Bizi Takip Edin

AMERİKA

Cumhuriyetçi aday adayları münazaraya çıktı, Trump katılmadı

Yayınlanma

ABD’de 2024 başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Parti’den aday adayı olarak kampanya yürüten isimler, Fox News’de ilk münazaralarına çıktılar.

Münzaraya katılan isimler şunlardı: Vivek Ramaswamy, Nikki Haley, Chris Christie, Ron DeSantis, Mike Pence, Asa Hutchinson ve Tim Scott. Cumhuriyetçilerin en büyük adayı olarak gösterilen Donald Trump ise, bir gelenek olan münazarada boy göstermek yerine, Tucker Carlson’ın Twitter’daki yayınına katıldı.

Münazaranın ilk saatinde aday adayları Trump’tan neredeyse hiç bahsetmediler. Eski başkanın ismi, karşı karşıya olduğu dört soruşturmasından herhangi birinden hüküm giymesi halinde onu destekleyip desteklemeyecekleri sorulduğunda gündeme geldi. Sadece iki katılımcı, eski New Jersey Valisi Chris Christie ve eski Arkansas Valisi Asa Hutchinson Trump’ı desteklemeyeceklerinin sinyalini verdi. Christie, Trump’ın ‘iddia edilen davranışlarının görmezden gelinemeyeceğini’ söylediğinde kalabalık tarafından uzun süre yuhalandı.

Eski Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi ve Güney Carolina Valisi Nikki Haley ise daha sert bir tutum sergileyerek, “Trump’ın Amerika’da en sevilmeyen siyasetçi olduğu gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. Bu şekilde genel seçimleri kazanamayız,” iddiasında bulundu.

Trump’ın ‘temsilcisi’: Ramaswamy

Münazaranın ‘yıldızı’ ise biyoteknoloji girişimci olarak ün kazanan Vivek Ramaswamy oldu. Ramaswamy adaylık kampanyasına, ABD’nin ‘COVID-izm, iklim-izm ve cinsiyet ideolojisi gibi yeni seküler dinler’ olarak adlandırdığı şey tarafından hızlandırılan ‘ulusal bir kimlik krizinin’ ortasında olduğunu iddia ederek başlamıştı.

Ramaswamy münazarada, Trump’ı ‘21. yüzyılın en iyi başkanı’ olarak nitelendirdi ve kendisini Trump’ın varisi olarak, ‘siyasetçi olmayan ve doğruyu söyleyen kişi’ olarak konumlandırdı. Etkinlik boyunca eski başkanın en yüksek sesli savunucusu olan Ramaswamy, son zamanlarda birçok ankette yüksek puan kazanıyor.

Ramaswamy sık sık Christie, Pence ve Haley ile tartıştı ve “Cumhuriyetçi Partide uzun zamandır bir şeylerden kaçan profesyonel siyasetçilerimiz var. Şimdi bir şeylere doğru koşmaya başlamanın tam zamanı,” dedi.

Ramaswamy ayrıca “Bu sahnede parayla satın alınmayan tek kişi benim,” iddiasında bulundu.

Genç girişimci, münazaraya katılan adaylar arasında Ukrayna’ya desteğin sonlandırılmasını güçlü bir şekilde destekleyen tek aday olarak öne çıktı ve bu paranın Ukrayna yerine ABD’nin güney sınırlarını güçlendirmek için harcanması gerektiğini savundu. Ramaswamy, Kiev’e destek vermenin Moskova’yı Pekin’in yanına ittirdiğini de sözlerine ekledi.

DeSantis top çevirdi

Trump’ın en yakın rakibi sayılan Florida Valisi Ron DeSantis ise Amerikan ulusunun ‘gerileyişinin’ tersine çevrilmesi gerektiğini söyledi ama eski başkanı doğrudan eleştirmekten kaçındı.

DeSantis’in kampanyası, son aylarda işten çıkarmalar, organizasyonel değişiklikler ve bazı bağışçı ve destekçilerin güvenini sarsan olaylarla uğraştığı için gerilemiş durumda.

Yorumlar, genel olarak DeSantis’in iyi bir münazara geçirdiğine işaret ediyor. Fox News sunucularının ‘insan davranışlarının iklim değişikliğine’ neden olup olmadığı konusunda ellerini kaldırmaları çağrısını reddettiği için muhafazakâr izleyicilerden de puan kazandığı belirtiliyor.

DeSantis, ismen olmasa da, COVID-19 pandemisini ele alışı da dahil olmak üzere Trump’ı zaman zaman eleştirdi ve rakibini, hükümetin uzun süredir en üst düzey bulaşıcı hastalık uzmanı olan Anthony Fauci’nin karantinalara öncülük etmesine izin vermekle suçladı.

“Derin devlet bürokrasisinin sizi kilitlemesine asla izin vermeyeceğim,” diyen DeSantis, alkışlar arasında Fauci’yi çağırıp “Anthony, kovuldun,” diyeceğini de sözlerine ekledi.

Pence, kendisini ‘Reagan’ın varisi’ sayıyor

Donald Trump’ın başkan yardımcılığını yapan Mike Pence ise Trump yönetiminin özellikle sınır konusundaki bazı başarılarını savundu, fakat Ukrayna konusu da dahil olmak üzere eski patronundan birçok konuda ayrı düştü.

“Joe Biden bu ülkeyi içeride ve dışarıda zayıflattı,” diyen Pence, tartışma sırasında sık sık karşı karşıya geldiği Ramaswamy’ye yönelik de, “Şimdi iş başında eğitim zamanı değil. Bir çaylağı getirmemize gerek yok,” dedi.

Pence, Ronald Reagan ve ‘Trump öncesi muhafazakâr’ değerleri çağrıştıran mesajlar verdi.

Trump’tan Ramaswamy’ye övgü

Münazaraya katılmayan Donald Trump, Vivek Ramaswamy’yi, kendisini övdüğü için Çarşamba gecesi yapılan Cumhuriyetçi başkanlık tartışmasının galibi ilan etti.

Trump, genç adayın kendisini ‘21. yüzyılın en iyi başkanı’ olarak nitelendirmesine atfen, “Bu cevap Vivek Ramaswamy’ye tartışmada GERÇEK denen şey sayesinde büyük bir GALİBİYET sağladı. Teşekkürler Vivek!” dedi.

Trump, Tucker Carlson’a verdiği mülakatta, Fox News’deki münazara ile ilgili olarak, “Orada bir saat, iki saat ya da her ne olacaksa oturup başkanlığa aday bile olmaması gereken insanlar tarafından taciz mi edileceğim? Bunu yapmalı mıyım? Ve bana pek de dostça davranmayan bir kanal,” yorumunda bulundu.

Trump sosyal medya sitesi Truth Social’da yaptığı paylaşımda, “Halk benim kim olduğumu ve ne kadar başarılı bir Başkanlık dönemi geçirdiğimi biliyor. BU NEDENLE MÜNAZARALARA KATILMAYACAĞIM!” demişti.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English