Bizi Takip Edin

RUSYA

‘Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nin suç amaçlı kullanımıyla mücadelede BM Sözleşmesi desteklenmeli’

Yayınlanma

Ernest Chernukhin – Rusya Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Bilgi Güvenliği Genel Müdürlüğü Daire Başkanı

İnsanlığın sanal ortama nesnel olarak geçişine, devletler, toplum ve iş dünyası arasındaki etkileşim mekanizmalarının işleyişine ilişkin mevcut birçok klişenin kırılması eşlik etmektedir. Bu da devletlerin güvenliğinin sağlanmasına yönelik mevcut düzenlemelerin güncellenmesini ve yeni düzenlemeler oluşturulmasını gerekli kılmaktadır.

Aynı zamanda küresel enformasyon düzeninin dönüşümüyle bağlantılı değişiklikler de yaşanmaktadır. Önde gelen sanayileşmiş güçler, bilgi alanındaki hakim güç statüsünü korumaya ve siyasi konjonktüre göre değişebilecek belirli kurallara değil, yasal olarak bağlayıcı normlara dayanan çok merkezli bir yönetim modeline geçişi yavaşlatmaya çalışmaktadır.

Bu alanda ilgili evrensel uluslararası yasal sözleşmelerin bulunmaması, bilgi alanında devasa bir suç patlamasına yol açarak, devletlerin ekonomik faaliyetlerine ve milyonlarca insanın refahına ciddi zararlar vermiştir. Dolayısıyla, bağımsız uluslararası uzmanların verilerine göre, her yıl suçluların yalnızca AB ülkelerinin bilgi alanındaki faaliyetlerinden dolayı yaklaşık 5.5 trilyon euro’yu bulan zarar meydana gelmektedir.

Bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) alanındaki suçlar kazançlı bir iş haline gelmiştir. Bazı ülkelerde diğerlerine karşı yasa dışı eylemleri teşvik etme ve hazır kötü amaçlı yazılımların bu ülkeler tarafından kamunun erişimine açık internette yayınlama eğilimi ortaya çıkmıştır. Etkinliği ve dinamikleri güvenliğin sağlanmasına bağlı olan küresel dijitalleşme sürecinin perspektifleri hakkında genel olarak soru işaretleri doğmaktadır.

Bu çerçevede, BM Hükümetlerarası Özel Komitesi’nin, bilgi ve iletişim teknolojilerinin suç amaçlı kullanımıyla mücadeleye yönelik kapsamlı bir uluslararası sözleşme geliştirme çalışmaları sürmektedir. Bu müzakere mekanizması Rusya’nın girişimiyle, 46 devletin ortaklaşa hazırladığı belge dahilinde ve 87 devletin desteğiyle BM Genel Kurulu’nun 74/247 sayılı kararıyla teşkil edilmiştir. Söz konusu mekanizma, bilgi alanında suçla mücadeleye yönelik tarihteki ilk evrensel, yasal olarak bağlayıcı aracın uluslararası toplum tarafından oluşturulmasını amaçlamaktadır.

Her ne kadar paradoksal görünse de, mevcut siyasi gerçekliklerde BİT alanında işlenen suçların sınır ötesi doğası nedeniyle Özel Komite’nin çalışmaları, dünyanın çoğu devleti için daha da güncel ve gerekli hale gelmiştir. Oturumlara, siyasi ve kolluk kuvvetlerinin yanı sıra akademi, bilim ve iş dünyası çevrelerini temsil eden 160’tan fazla devlet ve 200 sivil toplum kuruluşundan konunun uzmanları katılmıştır.

Özel Komite’nin göreve başlamasından bu yana Rusya, bu tehditle mücadelede etkili ve şeffaf uluslararası işbirliğinin temellerini atacak kapsamlı bir sözleşmenin geliştirilmesinden yana olmuş ve olmaya devam etmektedir. BM himayesinde hazırlanan BİT Kullanımı Alanındaki Suçlarla Mücadele Konvansiyonu, istisnasız tüm ülkelerin çıkarlarını dikkate almalı ve devlet egemenliğinin, tarafların eşitliğinin korunması ve devletlerin iç işlerine müdahale edilmemesi ilkelerine dayanmalıdır. Geniş bir kapsama sahip olmalı ve ilgili eylemlerin suç kapsamına alınmasını öngörmelidir.

Bununla birlikte ABD, AB ve müttefikleri, genel olarak tartışmaların tüm aşamalarında böylesine uzmanlaşmış bir BM organının oluşturulmasına ve özellikle de konvansiyonun geliştirilmesine kategorik olarak karşı çıkmış olup BM Genel Kurulu’nda Özel Komite kurulmasının aleyhinde oy kullanmıştır. Batı’nın resmi argümanlarından biri de “dünyanın böyle bir konvansiyona henüz hazır olmadığı” iddiasıydı.

BM sözleşmesi fikrini reddetmenin gizli ve gayri resmi nedeni ise, ABD’nin tavsiyesiyle geliştirilen, Washington’un devlet egemenliğini baltalamak ve katılımcı devletlerin bilgi alanını kontrol etmek için kullandığı Budapeşte Sözleşmesi olarak bilinen, 2001 tarihli Avrupa Konseyi Siber Suçlar Konvansiyonu’ydu. Sonuç olarak planlanan evrensel BM sözleşmesi, Budapeşte Sözleşmesi’nin doğrudan rakibi haline gelecek olup teknoloji alanında gelişmiş devletlerin “seçilmişlik hissine” ve emellerine son verebilecektir.

BM Genel Kurulu’nun 74. oturumunda gelişmekte olan dünyanın “aklı ve kalbi” ile ilgili oylamayı kaybeden ABD ve müttefikleri, “dünyanın böyle bir konvansiyona ihtiyacı var” diyerek yaklaşımlarını tamamen değiştirmişlerdir. BM konvansiyonunun geliştirilmesi sürecini hızla yeniden inşa etmeye ve buna öncülük etmeye çalışmışlardır. Böylece Washington ve müttefikleri, bir konvansiyon yapılması fikrini doğrudan reddetmekten, uluslararası sözleşmenin içeriğini gizlice sabotaj etme ve sözleşmeyi içeriden etkisiz kılma taktiğine geçiş yapmıştır.

Rusya’nın aksine Washington, BM ve Budapeşte konvansiyonlarının azami düzeyde uyumlulaştırılmasından yanadır. Bu, Özel Komite’nin yetki mektubunda belirtilen tam kapsamlı bir yaklaşım yerine, “kolektif Batı” ülkelerinin dar bir kapsamı ve suç saymayı desteklediği, cinsiyet ve insan hakları sorunlarını agresif bir şekilde dayattığı anlamına gelmektedir. Böylece ABD, Avrupa Konseyi’nin 20 yıldan daha uzun bir süre önce yazılmış, zaten tamamen güncelliğini kaybetmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında talep görmeyen bölgesel ölçekli bir belgesine yeniden hayat vermeye çalışmaktadır. Dünyanın böyle bir sözleşmeye ihtiyacı var mı? Görünüşe göre yok.

Bunun yanında, Özel Komite’nin tüm çalışmalarına ABD kontrolündeki medya kuruluşlarının saldırgan bir medya arka planı eşlik etmekte ve “konvansiyonun yardımıyla Rusya ve Çin’in tüm dünyayı kontrol edeceği” ya da “konvansiyonun otoriter rejimlerin işine yarayacak tehlikeli bir emsal yaratacağı” iddia edilmektedir. O zaman retorik bir soru ortaya çıkmaktadır; şu anda interneti ve küresel bilgi alanını kim kontrol etmektedir?

Yeni BM sözleşmesine yönelik güçlü muhalefetin bir diğer önemli nedeni, BM sürecinin ABD’nin teşvik ettiği “kurallara dayalı düzen” paradigmasına uygun olmamasıdır. Zira bu düzende eşit uluslararası işbirliği öngörülmemektedir. Gelecekte BİT suçlularının aranmasında ana rol, Batı tarafından BİT’in Suç Amaçlı Kullanılmasıyla Mücadeleye İlişkin BM Konvansiyonu’na bir diğer alternatif olarak değerlendirilen Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) verilecektir.

Washington, UCM’ye BİT soruşturmalarının yürütülmesi ve atıf yapılacak bir mekanizmanın oluşturması için geniş yetkilerle donatarak, UCM yardımıyla hükümler vermeyi ve suçluları tayin etmeyi planlamaktadır. Tam da bu nedenle Batı, BİT terörizmi de dahil olmak üzere tüm bu “karmaşık” eylemlerin BM’de değil, ABD kontrolündeki UCM’de değerlendirileceğini öngörerek geniş çaplı suç tayinini gelecekteki BM sözleşmesinin kapsamı dışında tutmaya çalışmaktadır. Suçların izleri arama ve kanıtları sağlama yükümlülükleri, Amerikan bilişim devlerine verilecektir. Devletler arasındaki karşılıklı hukuki işbirliği mekanizmalarının etrafından dolaşılarak, bilgi alanında suç işlediğinden şüphelenilen tüm devletlerin vatandaşlarına yönelik bir “av” gerçekleştirilecektir. Böylece BM’nin karar alma sürecindeki uluslararası işbirliği mekanizmalarının yerini başkaları alacaktır.

Buradan hareketle, BM himayesinde yapılacak tümüyle kapsayıcı bir konvansiyonun alternatifinin olmadığı çıkarımı yapılabilecektir. Rusya ise, kendi adına, devlet egemenliğini koruma ilkesine dayanarak ihtiyaç sahibi ülkelere teknik yardım sağlamaya devam edecek ve küresel bilgi alanındaki neo-sömürgeci uygulamaların her türlü tezahürünü ortadan kaldıracaktır.

Konvansiyonun nihai metni, Özel Komite tarafından BM Genel Kurulu’nun 78. oturumunda (2024 yılında) katılımcılara sunulmalıdır.

RUSYA

Nabiullina’dan yılbaşı sürprizi: Rusya Merkez Bankası faiz artışına gitmedi

Yayınlanma

Rusya Merkez Bankası, piyasa beklentilerini boşa çıkararak baz faiz oranını yüzde 21’de sabit tuttu. Bu karar, yatırımcıları şaşırtırken faiz artırımı döngüsünün sonlanmış olabileceği yorumlarına yol açtı.

Rusya Merkez Bankası, sürpriz bir kararla baz faiz oranını yüzde 21 seviyesinde sabit tuttu. Bu, piyasalar için büyük bir şok oldu; zira birçok analist, faiz oranının yüzde 23’e hatta yüzde 25’e çıkarılmasını bekliyordu.

Merkez Bankası, ekim ayında oranı yüzde 21’e yükseltirken, daha fazla artışın değerlendirilebileceği yönünde sinyaller vermişti. Ancak bu kez, beklentilerin aksine bir adım attı.

Merkez Bankası kararını, mevcut para politikasının etkilerini göstermeye başlamasıyla gerekçelendirdi. Banka, yıl içinde oranı yüzde 16’dan yüzde 21’e çıkarmış ve borç verme faaliyetinin yavaşladığını gözlemlemişti.

Fakat uzmanlara göre, bu kararda ekonomik baskılar da etkili olmuş olabilir. Rostec Başkanı Sergey Çemyozov, Severstal’ın sahibi Aleksey Mordaşov ve diğer sermayedarlar, faiz oranının yüksekliğinden duydukları rahatsızlığı açıkça dile getirmişlerdi. Bloomberg‘e göre, Başbakan Mihail Mişustin dahil bazı isimler, doğrudan Vladimir Putin’e şikâyette bulunmuştu.

Rusya’da faiz oranı tarihi seviyeye çıkabilir: Yüzde 25 gündemde

Putin, konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada, Nabiullina’nın faiz oranı kararıyla ilgili kendisine önceden bilgi vermediğini ve kararın dengeli olacağını düşündüğünü ifade etti. Bu kararın ardından yatırım bankeri Yevgeniy Kogan, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda, “Bu beklenmedik bir durumdu… Kimse böyle bir hamle beklemiyordu. Biz oranların artacağını ve yüzde 24’e kadar çıkacağını tahmin ediyorduk,” diyerek durumu değerlendirdi.

Merkez Bankası, enflasyonist baskıların azalmadığını kabul ediyor. Ekim-kasım döneminde yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 11,1 olarak gerçekleşti. Çekirdek enflasyon ise yüzde 10,9’a yükselerek, iç talebin güçlü olduğunu ortaya koydu. 16 Aralık itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 9,5 seviyesindeydi. Fakat faiz oranlarının artırılmamasının nedenlerinden biri, borç verme faaliyetlerinin düzenleyicinin beklediğinden daha fazla yavaşlaması oldu.

Merkez Bankası, bu durumu “para politikasının sıkılığı, fiyat artışlarının ve yüksek iç talebin etkilerine rağmen enflasyonu düşürme sürecini destekliyor” şeklinde açıkladı. Fakat banka, enflasyonun “bir süre daha” yüksek kalabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Kredi ve mevduat faiz oranları, Merkez Bankası’nın baz faiz oranından daha hızlı artış gösterdi. Bunun nedenleri arasında riskli borçlulara yönelik kısıtlamalar ve kriz döneminde bankalara tanınan bazı ayrıcalıkların kaldırılması bulunuyor.

Kasım ayında bireysel kredilerde büyüme durdu, kurumsal kredilerde ise önemli bir yavaşlama görüldü. Nabiullina, bu yavaşlamanın enflasyon üzerindeki etkisinin önümüzdeki aylarda daha belirgin hale geleceğini ifade etti.

Rusya Merkez Bankası’ndan rubledeki dalgalanmalara faizle müdahale

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kirillov suikastından sonra FSB’de üst düzey istifa

Yayınlanma

FSB Askeri Karşı İstihbarat Başkanı Nikolay Yuriyev, Korgeneral İgor Kirillov’un Moskova’daki patlamada hayatını kaybetmesinin ardından istifa etti.

Rusya Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB) Askeri Karşı İstihbarat Dairesi Başkanı Nikolay Yuriyev, görevinden ayrıldı.

RBK gazetesinin haberine göre, Yuriyev’in istifası, kısa süre önce Moskova’da bir patlamada hayatını kaybeden Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Savunma birliklerinin komutanı Korgeneral İgor Kirillov’un ölümüyle bağlantılı görünse de kaynaklar bu iddiayı yalanladı.

Kaynaklardan biri, Yuriyev’in istifasının emeklilik gerekçesiyle planlandığını ve bu karara ilişkin resmi kararnameye 16 Aralık’ta, Kirillov’un ölümünden bir gün önce imza atıldığını belirtti.

Aynı kaynak, Yuriyev’in görevden ayrılmasının yaz aylarında kararlaştırıldığını, yardımcılarının ise görevlerine devam ettiğini ifade etti.

Daire başkanının görevleri, geçici olarak yardımcılarından birine devredilirken, yeni bir başkanın henüz belirlenmediği vurgulandı.

Korgeneral İgor Kirillov ve yardımcısı İlya Polikarpov, 17 Aralık sabahı Moskova’da Ryazanskiy Prospekt’te meydana gelen bir patlamada yaşamlarını yitirdi. BBC ve The Wall Street Journal tarafından aktarılan bilgilere göre, patlama Ukrayna Güvenlik Teşkilatının (SBU) düzenlediği özel bir operasyonun parçasıydı.

Rusya Soruşturma Komitesi, olayı terör saldırısı ve cinayet olarak değerlendirerek soruşturma başlattı.

Olayın şüphelisinin Özbekistan vatandaşı olduğu ve kısa süre içinde gözaltına alındığı açıklandı.

Rus General İgor Kirillov’un ölümü

Okumaya Devam Et

RUSYA

G7, Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı sıkılaştırmayı planlıyor

Yayınlanma

G7 ülkeleri, Rusya’ya yönelik petrol yaptırımlarını sıkılaştırmayı değerlendiriyor. Bloomberg‘in konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Rus menşeli petrolün varil başına 60 dolar olan mevcut tavan fiyatının 40 dolara indirilmesi gündemde.

Bu adım, Rusya’nın enerji gelirlerini azaltmayı ve Ukrayna’daki savaşını finanse etme kapasitesini sınırlamayı hedefliyor.

Mevcut tavan fiyat uygulaması, varil başına 60 doların üzerindeki Rus petrolüne Batı sigortası sağlamıyor. Bu sınırı aşarak ticaret yapan şirketler ise ikincil yaptırımlarla karşı karşıya kalma riski taşıyor.

Tavan fiyatın 40 dolara düşürülmesi, Brent petrolünün mevcut fiyatının yüzde 45 altında ve Rusya’nın Ural petrolünün Karadeniz ve Baltık Denizi limanlarında satıldığı fiyatın üçte bir oranında daha düşük olacak.

G7 ülkeleri, tavan fiyat uygulamasını Aralık 2022’de yürürlüğe koymuştu. Ancak, bu uygulamanın Rusya’nın petrol gelirlerini ne ölçüde etkilediği konusunda farklı görüşler bulunuyor.

Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (CREA) uzmanlarına göre, mevcut tavan fiyat, Rus petrol ihracatının sadece yüzde 20’sini kapsıyor. Petrolün yüzde 80’i ise yaklaşık 800 gemiden oluşan “gölge filo” tarafından taşınıyor. Bu durum, yaptırımların etkinliğini azaltıyor.

Daha sert yaptırımlar arasında denetimlerin artırılması da bulunuyor. Estonya Başbakanı Kristen Michal, sigortasız tankerlerin alıkonulması gibi önlemlerin düşünüldüğünü belirtti.

Brookings Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Robin Brooks ise petrol fiyat tavanındaki radikal bir düşüşün Rusya’yı mali krize sürükleyebileceğini ifade etti. CREA uzmanları, 60 dolarlık tavan fiyatın 2024’ün başından bu yana Rusya ekonomisini 4 milyar avrodan mahrum bıraktığını ve 30 dolara düşürülmesinin aylık 2,4 milyar avro kayba yol açacağını hesaplıyor.

ABD, Rusya’nın petrol endüstrisine ‘İran tarzı’ yaptırımlar planlıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English