Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Batı, şimdilik Venezuela’ya yeni yaptırıma gitmiyor

Yayınlanma

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun yeniden seçim zaferini ilan etmesinin üzerinden iki haftadan fazla bir süre geçmesine rağmen, ABD ve diğer Batılı ülkeler, birçoğunun “hileli” olarak kınadığı bu durum karşısında hızlı ve sert adımlar atma konusunda pek bir işaret vermiyor.

Euractiv’e göre birçok hükümet, hem Maduro’nun hem de muhalefetin adayı Edmundo González Urrutia’nın kazandıklarını ilan etmelerinin ardından Venezuela Ulusal Seçim Konseyi’nden (CNE) oy sayım dökümlerinin tamamını yayınlamasını talep etti. Brezilya ve diğer Amerika ülkeleri on yıllardır uzlaşamayan iki taraf arasında görüşmeler yapılmasını sağlamaya çalışıyor.

Kamuoyu önünde konuşma yetkisi olmayan bir büyükelçilik yetkilisi, Batılı hükümetlerin “ağırdan almaya” çalıştığını ve hiçbirinin önce davranmak istemediğini söyledi.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares salı günü bir Senato oturumunda yaptığı konuşmada “Bu, sıfır etkinlikle taleplerinde sözlü olarak kimin en ileri gidebileceğini görme yarışı değil, Venezuela’da demokrasiye verdiğimiz destekte etkili olma yarışıdır,” dedi.

AB dış politika şefi Josep Borrell pazartesi günü yaptığı açıklamada “oy kayıtlarının açıklanması, siyasi zulmün sona erdirilmesi ve muhalifler arasında diyalog kurulması” çağrısında bulundu. Fakat AB Caracas’a karşı herhangi bir eylem öngörmedi.

2018 deneyimi “ölçülü tepkiye” zorluyor

Farklı ülkelerden üç yetkili, Maduro’nun 2018’de yeniden seçilmesinin ardından yaşananları göz önünde bulundurarak bu ölçülü tepkiyi verdiklerini söyledi.

O dönem de oylama hızlı bir şekilde “düzmece” olarak kınanmış ve OPEC ülkesine şimdiye kadarki en ağır yaptırımların uygulanmasına yol açmıştı. Muhalefet liderliğindeki geçici hükümet yurtdışında geniş çapta tanınmış fakat bu çaba nihayetinde çıkmaz sokağa girmişti.

Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump yönetiminde Venezuela’nın kritik petrol ihracatını engelleyen Washington da daha ağır yaptırımlar için pek istekli görünmüyor. Demokrat Partili ABD’li yetkililer yeni cezalandırıcı önlemler almakla tehdit ettiler fakat şu ana kadar bundan uzak durdular.

Beyaz Saray “muhalefetin işini zorlaştırmak istemiyor”

Beyaz Saray’ın siyasi fikirlerini bilen bir kişi, Venezuelalıların Maduro’dan “küçük tavizler” istemeye bile razı olması nedeniyle Biden yönetiminin Maria Corina Machado ve aday Gonzalez liderliğindeki muhalefetin işini zorlaştırmamak istediğini söyledi.

Bu tavizlerden bazıları, muhalefetin seçim sonuçlarına ilişkin tarafsız bir karara ve olası bir siyasi geçişe yol açmasını umduğu iki taraf arasındaki iletişim kanallarının açılmasıyla ilgili.

Venezuela Yüksek Mahkemesi tarafından yapılacak bir inceleme muhtemelen zaman alacak.

İki kaynağa göre anlaşmazlığın çözümüne yardımcı olabilecek bir diğer seçenek olan seçimin tekrarlanması, Machado tarafından reddedildi ve gözlemciler tarafından da güvenli ve güvenilir bir şekilde yapılacağına dair güvencelerin olmaması nedeniyle tavsiye edilmedi.

ABD, henüz muhalefetin adayını “seçilmiş başkan” olarak tnaımadı

Üç kaynak, ABD’li yetkililerin koordineli bir yanıt organize etmek üzere bölgesel ve uluslararası ortaklarla temas halinde olduğunu söyledi. ABD ihtiyatlı bir şekilde González’i kazanan olarak tanıdı, fakat onu “seçilmiş başkan” olarak adlandırmadı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Şimdi Venezuelalı tarafların saygılı ve barışçıl bir geçiş süreci için görüşmelere başlama zamanıdır,” dedi.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü salı günü Reuters’a yaptığı açıklamada Washington’un Maduro ve temsilcilerinin bundan sonra ne yapıp yapmayacaklarını değerlendirdiğini ve “buna göre karşılık vereceğini” söyledi.

Bununla birlikte, Biden hükümetinin kalan seçenekleri sınırlı görünüyor. ABD nisan ayında Maduro’yu seçim taahhütlerini yerine getirmemekle suçlayarak bazı petrol yaptırımlarını yeniden uygulamaya koydu ve son beş yılda CNE başkanı Elvis Amoroso da dahil olmak üzere çok sayıda bireysel yaptırım uyguladı.

Washington merkezli kaynağa göre, ABD’li yetkililer seçim sonrası kargaşanın daha fazla Venezuelalının ülkeyi terk ederek ABD-Meksika sınırına yönelmesine neden olabileceğine dair endişelerini dile getirdi. 

Göç meselesi zaten gündemdeyken, bu durum ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in başkanlık kampanyasında yeni sorunlar yaratabilir.

Amerika devletleri bölündü

Washington merkezli Amerikan Devletleri Örgütü (AOS) de bloğun seçim gözlem organı seçim sırasındaki “yasadışılıkları, kusurları ve kötü uygulamaları” ayrıntılı olarak açıklarken bile ortak bir yanıt üzerinde anlaşamadı.

AOS, “Resmi sonuçlar güvenilir ya da demokratik tanınmayı hak eder nitelikte değildir,” dese de ortak bir karar alınmış değil.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişiler, Brezilya, Meksika ve Kolombiya başkanlarının oylama kayıtlarına tam erişim çağrısında bulunurken, ABD, Kanada, Panama ve diğerlerini içeren bir koalisyonun kendi aralarında ve Venezuela muhalefetiyle ayrı görüşmeler yürüttüğünü söyledi.

Panama, insan hakları ihlalleri iddiaları nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından soruşturulan Maduro’ya siyasi sığınma teklif etti ve bölgesel bir zirve çağrısında bulundu.

Brezilya Dışişleri Bakanından kritik Kolombiya ziyareti

Brezilya’nın Maduro’nun zaferini tam açıklama yapılmadan ve sayımlar onaylanmadan tanımayacağını belirten Brezilyalı bir hükümet kaynağı, yetkililerin tırmanan şiddet ve siyasi tutuklamalarla ilgili endişelerinin arttığını söyledi.

“Maduro’ya González ve Machado’nun tutuklanmasının doğru olmadığı yönünde mesajlar gönderildi,” diyen kaynak, Brezilya’nın her iki tarafla da anlaşmaya odaklandığını sözlerine ekledi.

Brezilya hükümetinden yapılan açıklamaya göre Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira Perşembe günü Bogota’ya giderek Kolombiyalı mevkidaşıyla Venezuela konusunu görüşecek.

Çin, Rusya, Nikaragua ve Küba gibi ülkeler ise Maduro’nun zaferini tanıdı ve kendisine destek verdi.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English