Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Bir dönem kapandı: Suriye Arap Birliği’ne döndü

Yayınlanma

Suriye 12 yıl sonra Arap birliğine geri döndü. Karar, 22 üyeli birliğin Kahire’deki dışişleri bakanları toplantısında alındı. Suriye Dışişleri Bakalığı açıklamasında “Arap ülkelerinin karşı karşıya olduğu zorluklarla yüzleşmek için diyalog ve ortak eylemin önemini vurgulamaktadır” denildi.

Suriye’nin Arap Birliği’ne geri dönüşü konusunda yürütülen uzun diplomasi maratonu Şam’ın birliğe yeniden kabul edilmesiyle sonuçlandı. 22 Arap ülkesinin 13’nin dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildiği Kahire toplantısında 12 yıl önce birlikten çıkarılan Suriye’nin yeniden Arap Birliği’ne kabul edilmesi yönünde karar alındı.

Bu kararla birlikte Suriye delegansyonları birlik toplantılarında temsil edilebilecek. Konuya ilişkin Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında “Arap Devletleri Birliği’nin kurucu üyesi Suriye, ortak Arap eylemi ve işbirliğini güçlendirme ihtiyacı konusundaki sürekli tutumunu tazeliyor.  Bir sonraki aşamanın, diyaloga, karşılıklı saygıya ve Arap ulusunun ortak çıkarlarına dayalı, ikili ve kolektif düzeylerde etkili ve yapıcı bir Arap yaklaşımı gerektirdiğini vurgulyor” denildi.

Son iki yıldır Suriye’nin birliğe geri dönüşüne itiraz eden Arap devletleri de sessiz onay verdi. Şam’la noramalleşmeye sert itiraz eden Katar kararı bloke etmese de “duruşlarının değişmediği” mesajını vermeyi ihmal etmedi. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mecid Bin Muhammed Ed Ensari, “Katar devleti, her zaman Arap fikir birliğinin sağlanması için çabalamaktadır ve buna engel olmayacaktır. Fakat Katar Devleti’nin Suriye rejimi ile normalleşme ile ilgili resmi pozisyonu, öncelikle Suriye halkının istek ve beklentilerini yerine getirecek siyasi bir çözüm yolunda kaydedilecek ilerlemeye bağlıdır” dedi.

Esad, BAE lideriyle görüştü 

Tarihi kararından Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Esad, Arap işbirliğini geliştirmek adına için BAE’nin oynadığı rol için teşekkür etti.

BAE Suriye ile normallşeme sürecini 2018 yılında başlatmış o yıl Şam’daki diplomatik misyonlarını yeniden faaliyete geçirmişti. BAE hem devlet başkanları düzeyinde hem de dıişleri bakanları düzeyinde Suriye ile sıkı bir ilişki geliştirerek Şam’ın geri dönüş yolunu açmada önemli bir rol oynamıştı. Yine BAE Şam ile Riyad arasındaki köprülerin yeniden kurulması için çaba göstermişti.

Çin karardan memnun 

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşüne ilişkin Çin Halk Cumhuriyeti’nden memnuniyet açıklaması geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin “Çin, Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşünden dolayı Suriye’yi memnuniyetle karşılıyor ve tebrik ediyor ve  bunun Arap ülkelerinin birliği, kendine güveni güçlendirmesine ve kalkınmayı hızlandırmasına, Arap dünyasını canlandırmasına ve Ortadoğu’da barış ve istikrarı teşvik etmesine yardımcı olacağına inanıyor” ifadelerini kullandı.

Çin, İran ile Suudi Arabistan’ın ilişkileri normaleştirmesinde de arabulucu rolü oynamıştı. Suudi Arabistan’ın Şangay İş Briliği Örgütü’ne katılım kararı alması da Tahran ve Riyad2ı aynı güvenlik örgütünün çatısı altında buluşturacak olması bakımından önem taşıyor. Suriye krizinde tam karşı cephelerde bulunan İran ve Suudi Arabistan arasındaki yumuşama da Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü yolunda önemli bir mihenk taşı olarak değerlendiriliyor.

İran: İstikrara katkı sunacak

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasser Kanaani de Suriye’nin birliğe dönüşü ile ilgili “memnuniyet” açıklaması yaptı. Kanaani, “İslam ülkeleri arasındaki farklılıkların giderilmesi ve aralarındaki yakınlaşma ve sinerjinin istikrar ve kapsamlı barışın tesis edilmesinde olumlu sonuçları olduğu gibi, aynı zamanda bölgesel meselelere dış müdahalenin en aza indirilmesi için zemin hazırlıyor” dedi.

ORTADOĞU

Üst düzey ABD yetkilisi İsrail’i Hizbullah’la savaşın ‘feci sonuçları’ konusunda uyardı

Yayınlanma

Pazartesi günü Washington’da düzenlenen Orta Doğu Amerika Diyaloğu (MEAD) zirvesinde konuşan üst düzey bir ABD’li yetkili, İsrail ve Hizbullah arasında Lübnan’da patlak verecek bir savaşın “felaket ve öngörülemeyen sonuçlar” doğurabileceğini söyledi.

Times of Israel’in haberine göre, ABD’li yetkili, “‘Savaşalım ve sonra Hizbullah’ın elindeki tüm füzeleri yok edelim ve her şey yoluna girsin’ gibi bir düşünce var. Bu o kadar basit değil. Sihirli bir çözüm yok. Karşı taraf yok edilemez. Savaşın sonunda İsrail ağır bir bedel ödeyebilir ve hedeflerine ulaşamayabilir” dedi.

İsrailli gazeteci Barak Ravid’in aktardığına göre ABD’li yetkili, sınırdaki gerilimi yatıştırmak için askeri değil diplomatik bir çözüm önerdi.

“Laboratuvar koşullarında savaş olmaz. Bu bir oyun değil. IDF’nin kabiliyetlerinden şüphe duymuyorum ama her iki taraf için de ciddi sonuçları olacağı gerçeğini düşünmek zorundayız” diyen ABD’li yetkili, iki eski üst düzey ABD yönetimi yetkilisi Dennis Ross ve Elliot Abrams ile iki eski ABD İsrail Büyükelçisi Tom Nides ve David Friedman’ın başkanlık ettiği iki günlük Washington konferansının ikinci gününde konuştu.

Yetkili, bir savaşın patlak vermesi halinde, uluslararası toplumun şu anda sağlanabilene benzer bir diplomatik çözüme ulaşmak için müdahale edeceğini savundu.

Yorumlar, İsrail’in Lübnan sınırına yönelik saldırılarını artırması sonucu Hizbullah’la gerilimin yükseldiği bir dönemde geldi.

Pazartesi günü Hizbullah İsrail’in kuzeyine patlayıcı yüklü insansız hava araçları ve düzinelerce roket fırlatırken İsrail Savunma Kuvvetleri de Lübnan’ın güneyindeki askeri hedeflere ateşle karşılık verdi.

İsrail medyası tarafından yayınlanan konferanstan alıntılarda ABD’li yetkili, gerginliğin topyekûn bir savaşa dönüşmesi halinde binlerce hatta on binlerce insanın ölebileceği ve hem İsrail hem de Lübnan altyapısının ağır hasar görebileceği uyarısında bulundu.

Pazar günü aynı konferansta konuşan eski savaş kabinesi bakanı Benny Gantz ise, İsrail’in odağını Gazze’den Lübnan sınırına kaydırması gerektiğini söyleyerek “bu konuda geç kaldık” dedi ve İsrail’in Hamas’la yakın zamanda bir rehine-ateşkes anlaşması yapmaması halinde Hizbullah’la savaşın yakın olduğu uyarısında bulundu.

Ravid’e göre Gantz ve diğer İsrailli yetkililer ekim ayından bu yana kuzey sınırındaki evlerinden tahliye edilen on binlerce İsraillinin güvenli bir şekilde geri dönebilmeleri için tek yolun Hizbullah’a yönelik büyük bir askeri operasyon olduğunu söylerken, ABD’li yetkili çatışmalarda çok sayıda sivilin ölebileceği ve geri dönecek evlerinin olmayacağı uyarısında bulundu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail yerinden edilenlerin çadırlarına saldırdı, 40 kişi hayatını kaybetti

Yayınlanma

İsrail’in salı sabahı erken saatlerde Gazze’deki bir insani yardım bölgesine düzenlediği hava saldırısında en az 40 kişi hayatını kaybetti.

Saldırılar, İsrail’in Gazze’nin diğer bölgelerindeki saldırılarına karşın nispeten daha güvenli bir insani yardım bölgesi görülen, güneydeki Han Yunus kenti yakınlarındaki el-Mevasi sahil bölgesindeki bir çadır kenti hedef aldı.

Saldırının şiddetiyle bölgede metrelerce derinlikte 3 çukur oluştuğu ve yerlerinden edilenlerin sığındığı en az 20 ila 40 çadırın yandığı ve yok olduğu, çok sayıda kişinin kumların altına gömüldüğü kaydedildi.

Bölgeden gelen video görüntülerine göre, hava saldırıları kum tepelerinde devasa kraterler açarken, yerel ilk müdahale ekipleri gece boyunca meşale ışığında yaralıları kurtarmaya ve küreklerle ve çıplak elleriyle kumdan kazmaya çalıştı.

Gazze’deki bir Filistin sivil savunma sözcüsü yerel medyaya yaptığı açıklamada, el-Mevasi’ye sığınan yüz binlerce Filistinliye atıfta bulunarak “Yerlerinden edilenlere yönelik bir katliamla karşı karşıyayız” dedi.

Sözcü, “Kurtarma operasyonları devam ediyor ve gösterilen çabalar büyük” diye ekledi.

İsrail ordusu, insani yardım bölgesinde “bir komuta ve kontrol merkezinde faaliyet gösteren önemli Hamas teröristlerini” hedef aldığını iddia etti.

Hamas ise yaptığı açıklamada İsrail’in iddialarını reddederek hedef alınan bölgede militanların bulunduğunu “bariz bir yalan” olarak nitelendirdi.

Yerel sağlık yetkililerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze’de 40,000’den fazla Filistinli öldürüldü. Uluslararası yardım grupları parçalanmış bölgede insani felaketin yaklaşmakta olduğu uyarısında bulunurken, kötüleşen güvenlik nedeniyle yardım ulaştırmanın giderek zorlaştığı belirtiliyor.

BM yardım ve sağlık kuruluşları, salgınların tespit edilmesinin ardından bu ay Gazze’de bir çocuk felci aşılama kampanyası başlattı. İsrail ordusu, sağlık ekiplerinin aşı uygulamasına izin vermek için belirli bölgelerde sözde operasyonel “duraklamalara” izin verdi. İsrail Savunma Bakanlığı’na göre bu hafta başı itibariyle yaklaşık 200.000 kişiye aşı yapıldı.

BM mülteci ajansı başkanı Philippe Lazzarini’ye göre pazartesi günü Gazze’nin kuzeyindeki İsrail güçleri çocuk felci aşısı dağıtımına katılan bir BM konvoyunu sekiz saatten fazla bir süre durdurdu. Personel daha sonra üslerine geri bırakıldı.

İsrail ordusu konvoyun çocuk felci kampanyasının bir parçası olduğu iddialarını reddetti ve militanların insani yardım personelinin içine yerleştirildiğine dair şüpheler olduğunu öne sürdü.

Guterres: Gazze’deki acılar eşi benzeri görülmemiş seviyede

Gazze’deki durumu değerlendiren Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, görev süresi boyunca Gazze’deki “yıkım ve ölümün benzerini görmediğini” söyledi.

BM’nin, Gazze’deki olası bir ateşkesi gözlemlemeyi teklif ettiğini belirten Guterres, Orta Doğu’daki BM Ateşkes Gözetim Örgütü (UNTSO) misyonunu hatırlattı.

Antonio Guterres, ancak İsrail’in kabul etme ihtimalinin düşük olması nedeniyle BM’nin Gazze’nin geleceğinde rol oynayabilmesinin “gerçekçi olmadığını” ifade etti.

Gazze’de ateşkesin aciliyetine dikkati çeken Guterres, “Gazze’de gördüğümüz acılar, BM Genel Sekreterliği dönemimde eşi benzeri görülmemiş seviyede. Daha önce, Gazze’de son birkaç ayda gördüğümüzdeki gibi bir ölüm ve yıkım seviyesi görmemiştim” diye konuştu.

Guterres, iki devletli çözümün tek yol olduğunu ve başka bir alternatifin uygulanabilir olmadığını ifade ederek “Bu, 5 milyon Filistinlinin bir devlette hiçbir hakka sahip olmadan yaşaması anlamına geliyor” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tarafından katledilen Ayşenur Ezgi Eygi için Filistin’de cenaze töreni düzenlendi

Yayınlanma

İşgal altındaki Batı Şeria’nın Beyta beldesinde İsrail askerlerince katledilen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi için Filistin’in Nablus kentinde resmi ve sivil katılımla cenaze töreni düzenlendi.

Eygi’nin naaşı, uluslararası dayanışma aktivistleri, Filistinliler, Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi İsmail Çobanoğlu, Nablus Valisi Gassan Daglas ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla Nablus kentindeki Rafidiye Hastanesi’nden alındı. Filistinlilerin sloganları eşliğinde tören düzenlendi.

Dışişleri Bakanlığı Eygi’nin naaşının Türkiye’ye getirilmesi için çalışma yürüttüklerini söyledi.

26 yaşındaki Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi, 6 Eylül’de işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus kentine bağlı Beyta beldesinde düzenlenen işgal karşıtı bir gösteride İsrail keskin nişancısı tarafından açılan ateş sonucu başından vurularak hayatını kaybetti.

Washington Üniversitesinde hem psikoloji hem de Orta Doğu dillerinde çift dal yapan Eygi, Filistin topraklarının İsrail tarafından işgaline karşı sivil yöntemlerle Filistinlilere destek veren Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) gönüllüsü insan hakları aktivistiydi.

2003’te İsrail buldozeri tarafından ezilerek öldürülen ABD vatandaşı Rachel Corrie de aynı harekete mensuptu.

Eygi, Filistinlilerin haklarını destekleyen dayanışma hareketlerinde aktif yer alıyordu.

Önceki gün de ABD’nin Washington eyaletinde yüzlerce Filistin yanlısı gösterici, Ayşenur Ezgi Eygi’nin, İsrailli askerler tarafından öldürülmesin protesto etmek için toplandı.

Washington’daki gösteride Eygi’nin fotoğraflarının yanı sıra “Ayşenur Eygi Filistin için şehit oldu”, “Ayşenur için adalet”, “Bugün hepimiz Ayşenur’uz”, “Direniş terör değildir! Özgür Filistin!” yazılı pankartlar taşıyan göstericiler, İsrail karşıtı sloganlar attı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English