Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya’dan ayrılan Yandex kurucusu, İngiltere’de yapay zeka fabrikası kuracak

Yayınlanma

Rusya’dan ayrılan Yandex’in kurucusu Arkadiy Voloj’un şirketi Nebius, İngiltere’de 300 milyon dolarlık bir yapay zeka kümesi inşa edeceğini duyurdu. Şirket, 2025’in son çeyreğine kadar binlerce Nvidia Blackwell Ultra ekran kartını bu yeni merkezde devreye almayı hedefliyor. Nebius, daha önce de ABD ve İsrail’de büyük yatırımlar yapmıştı.

Rusya’dan ayrılan Yandex’in kurucusu Arkadiy Voloj tarafından kurulan teknoloji şirketi Nebius, yapay zeka alanındaki küresel varlığını genişletmeye devam ediyor.

Şirket, bu hafta yaptığı açıklamada, İngiltere’de bir yapay zeka kümesi (AI cluster) inşa etmek için 300 milyon dolarlık yeni bir yatırım yapacağını duyurdu.

Nebius, 2025 yılının dördüncü çeyreğine kadar yeni tesiste binlerce Nvidia Blackwell Ultra ekran kartını devreye almayı planlıyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Arkadiy Voloj, “İngiliz iş dünyası, akademi ve kamu sektörü için inovasyonun geleceğini destekleyecek bilişim altyapısını sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz,” dedi.

Voloj, İngiltere’nin yapay zekanın geliştirildiği, test edildiği ve fintekten biyotıpa kadar tüm sektörlerde uygulandığı kilit platformlardan biri olduğunu belirterek, “Buradaki varlığımız bizi geleceği şekillendiren girişimlere, araştırmacılara ve endüstri liderlerine daha da yakınlaştırıyor,” ifadelerini kullandı.

Küresel büyüme ve dev yatırımcılar

Nebius, bu yeni yatırımla birlikte Avrupa, ABD ve Orta Doğu’da altı farklı ülkede toplam yedi yapay zeka kümesini yönetecek.

Şirket, Mayıs 2025’te İsrail İnovasyon Otoritesi’nden ülkede bir süper bilgisayar inşa etmek için yaklaşık 135 milyon dolar (500 milyon şekel) tutarında bir hibe kazanmıştı.

Voloj’un süper bilgisayar kurma konusunda daha önceden de tecrübesi bulunuyor. Nebius’un Finlandiya’daki veri merkezinde, Yandex’in kurucularından İlya Segaloviç’in anısına isimlendirilen ISEG adlı bir süper bilgisayar yer alıyor. ISEG, dünya sıralamasında 29. sırada yer alıyordu.

Şirket, Aralık 2024’te ABD’deki faaliyetlerini genişletmek amacıyla 700 milyon dolarlık bir yatırım çekmişti.

Yatırımcılar arasında Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un firması Bezos Expeditions, teknoloji devi Nvidia, Silikon Vadisi merkezli risk sermayesi fonu Accel ve varlık yönetim şirketi Orbis gibi önemli isimler bulunuyor. Nebius’un San Francisco, Dallas ve New York’ta temsilcilikleri mevcut.

AB, Yandex’in eski CEO’su Arkadiy Voloj’a yönelik yaptırımları kaldırdı

Otonom teslimat projesi

Nebius Group ekosistemi, başka teknoloji projelerini de bünyesinde barındırıyor. Bu projelerden biri olan ve merkezi Teksas eyaletinin Austin şehrinde bulunan Amerikalı şirket Avride, Şubat 2025’te Japon holdingi Rakuten ile bir işbirliği yaptığını duyurmuştu.

Rakuten, bünyesinde bir pazar yeri, finansal hizmetler ve Viber mesajlaşma uygulamasını barındırıyor.

Bu işbirliği kapsamında Avride, Tokyo’da otonom araçlarla market ürünleri ve restoran siparişlerinin test teslimatını başlattı.

Rusya

Dmitriyev: Amerikalı petrol şirketleri Rusya’ya ilk dönenler olacak

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı’nın özel temsilcisi Kirill Dmitriyev, Avrupa Birliği’nin Rus gazı kesintilerinden kaynaklanan kaybının 1 trilyon avroyu aştığını belirtti. Dmitriyev ayrıca, ABD ile doğrudan uçuşların bu yıl sonuna kadar yeniden başlayabileceğini ve Amerikalı petrol şirketlerinin Rusya’ya ilk dönenler olacağını öngördü.

Rusya Devlet Başkanı’nın Yatırım ve Ekonomik İşbirliği Özel Temsilcisi ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda (SPIEF) yaptığı açıklamalarda, Avrupa Birliği’nin (AB) Rus gazı tedarikini azaltmasının maliyetinin 1 trilyon avroyu aştığını söyledi.

Dmitriyev ayrıca, ABD ile doğrudan uçuşların bu yıl sonuna kadar yeniden başlayabileceğini ve Amerikalı petrol şirketlerinin Rusya pazarına ilk geri dönecekler arasında yer alacağını belirtti.

‘AB’nin kaybı 1 trilyon avroyu aştı’

SPIEF’te TASS ajansına konuşan Dmitriyev, “Bu rakam kesinlikle bir trilyonun üzerinde, Avrupa Birliği için bir rakamımızın olması önemli,” dedi.

Yaptırımların ABD’ye olan maliyetinin ise 300 milyar doları aştığını ekleyen Dmitriyev, “ABD Başkanı Donald Trump’ın birkaç gün önce bundan bahsetmesi çok anlamlı. Bu, ABD tarafından yaptırımların Amerikan iş dünyasına zarar verdiğinin ilk kabulü,” ifadelerini kullandı.

St. Petersburg’da ‘yeni dünya düzeni’ masaya yatırıldı: ‘Neoliberal modelin sonu geldi’

‘ABD ile uçuşlar bu yıl başlayabilir’

Dmitriyev, Rossiya-1 kanalına verdiği bir röportajda ise Rusya ile ABD arasındaki doğrudan uçuşların bu yıl sonuna kadar yeniden başlayabileceğini söyledi.

Amerikalı iş dünyasının, kendi hükümetlerinden Rusya’ya uçak yedek parça tedarikine izin vermesini istediğini belirten Dmitriyev, “Eski ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin sırf kötü niyetle getirdiği bu tür kesinlikle aptalca kısıtlamaların yavaş yavaş geçmişte kalacağına inanıyoruz,” diye konuştu.

10 Nisan’da İstanbul’da Rus ve ABD heyetleri arasında görüşmeler yapılmıştı. Rusya’nın Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, doğrudan uçuşların yeniden başlatılması dahil iş ve toplum bağlarını genişletecek büyük sorunların çözümüne yönelik daha enerjik adımlar atılması çağrısında bulunmuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Moskova’nın, uçuşların yeniden başlatılmasına yönelik görüşmeler kapsamında havayolu şirketi Aeroflot’un yaptırımlardan çıkarılmasını Washington’a teklif ettiğini söylemişti.

‘Amerikalı şirketler geri dönecek’

Forum kulislerinde gazetecilere konuşan Dmitriyev, ABD’li şirketlerin Rusya’nın petrol ve doğalgaz sektörüne ilk geri dönecekler arasında olacağını düşündüğünü belirtti.

Yetkili, “Bu, Arktik de dahil olmak üzere petrol ve doğalgaz sahalarının geliştirilmesinde Rus şirketleriyle ortaklık yapmakla ilgilenen en büyük Amerikan şirketlerini içeriyor,” dedi.

‘Petrol piyasasında ortak adım mümkün’

Dmitriyev, Reuters‘a yaptığı açıklamada ise 2020’deki benzer adımları emsal göstererek, petrol piyasalarını istikrara kavuşturmak için Rusya, Suudi Arabistan ve ABD’nin ortak eylemlerinin mümkün olduğunu söyledi.

Rusya’dan gelen bu açıklamalar, 2025 yılının başından itibaren Ukrayna üzerinden Rus gazı transitinin durması ve Avrupa Komisyonu’nun 2027 sonuna kadar Rus gazından tamamen vazgeçmeyi öngören bir yol haritası hazırladığı bir döneme denk geliyor.

Yapılan tahminlere göre, Rusya’nın Avrupa ve Türkiye’ye boru hattıyla gaz tedariki 2027 sonuna kadar 2024 seviyesine göre yüzde 40 azalarak 29 milyar metreküpe düşebilir.

Bu koşullar altında Rusya’nın, dost ülkelere yönelik sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracat projelerini hayata geçirmesi ve gaz kimyası endüstrisini geliştirmesi gerektiği belirtiliyor.

Putin: Trump başkan olsaydı Ukrayna’da çatışma olmayabilirdi

Okumaya Devam Et

Rusya

Rosatom: Buşehr’e saldırı yeni bir Çernobil’e neden olabilir

Yayınlanma

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu (Rosatom) Genel Müdürü Aleksey Lihaçev, İsrail’in İran’daki Buşehr Nükleer Santrali’ne yönelik olası bir saldırısının Çernobil benzeri bir felakete yol açabileceği uyarısında bulundu. Lihaçev, santraldeki Rus uzmanların bir kısmının tahliye edildiğini belirtirken, Rusya Dışişleri Bakanlığı da İsrail’in saldırılarının dünyayı nükleer savaşa sürüklediğini açıkladı.

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu (Rosatom) Genel Müdürü Aleksey Lihaçev, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’daki Buşehr Nükleer Güç Santrali’ne (NGS) olası bir saldırısının Çernobil ile kıyaslanabilecek bir felakete yol açabileceği uyarısında bulundu.

RIA Novosti haber ajansının aktardığına göre Lihaçev, Rosatom’un İsrail makamlarını Buşehr’e saldırmamaya çağırdığını belirtti.

Lihaçev, santralde görevli Rus uzmanların bir kısmının şimdiden bölgeden tahliye edildiğini, diğer bir kısmını ise şimdilik tesiste bırakacaklarını sözlerine ekledi.

UAEA: Patlamadan daha kötü sonuçlar doğurabilir

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdür Yardımcısı Mihail Çudakov da 18 Haziran’da yaptığı bir açıklamada, Buşehr NGS’ye yönelik bir saldırının nükleer bir patlamanın sonuçlarını aşan, önemli bir radyoaktif kirlenmeye yol açabileceğini ifade etmişti.

Çudakov, dünyadaki hiçbir nükleer santralin savaş koşullarında çalışmak üzere tasarlanmadığını vurguladı.

İsrail’den Tahran’daki hedeflere saldırı

Aynı gün, 18 Haziran’da, İsrail’in uranyum zenginleştirmede kullanılan bir santrifüj üretim tesisini vurduğu bildirilmişti.

Saldırıda İsrail’in ayrıca çok sayıda mühimmat üretim tesisini de hedef aldığı belirtildi. İsrail hava kuvvetlerine ait 50’den fazla savaş uçağının Tahran’daki askeri hedeflere bir dizi saldırı düzenlediği kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Rusya

St. Petersburg’da ‘yeni dünya düzeni’ masaya yatırıldı: ‘Neoliberal modelin sonu geldi’

Yayınlanma

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda sunulan rapora göre dünya, savaşlar ve jeopolitik risklerin tetiklediği derin ve uzun süreli bir krizin içinde bulunuyor. Rus uzmanlar, neoliberal modelin artık çalışmadığını ve dünyanın bir çağ değişiminden geçtiğini belirterek, yeni bir uluslararası güvenlik ve işbirliği sistemi kurma yollarını tartıştılar.

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu‘nda (SPIEF) sunulan “Dünya Düzeninin Geleceği” başlıklı raporda, dünyanın derin ve uzun süreli bir krizden geçtiği ve mevcut düzenin temelden değiştiği vurgulandı.

Uzmanlar, daha önce iklim değişikliği gibi riskler ön plandayken, son iki yıldır savaşlar, jeopolitik gerilimler ve ABD’nin eylemleriyle yeni bir boyuta taşınan ticaret savaşlarının gündemi belirlediğini ifade etti.

VEB Baş Ekonomisti Andrey Klepaç, forumdaki “Dünya Düzeninin Geleceği: Çatışma ve İşbirliği Arasında” başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, “Dünyanın bir krizde olduğu artık bilinen bir gerçek. Asıl soru, bu krizin ne kadar süredir devam ettiği ve daha ne kadar süreceğidir,” dedi.

Rusya Devlet Başkanı’nın Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine Ulaşmada Uluslararası Kuruluşlarla İlişkilerden Sorumlu Özel Temsilcisi Boris Titov ise mevcut durumun 2014-2015’teki gibi taktiksel değil, küresel bir kriz olduğunu belirterek, “Bizim görüşümüze göre bir çağ değişimi, kalkınma modelinde küresel bir dönüşüm yaşanıyor,” ifadelerini kullandı.

Krizin yeni adı: Savaş ve jeopolitik riskler

Baş Ekonomist Klepaç, 2024’ün son 60 yılın en yoğun askeri çatışmalarının yaşandığı yıl olduğuna dikkat çekerek, 2025’in de benzer geçmesinin muhtemel olduğunu söyledi.

Klepaç, küresel düzeyde yaşananların yanı sıra insanlar için temiz su kıtlığı, hava ve gıda kirliliği gibi sorunların sağlıklarını doğrudan etkileyerek ön plana çıktığını belirtti.

Klepaç, “Dünyada, Afrika ve Asya ülkelerinde yaşananlar gerçekten büyük bir meydan okuma. Bunlar sosyal felç, yoksulluk, göç, gıda güvenliği ve demografi sorunlarıdır,” diye ekledi.

2020’den itibaren dünyada açlık çeken insan sayısının yeniden artmaya başladığını ve koronavirüs pandemisinin sağlık sistemlerindeki sorunları gözler önüne serdiğini ifade etti.

Klepaç, raporun amacının sadece sorunları sıralamak değil, aynı zamanda “fırsat pencerelerini ve çözüm ihtiyaçlarını” göstermek olduğunu vurguladı. Raporda yeni bir uluslararası güvenlik ve güven sistemi, yeni uluslararası ekonomik ilişkiler ve teknolojik ortaklıklar kurma yolları aranıyor.

‘İş dünyası yaptırımlara alıştı’

Öte yandan Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Aleksandr Şohin, raporun hazırlanması sırasında 200’den fazla şirket temsilcisiyle görüşüldüğünü ve çoğunun geleceğe güvenle baktığını belirtti.

Şohin’e göre iş dünyası, yaptırım baskısına ve sıkı para politikasına alışmış durumda. Girişimcilerin birçok kriz atlattığını ve her krizin bir gelişme fırsatı olduğunu söyledi.

Rapora göre şirketler açısından en önemli zorluk, küresel finansal sistemin istikrarsızlığı. Rus iş dünyasının 2022’de sınır ötesi ödemelerde kısıtlamalarla karşılaştığını hatırlatan Şohin, bu sorunu aşmak için çeşitli araçların geliştirildiğini ifade etti.

Rusya’nın BRICS dönem başkanlığı sırasında “BRICS Pay” platformunun oluşturulamadığını ancak bunun bir yenilgi olmadığını savundu.

Şohin, küreselleşmenin liberal olmasa da “emperyalist” bir biçimde varlığını sürdürdüğünü belirterek, “Lider ülkeler, piyasaları ve etki alanlarını nasıl kontrol edeceklerine kendileri karar veriyor,” dedi.

Çok kutuplu düzende hiyerarşi mücadelesi

Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi’nden (TsMAKP) Dmitriy Belousov ise, Rusya’nın temel nitelikte kısıtlamalarla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Belousov, ülkenin Kovid-19 ve ekonomik savaş düzeyindeki yaptırımları başarıyla atlattığını ancak insan kaynağının artmaması gibi bir sorunla yüzleştiğini belirtti.

Belousov, Rusya’nın işbirliği konusunda etkili olduğunu ifade ederek “Afrikalı” Puşkin ve “Danimarkalı” Dal’ı örnek gösterdi.

Rusya Bilimler Akademisi Primakov Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Ulusal Araştırma Enstitüsü Direktörü Fyodor Voytolovskiy ise şekillenmekte olan çok kutuplu dünya düzeninin küresel bir oyuncu olarak Rusya’ya birçok açıdan uygun olduğunu ifade etti.

Voytolovskiy, “Ancak bunun düz bir yapı olmadığını, şu anda bu çok kutuplu dünya düzeninin hiyerarşisi için küresel ve bölgesel düzeyde bir mücadele yaşandığını anlamalıyız,” dedi.

Voytolovskiy’e göre bir yanda yeni karşılıklı bağımlılık modelleri kurma eğilimleri varken, diğer yanda başta ABD ve müttefikleri olmak üzere eski aktörlerin konumlarını koruma ve güçlendirme yönünde istikrarlı bir çabası bulunuyor.

Ayrıca Voytolovskiy, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin de bu yeni modelde statü mücadelesi verdiğini sözlerine ekledi.

Putin: Trump başkan olsaydı Ukrayna’da çatışma olmayabilirdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English