Bizi Takip Edin

Rusya

Buryatya’da orman yangınları nedeniyle olağanüstü hâl ilan edildi

Yayınlanma

Rusya Federasyonu’na bağlı Buryatya Cumhuriyeti’nde orman yangınının şiddetlenmesi nedeniyle bölgenin tamamında bölgesel düzeyde olağanüstü hâl ilan edildi. Yılbaşından bu yana 174 yangının kaydedildiği bölgede, hâlen 22 aktif yangın bulunuyor.

Rusya Federasyonu’na bağlı Buryatya Cumhuriyeti’nde, karmaşıklaşan orman yangını durumu nedeniyle bugün (13 Mayıs Salı) itibarıyla cumhuriyetin tamamında bölgesel düzeyde olağanüstü hâl (OHAL) ilan edildi.

Daha önce sadece Bauntovskiy ve Yeravninskiy bölgelerinde uygulanan OHAL, Buryatya Cumhuriyeti hükümetinin kararıyla tüm bölgeleri kapsayacak şekilde genişletildi. Bu karar, yangınlarla mücadeleye daha fazla insan gücü ve teknik ekipman sevk edilebilmesini sağlayacak.

Orman yangınlarıyla ilgili son durum, 12 Mayıs Pazartesi günü Buryatya liderinin katıldığı bir planlama toplantısında ele alındı.

Buryatya Cumhuriyeti Ormancılık Ajansı Başkanı Sergey Boroşnoyev, toplantıda bölgesel OHAL ilan edilmesini önerdi.

Boroşnoyev, “Karmaşık durumu göz önüne alarak, yangınların söndürülmesi için ek güçlerin seferber edilmesi talebiyle federal merkeze başvurduk. Yangınların söndürülmesi, şiddetli rüzgar ve yangınların ulaşılması zor bölgelerde etkili olması nedeniyle zorlaşıyor. Bölgesel OHAL ilan edilmesi, orman işletmelerinin yangın söndürme çalışmaları için ticari olanlar da dâhil olmak üzere daha fazla ekipman çekmesine olanak tanıyacak. Şu anda paletli araçlara ihtiyacımız var, yangınlarla mücadele için güçlerimizi ve araçlarımızı artırıyoruz,” dedi.

Yetkililer, yangınlarla mücadele için orman ekipmanlarının bakımı amacıyla yıllık 4,8 milyon rubleden fazla ödenek ayrılacağını bildirmişti.

13 Mayıs Salı günü düzenlenen afet önleme ve müdahale ile yangın güvenliği komisyonu toplantısında konuşan Buryatya Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Vyaçeslav Suhorukov, ekonomik faaliyetler için ormana giren herkesin belediyeye kayıt yaptırması gerektiğini belirtti.

Suhorukov, “Bugün itibarıyla yerli azınlık halkların temsilcilerine ayı avı için izinler verilmiş durumda. Av sezonu 10 Haziran’a kadar sürecek. Bu ekonomik faaliyeti kısıtlamıyoruz ancak avcılar orman yangını çıkarma sorumluluğunu unutmamalıdır,” diye vurguladı.

Ajansın verdiği bilgiye göre göre, yılbaşından bu yana Buryatya’da 174 orman yangını kaydedildi. Geçen yılın aynı döneminde ise toplam 14,5 bin hektar alanda 93 yangın etkili olmuştu.

13 Mayıs sabahı itibarıyla cumhuriyette, Bauntovski ve Yeravninski bölgelerinde 22 orman yangını devam ediyor. Son 24 saat içinde tamamı Bauntovski bölgesinde olmak üzere 4 yeni yangın tespit edildi.

Bu yangınların çıkış nedeni olarak ateşle dikkatsiz davranış gösterildi. Yangın söndürme çalışmalarında orman koruma, hava orman koruma birimlerinden ve gönüllü vatandaşlardan oluşan 533 kişi görev yapıyor ve 102 adet teknik araç kullanılıyor.

Rusya

Rusya Başsavcılığı, Dağıstan Devlet Sekreteri’nin mal varlığını kamulaştırıyor

Yayınlanma

Rusya Başsavcılığı, Dağıstan Devlet Sekreteri Magomed-Sultan Magomedov ve ailesine karşı dava açarak Hazar Denizi’ndeki en büyük petrol rafinerisinin kamulaştırılmasını talep etti.

Rusya Federasyonu Başsavcılığı, Dağıstan’ın ‘gölge lideri’ olarak nitelendirilen Devlet Sekreteri Magomed-Sultan Magomedov ve ailesinin mal varlıklarına el konularak devlete devredilmesi için dava açtı.

Gözaltına alınan Magomedov’a yönelik bu hamle, Hazar Denizi kıyısındaki en büyük petrol rafinerisinin kamulaştırılmasını hedefliyor ve bölgedeki güç dengelerini kökten değiştirebilecek bir adım olarak görülüyor.

Yargı Sözcüsü Zarema Mamayeva’nın TASS ajansına yaptığı açıklamaya göre, Başsavcılık, Mahaçkale’deki Sovetskiy Bölge Mahkemesi’ne 23 Haziran’da başvuruda bulundu. Davanın ön hazırlık duruşmasının 10 Temmuz 2025’te yapılacağı belirtildi.

FSB’den Dağıstan Devlet Sekreteri Magomedov’a operasyon

Davanın odağındaki isimler ve şirketler

Başsavcı yardımcısının talebiyle açılan davada, Magomedov’un yanı sıra oğlu Magomed, akrabaları Marjanat İsmailova, Hapisat Alpanayeva, Galimat İsmailova ve Savdat Magomedova da davalı olarak yer alıyor.

Ayrıca, aileyle bağlantılı Trans Tek ve MSB Holding isimli şirketler de davalılar arasında bulunuyor. Savcılık, Dağneftprodukt adlı şirketin yanı sıra boru hatları, akaryakıt istasyonları, tanklar ve diğer altyapı tesislerini içeren mülk kompleksinin kamulaştırılmasını istiyor.

‘Gölge lider’

RTVI‘nin güvenlik güçlerindeki kaynaklara dayandırdığı habere göre, Magomed-Sultan Magomedov, Dağıstan’ın ‘gölge’ yöneticisi olarak anılıyor ve bölgedeki tüm atama ve finansal kararlar üzerinde nüfuz sahibi olduğu iddia ediliyor.

Habere göre, Magomedov’un olası tutuklanması ve ardından gelecek görevden almalar, sadece akrabalarını değil, tüm bölgesel yönetim yapısını yeniden şekillendirebilir.

Devlet şirketinden aile mülküne

Magomedov, 1991-2005 yılları arasında o dönemde devlete ait olan Dağneftprodukt şirketinin genel müdürlüğünü yaptı. Şirket, 2005 yılında özelleştirilerek memurun ailesinin kontrolüne geçti.

Magomedov, tesisi 2010 yılına kadar yönetmeye devam etti. Dağneftprodukt 2021 yılında Kaspetrolservis olarak yeniden yapılandırıldı.

Hazar’ın en büyük kompleksi ve Transneft soruşturması

Kaspetrolservis şirketinin internet sitesinde, şirketin “Rusya’nın dış ekonomik faaliyetlerinde önemli bir halka” ve “Hazar kıyısındaki en büyük petrol aktarma kompleksi” olduğu belirtiliyor.

Mahaçkale Uluslararası Limanı’na bitişik olan tesis, Kazakistan, Türkmenistan ve Rusya’dan gelen petrol ürünlerinin sevkiyatını gerçekleştiriyor.

RTVI kaynaklarına göre şirket, “Transneft” ulaşım sisteminden ham petrol hırsızlığına karıştığı şüphesiyle de soruşturuluyor.

Şirketlerin mülkiyeti ‘prens’ ve ailesinde

Kaspetrolservis’in sahibi, Başsavcılık iddianamesinde adı geçen MSB Holding” Bu holdingin yüzde 52 hissesi, Magomedov’un çevresi tarafından ‘prens’ olarak adlandırılan oğlu Magomed’e ait. Geriye kalan hisselerin yüzde 16’şarlık üç eşit payı ise davalılar arasında yer alan Magomedova, Alpanayeva ve İsmailova’ya ait.

69 yaşındaki Magomedov, 2021 yılında Dağıstan Devlet Sekreteri olarak atanmıştı. Daha önce Birleşik Rusya partisinden milletvekilliği ve bölge halk meclisi başkanlığı yapmıştı.

“Dağıstan Cumhuriyeti’ne Liyakat” nişanı ve “Üstün Çalışma” madalyası sahibi olan Magomedov, aynı zamanda Anji futbol kulübünün de kurucusu olarak biliniyor.

Okumaya Devam Et

Rusya

NATO’dan Rusya analizi: Toprak kazanımları yazın da sürecek

Yayınlanma

NATO yetkilileri, Rus güçlerinin Ukrayna’nın kuzeydoğusundaki Sumı oblastında istikrarlı bir şekilde ilerlediğini ve bir tampon bölge oluşturmayı hedeflediğini bildirdi.

NATO yetkilileri, Rus birliklerinin Ukrayna’nın kuzeydoğusundaki Sumı oblastında istikrarlı bir şekilde ilerlediğini ve Zaporijya oblastında da baskıyı artırdığını belirtti.

Defense One haber sitesine göre, üst düzey bir ittifak yetkilisi, Rusya’nın bu hamleyle bir tampon güvenlik bölgesi oluşturmayı amaçladığını değerlendiriyor.

NATO’nun genel beklentisi, Rusya’nın yaz boyunca yavaş da olsa toprak kazanımlarını sürdüreceği yönünde.

Lahey’de düzenlenen NATO zirvesinin ardından yapılan basın toplantısında ise ittifakın Rusya’ya karşı tutumunda dikkat çeken bir değişiklik yaşandığı iddia edildi.

Trump’ın tutumu zirve bildirisini etkiledi

The Telegraph gazetesinin bir taslak metne dayandırdığı haberine göre, NATO ülkeleri zirve sonuç bildirisindeki Rusya eleştirilerini ABD Başkanı Donald Trump nedeniyle yumuşattı.

Önceki yıllardaki bildirilerde Ukrayna’daki çatışmadan Rusya’nın sorumlu olduğu vurgulanır ve “Ukrayna’nın geleceği NATO’dadır” gibi ifadelere yer verilirdi. Ancak mevcut taslakta bu tür iddiaların yer almadığı belirtildi.

Bu durum, ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna’ya yönelik tutumuyla paralellik gösteriyor.

Zirve sonrası basın toplantısında Trump, Washington’ın müttefiklerinin Kiev’e göndereceği 5 milyar dolara ek olarak ABD’nin olası katkısıyla ilgili bir soruyu doğrudan yanıtlamaktan kaçındı.

Buna rağmen ittifak, sonuç bildirisinde Rusya’yı Avrupa-Atlantik güvenliği için “uzun vadeli bir tehdit” olarak tanımladı.

Rusya’nın askeri ve ekonomik kapasitesi

İttifakın değerlendirmelerine göre, Rusya’nın savunma sanayisindeki üretim kapasitesi yüksek seviyesini koruyor. Rusya’nın yılda yaklaşık 3 milyon top mermisi ve ayda 130 civarında tank ürettiği tahmin ediliyor.

NATO uzmanları, Rus ekonomisinin mevcut askeri müdahaleyi finanse etme gücünü en az 2027 yılına kadar sürdürebileceğini öngörüyor.

Zirvede diplomatik çözüm beklentileri ise düşük seviyede kaldı. Bir NATO temsilcisi, yakın zamanda barışçıl bir çözüme ulaşma ihtimali konusunda şüphelerini dile getirirken, ittifakın durumu yakından izlemeye devam edeceğini kaydetti.

Putin, Trump’a Ukrayna ile müzakerelere hazır olduğunu bildirdi

Okumaya Devam Et

Rusya

Yevgeniy Primakov’un 10. ölüm yıldönümü

Yayınlanma

Rusya’nın eski başbakanlarından, Dış İstihbarat Servisi direktörlerinde ve dışişleri bakanlarından Yevgeniy Primakov, 26 Haziran 2015’te hayatını kaybetti. Ekonomi doktoru ve akademisyen olan Primakov, uzun kariyeri boyunca Rusya’nın kaderinde önemli roller üstlenirken, geride bıraktığı çarpıcı sözleriyle de siyasi bir miras oluşturdu.

Deneyimli siyasetçi, Rusya’nın dünyadaki yerinden uluslararası ilişkilere, kriz yönetiminden demokrasiye kadar pek çok konuda net ve etkili görüşler ortaya koydu.

Primakov, bir ülkenin büyüklüğünü askeri güç gösterileriyle değil, uluslararası sistemdeki gerekliliğiyle tanımlıyordu.

Argumentı i Faktı gazetesine 2005’te verdiği bir demeçte bu görüşünü, “Ciddi siyasetin masaya yumruk vurmak olduğuna katılmıyorum. Hruşçov, BM Genel Kurulu’nda masaya ayakkabısıyla vurduğunda ve füzelerle tehdit ettiğinde, bu bizim büyüklüğümüzün bir işareti değildi. Büyük devletin alameti, ülkenizin vazgeçilmez olması, herkesin sizinle iş yapmak istemesidir. Rusya tam da bu nedenle büyük bir devlettir, çünkü uluslararası arenadaki pek çok sorun onsuz çözülemez,” sözleriyle ifade etmişti.

‘Rusya’yı silmek siyasi miyopluktur’

Primakov, Batılı politikacıların Rusya’yı küçümseme eğilimine karşı sık sık uyarılarda bulundu. Mir bez Rossii? (Rusyasız Bir Dünya mı?) adlı kitabında, “Rusya’nın dünyadaki önemini herhangi bir ülkeyle çatışarak kanıtlamaya çalıştığı fikrinden uzak olduğuna inanıyorum. Batı’da bu tür bir vizyondan yola çıkan politikacılar yanılıyorlar,” ifadelerini kullandı.

Primakov, aynı eserde, “Bununla birlikte, Rusya’yı büyük güçler arasından silmeye hazır olmak, potansiyelini, dinamizmini ve gelişim beklentilerini hafife almak ancak siyasi miyoplukla açıklanabilir,” diye ekledi.

Deneyimli diplomat, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini Rusya için net bir tehdit olarak gördüğünü de belirtmişti.

Primakov, “Rusya Dışişleri Bakanı olarak görev yaparken Madeleine Albright, Strobe Talbott ve diğer Amerikalı meslektaşlarıma defalarca eski Sovyet cumhuriyetlerinin NATO’ya kabul edilmesinin bizim için ‘kırmızı çizginin’ aşılması anlamına geldiğini söyledim,” demişti.

‘ABD artık bir süper güç değil’

Primakov, ABD’nin dünyadaki konumuna ilişkin de farklı bir bakış açısı sunuyordu. 2008’de İzvestiya gazetesine verdiği mülakatta, “ABD, kendilerinin şu anda tek süper güç olduğunu düşünüyor. Bu doğru değil. ABD iktisadi, askeri ve siyasi etki açısından dünyanın en güçlü ülkesidir. Fakat bir süper güç değildir. Çünkü süper güç, Soğuk Savaş dönemine ait bir kategoridir. Yani niceliksel özellik korunmuş, ancak niteliksel özellik kaybolmuştur,” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Primakov, siyasi esnekliğin ve doğru stratejinin önemini vurgularken, popülist söylemlerden kaçınılması gerektiğini savunuyordu.

“Terörle mücadele” konusunda 2006’da yaptığı bir açıklamada, “Alıntıladığınız gibi ‘tuvalette işini bitirmek’, yalnızca terör eylemlerine doğrudan katılanlar için geçerlidir. Eğer orada herkesi ayrım gözetmeksizin ‘temizlemeye’ çalışırsanız, kanalizasyon sistemi çöker… Ortak bir dil bulabileceğiniz kişileri aramak gerekir. Uzlaşma arayışında onlara güvenmek lazım,” ifadelerini kullanmıştı.

Ulusal çıkarların korunması gerektiğini belirten Primakov, bunun ilişkilerin tamamen koparılması anlamına gelmediğini, “Uçağı geri çevirmek, ancak karşı tarafın bizim ulusal çıkarlarımıza aykırı kararlar alması durumunda kabul edilebilir. Ancak bu koşullarda bile kimse ilişkileri koparma yoluna gitmez,” sözleriyle açıklamıştı.

‘Güven yoksa siyaset de yoktur’

Uluslararası ilişkilerde güvenin temel bir unsur olduğunu belirten Primakov, 2009’da Sergey Brileev’e verdiği mülakatta, “Eğer güvenmezseniz, o zaman siyaset de olmaz. Çünkü uluslararası ilişkilerin gelişimindeki ana yollar, birbirine güvenen insanlar tarafından inşa edilir,” demişti. Ancak bu güvenin körü körüne olmaması gerektiğini de, “Aynı zamanda, Reagan’ın ‘Güven ama kontrol et’ sözleri de bana çok çekici geliyor,” diyerek eklemişti.

Orta Doğu’daki çatışmalara ilişkin ise tarafların hiçbirinin haklı görülemeyeceğini savunarak, “Sıcak noktalarda kimse saldırıların doğru mu yanlış mı olduğunu teraziye koyamaz. Karşılıklı saldırıların kendisi zaten yanlıştır. Bu durum, ne Hamas’ı, ne Hizbullah’ı ne de İsrail’i haklı çıkarmanın mümkün olmadığı Orta Doğu’daki silahlı çatışmalar için de geçerlidir,” yorumunu yapmıştı.

Modernizasyon, kriz ve motivasyon üzerine

Primakov, Rusya’nın iç meselelerine dair de önemli tespitlerde bulunmuştu. Modernizasyonun ancak demokrasi ile mümkün olabileceğini belirterek, “Modernizasyon, demokratikleşme olmadan gerçekleşemez. Demokratikleşme bir slogan değil, modernizasyon yürüten bir ülkenin nesnel ihtiyacıdır. Bilimsel ve teknolojik ilerlemeye doğru ilerlememiz neden bu kadar zor? Bütçeden az para ayırdığımız için değil. Çünkü Batı’da yeni geliştirmelere parayı esas olarak iş dünyası harcıyor. Bizde rekabet yok. Orada kâr hırsı onları bu yöne itiyor,” demişti.

Krizlerin bir arınma fırsatı olabileceğini de ifade eden Primakov, “Zorluklardan çıkarken, operasyonel görevleri çözerken yarını akılda tutmak gerekir. O zaman kriz sadece bir ateş değil, aynı zamanda bir arınma olur. Tıpkı hastalıktan sonra insanın yeniden doğması, taze güçlerle dolması gibi,” şeklinde konuşmuştu.

Çalışma hayatındaki motivasyonun sadece paraya indirgenmesini de eleştirerek, “Ne için çalışılacağını bilmek de bir o kadar gereklidir. Maalesef bu gerçekleşmiyor. Emeğin tamamen parasal motivasyona geçişi, fikri hayatımızdan söküp atmamalıdır,” uyarısında bulunmuştu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English