Bizi Takip Edin

AMERİKA

Dünya ekonomisi nereye – 2: Enflasyonun eşitsiz darbeleri ve yavaşlayan faaliyet

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Afrikalıları ülkesinin ne kadar ulvi niyetleri olduğuna ikna etmek için çıktığı turda, önce Senegal’de bir köle anıtına gitti, sonra Zambiya’daki ücra bir köyde çiftçilerle konuştu, nihayetinde Güney Afrika’nın kömür madenleri bölgesindeki bir mesleki eğitim merkezini ziyaret etti.

Son durağında, Amerikan ekonomisi hakkında konuşan Yellen, bazı aksaklıklar olsa da ve aydan aya neler yaşanacağını kestiremese de, enflasyonun büyük ölçüde aşağı çekildiğini söyledi.

Kiralar söz konusu olduğunda hâlâ enflasyonun sürdüğünü düşünen Yellen, önümüzdeki beş ila altı ay içerisinde emlak kiralarının düzeleceğini ve bunun da enflasyondaki düşüşe katkı sunacağını belirtti. Mal fiyatları düşüyor ama hizmet sektöründeki fiyatlar hâlâ hızlı bir şekilde yükselmeye devam ediyordu.

Dördüncü çeyrekteki yüzde 2,9 büyümenin de ‘sağlam’ olduğunu savunan Yellen, yüksek enflasyon ortamında düşük tempolu bir büyümenin daha arzu edilir olduğunu savundu.

Enflasyonda ara bilanço

New York Fed, enflasyonun en çok hangi gelir gruplarını vurduğunu araştıran bir çalışma yayımladı. Bulgular, 2021 ile 2022 yıllarında enflasyonun vurduğu kesimlerin değişiklik gösterdiğini ortaya koyuyor.

2021 yılında, orta gelir grubunun enflasyondan en çok çeken grup olduğu görülüyor. Orta gelir grubundan kasıt, yılda 50 bin ila 150 bin dolar arasında gelir elde edenler.

Bu gelir grubunun ikinci el otomobil ve yakıt enflasyonu nedeniyle zarar gördüğü anlaşılıyor. Alt gelir grubunun daha ziyade toplu taşımayı kullanması, zenginlerin ise ya sıfır araç alması ya da yakıt giderlerinin gelirleri içerisinde daha küçük bir kısmı kaplaması nedeniyle enflasyonun hedefinde bahsettiğimiz gruplar yer aldı. Zenginlerle yoksulların, köylülerle kentlilerin harcama kalemlerindeki farklılaşma da bu sonuçta etkili oluyor.

Son aylarda ise yakıt ve ikinci el araç fiyatlarında bir düşüş görülüyor. Bu sırada kira ve gıda fiyatlarındaki artış ise can yakıyor. Bu iki kalem, özellikle daha düşük gelirlilerin olmazsa olmaz harcamaları arasında yer aldığından, enflasyonun hedefi daha yoksul kesimler haline gelmiş durumda.

Bunun sonucu olarak, en altta yer alan yüzde 40’lık dilim, ortalamadan yüzde 0,3 daha fazla enflasyona maruz kalıyor.

Örneğin, Şubat 2022’ye kadar olan dönemde, kırsal bölgelerde yaşayanların hissettiği enflasyon, ortalamanın 2 puan üzerindeydi. Şimdilerde ise aynı bölgeler enflasyon ortalamasının altında yaşıyorlar.

Geçen yılın ilk döneminde de siyahi ve hispanik haneler 1 puan yüksek enflasyona maruz kalıyorlardı. Üniversite diploması olmayanların da daha yüksek enflasyon hissettikleri ortaya çıktı. Bu grupların şimdilerde enflasyon ortalamasına doğru yaklaştıkları tespit ediliyor.

Gıda ve kira fiyatları enflasyonu, hâlâ ortalama enflasyonun üzerinde seyrediyor (sırasıyla yüzde 10,6, yüzde 7,9 ve yüzde 7,1). Dolayısıyla, Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman’ın geçen Kasım ayında New York Times için yazdığı makalede dile getirdiği ‘düşük gelirliler enflasyondan o kadar da etkilenmiyor’ tezi doğru değil. Krugman’ın gerekçesi, düşük ücretli işlerde çalışanların ücret artış yüzdelerinin daha yüksek ücretlilerin oranlarına göre daha fazla olması.

ABD İşçi İstatistikleri Bürosunun verilerine göre, en düşük yüzde 25’in içerisinde yer alan Amerikalılar, gelirlerinin yarısından fazlasını kira, gıda ve tıbbi hizmetlere harcıyor. Yüksek gelir grubunun harcamalarında ise ev dışında yenen gıdalar, eğlence ve dinlenme, yeni ve ikinci el araçlar alt gelir grubundan çok daha fazla yer kaplıyor.

Genel ve tarihsel eğilim, hane halklarının temel ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarının, temel ihtiyaç olmayan malların fiyatlarından daha fazla artış gösterdiğine işaret ediyor. 

Tüketici harcamalarında düşüş

Enflasyonun hararetinin azalma eğilimine girmesindeki en büyük payın tüketici harcamalarındaki düşüş olduğu anlaşılıyor.

Geçen hafta yayımlanan istatistikler, Aralık ayında tüketici talebinin bir önceki aya göre yüzde 0,2 azaldığını gösteriyor. Enflasyona göre ayarlandığında bu oran yüzde 0,3’ü buluyor.

Perakende satışları takip ettiğimizde, tatil mevsimi de olmasına rağmen, Aralık ayında tüketicilerin talebinin bir önceki aya göre yüzde 1,1 azaldığı anlaşılıyor.

Amerikan tüketimindeki azalmanın belki de en önemli göstergelerinden biri de ticaret açığında Kasım ayında yaşanan dev düşüş. 14 yıllık dilimdeki en büyük düşüş olarak kayıtlara geçen bu ay, azalan tüketici talebini ve ithalat yapmak için yükselen borçlanma maliyetini gözler önüne serdi.

Kasım ayında ABD’nin ticaret açığı yüzde 21 düşüşle 61,5 milyar dolara geriledi. İthalat yüzde 6,4 gerilerken, mal ithalatında bu oran yüzde 7,5 olarak gerçekleşti. Kasım ayında ihracat da yüzde 2 azaldı.

Doların göreli güçlülüğü Amerikan mamul mallarının küresel rekabetçiliğini azaltırken, merkez bankalarının faiz artırma politikaları da talebi düşürüyor.

Bir başka mesele, pandemi dönemindeki nakit devlet yardımları ile tasarrufları artmış görünen hane halklarının şu anda 2005 seviyelerinde tasarruflara çekilmiş olması. 

Ayrıca tüketici borçlanmasında da tehlikeli sınırlara yaklaşılıyor. Öğrenci ve otomobil kredilerinin yanı sıra kredi kartı ödemeleri de 2022’nin üçüncü çeyreğinde 2008’den bu yana en yüksek seviyelere ulaştı.

İmalat sanayisi alarm veriyor

Ama belki de hepsinden önemlisi, Amerikan imalat sanayisinde yaşanan düşüş ve ‘fabrika resesyonu’ ihtimali.

Veriler açıklanmadan önce yapılan bir Wall Street Journal anketi, endüstriyel üretimin Aralık 2022’de 0,1 küçülmesini bekliyordu. Açıklanan rakamlar, tüm beklentileri boşa çıkararak, yüzde 0,7’lik bir küçülme olduğunu gösterdi.

Kapasite kullanımında da beklentiler yüzde 79,6 idi. Açıklanan istatistikler Kasım ayına oranla bir düşüş olduğunu gösterdi: yüzde 78,8.

İmalat sektöründeki düşüş eğilimi ise sürdü. Kasım ayında yüzde 1,1 küçülen imalat sanayisi, Aralık ayında da yüzde 1,3 daraldı.

İmalat sanayisindeki yeni siparişler de Kasım ayında yüzde 1,8 azalmıştı.

Sermaye harcamaları (ekipman, bina, entelektüel mülkiyet) ise yalnızca yüzde 0,7 arttı. Üçüncü çeyrekte bu oran yüzde 6,3’tü. Dolayısıyla, yatırımlarda da yavaşlama olduğu anlaşılıyor.

Amerikan ekonomisinin bazı bölmelerinin resesyona doğru koşar adım gittiği, bunların başında da imalat sanayisinin geldiği kabul ediliyor. İkinci çeyreğe girdiğimizde teknik resesyonun gerçekleşmesi muhtemel; ama iktisatçılar nedense resesyonun ‘hafif’ geçmesini bekliyorlar.

Mini mini resesyonlar

Son zamanlarda Amerikan ekonomisi hakkında yapılan tahminlerin genel eğilimi, hafif seyredecek bir resesyon beklentisi.

Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz artırımına, artık daha az ivmeyle de olsa devam edecek olması, yükselen borçlanma maliyetleri ve düşen tüketici talebi Amerikan ekonomisini soğutacak.

Ama ‘karamsar’ Fed’de bile tünelin sonundaki ışığın görüldüğüne dair bir beklenti oluştu. Bu hafta yapılacak toplantıda 0,25 puanlık bir faiz artışı beklentisi hakim. Fed Guvernörü Christopher Waller’ın ‘İhtiyatlı İyimserlik’ başlıklı konuşması da Amerikan ekonomisinde bir ‘yumuşak iniş’in hâlâ mümkün olduğuna işaret ediyor.

Bloomberg anketine katılan iktisatçılar da GSYİH’deki daralmanın ikinci çeyrekten itibaren başlayacağını düşünüyor ama zararın daha hafif olacağı konusunda hemfikir.

Öte yandan, resesyon, teknik tanımı itibariyle, birçok ülkede iki çeyrek üst üste ekonomik faaliyette görülen küçülme demek. Ama Bloomberg, ABD’de işlerin böyle olmadığını hatırlatıyor: Bu ülkede resesyonun ‘resmi’ ilanı, ‘kâr amacı’ gütmeyen bir kuruluş olan Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosunun (NBER) ‘elit’ akademisyenlerinin gizli toplantılarından çıkıyor ve bu tanımın yapılması genellikle 1 yılı alıyor. Genel resesyon kabulü ise, Wall Street’in geniş ölçüde ortada bir resesyon olduğu konsensüsü ile hareket etmesi.

Emek piyasası ‘sıkı’ mı?

Emek piyasasının ‘sıkı’ durduğu tüm ABD’li yetkililerin ve şirket iktisatçılarının üzerinde hemfikir olduğu bir konu.

İşsizlik oranları tarihsel diplerde gezerken, şirketlerin işe alımları, teknoloji devlerindeki tüm işten çıkarmalara rağmen devam ediyor.

Fakat büyük şirketlerin işten çıkarmalara başlaması, ekonominin şu anda resesyonda olduğunu göstermeyebilir. Şirketler, 2023 içerisinde bir resesyon bekledikleri için önden emek maliyetini kısmak için harekete geçiyor olabilir.

Nitekim, ‘sıkı’ sayılan emek piyasasında gevşeme emareleri Aralık ayında ortaya çıkmaya başladı. Pandemi çıkışında sürekli artan yeni istihdam, şimdi soğumaya başladı. Aralık ayında patronlar 230 bin yeni istihdam eklediler. Ama bu, son iki yıldaki en düşük ilave.

2022 yılı boyunca toplam 4,5 milyon yeni istihdam görülürken, bu sayı 6,7 milyonluk 2021’e göre bariz bir azalma olduğuna işaret ediyor.

Ama pembe tablo çizen bu rakamların arkasında başka veriler gizli. Örneğin, çalışan ya da iş arayan yetişkin ABD’lilerin oranı, yani işgücüne katılım oranı, Aralık ayında yüzde 62,3’e yükselse de bu oran hâlâ pandemi öncesinin altında.

Son iki yılda ortalama çalışma haftası saatleri de azalıyor ve bu ortalama Aralık ayında 34,3 saat olarak tespit edildi.

Geçici yardım hizmetlerinden işe alınanların sayısı da son 5 ayda 110 bin azaldı. Yukarıdaki istatistikle birlikte okunduğunda, demek oluyor ki, işverenler azalan tüketici talebi karşısında kendi personelinin çalışma saatlerini azaltırken geçici yardım hizmetlerinden çıkıyor.

Ücretlerdeki artışın hızı azalıyor

Amerikan Merkez Başkanı Yardımcısı Lael Brainard da düşük ücretlilere yapılan ücret zamlarının yüksek ücretlilere yapılanlardan az olduğuna dikkat çekenlerden. Gerçekten de idari işlerden çalışmayan işlerde çalışan işçilerin ücretlerindeki artışın daha fazla olduğu görülüyor.

Bununla birlikte yukarıda, düşük ücretlilerin temel harcamalarında hangi kalemlerin daha fazla tuttuğunu ve bu temel harcamalardaki enflasyonun diğerlerinden daha yüksek olduğunu söylemiştik. Tüm bunlara şu bilgi de eklenmeli: 2021’in başından 2022’nin sonunda kadar, düşük ücretli işçilerin ücretlerinde ortalama yüzde 11,5 bir artış olsa da fiyatlar yüzde 14 yükseldi.

Ortalama ücretlerdeki artış hızının da yavaşladığı görülüyor. Aralık’ta ortalama saatlik ücret bir önceki yılın aynı döneminde göre yüzde 4,6 arttı. Aynı dönemde enflasyonun yüzde 7,1 olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

Bütün bunlara rağmen, OECD ülkelerindeki tüketici beklentilerinin iyimserleştiğini de hatırlatmak gerekiyor. Özellikle Avrupa’da sıcak geçen kış, enerji fiyatlarındaki enflasyon nedeniyle sert bir darbe yemesi beklenen imalat sanayisindeki daralmayı kontrol altında tuttu. Bir sonraki yazıda, Avrupa’ya bakacağız.

AMERİKA

Trump, Eğitim Bakanlığını kapattı, yetkilerini eyaletlere ve yerel topluluklara devretti

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump perşembe günü Eğitim Bakanlığı’nın lağvedilmesini öngören bir başkanlık emri imzalayarak, muhafazakâr Cumhuriyetçilerin uzun zamandır hedefi olan bir kurumu hedef aldı.

Trump, Eğitim Bakanlığını’ savurgan ve liberal ideoloji tarafından kirletilmiş’ olarak nitelendirdi fakat 1979’da departmanı kuran Kongre’de bir yasa değişikliği olmadan departmanın lağvedilmesinin tamamlanması büyük olasılıkla imkansız.

Cumhuriyetçiler bunu başarmak için yasa çıkaracaklarını söylerken, Demokratlar bu fikre karşı çıkacaklarını ilan ettiler.

Talimat, Eğitim Bakanı’nın, “yasaların izin verdiği ve uygun olduğu azami ölçüde, Eğitim Bakanlığı’nın kapatılmasını kolaylaştırmak ve eğitim üzerindeki yetkiyi Eyaletlere ve yerel topluluklara iade etmek için gerekli tüm adımları atacağını” söylüyor.

Beyaz Saray, kurumun bazı kritik işlevlerini koruyacağını söylese de, bu çalışmanın nasıl yürütüleceği ya da nerelerin hedefleneceği konusunda ayrıntı vermiyor.

Trump, yönetiminin bakanlığı “temel ihtiyaçlar” dışında kapatacağını, düşük gelirli okullar için Başlık I finansmanı, Pell hibeleri ve engelli çocuklar için para konusundaki sorumluluklarını koruyacağını söyledi.

Beyaz Saray bakanlığın federal öğrenci kredilerini yönetmeye devam edeceğini söyledi, fakat AP’ye göre emir tam tersini söylüyor gibi görünüyor.

Emir, Eğitim Bakanlığı’nın 1,6 trilyon dolarlık kredi portföyünü denetleyecek personele sahip olmadığını ve “banka işlevlerini Amerika’nın öğrencilerine hizmet etmek için donanımlı bir kuruluşa iade etmesi gerektiğini” söylüyor.

İmza töreninde Trump, ABD’nin akademik performansındaki gerilemeden de bakanlığı sorumlu tuttu ve eyaletlerin daha iyi bir iş çıkaracağını ileri sürdü.

Trump, “Bu bize hiç iyi gelmiyor,” dedi.

Trump’ın Cumhuriyetçi yönetimi şimdiden bakanlıkta tenkisata başladı. İşgücü yarı yarıya azaltılırken, Sivil Haklar Ofisi ile ülkenin akademik ilerlemesi hakkında veri toplayan Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde derin kesintiler yapılıyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump, Pentagon’da kesintilere hazırlanıyor

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Pentagon’da bütçe kesintileri ve yapısal değişiklikler planlıyor. CNN ve NBC News‘in haberine göre, bölgesel komutanlıkların sayısı azaltılacak, bazı birimler lağvedilecek ve Japonya’daki askeri varlığın genişletilmesi planları iptal edilecek. Başkan Donald Trump’ın, Kongre ile koordinasyon sağlamadan bu değişiklikleri yapma yetkisi tartışmalı olsa da, Pentagon bütçesinde yıllık yüzde 8’lik bir kesinti hedefleniyor.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth liderliğindeki Pentagon, bütçede ciddi kesintilere gitmeye hazırlanıyor.

CNN ve NBC News‘in kaynaklara ve taslak belgelere dayandırdığı haberlere göre, bu kesintiler bir dizi yapısal değişikliği de beraberinde getirecek.

Değişikliklerin bir kısmı yapısal olacak ve bölgesel komutanlıkların sayısının azaltılması planlanıyor.

Halihazırda altı adet bölgesel komutanlık bulunuyor: Afrika, Merkez (Orta Doğu, Doğu Afrika, Orta Asya), Avrupa, Hint-Pasifik, Kuzey (Kuzey Amerika) ve Güney (Güney Amerika). Planlanan değişiklikler hayata geçirilirse, bu sayı dörde düşürülecek.

Afrika Komutanlığı, Avrupa Komutanlığı ile, Kuzey Komutanlığı ise Güney Komutanlığı ile birleştirilecek.

CNN, bu birleşmelerin beş yıl içinde 330 milyon dolar, NBC News ise bir yılda 270 milyon dolar tasarruf sağlayacağını bildirdi.

Uzay Komutanlığı bütçesinde de kesintiye gidilmesi olası. NBC News‘e göre, bu kesinti füze savunma dairesinin lağvedilmesi veya yeniden yapılandırılmasıyla gerçekleştirilecek.

Bütçe kısıtlamaları, Genelkurmay Müşterek Başkanlığı’nı (JCS) da etkileyebilir.

Müşterek (kuvvetler arası) operasyonların eğitiminden sorumlu dairenin faaliyetlerinin durdurulması öneriliyor.

İstihbarat operasyonlarından sorumlu dairenin (JIOWC) de kapatılması ihtimal dahilinde.

CNN‘e göre, JCS bünyesindeki bu kesintiler, beş yıl içinde bütçeye 1 milyar dolara kadar tasarruf sağlayabilir.

Ayrıca, ABD’nin bazı ülkelerdeki askeri varlığına ilişkin politikasında da değişiklikler planlanıyor.

Bu bağlamda, eski Başkan Joe Biden (2021-2025) yönetimi döneminde geliştirilen, ABD’nin Japonya’daki askeri varlığını genişletme planlarının iptal edilmesi gündemde.

Medyanın incelediği belgeye göre, bu iptal yaklaşık 1,18 milyar dolar tasarruf sağlayacak.

Reuters ajansı, Mart 2024 itibarıyla Japonya’da 54 bin Amerikan askerinin bulunduğunu bildiriyor.

Bir diğer önemli değişiklik ise, ABD’nin, 1949’da NATO’nun kuruluşundan bu yana daima Amerikalı generaller tarafından yürütülen Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanlığı görevinden vazgeçmesi olabilir.

NBC‘ye konuşan askeri yetkililer, bu kararın sembolik eksiklikleri olacağını, fakat ABD’nin ittifak içindeki hakimiyetini etkilemeyeceğini belirtiyorlar.

Mevcut komutan General Christopher Cavoli’nin görev süresi yaz sonunda doluyor.

The Hill gazetesinin haberine göre ise, Başkan Donald Trump’ın partisinden olan ve Kongre’deki ilgili komitelerin başkanlığını yürüten Cumhuriyetçiler, bu tür değişikliklerin Kongre ile koordine edilmeden yapılmasına karşı olduklarını vurguladılar.

İçtihatlara dayanan mevzuata göre, Trump’ın daireleri kapatma veya küçültme, ayrıca Kongre tarafından onaylanan finansmanı 45 günden fazla alıkoyma yetkisi bulunmuyor.

Şubat ayının sonunda Hegseth, Pentagon bütçesini beş yıl boyunca her yıl yüzde 8 (farklı kaynaklara göre yaklaşık 50 milyar dolar) azaltma niyetini açıklamıştı.

NPR‘ın haberine göre, bu tedbirler, “insansız hava araçları ve denizaltılardan güney sınırının güçlendirilmesine kadar” 17 alanı etkilemeyecek.

Ayrıca, Çin ile rekabete yönelik programlar da kesintilerden muaf tutulacak.

ABC News‘in verilerine göre, Pentagon genel olarak 50 bin ila 60 bin sivil personeli işten çıkarmayı planlıyor.

Hegseth, kesintilerin milyarder Elon Musk ile bağlantılı Hükümet Verimliliği Dairesi’nin (DOGE) desteğiyle planlandığını söyledi.

Kongre, 2025 mali yılı bütçesinde ulusal savunma için toplam 892,5 milyar dolar ayırdı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Nvidia, ABD tedarik zinciri için yüz milyarlarca dolar harcayacak

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi tehditleri karşısında tedarik zincirini Asya’dan geri çekmeye çalışan Nvidia’nın CEO’su, şirketin önümüzdeki dört yıl içinde ABD’de üretilen çipler ve diğer elektronik ürünler için yüz milyarlarca dolar harcayacağını söyledi.

Dünyanın en değerli yarı iletken grubunun devasa harcama öngörüsü, Trump’ın “Önce Amerika” ticaret politikalarının etkisi küresel ekonomide dalga dalga yayılırken, Apple dahil diğer teknoloji şirketlerinin açıkladığı milyarlarca dolarlık ABD yatırım planlarını takip ediyor.

Nvidia’nın CEO’su ve kurucu ortağı Jensen Huang Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, “Genel olarak, önümüzdeki dört yıl boyunca muhtemelen toplam yarım trilyon dolar değerinde elektronik ürün tedarik edeceğiz ve bence kendimizi bunun birkaç yüz milyarını burada, ABD’de üretirken rahatlıkla görebiliriz,” dedi.

Huang, önde gelen yapay zeka çip üreticisinin artık Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) ve Foxconn gibi tedarikçiler aracılığıyla ABD’de en son sistemlerini üretebildiğini ve Çin’deki Huawei’den artan bir rekabet tehdidi gördüğünü söyledi.

Bu hafta Nvidia’nın yıllık geliştiriciler konferansında Huang, yapay zeka çipinin yeni nesli Vera Rubin’i tanıttı ve dev veri merkezlerinde büyük bir güç kaynağı gerektirecek milyonlarca birbirine bağlı çipten oluşan kümeler oluşturma planının ana hatlarını çizdi.

Huang, Trump yönetiminin ABD’nin yapay zeka endüstrisinin gelişimini hızlandırabileceğine inandığını söyledi. CEO, “Bu endüstrinin başarısını önemseyen ve enerjinin bir engel olmasına izin vermeyen bir yönetimin desteğine sahip olmak, ABD’de yapay zeka için olağanüstü bir sonuçtur,” dedi.

Bu ay TSMC, Arizona’daki çip üretim tesislerine 100 milyar dolarlık bir yatırım yapacağını duyurdu ve bu yatırım Biden yönetimi altında kararlaştırılan 65 milyar dolarlık yatırıma ek olarak geldi.

Huang, Nvidia’nın en son Blackwell sistemlerinin artık ABD’de üretildiğini söyledi ve “TSMC’nin ABD’ye yatırım yapması tedarik zinciri esnekliğimizde önemli bir adım atmamızı sağlıyor,” diye konuştu.

Son yıllarda, Nvidia ve Apple da dahil olmak üzere Amerika’nın en büyük teknoloji şirketleri, TSMC’nin Tayvan’daki son teknoloji çip üretim tesislerine büyük ölçüde bağımlı hale geldi.

Huang, “En önemli şey hazırlıklı olmak. Bu noktada, ABD’de üretim yapabileceğimizi biliyoruz, yeterince çeşitlendirilmiş bir tedarik zincirimiz var,” dedi.

Nvidia yöneticisi, eğer herhangi bir felaket Tayvan’daki üretimi tehdit ederse, bunun “rahatsız edici olacağını ama sorun olmayacağını” savundu.

Nvidia hâlâ Çin’den milyarlarca dolar gelir elde ederken, Ascend AI çipleri son zamanlarda ilerleme kaydeden Huawei’nin yeniden canlanan rekabetiyle karşı karşıya.

Huang, “Huawei, Çin’deki en zorlu teknoloji şirketi. Girdikleri her pazarı fethettiler,” diye konuştu. Huang’a göre ABD’nin Çinli teknoloji şirketini kısıtlama çabaları, Huawei’nin süregelen başarısı göz önüne alındığında “kötü sonuçlandı.”

Huawei’nin yapay zeka alanındaki varlığının her geçen yıl arttığını söyleyen Huang, “Onların bir faktör olmayacağını varsayamayız,” dedi.

Teorik olarak Nvidia’nınkine benzer öncü çipler üretebilen tek ABD şirketi olan Intel, döküm işinde ciddi zorluklarla karşılaştı. Intel’deki liderlik boşluğu geçtiğimiz hafta Lip-Bu Tan’ın CEO olarak atanmasıyla giderildi.

Huang, Nvidia’nın Intel’e yatırım yapmak üzere TSMC gibi şirketlerle bir konsorsiyum oluşturmak için görüşmelerde bulunduğu haberlerini yalanladı ve ABD’deki çip üretim hizmetlerini bu ‘onshoring’in bir parçası olarak kullanmayı taahhüt etmekten kaçındı.

“Döküm teknolojilerini düzenli olarak değerlendiriyoruz ve bunu yapmaya devam ediyoruz,” diyen Nvidia CEO’su, Intel’in çip paketleme hizmetlerini de incelediğini sözlerine ekledi.

Huang, Intel’in gelişmiş çip teknolojilerinde rekabetçi olabilme yeteneğine atıfta bulunarak, “Intel’in bunu yapabilecek yeteneğe sahip olduğuna güvenim tam,” dedi.

Huang, “Intel’in başarısı ve refahının” önemli olduğunu da sözlerine ekledi ve “Fakat kendinizi ve birbirinizi yeni bir tedarik zinciri kurulması gerektiğine ikna etmeniz biraz zaman alıyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English