Bizi Takip Edin

ASYA

Çin bankaları, yuan cinsinden havalelerin yaklaşık yüzde 80’ini Rusya’ya iade etmeye başladı

Yayınlanma

Rusya’nın Çin’e yaptığı ödemelerle ilgili durum kötüleşmeye devam ediyor: Çin bankaları, yuan cinsinden yapılan havalelerin yaklaşık yüzde 80’ini Rusya’ya iade etmeye başladı.

Kommersant gazetesine bilgi veren kaynaklara göre Çin tarafı, Aralık 2023’ten bu yana şartları ‘artan bir şekilde’ sıkılaştırıyor.

O dönemde ABD Başkanı Joe Biden, Hazine Bakanlığı’nın yaptırım altındaki Rus şirketleriyle işbirliği ve ülkenin savunma sanayisine yardım gerekçesiyle üçüncü ülkelerin bankalarına ikincil yaptırımlar uygulamasına izin veren kararnameyi imzalamıştı.

Gazetenin kaynaklarından biri, ABD’nin Rusya’nın savunma sanayisi tanımına Rus bankaları da dahil olmak üzere tüm alt yaptırım uygulanan kişileri dahil ettiği haziran yaptırımlarından sonra transferlerin Çin tarafında birkaç hafta takılmaya başladığını ve ardından genellikle açıklama yapılmadan iptal edildiğini belirtti.

Sonuç olarak, müşterinin döviz kuru ve dönüşüm konusunda zarara uğradığını söyleyen kaynak, “Komisyon alınıyor, ancak ödeme gerçekleştirilmiyor,” ifadesini kullandı.

Sapojnikov and Partners danışmanlık şirketinin yönetici ortağı Aleksey Sapojnikov, gazeteye verdiği demeçte “Deneyimlerimize göre, bankalar hiçbir şey talep etmiyor; para 30-40 gün boyunca muhabir hesaplarda bekliyor ve iade ediliyor,” diye konuştu.

Bazen malların Rusya’ya ulaştığını ve Çinli tedarikçilerin parasını beş ya da altı ay boyunca alamadığını kaydeden Sopojnikov, eslimatların genelde ödeme sonrası temelinde devam ettiğini de sözlerine ekledi.

Diğer yandan Sagrada Legal’in kurucusu Oleg Uşakov, Rus şirketlerinin giderek daha fazla aracı hizmetlerine başvurmak zorunda kaldığı bilgisini paylaştı.

Gazeteye konuşan bir diğer kaynak da şu anda aracıların ödemelerin yaklaşık yüzde 30’unda payı olduğuna işaret etti.

Aracıların kullanılması, müşterilerin ek bir komisyon ödemesi gerektiğinden, işlem maliyetinde artış da yaşandı.

Uşakov, ortalama olarak bu oranın yüzde 3 ila 5 olduğunu, ancak lojistik zincirinin karmaşıklığına ve işlemin miktarına bağlı olarak yüzde 8 ila 10’a ulaşabileceğini vurguladı.

Bloomberg: ABD yaptırımları, Rusya ile Çin arasındaki yuan cinsinden ödemeleri zorlaştırdı

ASYA

Japonya Trump dönemine hazırlanıyor

Yayınlanma

Japonya Başbakan Shigeru Ishiba ve ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Cumhuriyetçilerin Demokrat rakibi Kamala Harris’e karşı kazandığı çarpıcı zaferin ardından perşembe günü ilk telefon görüşmelerini gerçekleştirirken Japon lider ocak ayında resmen göreve başlamadan önce Trump ile ilişki kurmaya çalışıyor.

Yaklaşık beş dakika süren görüşmede Ishiba gazetecilere yeni lideri zaferinden dolayı kutladığını söyledi ve iki müttefik lider “Japonya-ABD ittifakını daha da yüksek bir seviyeye çıkarmak” için yakında bir araya gelmeyi kabul etti.

“Bu onunla yaptığım ilk birebir görüşmeydi ama dostane bir havada geçti. Açık ve samimi bir şekilde konuşabileceğimiz izlenimini edindim” diyen Ishiba, görüşmenin her iki tarafın da ‘birlikte iyi işler yapmayı’ dört gözle beklediklerini söylemesiyle sona erdiğini sözlerine ekledi.

Ishiba, 10-16 Kasım tarihleri arasında Peru’da düzenlenecek olan Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumuna ve 18-19 Kasım tarihlerinde Rio de Janeiro’da düzenlenecek olan 20’ler Grubu zirvesine katılmak üzere önümüzdeki hafta Güney Amerika’ya gitmeyi planlıyor ve burada üst düzey ABD’li ve Çinli yetkililerle bir araya gelebilir.

Ayrıca Trump’la görüşmek üzere ABD’ye olası bir ziyareti de koordine ediyor.

Ishiba, ABD askerlerinin Japonya’daki varlığını düzenleyen ikili Kuvvetler Statüsü Anlaşması’nın (SOFA) gözden geçirilmesi ve bir “Asya NATO’su” oluşturulması da dahil olmak üzere gündeme getirdiği bazı tartışmalı güvenlik önerilerini tartışıp tartışmadıklarından bahsetmedi.

Ancak gazetecilere konuşan başbakan, ittifakı yönetmenin ve geliştirmenin mali kaygılar ve operasyonel sorunlar içerdiğini vurguladı. Ishiba ayrıca Trump ile ekipman ve lojistik gibi konuları görüşmeye istekli olduğunu ifade etti.

Parlamentodaki en büyük muhalefet gücü olan Japonya Anayasal Demokrat Partisi’nin (CDP) lideri olan eski Başbakan Yoshihiko Noda da aynı gün Tokyo’da düzenlediği basın toplantısında Japonya liderinin Trump ile kişisel bir ilişki kurmaya öncelik vermesi gerektiğini söyledi.

Parlamento pazartesi günü özel bir oturum düzenleyecek ve iktidar bloğunun geçen ayki genel seçimlerde aldığı kötü sonuçların ardından Ishiba’nın yeniden başbakan seçilmesi bekleniyor.

Noda, Trump’ın Amerikan izolasyonizmi konusunda endişeleri artıran sloganı ‘Önce Amerika’ vurgusunu hatırlatarak “uluslararası taahhütlerden geri adım atılmasına yol açma olasılığının yüksek olmasından endişe duyuyorum” dedi.

CDP lideri, Trump’ın 2016’da seçilmesinin ardından ABD liderlerinin Asya’ya odaklanmasının azaldığını, Trump’ın önemli bölgesel zirveleri kaçırdığını ve halefi Başkan Joe Biden’ın da sadece birkaç foruma katıldığını belirtti.

Noda, “Özellikle Asya’daki gergin güvenlik ortamı göz önüne alındığında, Japonya’nın Trump’ın bu bölgeye bağlı kalmasını sağlamak için daha güçlü bir liderlik yapması gerektiğine inanıyorum” dedi.

Trump’ın Japonya’nın savunma maliyetleri ve üs yüklerinden daha fazla pay almasını talep edebileceğine dair endişelerin ortasında Noda, Tokyo’nun bu konudaki tutumunu net bir şekilde açıklaması ve SOFA revizyonları gibi önerilerde kendini daha iyi savunması gerektiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Myanmar lideri Çin’i ziyaret ederek ekonomik ve teknolojik yardım istedi

Yayınlanma

Myanmar’daki askeri yönetimin lideri, Çin’i, son aylarda silahlı etnik gruplarla çatışmaların artmasıyla savaştan zarar gören Güneydoğu Asya ekonomisine yardım ve teknolojik destek sağlamaya çağırdı.

Myanmar devlet medyasının bildirdiğine göre, 2021’de iktidarı ele geçirmesinden bu yana Çin’e ilk ziyaretini gerçekleştiren Min Aung Hlaing, çarşamba günü Çin Başbakanı Li Qiang ve yatırımcılarla görüşmelerde bulundu ve generalin enerji güvenliği gibi konularda daha fazla işbirliği çağrısında bulunduğunu kaydetti.

Çin, Aung San Suu Kyi liderliğindeki hükümeti deviren Myanmar askeri yönetimi ile çalışma ilişkisini sürdüren birkaç ülkeden biri. Ancak Pekin, Myanmar ordusu ile silahlı etnik gruplar arasında, iki ülkenin ortak sınırı yakınlarındaki çatışmalar da dahil olmak üzere, şiddetlenen iç savaştan rahatsızlık duyduğunu da gösterdi. Yönetimi ulusal seçimlere gitmeye ve demokratik dönüşümü yeniden başlatmaya çağırdı.

Çin Devlet Konseyi tarafından yapılan açıklamaya göre Li bu çağrıyı yineleyerek “siyasi karşılıklı güveni pekiştirmek ve geliştirmek için Myanmar’la birlikte çalışma” isteğini ifade etti ki bu Pekin’in komşusuna yönelik hassas diplomatik dengeleme hareketinin son işareti.

Açıklamada eğitim, kültür ve turizm gibi işbirliği alanlarının yanı sıra yasadışı çevrimiçi kumar ve dolandırıcılıkla mücadele de yer aldı. Li, iki ülkenin dostluklarına yönelik kamuoyu desteğini güçlendirirken sınır ötesi suç faaliyetleriyle mücadele gibi konularda daha yakın çalışması gerektiğini söyledi.

Görüşme, her iki liderin de Çin’in güneyindeki Kunming kentinde düzenlenen Büyük Mekong Alt Bölgesi Zirvesine katıldıkları sırada gerçekleşti. Zirveye Kamboçya, Laos, Tayland ve Vietnam liderleri de katıldı.

Ağustos ayında Nepido’ya yaptığı bir ziyaret sırasında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Min Aung Hlaing’e Myanmar’daki Çinli personel ve projelerin güvenliğinin yanı sıra sınır yakınlarında barış ve istikrarın korunması çağrısında bulunmuştu. Myanmar rejimi ile silahlı etnik gruplar arasındaki çatışmalar geçtiğimiz aylarda tırmanmış, bunun sonucunda kuzeydeki fiili başkent Lashio ve önemli bir bölgesel askeri komuta merkezi Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu (MNDAA) liderliğindeki güçlerin eline geçmişti.

Çarşamba günü Min Aung Hlaing de Li’yi direniş güçleriyle yaşanan çıkmaz konusunda bilgilendirerek görüşmeler için “barış kapısının her zaman açık olduğunu” söyledi.

Her ne kadar ordunun yönetime el koymasından bu yana rejimle ilişkiler tartışmalı olsa da Çin hükümet sözcüsü Mao Ning salı günü yaptığı açıklamada Myanmar’ın bölgesel işbirliği mekanizmalarına aktif olarak katılan önemli bir ülke olduğunu söyledi. Sözcü, “Teamüller gereği Çin, liderini zirveye davet etti” dedi.

Çin-Myanmar Ekonomik Koridoru

Pekin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir parçası olan Çin-Myanmar Ekonomik Koridoru, ikili ilişkilerin temel taşlarından biri. Çinli şirketler demiryolları, limanlar ve enerji santrallerinden petrol ve gaz boru hatlarına kadar uzanan altyapı projelerine öncülük ediyor.

Ancak Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından geliştirilen Myanmar Çatışma Haritası’nın yönetici editörü Morgan Michaels, Çin’in Min Aung Hlaing’in liderliğinden giderek daha fazla “hayal kırıklığına uğradığını” gözlemledi.

South China Morning Post’a konuşan Michaels, Çin’in “seçim yoluyla tepede biraz hareket alanı ve belki de uğraşacak başka birini bulabilecekleri yeni bir dinamik yaratmak istediğini” söyledi. “Bu yüzden [Min Aung Hlaing] Çinlilerin baskısı altında, potansiyel olarak kendi çıkarına olmayan seçimlere gitmesi için baskı altında çünkü bu onun gücünü azaltacak” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri Barış Enstitüsü (USIP) kıdemli danışmanı Ye Myo Hein’e göre Çin aynı zamanda Batı’nın Myanmar’daki rolüne, özellikle de ABD’nin Pekin’in çıkarlarını tehdit edebilecek bir direniş hareketine verdiği desteğe karşı temkinli.

South China Morning Post’a konuşan Ye Myo Hein, Min Aung Hlaing’e yapılan davetin Pekin’in sadece istikrarı desteklemediğini, aynı zamanda “belirli bir aktörü, yani cuntanın kendisini desteklediğini” gösterdiğini söyledi.

Michaels’a göre ise “ülke içinde bu durum halkın Çin’e karşı kızgınlığını artıracaktır çünkü halk orduya karşı isyan halinde ve Çin’in orduyu desteklemesini istemiyorlar.

Michaels, “Bu da potansiyel olarak Çin altyapısına, işletmelerine ya da Çin çıkarlarıyla bağlantılı olduğu düşünülen kuruluşlara karşı daha fazla saldırıya yol açabilir” öngörüsünde bulundu.

Okumaya Devam Et

ASYA

AstraZeneca’nın üst düzey Çin yöneticisi yetkililer tarafından gözaltına alındı

Yayınlanma

İlaç üreticisi Financial Times’a yaptığı açıklamada, AstraZeneca’nın Çin’deki en üst düzey yöneticisi Leon Wang’ın geçtiğimiz hafta Çinli yetkililer tarafından gözaltına alındığını söyledi.

FTSE 100 şirketi, Çin işinin başındaki kişinin gözaltında olduğunu doğrularken, bölgedeki diğer iki mevcut yöneticinin ve iki eski yöneticinin soruşturma altında olduğunu belirtti.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye göre soruşturma, kanser ilacı Imjudo’nun yasadışı ithalatı ve satışı iddiasıyla ilgili ve Wang da soruşturmayla bağlantılı olarak gözaltına alınan kişiler arasında yer alıyor.

Imjudo dünyanın diğer bölgelerinde onaylandı ancak Çin’de onaylanmadı.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişi, yetkililerin ilacın komşu Hong Kong üzerinden Çin anakarasına yasadışı yollardan ithal edildiği iddialarını araştırdığını söyledi.

İlaç düzenli olarak AstraZeneca’nın diğer kanser tedavisi Imfinzi ile birlikte ilerlemiş karaciğer kanseri hastaları için bir kombinasyon tedavisi olarak reçete edilmekte.

AstraZeneca yetkililerin soruşturmasının niteliği hakkında yorum yapmayı reddetti. Bir sözcü şunları söyledi: “Çinli yetkililerle tam bir işbirliği içinde olacağız.”

AstraZeneca, düzinelerce yöneticisinin sağlık sigortası dolandırıcılığı soruşturmasına karıştığına dair Çin medyasında yer alan bir habere tepki olarak salı günü piyasa değerinden 15 milyar Sterlin kaybetmesinin ardından çarşamba günü finans müdürü Aradhana Sarin ile birlikte yatırımcılarla bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Şirket yatırımcılara, basında çıkan haberin mevcut soruşturmayı, akciğer kanseri ilacı Tagrisso’nun satışıyla ilgili olarak sigorta dolandırıcılığı nedeniyle şirket satış görevlilerinin daha önce aldığı cezalarla karıştırdığını söyledi.

Şirket yatırımcılara yaptığı açıklamada, Çin’deki yaklaşık 100 AstraZeneca satış görevlisinin 2020 ve 2021 yılları arasında, aksi takdirde ilaç için devlet sigortası almaya hak kazanamayacak hastaların genetik test sonuçlarıyla oynadıkları için sigorta dolandırıcılığından mahkum edildiğini söyledi.

AstraZeneca geçen hafta Wang’ın Çinli yetkililer tarafından soruşturulduğunu ve soruşturmada işbirliği yaptığını duyurdu.

Şirketin 2019 yılında Çin’e atanan genel müdürü Michael Lai, Wang’ın yokluğunda Çin işinin başına geçti.

Hisseler çarşamba günü Londra’daki işlemlerde yüzde 1,9 daha düşerek 9.919p’ye geriledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English