Bizi Takip Edin

AMERİKA

Donald Trump resmen Cumhuriyetçilerin adayı

Yayınlanma

Donald Trump, perşembe gecesi modern ABD tarihinin en uzun siyasi kongre konuşmasıyla üçüncü kez Cumhuriyetçilerin başkan adayı oldu.

Bir suikastçının kurşunuyla ölümden kıl payı kurtulmasından sadece birkaç gün sonra Trump, dört gün süren Cumhuriyetçi Ulusal Konvansiyon’u (RNC) 92 dakikalık konuşması ile kapattı.

Trump konuşmasının başında ve sonunda “ulusal birlik ve iyileşme” çağrısında bulunarak, “Toplumumuzdaki anlaşmazlık ve bölünme iyileştirilmelidir,” dedi.

“Amerika’nın yarısı için değil, tüm Amerika için başkan olmaya adayım, çünkü Amerika’nın yarısı için kazanılacak bir zafer yoktur,” diyen Trump, ilk başkanlık döneminde başlattığı ticaret savaşlarının, dört yıl daha başkan seçilmesi halinde geri döneceğinin sinyalini verdi.

Trump, “Uzun zamandır diğer ülkeler tarafından istismar ediliyoruz… Çoğu zaman bu diğer ülkeler sözde müttefik olarak görülüyor. Yıllardır bizden faydalanıyorlar. Biz işimizi kaybediyoruz, gelirimizi kaybediyoruz ve onlar her şeyi kazanıyor ve işletmelerimizi yok ediyor, insanlarımızı yok ediyor. Bunu dört yıl boyunca durdurdum … ve yine durduracağım,” dedi.

Başka ülkelerin gelip “Amerikalıların işlerini ellerinden almasına ve ulusu yapmalamasına” izin vermeyeceğini kaydeden eski başkan, “Ürünlerini Amerika’da satmalarının yolu, onları Amerika’da ve sadece Amerika’da inşa etmektir,” ifadelerini kullandı.

Trump perşembe gecesi, geçen hafta sonu hayatına kastedildiğini anlatırken defalarca Tanrıya şükretti ve “yüce bir gücün kendisini erken bir ölümden kurtardığını” söyledi.

“Burada olmayacaktım,” diyen Trump, “Bu arenada karşınızda sadece yüce Tanrının lütfuyla duruyorum,” diye ekledi.

Trump’ın konuşmasından önce, ünlü Evanjelik papaz Billy Graham’ın oğlu Franklin Graham, Cumhuriyetçi aday için dua ederek salondakilere önderlik etti.

Trump özellikle ABD otomobil sektörüne yardımcı olmak için “vergiler, tarifeler ve teşvikler” kullanacağına ve “Meksika, Çin veya diğer ülkelerde büyük otomobil üretim tesislerinin kurulmasına izin vermeyeceğine” söz verdi.

Trump, Biden’ın iklim planlarının merkezinde yer alan elektrikli araçların benimsenmesini artıran kuralları da sona erdirme sözü verdi.

Dış ilişkilerde Trump, görevi bıraktığından bu yana Orta Doğu ve Ukrayna’da alevlenen savaşlara kıyasla kendi politikalarını “barışı korumak” olarak nitelendirdi. 

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’a “sert bir lider” diyerek övgüde bulunan eski başkan, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) lideri Kim Jong Un hakkında ise, “Sanırım beni özlüyor,” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının bir bölümünde, Latin Amerika ülkelerini şiddet yanlısı suçluları ABD’ye girmeye teşvik etmekle suçladı ve ABD-Meksika sınırında “acımasız bir baskı” sözü verdi.

Trump, “Dünyanın suçluları buraya, yakınınızdaki bir kasabaya geliyor  ve kendi hükümetleri tarafından gönderiliyorlar, çünkü onların hükümetleri bizimkilerden daha akıllı. Bu gece, Amerika, yeminim şudur: Bu katillerin ve suçluların ülkemize girmesine izin vermeyeceğim. Oğullarımızı ve kızlarımızı güvende tutacağım,” dedi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English