Çin Başkan Yardımcısı Han Zheng , Donald Trump’ın göreve başlamasından önce Washington’da ABD’nin seçilmiş başkan yardımcısı J.D. Vance ve teknoloji milyarderi Elon Musk ile ayrı ayrı görüşmelerde bulundu ve her iki taraf da “uzun ve verimli” bir ilişkiye olan bağlılıklarını teyit etti.
Görüşmeler, Trump ve Çin lideri Xi Jinping’in cuma günü yaptıkları ve “ticaretin dengelenmesi, fentanil, TikTok ve diğer pek çok konuyu ele aldıkları” telefon görüşmesinden iki gün sonra gerçekleşti.
Görüşmenin Çin tarafından yayınlanan metnine göre Xi, Trump ile “karşılıklı etkileşimlere büyük önem verdiklerini” ve Trump’ın ikinci döneminde “Çin-ABD ilişkilerinin iyi bir başlangıç yapmasını umduğunu” söyledi.
Wall Street Journal’ın cumartesi günkü haberine göre Beyaz Saray’ın yeni sahibi olarak pazartesi günü resmen yemin edecek olan Trump, danışmanlarına görevdeki ilk 100 gününde Çin’e seyahat etmek istediğini söyledi.
Pekin’den yapılan açıklamaya göre cuma günü gerçekleşen telefon görüşmesinde Trump “Xi ile erken bir tarihte görüşmeyi dört gözle beklediğini” söyledi.
Trump 2017’deki ilk döneminin ilk üç ayında da göreve geldikten birkaç hafta sonra Xi ile telefonda görüşmüş ve aynı yılın nisan ayında Çin liderini Mar-a-Lago’da ağırlamıştı.
Ancak ertesi yıl – Trump’ın Kasım 2017’de Çin’e yaptığı ziyaretten sadece birkaç ay sonra – yönetimi bugüne kadar devam eden ve önümüzdeki dört yıl boyunca daha da şiddetlenmesi beklenen bir ticaret savaşı başlattı.
Çin resmi haber ajansı Xinhua’nın haberine göre Han, Vance ile yaptığı görüşmede Pekin’in “Başkan Xi Jinping ile seçilmiş başkan Trump arasında varılan önemli mutabakatı uygulamak” için Washington ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi.
Açıklamaya göre, Xi’nin özel temsilcisi olarak yemin törenine katılmak üzere Washington’da bulunan Han, bunun “Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir gelişimini teşvik etmeyi” içereceğini söyledi.
Musk, ABD-Çin ticari ilişkilerinde görev talep etti
Musk ile yaptığı görüşmede Han, Çin’in “Tesla da dahil olmak üzere ABD şirketlerinin Çin’in kalkınmasının meyvelerini paylaşma ve Çin-ABD ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesine yeni ve daha büyük katkılarda bulunma fırsatını değerlendirmelerini memnuniyetle karşıladığını” söyledi.
Xinhua’nın haberine göre, Trump tarafından hükümetin verimlilik hamlesine liderlik etmesi için seçilen Musk, Han’a Tesla’nın “Çin ile yatırım ve işbirliğini derinleştirmeye ve ABD-Çin ekonomik ve ticari alışverişinin teşvik edilmesinde aktif bir rol oynamaya” istekli olduğunu söyledi.
Teknoloji devinin Çin’deki devasa yatırımları ve Çin yönetimiyle daha önce kurduğu ilişkiler, Musk’ın Pekin ile Trump Beyaz Sarayı arasında özel bir arabulucu olarak hareket etmesinin beklendiği anlamına geliyor.
Cuma günü Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde Xi, Çin ve ABD’nin “iyi dost ve ortak” olabileceğini yineledi.
“Farklı ulusal koşullara sahip iki büyük ülke olarak, Çin ve ABD arasında bazı farklılıkların olması kaçınılmazdır ve önemli olan birbirlerinin temel çıkarlarına ve temel endişelerine saygı duymak ve soruna uygun bir çözüm bulmaktır” dedi.
Trump daha sonra sosyal medya üzerinden bu görüşmeleri yineleyerek “beklentim birçok sorunu birlikte çözeceğimiz ve hemen başlayarak … Başkan Xi ve ben dünyayı daha barışçıl ve güvenli hale getirmek için mümkün olan her şeyi yapacağız” dedi.
Han’ın Vance ve Musk ile yaptığı görüşmeler, Trump’ın pazartesi günü Oval Ofis’e döndüğünde platforma erişimi yeniden başlatacağını söylemesinin ardından Çin’in popüler uygulaması TikTok’un ABD’deki hizmetlerini yeniden başlatmasıyla aynı güne denk geldi.
Han iş temsilcileriyle de buluştu
Xinhua’ya göre Han, Washington’a gelişinden bu yana ABD-Çin İş Konseyi, ABD Ticaret Odası temsilcileri ve diğer iş dünyası liderleriyle de bir araya geldi.
Xinhua’nın haberine göre Han, iş dünyası temsilcilerine bir sonraki yönetime geçerken ikili ilişkilere “iyi bir başlangıç” yapmanın “her iki halkın ortak çıkarları ve uluslararası toplumun beklentileriyle uyumlu” olduğunu söyledi.
Pekin’in reformu derinleştirme, açıklığı genişletme ve iş ortamını iyileştirme konusundaki “değişmez” kararlılığı konusunda ABD’li yatırımcılara güvence verdi ve ABD’li şirketlerin Çin’e yatırım yapmaya devam edeceği umudunu dile getirdi.
Xinhua’ya göre, iş dünyası liderleri Han’a Çin’in ekonomik beklentilerine ve ülkede iş yapmaya devam etme fırsatlarına olan güvenlerini koruduklarını söyledi.
Han-Vance görüşmesinin Çince metninin yayınlanmasından saatler önce Trump-Vance geçiş ekibi bir açıklama yayınlayarak yeni başkan yardımcısının müstakbel mevkidaşına “hoş geldin” dediğini duyurdu.
Geçiş ekibinin açıklamasına göre Vance ve Han fentanil, ticaretin dengelenmesi ve bölgesel istikrar da dahil olmak üzere bir dizi konuyu ele aldı.
Han, iki gün önce Xi’nin ikili ilişkilere yönelik uzlaşmacı tonunu koruyarak “iki büyük ülke” olarak Çin ve ABD’nin “kendi kalkınma hedeflerimize ve hayallerimize ulaşmak için çabaladıklarını” belirtti.
Açıklamaya göre Han, iki ulusun “karşılıklı başarıya ulaşacağını” ve “küresel barış ve kalkınmaya önemli katkılarda bulunacağını” da sözlerine ekledi.
Han, ikili ticari ilişkileri gündeminin en üst sırasına koyarak konuyu her iki taraf için de “ortak bir endişe” olarak nitelendirdi.
“Çin ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki farklılıklara ve sürtüşmelere rağmen, iki ülkenin büyük ortak çıkarları ve işbirliği alanları var ve iki taraf bu konuda diyalog ve istişareyi güçlendirebilir” dedi.
Trump seçim kampanyası sırasında Çin’den ithal edilen mallara yüzde 60 veya daha fazla gümrük vergisi artışı uygulayacağını söylemişti.
Kasım ayında ABD başkanlık seçimlerini kazandıktan sonra Trump, ilk icra emirlerinden birinin Çin’den gelen mallara ekstra yüzde 10 gümrük vergisi ve Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere yüzde 25 vergi getireceğini söyledi.
Han ile yapılan görüşmenin Çin tarafından yayınlanan metnine göre, Vance ekonomik bağların hem Washington hem de Pekin için “önemli” olduğunu ve ABD’nin “Çin ile uzun ve verimli bir ilişki geliştirmeye istekli olduğunu” söyledi.
Xinhua’nın haberine göre Vance, ikinci Trump yönetiminin “uluslararası ve bölgesel konularda iki taraf arasındaki diyalog ve işbirliğini güçlendirmeye ve dünya barış ve istikrarını teşvik etmek için birlikte çalışmaya” hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, Ukrayna’daki savaşın 180 gün içinde sona erebileceğini belirtti. Kellogg, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, ABD’nin arabulucu rolü üstleneceğini ve müzakerelere Avrupa’nın katılmayacağını ifade etti.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna’daki savaşın sona ermesi için yeni bir zaman çizelgesi belirledi.
Daha önce Beyaz Saray’ın 2024 sonuna kadar savaşı durdurabileceğini ve göreve başladıktan sonra yüz gün içinde barışı sağlayabileceğini iddia eden Başkan Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, şimdi ise bir barış anlaşması sağlamak için altı aya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Kellogg, cumartesi günü Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, “Tüm taraflarla görüşmek için kamuoyu önünde 180 gün süre istiyorum,” dedi.
Ukrayna’daki savaşın bu yıl içinde sona erebileceğini belirten Kellogg, ABD’nin savaşan taraflar arasında arabulucu olarak hareket edeceğini, Avrupa’nın ise müzakerelere katılmayacağını vurguladı.
Kellogg, “Önemli bilgiler toplamak için buradayım. Ben bir diplomatım. Masada Ukraynalılar ve Ruslar olacak ve Amerikalılar da arabulucu olarak yer alacak,” diye konuştu.
Washington’ın Kiev’e mali desteği sürdüreceğini ancak artık çatışmaları derhal durdurmanın gerekli olduğunu ekleyen Kellogg, verilerine göre Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savaşta verdiği kayıpların, ABD’nin Vietnam ve Kore savaşlarında toplam kayıplarından üç kat daha fazla olduğunu (yaklaşık 94 bin ölü) belirtti.
Özel temsilci, “Trump buna bir son vermek istiyor,” dedi ve Trump’ın Ukrayna’nın çıkarlarını göz ardı etmeyeceğini, bu nedenle “zayıf bir anlaşma” olmayacağını da sözlerine ekledi.
RBK-Ukrayna gazetesinin aktardığına göre, Trump’ın özel temsilcisi, Rus saldırganlığının sona ermesine yönelik müzakerelerin süreci hızlandırmak için iki ayrı hatta —Rusya hattı ve Ukrayna-müttefikler hattı— yürütüldüğünü açıkladı.
Kellogg, ABD-Ukrayna-müttefikler hattı üzerinde çalıştığını belirtirken, Rusya hattının ise ABD Başkanı’nın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından yönetildiğini ifade etti.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile “ancak Trump ve Avrupa ile ortak bir planımız olduktan sonra” görüşeceğini söyledi.
Zelenskiy bir gün önce yaptığı açıklamada, “Putin ile oturup savaşı durduracağız. Sadece bu durumda görüşmeye hazırım,” ifadelerini kullandı.
Aralık ayında Kellogg, Trump’ın 2024 sonuna kadar savaşı durdurmaya çalışabileceğini söylemişti. Fox Business kanalına konuşan diplomat, “Şimdi bunu yapmak için mükemmel zaman. Kampanyası sırasında bu sözü (savaşı sona erdirme) veren Başkan Trump’ın bunu yerine getireceğine ve bunun gerçekleşeceğine inanıyorum. Bence bu yıl olacak. Bunun için gerekli yeteneklere ve fırsatlara sahip,” demişti.
Şubat ayı başlarında Kellogg, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmenin ABD’nin ve dünyanın çıkarına olduğunu belirterek, önümüzdeki 100 gün içinde barışçıl bir çözüme ulaşılabileceğine olan güvenini dile getirmişti.
Kellogg, “Müzakereleri başlatmak ve bu yönde çalışmak için güvenilir bir planımız olduğunu düşünüyorum,” demiş ve Trump’ın “hem Ukraynalılar hem de Ruslar üzerinde etkili bir baskı oluşturacağını” kaydetmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD’nin ülkenin nadir toprak minerallerinin yüzde 50’sini alma teklifini daha iyi bir anlaşma müzakere etmek amacıyla reddetti. Zelenskiy, ABD ve Avrupa’nın sunacağı güvenlik garantilerinin mineral rezervleriyle ilgili olası bir anlaşmaya doğrudan bağlanmasını istiyor.
Financial Times gazetesinin haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD’nin ülkenin nadir toprak minerallerinin yüzde 50’sine sahip olma teklifini reddetti. Zelenskiy’nin daha iyi bir anlaşma müzakere etmeye çalıştığı belirtildi.
NBC kanalının kimliğini açıklamadığı sekiz ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberine göre de ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, çarşamba günkü toplantılarında Zelenskiy’e taslak bir sözleşme sunarak bu teklifi iletti.
ABD’li yetkililer, Zelenskiy’nin belgeyi imzalamadığını ve üzerinde çalışması ve başkalarına danışması gerektiğini söylediğini aktardı.
Financial Times‘a konuşan ve kimliği belirtilmeyen üç kaynağa göre, Zelenskiy, ABD ve Avrupa güvenlik garantilerinin mineral rezervleriyle ilgili herhangi bir anlaşmaya doğrudan bağlanmasını istiyor.
Gazeteye konuşan üst düzey bir Ukraynalı yetkili, Kiev’in “daha iyi bir anlaşma” arayışında olduğunu ifade etti.
Trump yönetimi, 2022’de başlayan Rusya’nın askeri müdahalesine karşı askeri ve iktisadi desteğinin karşılığında Kiev’in kritik mineraller de dâhil olmak üzere doğal kaynaklarına erişim izni vermesini ve ABD enerji ihracatını satın alma taahhüdünde bulunmasını beklediğini belirtmişti.
Pek çok kritik mineral gibi, nadir toprak elementleri de küresel olarak nispeten bol miktarda bulunuyor.
Fakat, ekonomik olarak çıkarılıp rafine edilmelerini sağlayacak konsantrasyonlarda bulunmuyorlar. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun (USGS) verilerine göre, Çin dışında en büyük rezervler Brezilya, Hindistan, Avustralya, Rusya, Vietnam ve ABD’de bulunuyor.
USGS verileri, Ukrayna’nın büyük bir nadir toprak rezervine sahip olmadığını gösteriyor.
Ancak ülkenin kendi jeoloji kurumu, bu elementlerin öncelikle ülkenin doğusunda, kısmen Rus kontrolü altında olan bölgelerdeki birkaç mineral yatağında bulunduğunu belirtiyor.
Ayrıca titanyum, lityum ve grafit de dâhil olmak üzere diğer bazı kritik minerallerin rezervlerini de tespit etti.
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance cuma günü Münih’te Almanya’nın sağcı partisi Almanya için Alternatif’in (AfD) lideriyle bir araya geldi ve Berlin’in “istenmeyen seçim müdahalesi” olarak nitelendirdiği görüşmede bu partiyi siyasi ortak olarak desteklediğini açıkladı.
Reuters’ta yer alan habere göre Vance’in ofisinden bir yetkili görüşmeyle ilgili daha fazla ayrıntı vermedi fakat başkan yardımcısının Almanya’daki tüm büyük siyasi partilerin liderleri ile görüştüğünü söyledi.
AfD Eş Başkanı Alice Weidel’in sözcüsü görüşmeyi doğrulayarak ikilinin Vance’in otelinde yaklaşık 30 dakika görüştüklerini ve Ukrayna savaşı, Alman iç politikası ve ifade özgürlüğü konularını ele aldıklarını söyledi.
AfD, 23 Şubat’ta yapılacak genel seçimler öncesinde %20 civarında bir oy oranına sahip.
“Güvenlik duvarı” olarak adlandırılan bir politika çerçevesinde partiler, Alman iç istihbarat servisi tarafından izlenen AfD ile çalışmama konusunda hemfikir görünüyor.
Vance ise bu politikaya açık bir gönderme yaparak, “Demokrasi, halkın sesinin önemli olduğu kutsal ilkesine dayanır. Güvenlik duvarlarına yer yoktur,” dedi.
Cuma günü Münih Güvenlik Konferansında konuşan Vance ayrıca, “Bu kıtadaki hiçbir seçmen, milyonlarca incelenmemiş göçmene kapıları açmak için sandığa gitmedi,” dedi.
Şansölye Olaf Scholz, Deutschlandfunk radyosuna verdiği ve pazar günü yayınlanacak olan mülakatta, Vance’in sözlerini “son derece olağandışı” olarak değerlendirdi ve Almanya’nın Nasyonal Sosyalizm geçmişine atıfta bulunarak, aşırı sağcı partilere karşı “iyi bir nedenden ötürü” güvenlik duvarı olduğunu sözlerine ekledi.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius ise cuma günü yaptığı açıklamada Vance’in Alman ve Avrupalı siyasi güçlere yönelik eleştirilerini kabul edilemez olarak niteledi.
Pistorius cuma günü Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, “ABD Başkan Yardımcısı sadece Alman demokrasisini değil, tüm Avrupa’nın demokrasisini sorguladı,” dedi.
Vance’in, Avrupa’nın durumunu “bazı otoriter rejimlerdeki durumla” karşılaştırdığını savunan Pistorius, bunu “kabul edilemez” bulduğunu söyledi.
Cuma günü erken saatlerde bir Alman hükümet sözcüsü, Wall Street Journal’da yayınlanan ve Vance’in Alman siyasetçileri AfD dahil tüm partilerle çalışmaya teşvik edeceğini söylediği haberle ilgili bir soru üzerine Vance’in Almanya’daki seçimlere müdahale etmemesi gerektiğini söyledi.
Alman hükümet sözcüsü düzenlediği basın toplantısında, “Dost yabancı ülkelerden gelenler de dahil olmak üzere yabancıların seçim döneminin ortasında bir seçim kampanyasına bu kadar yoğun bir şekilde müdahale etmelerinin doğru olduğunu düşünmüyorum,” dedi.
Hıristiyan Demokrat (CDU) lider ve bir sonraki Alman şansölyesi olmak için favori olan Friedrich Merz, Trump yönetimini “seçime açıkça müdahale etmekle” suçladı.
Merz, Deutsche Welle‘ye yaptığı açıklamada Vance’in sözlerinden rahatsız olduğunu söyledi ve “Demokratik kurumlarımızı nasıl koruyacağımızı Almanya’da bize açıklamak Amerikan hükümetinin görevi değildir,” diye ekledi.
Başkan Donald Trump’ın seçim çalışmalarında en büyük bağışçı olan ve şu anda Trump’ın ABD hükümet harcamalarını kısma görev gücünün başında bulunan milyarder ABD’li işadamı Elon Musk da AfD’yi açıkça destekliyor.