Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

CIA şefinin Trablus ziyaretinde ‘Lockerbie’nin beyni’ gündemde

Yayınlanma

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, Trablus yetkililerinin Lockerbie sanıklarından birini ABD’ye teslim etmesinden haftalar sonra Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdülhamit Dibeybe ile görüştü. ABD, Lockerbie faciasının beyni olmakla suçladığı eski istihbarat şefi Abdullah el Senussi’nin teslim edilmesini de istiyor.

ABD’de Başkan Joe Biden’ın yönetime geldiği günden bu yana ilk kez ABD’li üst düzey bir yetkili Libya’yı ziyaret etti. CIA Direktörü William Burns’ün Libya’ya ziyaret sebebine ilişkin Washington’dan bilgi verilmezken Libya Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, görüşmenin Dibeybe’nin, başkent Trablus’taki makamında yapıldığı belirtildi. Görüşmeye Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş ve İstihbarat Başkanı Hüseyin Muhammed Halife el-Aib ile ABD’nin Trablus Maslahatgüzarı’nın katıldığı aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer veridi: “Burns, görüşme sırasında iki ülke arasında ekonomi ve güvenlik işbirliğinin gelişmesi gerektiğini teyit etti. Burns ayrıca, son dönemde Libya’da görülen istikrar ve kalkınmayı takdir etti.”

Açıklamada sözlerine yer verilen Başbakan Dibeybe de “Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin hedefi, Libya’yı istikrara kavuşturmak ve seçimlerin gerçekleşmesi için uluslararası alanda destek bulmaktır” ifadelerini kullandı. Öte yandan Arap basınında yer alan haberlerde, Burns’ün Libya’nın doğusundaki Bingazi kentinde Halife Hafter ile de bir araya geldiği aktarıldı.

Ne olmuştu?

Burns’ün ziyareti, 1988’de İskoçya’nın Lockerbie kentinin üzerinde ticari bir uçuşta patlayan ve 270 kişiyi öldüren bombayı yapmakla suçlanan, eski bir Libya istihbarat görevlisi olan Ebu Acile Mesud’un geçen ay sürpriz bir şekilde ABD’ye iade edilmesinin ardından geldi.

21 Aralık 1988’de Londra’dan New York’a gitmek için havalanan Pan Am Havayolları’na ait 103 sefer sayılı Boeing 747-121 tipi uçak İskoçya’nın Lockerbie kasabasının üzerinde infilak etti. Saldırıda, uçakta bulunan 259 kişinin tamamı ve kasabada bulunan 11 kişi toplamda 270 kişi hayatını kaybetti. Saldırı ile ilgili 1991’de, Libyalı istihbarat ajanları Abdel Baset Ali el Megrahi ve Lamen Khalifa Fhimah suçlandı. Megrahi bombalamadan suçlu bulundu ve 2001’de müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Megrahi, kansere yakalanması nedeniyle İskoçya tarafından 2009’da serbest bırakıldı ve 2012’de hayatını kaybetti. Fhimah ise tüm suçlamalardan beraat etti ancak İskoçyalı savcılar Megrahi’nin saldırıda tek başına hareket etmediğini ileri sürdü.

Söz konusu saldırının emrini kendisinin vermediğini savunan Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi, 2008’de ülkesinin sorumlu olduğunu kabul etti ve saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödenmesine karar verdi.

Davanın kapatılmasından yıllar sonra ABD’nin saldırının faili olduğu gerekçesiyle Ebu Acile Mesud’un teslimini talep etmesi ve Trablus hükümetinin de bu talebe olumlu yanıt vermesi Libya’da tartışma yarattı. Libyalı siyasetçi ve yetkililer 2008’de ABD ve Libya arasında yapılan anlaşma gereği davanın tamamen kapandığını savunarak şimdi yeniden gündeme getirilmesinin amacının Libya’yı mahkum etmek olduğunu söylüyor. Öte yandan ABD ve Libya arasında suçluların iade anlaşması olmamasına rağmen Trablus hükümetinin bir Libya vatandaşını ABD’ye iade etmesi de hükümete yöneltilen eleştirinin diğer bir boyutu. Dibeybe ise eleştirilere “Ebu Acile’nin saldırıyı düzenleyen örgütün bir parçası olarak hakkındaki uluslararası yakalama kararını” hatırlatarak yanıt veriyor. Dibeybe’ye göre Libya devleti, meselenin dışında: “Libya’nın çıkarları ve istikrarı için bu olayda (ABD ile) işbirliği yapmak ve Libya halkının terör suçlarından aklanması bizim için zorunluluk haline gelmiştir.”

Lockerbie’nin beyni olmakla suçlanıyor

Dava ile ilgili ABD’nin iadesini talep ettiği bir diğer isim Kaddafi döneminin istihbarat şefi Abdullah el Senussi. ABD, Senussi’nin Lockerbie faciasının beyni olduğunu ve Meghari’yi yönlendirdiğini düşünüyor. Senussi, Libya’da yargılandığı bir davada 2015 yılında idama mahkum edildi, şuan Trablus’ta cezaevinde tutuluyor. Dibeybe hükümetinin Ebu Acile Mesud’un ardından Senussi’yi de ABD’ye teslim etmeyi planladığı ancak Mesud’un tesliminden sonra kendisine yöneltilen sert eleştiriler ve halkın tepkisi yüzünden bu kararından vazgeçtiği ileri sürülüyor. Dibeybe, hükümetinin Senussi’yi ABD’ye teslim etme niyetinde olmadığını açıklamıştı. CIA Şefi’nin Dibeybe’ye yaptığı ziyarette ele alının konulardan birinin de Senussi’nin iade talebi olduğu değerlendiriliyor.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English