Bizi Takip Edin

AVRUPA

Bavyera ve Hessen seçimlerinde koalisyon partilerine büyük darbe

Yayınlanma

Almanya’daki üç partili koalisyon hükümeti Bavyera ve Hessen eyaletlerinde yapılan iki seçimde büyük kayıplar yaşadı. Şansölye Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi (SPD) her iki eyalette de İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en kötü sonucu aldı.

Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Liberal Hür Demokratlar’dan (FDP) oluşan federal hükümetin 2021’de seçilmesinden iki yıl sonra, 8 Ekim Pazar günü Bavyera ve Hessen’de yapılan iki eyalet seçiminde her üç parti de oy kaybetti.

ARD’nin ilk sonuçlarına göre SPD Hessen’de %15 (-5) ve Bavyera’da %8 (-2) ile savaş sonrası tarihinin en kötü sonuçlarını aldı.

SPD Genel Sekreteri Kevin Kühnert Pazar akşamı yayın kuruluşu ARD’ye verdiği demeçte, “Eğer tüm koalisyon partileri her iki eyalette de kaybederse, bu aynı zamanda Berlin’e de bir mesaj gönderir,” dedi ve sonuçların esas olarak federal hükümetin performansına bağlı olduğunu ima etti.

AfD artık ikinci parti

Her iki eyalet seçiminde de SPD, Hessen’de %18 (+5) ve Bavyera’da %16 (+6) şimdiye kadarki en iyi sonucunu elde eden sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) gerisinde kaldı.

Bavyera’daki tüm seçmenlerin %83’ü ve Hessen’deki tüm seçmenlerin %73’ü Infratest Dimap tarafından yapılan sandık çıkış anketlerinde ‘daha az insanın gelmesi için farklı bir iltica ve göç politikası’ görmek istediklerini söyledi.

SPD Genel Başkanı Lars Klingbeil ARD’ye verdiği demeçte bu konunun hükümetin ‘acilen ele alması gereken’ bir konu olduğunu söyledi.

Hessen’de Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bir sonraki eyalet başbakanı olma umuduyla SPD kampanyasına liderlik ediyordu. Fakat partisinin aldığı sonuçlara bakılırsa, Faeser’in çoğunluğu elde etme şansı yok. Sandık çıkış anketlerinde seçmenlerin sadece üçte biri Faeser’in federal bir bakan olarak iyi bir iş çıkardığını söyledi.

Göç politikasının yanı sıra AfD eş başkanı Alice Weidel, ARD’ye verdiği demeçte vatandaşların ‘federal hükümetin yasaklama politikalarından memnun olmayacağını’ söyleyerek partisinin başarısını tartışmalı ‘ısı pompaları yasası’na bağladı.

Yeşiller ve FDP de AfD’nin gerisinde

Sadece SPD değil, diğer iki koalisyon ortağı da oy kaybetti. Yeşiller Bavyera’da %15’e (-3) ve Hessen’de %15’e (-5) düşerek her iki eyalette de AfD’nin gerisinde kaldı.

Liberal FDP ise Bavyera’da parlamento barajının altında kalarak sadece %3 oy aldı. Hessen’de ise son tahminlere göre parti %5 barajına ancak ulaşabildi.

Sol Parti (Die Linke) ise Hessen’de %3,1, Bavyera’da %1,5 oy alabildi.

CDU/CSU birinci parti

Federal hükümetin üç partisi oy kaybederken, ‘merkez sağ’ CDU/CSU’nun görevdeki iki eyalet başbakanı seçmenlerin desteğini aldı.

Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’in CSU’su oyların %37’sini alarak 2018’deki oy oranını yaklaşık olarak korudu. Söder kampanyasında Bavyera eyalet hükümetini Berlin’deki federal hükümete karşı bir ‘antitez’ olarak sunmuş ve özellikle Yeşilleri hedef almıştı.

Söder, oylarını arttıran (%15) başbakan yardımcısı Hubert Aiwanger’in Freie Wähler (Avrupa’yı Yenile) partisiyle birlikte yönetime devam etmeyi planlıyor.

Pazar akşamı yaptığı açıklamada, “Bavyera istikrarı seçti,” diyen Söder, AfD’nin kazanımlarına atıfta bulunarak önümüzdeki haftalar ve aylar boyunca ‘demokrasiyi korumanın en büyük zorluk’ olduğunu da sözlerine ekledi.

Hessen’de Eyalet Başbakanı Boris Rhein’ın CDU’su geçen seferkinden 8 puan daha fazla kazanarak %35’e ulaştı. Seçmenlerin ‘tarz ve istikrarın yanı sıra yumuşak bir yenilenmeyi’ seçtiğini söyleyen Rhein, ‘merkez hükümeti’ kurma niyetinde olduğunu da sözlerine ekledi. Şu ana kadar CDU Hessen’de eyalet düzeyinde Yeşiller ile koalisyon kurmuştu.

AVRUPA

Alman Savunma Bakanı Trump-Putin ateşkes anlaşmasını eleştirdi

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’da ilan ettiği kısmi ateşkesi eleştirdi.

Pistorius çarşamba günü Alman yayın kuruluşu ZDF’ye verdiği demeçte, Trump’a yüklendi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yapılan anlaşmayı “hiç” olarak nitelendirdi ve “Sözde çığır açan bu harika telefon görüşmesinden sonra Rus saldırıları azalmadı,” dedi.

Trump, Putin ile yaptığı görüşmeyi “çok iyi ve verimli” olarak değerlendirmiş ve Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada bu görüşmenin “enerji ve altyapı ateşkesinin” başlangıcı olduğu belirtilmişti.

Pistorius, Putin’in amacının Ukrayna’yı daha da zayıflatmak ve Rus birliklerinin yeniden silahlanmasına ve cephe hatlarına yığınak yapmasına olanak sağlamak olduğunu savundu.

Alman bakan, “Putin bir oyun oynuyor ve eminim ki Amerikan Başkanı tepki vermeden uzun süre izleyemeyecek,” dedi.

Pistorius, Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) önemli siyasetçilerinden biri ve 23 Şubat’ta yapılan seçimleri kazanan Friedrich Merz’in liderliğindeki bir sonraki koalisyon hükümetinde önemli bir rol oynayacak.

Pistorius’un partisinden Alman Şansölyesi Olaf Scholz ise nüanslı bir tutum takındı.

Berlin’de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya gelen Scholz, “Enerji altyapısına yönelik saldırılar için ilan edilen ateşkes, bu yolda önemli bir ilk adım olabilir. Aynı şey denizde ateşkes için teknik müzakerelerin başlaması için de geçerli,” dedi.

Avrupalı liderler savaşı sona erdirmeye yönelik müzakerelerden dışlanmaları nedeniyle hayal kırıklığına uğrarken, Pistorius kalıcı bir barışın “Avrupa şartlarında sağlanması gerektiğini” vurguladı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Olaf Scholz’dan İmamoğlu açıklaması

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması üzerine bir açıklama yaptı.

DW Türkçe’nin aktardığına göre perşembe günü Brüksel’de AB liderlerini bir araya getiren zirvenin başlangıcında konuşan Scholz, “Güncel bir vesileyle benim için çok önemli olan bir konuya değinmeme izin verin. Son yıllarda Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkileri daha da geliştirmek için çok çaba sarf ettik. Bu çerçevede, merkezi önemde muhalif bir siyasetçi olan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, çok ama çok kötü bir göstergedir,” diye konuştu.

“Söz konusu gelişme Türk demokrasisi için olduğu kadar Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkiler açısından da can sıkıcıdır,” diyen Scholz, Türkiye’ye ‘muhalefet ile hükümetin rekabet içerisinde bulunduğu’ ve ‘muhalefetin yargıda hesap vermediği’ bir siyasete olanak tanıma çağrısında bulundu.

Scholz daha sonra bu sözlerini kişisel sosyal medya hesabından da İngilizce olarak paylaştı.

Dün Alman Dışişleri Bakanlığı da, İmamoğlu ve arkadaşlarının gözaltına alınması hakkında, “Türkiye’de demokrasiye vurulan ağır bir darbedir. Halkın seçilmiş temsilcilerinin haklarının korunması, hukukun üstünlüğünün desteklenmesinin önemli bir parçasıdır,” açıklamasını yapmıştı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Litvanya Meclis Başkanı’ndan ‘Rusya yanlısı beşinci kol’ suçlaması

Yayınlanma

Litvanya Parlamento Başkanı Saulius Skvernelis, bazı milletvekillerinin Rusya’ya sempati duyduğunu iddia ederek Seimas’ta (Litvanya Parlamentosu) bir “beşinci kol” oluştuğunu söyledi.

Skvernelis 34 yıl sonra yapılan ilk kapalı parlamento oturumunun ardından LRT TV’ye verdiği demeçte, “Seimas’ta belirli bir ‘beşinci kol’ oluşuyor, bunu verdikleri oylardan görüyoruz,” dedi.

Oturum, iktidardaki koalisyonda yer alan Litvanya İçin Demokratlar partisinin başkanı Skvernelis tarafından başlatıldı. Oturumun amacı milletvekillerine ulusal güvenlik, ordu ve potansiyel tehditler hakkında bilgi vermekti.

Daha önce, aralarında hükümetteki Nemuno Aušra partisinden milletvekillerinin de bulunduğu 141 milletvekilinden 18’i çekimser kalmış ya da Rusya’ya yönelik yaptırımların genişletilmesine karşı oy kullanmıştı.

Skvernelis, “Bir Doğu ülkesini [Rusya’yı kastediyor] sevenler ve ulusal güvenliğimiz ve savunmamız söz konusu olduğunda şüpheci olanlar olduğu açık. Ama en azından bu Rus kanallarını ya da bazı Telegram kanallarını izlerlerse, inandıkları bilgileri bizim servislerimiz tarafından sağlanan bilgilerle az da olsa karşılaştırabilirler,” diye ekledi.

“Beşinci kol” terimi tarihsel olarak bir ülke içinde bir düşman için çalışan bir grubu ifade ediyor.

Nemuno Aušra lideri Remigijus Žemaitaitis, Litvanya’nın anti-personel kara mayınlarının kullanımını yasaklayan Ottawa Antlaşmasından çekilmesine de karşı çıkıyor.

Siyasetçi kararın çok hızlı alındığını ve faydalı olacağından şüphe duyduğunu belirtiyor. Žemaitaitis, “Ben buna karşıyım. Geri çekilmeyi onaylamıyorum çünkü bugün gördüğüm aceleye getirilmiş ve çok aceleci bir karar. Bundan ne gibi bir fayda sağlayacağımız konusunda şüphelerim var,” dedi.

Milletvekili, sözleşmenin feshi konusunda nihai kararı parlamentonun vereceğini ve milletvekillerinin olası tüm sonuçları değerlendirmeleri gerektiğini vurguladı. Parti lideri, Litvanya’nın Ottawa Antlaşmasından neden ayrılması gerektiğine dair argümanların yasa koyuculara sunulmadığını iddia etti.

Žemaitaitis ve partisi, “antisemitik” ve Rusya yanlısı olmakla itham ediliyor. Ekim 2024’teki parlamento seçimlerinden önce bu partiye yönelik bir “güvenlik duvarı” inşa edilmesi çağrısı yapılmış ama Nemuno Aušra oyların yüzde 15’ini alıp üçüncü olduktan sonra hükümete katılmıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English