RSF) destek sağlamak için kullandığını gösteriyor. RSF, iki yıldır Sudan ordusuyla çatışıyor. Sudan hükümeti, BAE’yi RSF’ye askeri destek sağlamakla suçlayarak Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmuştu. BAE bu suçlamaları reddediyor.
Hükümetler sessiz
Konuyla ilgili MEE’ye konuşan iki farklı kaynak, radarın geçen yılın sonunda yerleştirildiğini ve RSF’ye düzenli sevkiyatlar yapıldığını belirtti. Ancak radar konuşlandırılması konusunda ne Somali merkezi hükümeti ne de Puntland yetkilileri kamuoyuna açıklama yaptı.
Puntland Devlet Bakanı Abdifatah Abdinur, sorulara yanıt vermek yerine Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la alay eden mesajlar gönderdi.
Puntland’ın fiilen bağımsız hareket etmesine rağmen, söz konusu radar konuşlandırmasının ne federal hükümetten ne de Puntland parlamentosundan onay alındığı belirtiliyor. Deni’nin, BAE’den aldığı siyasi ve mali destekle 2026’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığı öne sürülüyor.
Mogadişu sessizliği koruyor
Puntland merkezli Sidra Enstitüsü Başkanı Salim Said Salim, sosyal medya ve uydu görüntülerine rağmen radar hakkında resmi açıklama yapılmamasının dikkat çekici olduğunu söyledi. “Bu sessizlik, iddiaların doğruluğunu teyit eder nitelikte” diyen Salim, Mogadişu’nun BAE ile ilişkileri bozmak istemediği için sessiz kaldığını savundu.
BAE’nin Somali’deki etkisi genişliyor
Birleşik Arap Emirlikleri, yıllardır Somali ordusunu eğitiyor ve El-Şebab’a karşı mücadelede destek sağlıyor. Özellikle Yemen’e coğrafi yakınlığı bulunan Puntland’da etkinliğini artıran BAE, korsanlıkla mücadele için de bölgede askeri varlık göstermişti.
Öte yandan BAE’nin, ayrılıkçı Somaliland bölgesine yaptığı yatırımlar ve bu bölgeye devlet başkanı muamelesi yapması Mogadişu yönetimini rahatsız ediyor. Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Mo Fiqi, BAE’ye gönderilen bir mektupla bu uygulamaya son verilmesini talep ettiklerini açıkladı.
Ortadoğu
HTŞ yönetimi, parasını Rusya yerine BAE ve Almanya’da basacak

Suriye’deki HTŞ yönetiminin yeni para birimini Rusya yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Almanya’da basmayı planladığı bildirildi. Bu adımın, ABD’nin yaptırımları hafifletme sinyalleri sonrası Körfez ve Batı ülkeleriyle ilişkilerin hızla düzeldiğini gösterdiği belirtiliyor.
Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetiminin yeni para birimini Rusya yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Almanya’da basmayı planladığı bildirildi.
Reuters‘a konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen üç kaynak, bu gelişmenin ABD’nin yaptırımları hafifletme yönündeki açıklamalarının ardından Şam’ın Körfez Arap ülkeleri ve Batılı ülkelerle ilişkilerinde “hızlı bir iyileşme” yaşandığının göstergesi olduğunu belirtti.
Finans sektöründen konuya vakıf iki Suriyeli kaynak, Suriye makamlarının BAE merkezli Oumolat adlı şirketle para basımı konusunda bir anlaşma yapmak üzere görüşmeler yürüttüğünü ifade etti.
Bir Suriyeli ve bir Avrupalı yetkili ise Almanya’da devlete ait Bundesdruckerei ile özel bir şirket olan Giesecke+Devrient’in konuyla ilgilendiğini söyledi.
Ancak, henüz hiçbir taraftan bu iddiaları doğrulayan resmi bir açıklama yapılmadı.
Rusya, Avrupa Birliği’nin yaptırımları nedeniyle Avrupalı bir firmayla olan sözleşmenin feshedilmesinin ardından on yılı aşkın bir süredir Suriye para birimini basıyordu.
Konuyla bağlantılı olarak Reuters, 14 Nisan’da Suudi Arabistan’ın Suriye’nin Dünya Bankası’na olan borçlarını ödemeyi planladığını duyurmuştu.
Pentagon’dan 19 Nisan’da yapılan açıklamada ise ABD’nin Suriye’deki asker sayısını 1000’in altına düşürmek istediği belirtilmişti.
The Times ve Reuters‘ın 13 Mayıs tarihli haberlerinde de Suriye liderinin, yaptırımların kaldırılması karşılığında ABD Başkanı Donald Trump’a yeraltı kaynaklarıyla ilgili bir anlaşma önerebileceği iddia edilmişti.
HTŞ yönetimi, Tartus limanını Rusya’dan alıp BAE’ye devretti
Ortadoğu
HTŞ yönetimi, Tartus limanını Rusya’dan alıp BAE’ye devretti

Suriye’deki HTŞ yönetimi, Tartus limanının geliştirilmesi ve işletilmesi için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli DP World ile 800 milyon dolarlık bir mutabakat zaptı imzaladı.
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetiminin kontrolündeki Suriye Limanlar İdaresi, dünyanın en büyük liman operatörlerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli DP World ile bir mutabakat zaptı imzaladı.
Suriye devlet televizyonunun haberine göre, anlaşma kapsamında Tartus liman terminalinin geliştirilmesi ve lojistik hizmetleri için 800 milyon dolar yatırım yapılacak.
Yapılan açıklamada, projenin, limanın “bölgesel ve uluslararası ticaretin kilit bir merkezi” olarak konumunu güçlendirmesinin hedeflendiği belirtildi.
Suriye ve BAE’li şirket ayrıca, ülke genelinde özel ekonomik bölgeler oluşturulması, terminaller ve transit merkezleri inşa edilmesi konularında ortak çalışma yürütme konusunda anlaştı.
Bu yeni anlaşma, Şam yönetiminin Rusya ile Tartus limanının ortak yönetimine ilişkin daha önce yaptığı sözleşmeyi feshetmesinin beraberinde geldi.
Ocak ayında Suriye gazetesi el-Vatan, Tartus Gümrük Müdürü’ne dayandırdığı haberinde, yeni hükümetin 2019’da imzalanan ve 49 yıl geçerli olacak liman işletme anlaşmasını iptal ettiğini bildirmişti.
Tartus Gümrük Müdürü Riyad Codi, limanın yasalar, yüksek liman hizmet bedelleri ve teknik sorunlar nedeniyle neredeyse hiç çalışmadığını söylemişti.
Şam yönetiminin feshettiği 2019 tarihli anlaşma, limanın sivil kısmıyla ilgiliydi. Rusya’nın Suriye’deki askeri üslerinin kontrolünü kaybetmesi gibi bir durumun şu an için söz konusu olmadığı belirtiliyor.
Anlaşmanın iptal edilmesinin ardından Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Suriye’deki yeni yönetimle tüm güncel konularda temas halinde olmaya devam ettiğini açıklamıştı.
Bu, Suriye’nin liman yönetimi konusunda yaptığı ilk anlaşma değil. Suriye makamları, 1 Mayıs’ta Fransız lojistik operatörü CMA CGM ile diğer önemli liman olan Lazkiye’nin işletilmesi için de bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma, 4 yıl içinde 230 milyon avroluk bir yatırımı içeriyor.
Ortadoğu
İran ve E3 ülkeleri nükleer görüşmeleri sürdürecek

İran ve E3 ülkeleri İstanbul’da gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından diplomasiyi sürdürme mesajı verdi. İranlı bakan, ABD’nin ilk kez yazılı teklif sunduğu iddiasıyla ilgili, “Şu ana kadar bize yazılı bir teklif ulaşmadı. Göndereceklerini söylüyorlar” dedi.
İran ile nükleer anlaşmanın Avrupa’daki tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya (E3) arasında İstanbul’da Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde gerçekleştirilen görüşmeler sona erdi. İran’ı toplantıda Dışişleri Bakan Yardımcıları Mecid Taht Revançi ve Kazım Garibabadi temsil etti.
İran’ın İstanbul Başkonsolosluğunda düzenlenen toplantıya ilişkin şu ana dek resmi bir basın açıklaması yapılmadı. Ancak toplantının ardından sosyal medya platformu X üzerinden açıklamalarda bulunan Garibabadi, “Dr. Taht Revançi ve ben üç Avrupa ülkesinin siyasi yetkililerini İstanbul’da ağırladık. Dolaylı nükleer görüşmelerin son durumu ve yaptırımların kaldırılması konularını ele aldık. İran ve üç Avrupa ülkesi diplomasiyi sürdürme ve en iyi şekilde kullanma kararlılığında. Gerekli durumda tekrar bir araya gelip görüşmeleri sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Tetik mekanizması endişesi sürüyor
Daha önce 2 Mayıs’ta Roma’da gerçekleştirilmesi planlanan İran-E3 görüşmesi, ABD-İran müzakerelerinin ertelenmesi nedeniyle iptal edilmişti. İran tarafı, özellikle 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler yaptırımlarının yeniden devreye sokulmasına imkân tanıyan “tetik mekanizması”nın Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe duyuyor. Bu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona erecek. Avrupa’nın, bu tarihten önce mekanizmayı devreye sokabileceği öngörülüyor.
İran: Yaptırımların kaldırılması halinde anlaşma imzalanabilir
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi kısa süre önce Fransız gazetesi Le Point’te yayımlanan makalesinde, “Tetik mekanizmasının kötüye kullanılmasının ciddi sonuçları olur. Bu sadece Avrupa’nın anlaşmadaki rolünün sonu anlamına gelmez, aynı zamanda geri dönülemez bir gerginliğin başlangıcı da olabilir” ifadeleriyle uyarıda bulunmuştu.
Irakçi bugün de Tahran’da katıldığı bir etkinlikte yaptığı açıklamada, ABD ile yürütülen müzakerelerde güven tesis edecek adımlar atmaya hazır olduklarını ancak uranyum zenginleştirme hakkından vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Irakçi, “Bu, İran halkının hakkıdır ve kimse bunu inkâr edemez. Nükleer programda şeffaflık sağlayabiliriz, ancak hiçbir tesis kapatılmayacaktır” dedi.
Yazılı teklif iddiası: ‘Bize iletilmedi’
Amerikan basınında çıkan, ABD’nin İran’a yazılı bir anlaşma metni sunduğuna dair haberlere ilişkin olarak da Irakçi, “Görüşmelerde karşı tarafa bazı fikirler iletildi ama şu ana kadar bize yazılı bir teklif ulaşmadı. Göndereceklerini söylüyorlar” açıklamasını yaptı. İranlı yetkili ayrıca, yaptırımların kaldırılması halinde Amerikan şirketlerinin İran’da faaliyet göstermesine olumlu yaklaştıklarını da sözlerine ekledi.
Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da İran’la yürütülen nükleer müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu belirtti. NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı için Antalya’da bulunan Rubio, Amerikan Fox News kanalına yaptığı açıklamada, “(ABD Başkanı Donald) Trump, İran’ın teklifi değerlendirmesini umuyor çünkü bu teklif sonsuza kadar masada olmayacak” dedi. Rubio ayrıca, “Karar en nihayetinde İran’ın dini liderine kalıyor. Umuyoruz ki yıkıcı bir yoldan ziyade barış ve refahı seçer,” ifadelerini kullandı.
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Rusya1 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş1 hafta önce
Kim kazandı?
-
Görüş1 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Güçlü Amerikan Tanrıları, Trump ve Uzun Yirminci Yüzyılın Sonu
-
Asya1 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Söyleşi1 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Amerika5 gün önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!