Bizi Takip Edin

ASYA

Çin ve Rusya askeri işbirliğini artırıyor, Japonya tedirgin

Yayınlanma

Çin ve Rusya, Japonya’nın ‘eşiğindeki’ en büyük ortak deniz ve hava tatbikatıyla askeri işbirliğini derinleştiriyor.

Pazartesi günü Japonya Denizi’nde başlayan “Kuzey/Etkileşim-2023” tatbikatı, teknik olarak Çin ordusunun askeri bölgelerinde dönüşümlü olarak düzenlenen bir dizi tatbikattan oluşan yıllık düzenli eğitim programının bir parçasıdır. Tatbikatların ne kadar süreceği ise belli değil.

Financial Times’ın analistlere dayandırdığı haberine göre ise, bu tatbikatı Japonya’yı Rusya’dan ve Kore yarımadasından ayıran sularda gerçekleştiren Pekin ve Moskova, giderek artan yakın askeri ortaklıklarını “diğer ülkelere karşı güçlerini yansıtmak için” kullanmaya başlıyor.

Çin tarafında, tatbikata iki muhrip, iki fırkateyn ve bir ikmal gemisinin yanı sıra Halk Kurtuluş Ordusu’nun en büyük nakliye uçağı olan Y-20; J-16 savaşçıları; erken uyarı ve kontrol uçağı; ve Black Hawk helikopterinin Çin versiyonu Z-20 katılıyor. Rusya, katılan birimler hakkında herhangi bir bilgi yayınlamadı, ancak Çin savunma bakanlığına göre, Rus birliği hava ve deniz kuvvetlerini de içeriyor.

Çin savunma bakanlığı hafta sonu yaptığı açıklamada, tatbikatın “stratejik deniz iletişim hatlarını korumaya” ve “çeşitli güvenlik sorunlarıyla uğraşırken her iki tarafın bölgesel barışı ve istikrarı ortaklaşa koruma yeteneğini güçlendirmeye” odaklanacağını söyledi.

Japonya, düzenli devriyelerden korkuyor

Japonya ve Tayvan’dan yetkililer ise, tatbikatın çerçevesi ve doğu Asya sularında ve hava sahasında giderek artan sıklıkta Rus askeri hareketlerinin, Rus ve Çin hava ve deniz kuvvetlerinin yakında bölgede “düzenli olarak devriye gezebileceğine” dair endişeleri artırdığını söyledi.

Bu ay Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, Rusya Donanmasının Başkanı Amiral Nikolai Yevmenov’a iki tarafın düzenli olarak ortak tatbikatlar, devriyeler ve yarışmalar düzenlemesi gerektiğini söyledi.

Sidney’deki New South Wales Üniversitesi’nde Çin-Rusya güvenlik bağları uzmanı olan Alexander Korolev Financial Times’a verdiği demeçte, “Taktik olarak bunlar planlanmış tatbikatlar, ancak siyasi olarak bundan daha fazlası” dedi.

Korolev, “Hassas ve tartışmalı alanlara doğru giderek provokatif hale geldikleri göz ardı edilemez” yorumunu yaptı. 

Tatbikatlar yoğunlaştırıldı

Çin ve Rus orduları, 2005 yılından bu yana, başlangıçta birkaç Orta Asya ülkesini de içeren Şanghay İşbirliği Örgütü tarafından düzenlenen daha geniş yıllık tatbikatların bir parçası olarak ve 2012’den bu yana özel ikili eğitim etkinliklerinde birlikte tatbikatlar yürütüyor.

Ancak önceki tatbikatlar, Çin’in kuzeybatısında, iç kesimlerin derinliklerinde ve tartışmalı sınırların uzağında yapılırken ve yalnızca Rus tarafındaki ordu birliklerini içerirken, bu haftaki etkinlik ilk kez Rus deniz ve hava kuvvetlerini kapsıyor ve bir Rusya’nın Japonya ile anlaşmazlıklar yaşadığı bir bölgede gerçekleşiyor.

Bölgedeki müttefikleri aracılığıyla ‘Hint-Pasifik stratejisini’ gerçekleştirmeye ve Çin’in etkisini kısıtlamaya çalışan ABD, bölgede sık sık Japonya, Güney Kore ve Filipinler ile ortak askeri tatbikatlar düzenliyor. Bölge ülkelerini nükleer silahlarla donatma taahhüdünde bulunan Washington, ayrıca bu ülkelerdeki askeri üslerini ve mevcudiyetini artırmaya yönelik anlaşmalar yapıyor.

ABD’nin bölgedeki planları karşısında, Çin ve Rus orduları da, jeopolitik gerilimin yüksek olduğu Doğu Asya’nın sularında ve hava sahasında mevcudiyetlerini genişletiyor.

Haziran ayında Çin ve Rus bombardıman uçakları, Pekin’in Tokyo ile bölgesel anlaşmazlıklar yaşadığı Doğu Çin Denizi ve Japonya Denizi üzerindeki hava sahasında ortaklaşa devriye gezdi. İki ülke, 2019’dan bu yana bölgede bu tür ortak bombardıman devriyelerini altıncı kez düzenliyor.

Haziran ayının sonlarında ve Temmuz ayının başlarında ise, iki Rus firkateyni Tayvan’ın doğu kıyısı ile Japonya’nın en güneybatısındaki adacığı arasındaki sularda yelken açtı ve ardından Japonya’nın Öz Savunma Kuvvetleri tarafından yakından takip edilen bir hareket olan Okinawa’yı geçerek kuzeye geri döndü.

Japonya, ‘Ukrayna’ göndermesi yaptı

Aralık ayında 60 yıllık savunma stratejisini değiştirerek, ‘savunma’dan ‘saldırı’ pozisyonuna geçen ve savunma stratejisini “ABD ile tamamen uyumlu hale getirmeyi” vadeden Japonya ise, sık sık Ukrayna savaşına atıf yaparak Asya’nın güvenliğinin NATO ve ABD için önemine ve “iki kıtanın güvenliğinin birbirinden ayrılamayacağına” vurgu yapıyor.

Bu bağlamda Financial Times’a konuşan üst düzey bir Japon hükümet yetkilisi, Ukrayna savaşının altını çizerek, “Bu tatbikat, şu anda iki cephede bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu kanıtlıyor” dedi.

Tokyo ayrıca, yeni Ulusal Güvenlik Stratejisinde, Çin’in Rusya ile stratejik bağlarını güçlendirdiğini ve uluslararası düzene meydan okumaya çalıştığını söylemiş, Pekin ve Moskova’yı baş tehdit ilan etmişti.

Belgede, “Rusya’nın dış ve askeri faaliyetleri ve Japonya dahil Hint-Pasifik bölgesindeki diğer faaliyetleri, Çin ile stratejik koordinasyonu ile birlikte, güçlü bir güvenlik kaygısıdır” ifadelerine yer verilmişti.

ABD ve NATO’nun bölgede artan baskısına karşı

Çinli savunma uzmanları ise, Rusya ile artan işbirliğini ABD hegemonyasına ve NATO’nun bölgede artan baskısına bir yanıt olarak savunuyorlar.

Nitekim NATO Tokyo’da bir irtibat ofisi açmayı planlarken, İttifak içinde Asya-Pasifik’e genişleme tartışması başladı.

Pekin’deki Askeri Bilimler Akademisi’nden bir savunma stratejisi uzmanı, “İkimiz de (Rusya ve Çin) meşru güvenlik çıkarlarımıza yönelik tehditlere maruz kalıyoruz” dedi.

Uzman, grubun son zirvesinde NATO’nun Rusya ile bir hava savaşını simüle etme hamlesinin, ABD ittifak ağlarının tehlikeleri konusunda Çin’de endişeleri artırdığını da sözlerine ekledi.

“ABD, müttefikleriyle çalışarak Çin’i caydırmaktan bahsediyor. Bizim de arkadaşlarımız olduğunu görsünler” ifadelerini kullandı.

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji işbirliğini geliştirme konusunda anlaştı

Yayınlanma

İki Güneydoğu Asya ülkesinin liderleri perşembe günü Malezya’da bir araya gelirken, Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji ve diğer alanlarda ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Malezya’ya üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. Bu, ağustos ayında göreve gelmesinden bu yana Malezya’ya yaptığı ilk ziyaret.

Ortak basın toplantısında konuşan Malezya Başbakanı Anwar İbrahim, To Lam’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin “kapsamlı stratejik ortaklık” düzeyine yükseltilmesi yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, “Vietnam, ülkelerindeki 700 projeyle 13 milyar doları aşan iş girişimlerimize büyük destek veriyor” dedi.

Daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak Malezya’nın devlet petrol grubu Petronas ve Vietnamlı mevkidaşı PetroVietnam, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilir enerji alanında çözümler geliştirme konularında işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı teati etti.

Anwar, Malezya’nın Vietnam ile savunma, denizcilik ve dijital teknoloji dahil olmak üzere çeşitli diğer alanlarda işbirliğini kolaylaştıracağını da sözlerine ekledi.

To Lam ise Vietnam’ın helal endüstrinin geliştirilmesi, karşılıklı iş yatırımları, yeşil ekonomi inovasyonu, eğitim, spor ve turizm gibi alanlarda işbirliğini genişletme niyetini vurguladı.

“Özellikle ASEAN, BM, Bağlantısızlar Hareketi ve APEC gibi çok taraflı forumlarda barış, güvenlik ve istikrar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda yakın bir şekilde çalışacağız. Mekong alt bölgesi de dâhil olmak üzere bölgesel entegrasyon alanındaki işbirliğini de güçlendireceğiz” dedi.

Genel sekreter ayrıca Vietnam’ın Güney Çin Denizi’nde “barış, güvenlik, istikrar, emniyet ve seyrüsefer ve uçuş özgürlüğünü” koruma taahhüdünü vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk doğrultusunda, tehdit veya güç kullanımı olmaksızın anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü teşvik ediyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın olası gümrük vergileri Güneydoğu Asya’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Güneydoğu Asya, Donald Trump’ın evrensel gümrük vergileri tehdidine ve Çin ile yeni bir ticaret savaşına karşı endişeli görünüyor. Bölgenin en büyük altı ekonomisinden beşi ABD ile ticaret fazlası veriyor.

Ancak uzmanlara göre, durum o kadar da kötü olmayabilir. Jeopolitik olarak tarafsız durmaya çalışan bölge, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde 2017-2020 yılları arasında hem Çin hem de ABD ile brüt ticaretinde artış gördü. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve ABD’den şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için Güneydoğu Asya’daki üretim üslerini çoğaltmasıyla Vietnam, Endonezya, Malezya ve Tayland büyük kazanç elde etti.

Uzmanlara göre, ihracat ve ekonomik büyüme kısa vadede darbe alacaktır ancak bölge ticaret sapması ve ikamesinden kazançlı çıkabilir.

Trump’ın gümrük vergisi tehdidi nedir?

Trump’ın ticaret politikasının amacı, imalat işlerini ABD’ye geri döndürmek ve tedarik zincirlerini Çin’den ayırmak. Trump ve danışmanları Çin’in ticari avantajının kur “manipülasyonu, fikri mülkiyet hırsızlığı ve zorla teknoloji transferinden” kaynaklandığını iddia ediyor.

İlk döneminde Trump, Çin’den ithal edilen 250 milyar dolar değerindeki elektronik, makine ve tüketim mallarına %25’e varan gümrük vergileri uygulamak için yürütme yetkilerini kullandı. Pekin de ABD’nin tarım, otomotiv ve teknoloji ihracatına karşı benzer önlemlerle misilleme yaptı.

Şimdi Trump, ABD’ye giren tüm Çin mallarına %60 vergi ve diğer her yerden yapılan ithalata %20’ye varan gümrük vergisi uygulanmasını önerdi.

Güneydoğu Asya için ne kadar kötü olabilir?

Oxford Economics’e göre Kamboçya’nın ihracatının yaklaşık %40’ı Amerika’ya gidiyor ve toplam ihracata oranla ASEAN’daki en büyük ihracatçı konumunda; onu %27,4 ile Vietnam ve %17 ile Tayland takip ediyor. Tayland Ticaret Odası Üniversitesi Başkanı Thanavath Phonvichai, Trump’ın vaatlerini yerine getirmesi halinde Tayland ekonomisinin 160,5 milyar baht (4,6 milyar dolar) darbe alabileceğini söyledi.

Vietnam, ABD ile dünyanın en büyük dördüncü ticaret fazlasına sahip. Çinli, Tayvanlı ve Güney Koreli firmaların Trump dönemi gümrük vergilerini aşmak için Vietnam’ı kullanmasıyla bu dengesizlik hızla büyüdü. Vietnam’ın talihi, özellikle de ABD’nin Vietnam’ı daha yüksek gümrük vergileri gerektiren “piyasa dışı ekonomi” olarak sınıflandırmaya devam etmesi halinde, aynı hızla dönebilir.

Trump’ın gümrük vergileriyle ilgili belirsizlik, firmaların Güneydoğu Asya’daki yatırım planlarını duraklatmalarına ya da durdurmalarına neden olabilir. Şehir devletinin Ekonomik Kalkınma Kurulu’na göre, ABD şirketleri geçen yıl Singapur’daki 9,5 milyar dolarlık sabit varlık yatırımının yaklaşık yarısını oluşturdu. Başbakan Lawrence Wong, Trump’a gönderdiği tebrik mektubunda ABD’nin Singapur ile “istikrarlı bir ticaret fazlası” verdiğini hatırlatmakta gecikmedi.

Çin ekonomisine vurulacak herhangi bir darbe, Çin tüketimine, ihracat talebine ve turizmine bağımlı olan ASEAN ülkelerine de yansıyacaktır. Çin mallarına yönelik iştahın azalması, Çinli üreticilere girdi sağlayan Güneydoğu Asyalı tedarikçileri de etkileyecektir. Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olan Endonezya, Çin’e olan %24,2 oranındaki ihracatı ve ağırlıklı olarak emtia ihracatı nedeniyle bu durumdan en fazla zarar görecek ülke olacaktır.

Mallarını ABD’ye gönderemeyen Çinli ihracatçılar, hükümetlerin metal, tekstil ve tüketim mallarındaki dampingden zarar gören yerel üreticilerin şikayetleriyle karşılaştığı Güneydoğu Asya’ya yönlendirebilir.

Güneydoğu Asya’nın avantajı nedir?

Güneydoğu Asya’nın mevcut üretim patlaması ticaret savaşı nedeniyle başladı. Analistler zaman içinde ticari ikame ve sapmanın büyümeye vurulan darbeden daha ağır basacağını düşünüyor.

Macquarie Capital ASEAN araştırma müdürü Jayden Vantarakis, “Çin’e yönelik daha büyük bir baskının, Çinli işletmelerin Asya’da daha fazla ticaret ve yatırım yapmasıyla tedarik zincirinde daha fazla sapmaya yol açabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Bazı Güneydoğu Asya hükümetlerinin agresif bir şekilde başvurduğu elektrikli araç fabrikaları ekonomik bir tampon sağlayabilir. “ABD dışında da elektrikli araç talebi artıyor, bu nedenle Endonezya’ya net bir fayda sağlayabileceğini düşünüyorum. Özellikle benzin fiyatları giderek pahalılaştığı için karbon nötr olmaya çalışan daha küçük ülkeler arzı devralmaya çalışacak ve daha fazla elektrikli otomobil satın alacaklar,” diyor Singapur Ulusal Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörü Sumit Agarwal.

Trump’ın vaat ettiği gümrük vergileri, Tayland’ın bu yıl haddelenmiş çelikte yaptığı gibi, ASEAN hükümetlerine Çin mallarına antidamping tarifeleri uygulama konusunda itici güç sağlayabilir. Daha sıkı ABD menşe kuralları da hükümetlere daha fazla yüksek değerli parça üretimi ve montajının yerel olarak yapılmasını sağlama fırsatı verebilir.

Güneydoğu Asya para birimleri ve piyasaları nasıl etkilenecek?

Trump’ın gümrük vergileri Güneydoğu Asya merkez bankaları üzerindeki para politikasını daha da gevşetme baskısını hafifletebilir.

İngiltere merkezli Pantheon Macroeconomics’in gelişmekte olan Asya baş ekonomisti Miguel Chanco, “Esasen Trump’ın zaferi, planladığı gümrük tarifeleri nedeniyle dünya için enflasyonisttir, bu nedenle küresel parasal normalleşme veya gevşeme döngüsü muhtemelen Filipinler de dahil olmak üzere daha önce düşünüldüğü kadar keskin olmayacaktır” dedi.

Nikkei Asia’ya konuşan Chanco, Güneydoğu Asya para birimlerinin daha önce beklendiği gibi güçlenmeyeceğini, bunun kısmen piyasaların ABD Merkez Bankası’nın gevşeme hızını yeniden fiyatlandırmasından ve dolayısıyla doların güçlenmeye devam etmesinden kaynaklandığını söyledi.

Altı büyük Güneydoğu Asya ekonomisi arasında Tayland bahtı ve Malezya ringgiti, Trump’ın zaferinden bu yana en kötü performans gösteren para birimleri oldu ve çarşamba gününe kadar ABD doları karşısında sırasıyla %3,2 ve %2,9 değer kaybetti.

Taylandlı menkul kıymetler şirketi InnovestX, güçlü dolar ve zayıf bahttan faydalanacak hisse senetleri önerdi. Bunlar arasında CP Foods ve Delta Electronics gibi önemli ihracat gelirleri olan ya da Tayland Havalimanları, emlak geliştiricileri ve otelciler gibi turizmle ilgili şirketler yer alıyor.

Hükümetler, diğer ülke ve bölgelerle ilişkilerini derinleştirerek ve tarafsızlıklarını vurgulayarak ABD ya da Çin’e olan aşırı bağımlılıklarını azaltmak için şimdiden adımlar atıyor.

Özellikle Güneydoğu Asya ekonomilerinin de ASEAN içi ticareti güçlendirerek direnç oluşturmaya odaklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English