Batılı istihbarat örgütleri, Çin Halk Cumhuriyeti ve Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) yurt dışındaki faaliyetleri hakkında peş peşe açıklamalarda bulundular.
ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda güvenlik servislerinin başkanları bir açıklama yaparak muhataplarını, inovasyonu ‘eşi benzeri görülmemiş’ Çin casusluğundan koruma çabalarını artırmaya çağırdılar.
FBI direktörü Christopher Wray Salı günü, kuantum bilişim ve yapay zekâdan sentetik biyolojiye kadar yüksek teknoloji sektörlerinde ‘Çin’in yarattığı riskler’ konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Silikon Vadisi’nde Beş Göz istihbarat paylaşım ağından mevkidaşlarını ağırladı.
Wray, “Beş kurumumuzun başkanları ilk kez bir konuda kamuoyu önünde bir araya geliyorlar, benzeri görülmemiş bir tehditle yüzleşmek için benzeri görülmemiş bir etkinlik. İnovasyonun korunmasına ilişkin hemen her konuşmada tek bir ortak konu var, o da Çin hükümeti,” dedi.
Silikon Vadisi’ne uyarılar
Wray ve mevkidaşları, ‘risklere dikkat çekmek’ amacıyla Stanford Üniversitesi’nde düzenlenen Gelişen Teknoloji ve İnovasyon Güvenliği Zirvesi’nin açılışını yaptı. Aralarında Birleşik Krallık MI5 Genel Müdürü Ken McCallum’un da bulunduğu güvenlik şefleri iş dünyası liderleri ve girişimcilerle de bir araya geldi. ABD’li ve İngiliz gizli servis şeflerine Avustralya Güvenlik İstihbarat Örgütü Başkanı Mike Burgess, Kanada Güvenlik İstihbarat Servisi Direktörü David Vigneault ve Yeni Zelanda Güvenlik İstihbarat Servisi Şefi Andrew Hampton da katıldı.
Burgess, ‘her ulus casusluk yapsa da’ Çin’in fikri mülkiyet hırsızlığı da dahil olmak üzere ‘geleneksel casusluğun’ ötesine geçen bir dizi eylemde bulunduğunu ileri sürdü. Avustralyalı casus şefi, “Çin hükümeti, insanlık tarihindeki en sürekli, en büyük ölçekli ve sofistike fikri mülkiyet ve uzmanlık hırsızlığını gerçekleştiriyor. Çin, ticari avantajı ele geçirmeyi amaçlayan acımasız bir iş modeli geliştirmiştir… fikri mülkiyetin çalınması bunun ilk adımıdır,” iddiasında bulundu.
Casus şefleri Çin’in teknoloji elde etmek için şirketleri giderek daha fazla hedef aldığını ileri sürdü. McCallum, “Eğer teknolojinin en ileri noktalarına yakın bir yerdeyseniz, jeopolitikle ilgilenmeyebilirsiniz ama jeopolitik sizinle ilgileniyor. Dolayısıyla bu zirvede bir araya gelerek geçmişte olduğundan çok daha geniş bir kitleye ulaşıyoruz,” dedi ve MI5’ın Çin’in ‘gizli faaliyetlerine’ ilişkin soruşturmalarının 2018’den bu yana yedi kat arttığını söyledi.
Hampton ise iş dünyası liderlerinin zorlukların ve ‘açık görüşlü olma ihtiyacının’ giderek daha fazla farkında olduklarını söyledi.
Kanadalı Vigneault beş ülkenin bir ‘kedi fare’ mücadelesiyle karşı karşıya olduğunu, zira Pekin’in Batılı güvenlik servislerinin casusluğu engelleme çabalarına ‘sürekli uyum sağladığını’ söyledi. Kanadalı casus şefine göre Çinli casuslar giderek ‘daha gizli ve incelikli yollarla’ faaliyet göstermeye başladı.
Öte yandan Çin’in kendi eylemleriyle Batı’nın tehdit konusunda farkındalık yaratmasına da yardımcı olduğunu söyleyen Vigneault, “ÇHC [bizim için] en iyi savunucu oldu çünkü çok cesur davrandılar,” diye ekledi.
Çin’den Beş Göz’e tepki
Çin Çarşamba günü Beş Göz ortaklarının iddialarını ‘temelsiz’ ve ‘iftiralarla dolu’ olarak nitelendirdi ve fikri mülkiyet haklarını korumak için çalıştığını söyledi.
Çin’den gelen açıklamada, “‘Beş Göz İttifakı’, Çin hakkında yanlış bilgi üretmeye ve yaymaya alışmış dünyanın en büyük istihbarat örgütüdür,” denildi.
Çin ayrıca ABD’yi, ‘kendi müttefiklerini bile esirgemeden dünya çapında gelişigüzel dinleme ve bilgi casusluğu yapmakla’ suçladı.
Alman istihbaratının Çin korkusu
AB’nin motor gücü Almanya’da da Çin’in faaliyetlerine yönelik artan bir ‘duyarlılık’ mevcut.
İç istihbarattan sorumlu Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (Verfassungsschutz), Avrupa Parlamentosu’ndaki bir AfD milletvekili hakkında soruşturma ile birlikte, Pekin’in Avrupalı siyasetçileri kendine çekerek Batı siyasetini gizlice ‘daha Çin dostu’ hale getirmeye çalıştığını ileri sürdü.
Verfassungsschutz başkanı Thomas Haldenwang, son yıllarda Batılı siyasetçilerin ‘Çin’in amaçlarına yardımcı olmak için Çin’e yaklaşma eğiliminde’ olduğunu savundu.
Euractiv’in sorusu üzerine Haldenwang, “Çin, [siyasi istihbarat toplamayı] gözlerden uzak tutmak için [Almanya’da] Çin dostu bir iklim geliştirmekle çok ilgileniyor,” dedi. Haldenwang 18 Ekim Salı günü gazetecilere verdiği demeçte, “Yaşlı, tanınmış politikacılara ve ayrıca iş dünyası liderlerine Çin’e güzel geziler ve özel muamele ile yaklaşılıyor ve Çin’in dostane imajını iletecekleri beklentisiyle onlara kur yapılıyor,” iddiasında bulundu.
AfD’nin Çin ile bağlantıda olduğu iddiası
Çin ile şüpheli bağlantıları olduğundan şüphelenilen siyasetçilerden biri de AfD’nin AP milletvekili ve 2024 Avrupa seçimleri için en büyük adayı olarak gösterilen Maximilian Krah.
Krah’ın Çin devletinin sponsor olduğu gezilerle Çin’e gitmek ve ÇKP ile bağlantılı etkinliklere katılmakla suçlandığını bildiren t-online, AfD’linin Çin’in ‘nüfuz ticaretine’ karışan kişilerle yakın bağlantıları olduğunu öne sürüyor.
Krah, Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) hakkında olumlu açıklamalar yapmış ve Amerikan etkisine karşı koymanın ve Almanya’nın ekonomisini korumanın bir yolu olarak Çin ile ticareti savunmak gibi pozisyonlar almıştı.
Krah t-online’a yaptığı açıklamada davranışlarında herhangi bir ‘çıkar çatışması’ görmediğini söyledi.