Bizi Takip Edin

AMERİKA

Facebook ve Instagram için neo-Nazi Azov Taburu artık ‘tehlikeli örgüt’ değil

Yayınlanma

Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi sosyal medya platformlarının bağlı olduğu çatı şirket Meta Inc., Ukraynalı neo-Nazi Azov Taburu’nu artık ‘tehlikeli örgüt’ olarak tanımlamadığını duyurdu.

Kyiv Independent gazetesine e-posta yoluyla açıklama yapan bir şirket sözcüsü, Azov Taburu mensuplarına artık Meta platformlarında hesap sahibi olmasına izin verileceği ve diğer kullanıcıların da örgüt hakkında yaptıkları paylaşımların kaldırılmayacağını belirtti.

Ukrayna yönetimi, Azov Taburu ve mensupları hakkında içerik paylaşımları yapılmasına izin verme konusunda şirket ile uzun süredir müzakere yürütüyordu.

Sözcü, “Ukrayna’daki savaş pek çok alanda koşulların değişmesini beraberinde getirdi ve Azov Taburu’nun, tehlikeli örgüt olarak tanımlanmaya dönük katı kriterlerimizi tabi olmadığı ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Azov Taburu, şirketin izni söz konusu olsa da Meta platformlarının topluluk kurallarına uymak zorunda kalacak.

Konuya ilişkin açıklama yapan Ukrayna Dijital Dönüşüm Bakanı Mihail Fedorov, Meta’nın ilgili kararının tüm dünyanın ‘Mariupol koruyucularının başarısından haberdar olmasına ve Rus propagandasının Ukraynalı kahramanları suçlama konusundaki argümanını yitirmesine’ imkan tanıyacağını savundu.

Fedorov, “Bakanlık, Meta ile sürekli irtibat halinde. Daha önce Ukrayna askeri personeli, blog yazarları ve aktivistlere ait yüzlerce hesabın engeli kaldırılmıştı” diye konuştu.

Azov Taburu’nun kurucusu ve eski milletvekili Andrey Biletskiy ve örgütün sivil kanadı Ulusal Kolordu başta olmak üzere örgütle bağlantılı her şahıs e yapı, şimdiye dek Meta tarafından ‘tehlikeli’ olarak tanımlanıyordu.

Daha önce Aşırıcılıkla Mücadele Projesi’nin kıdemli danışmanlarından Alexander Ritzmann, Euronews’e verdiği röportajda, Azov’un çok sayıda AB ülkesindeki ve ABD’deki aşırı sağcı aşırı sağcı örgütlerle güçlü bağları olduğunu ifade etmişti.

Ritzmann, Azov’un ‘Ukrayna Ulusal Muhafızlarına tamamen entegre olduğunu ve o zamandan bu yana İçişleri Bakanlığı’nın emrinde faaliyet gösterdiğini’ söylemişti.

2014’ten sonra bir dizi neo-Nazi sokak örgütünün bir araya gelmesiyle kurulan Azov Taburu, daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından da ‘şiddet yanlısı aşırılıkçı örgüt’ olarak tanımlanmıştı.

AMERİKA

ABD, Rusya’nın enerji şirketlerine yaptırımları genişletecek

Yayınlanma

ABD Enerji Bakan Yardımcısı Geoffrey Pyatt, Washington yönetiminin Rusya’nın enerji sektörüne ve ilgili altyapıya yönelik yaptırımları genişleteceğini bildirdi.

Pyatt’a göre kısıtlamalar, Vostok Oil ve Yakutsk LNG projelerini etkileyecek.

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde düzenlenen enerji konulu konferansta açıklamalarda bulunan Pyatt, “Vostok Oil ve Yakutsk LNG de dahil olmak üzere, kilit enerji projelerinin yanı sıra bu alandaki gelecekteki projelerin ve ilgili altyapının geliştirilmesinde yer alan çok çeşitli şirketlere yaptırım uygulamaya devam edeceğiz,” diye konuştu.

23 Şubat 2024 tarihinde ABD yönetimi, yüze yakın Rus şirketine yaptırım uyguladı.

Bunların en büyükleri kömür piyasasının kilit oyuncuları SUEK ve Meçel, boru üreticisi TMK ve en büyük konteyner operatörü TransContainer’di.

Diğer yandan Rusya’nın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) projeleri de yaptırım listesine dahil edildi.

Bunlar arasında Ust-Luga’da kurulacak tesisin işletmecisi Rushimalyans (yüzde 50’si Gazprom’a, yüzde 50’si Rusgazdobıça’ya ait), Novatek yapıları ve Albert Avdolyan’ın Yakutistan projesi Globaltek de bulunuyor.

WSJ: ABD, Rusya’nın Arktik LNG-2 projesini raydan çıkarmaya çalışıyor

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Amerikan kampüslerinde ‘Filistin’ korkusu

Yayınlanma

ABD’nin en prestijli üniversitelerinden bazıları, Gazze savaşı nedeniyle kampüste yaşanan gerilimi yatıştırmaya çalışırken Columbia’da dersler iptal edildi, New York Üniversitesi ve Yale’de onlarca protestocu gözaltına alındı ve Harvard’ın kapıları pazartesi günü halka kapatıldı.

Columbia kampüsünde kamp kuran 100’den fazla Filistin yanlısı gösterici geçen hafta gözaltına alınmıştı. Columbia’daki müdahalenin ardından benzer kamplar ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerde kurulmaya başlandı.

Associated Press’te (AP) yer alan habere göre New York Üniversitesi’nde öğrenciler tarafından kurulan bir kamp pazartesi günü gün boyunca yüzlerce protestocuya ulaştı. Okul yönetimi, kalabalığı dağılmaları için uyardığını, daha sonra ‘olay yerinin düzensizleşmesi’ üzerine polis çağırdığını ve üniversitenin ‘korkutucu sloganlar ve birkaç antisemitik olay’ haberini öğrendiğini ileri sürdü. Akşam saatleriyle birlikte polis gözaltılara başladı.

Kampüs kapılarının okul kimliği olmayan herkese kapatıldığı ve hem kampüste hem de dışarıda protestoların patlak verdiği Columbia’da ise pazartesi günü de tansiyon yüksekti.

Filistin yanlısı göstericiler üniversitenin İsrail’den desteğini çekmesini istiyor ve okulun savaşa verdiği tepkiyi eleştiriyorlar.

Cumhuriyetçilerden Columbia rektörüne istifa çağrısı

Üç Yahudi Kongre üyesiyle birlikte Columbia’yı ziyaret eden Kuzey Carolina’dan Demokrat Temsilci Kathy Manning, Yahudi Hukuk Öğrencileri Derneği’nden öğrencilerle görüştükten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, yeşil alanın yaklaşık üçte birini kaplayan ‘muazzam bir insan kampı’ olduğunu söyledi.

Manning, okulun Morningside Heights kampüsünden ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamada, ‘İsrail’in yok edilmesi gerektiğini gösteren dövizler gördüklerini’ ileri sürerken, Columbia yönetimi de pazartesi günü yaptığı açıklamada, Morningside kampüsündeki derslerin mümkün olduğunda öğrenciler için çevrimiçi seçenekler sunacağını duyurdu ve güvenliği birinci öncelikleri olarak gösterdi.

Üniversite Başkanı Minouche Shafik pazartesi günü okul camiasına gönderdiği mesajda kampüste yaşananlardan dolayı ‘derin üzüntü’ duyduğunu belirtti.

Kampüste yaşamayan öğrencilerin uzak durması gerektiğini belirten Shafik, “Öfkeyi yatıştırmak ve hepimize bir sonraki adımları düşünme şansı vermek için pazartesi günü tüm derslerin sanal olarak yapılacağını duyuruyorum,” diye yazdı.

New York’tan ABD Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri, pazartesi günü gönderdikleri bir mektupla Shafik’i istifaya çağırarak son günlerde ‘anarşi kampüsü sarmışken’ güvenli bir öğrenim ortamı sağlayamadığını ileri sürdüler.

Pazar günü, Ortodoks Birliği’nin Columbia’daki Yahudi Öğrenim İnisiyatifi hahamı Elie Buechler, yaklaşık 300 Yahudi öğrenciye bir WhatsApp mesajı göndererek kampüs onlar için daha güvenli hale gelene kadar evlerine gitmelerini tavsiye etti.

New England Patriots’un sahibi Columbia’ya bağışlarını durdurdu

Amerikan futbol takımı New England Patriots’un sahibi Robert Kraft, New York’taki kampüste Filistin yanlısı protestolar sırasında ‘Yahudi öğrenci ve öğretim üyelerine yapılan muamele’ gerekçesiyle Columbia Üniversitesine verdiği desteği geri çekeceğini açıkladı.

Eski bir Columbia öğrencisi ve önemli bir bağışçı olan Kraft’ın açıklaması, rektörü Kongre üyelerinin istifa çağrıları ile karşı karşıya olan üniversite üzerindeki baskıyı artırıyor.

Kraft, Antisemitizmle Mücadele Vakfı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Kampüste ve ülkemiz genelinde artmaya devam eden nefretten derin üzüntü duyuyorum. Columbia’nın öğrencilerini ve personelini koruyabileceğinden artık emin değilim ve düzeltici önlemler alınana kadar üniversiteyi desteklemekten çekiniyorum,” dedi.

İş adamı, 2000 yılında Kraft Yahudi Öğrenci Yaşam Merkezi’in inşası için 3 milyon dolarlık bağış yapmıştı ve o zamandan bu yana milyonlarca bağışta bulundu.

Harvard yönetimi Filistin yanlısı grubu yasakladı

Harvard Yard pazartesi günü halka kapanırken, girişteki tabelada çadır ve masa gibi yapıların bahçeye ancak önceden izin alınarak girebileceği belirtildi. Tabelada, “Bu politikaları ihlal eden öğrenciler disiplin cezasına tabidir,” yazarken, güvenlik görevlileri de insanların okul kimliklerini kontrol etti.

Aynı gün, Harvard Lisans Filistin Dayanışma Komitesi, üniversite yönetiminin gruplarını askıya aldığını söyledi. Öğrenci örgütü tarafından sağlanan uzaklaştırma bildiriminde üniversite, grubun 19 Nisan’daki gösterisinin okul politikasını ihlal ettiğini ve örgütün daha önce gözetim altında tutulmasına rağmen sonrasında gerekli eğitimlere katılmadığını yazdı.

Filistin Dayanışma Komitesi yaptığı açıklamada, ‘teknik nedenlerden’ dolayı uzaklaştırıldıklarını ve sorulduğunda, üniversitenin kendilerine üniversite politikalarına ilişkin yazılı bir açıklama yapmayı reddettiğini söyledi.

Grup yaptığı açıklamada, “Harvard bize Filistin’in ifade özgürlüğünün istisnası olduğunu defalarca gösterdi,” dedi.

Yale’de onlarca gözaltı

New Haven polis sözcüsü Christian Bruckhart, Yale’de polis memurlarının yaklaşık 45 protestocuyu gözaltına aldığını ve onları kampüse izinsiz girmekle suçladığını söyledi. Bruckhart, hepsinin daha sonra mahkemeye çıkma sözü vererek serbest bırakıldığını söyledi.

Cuma günü Beinecke Plaza’da çadır kuran protestocular hafta sonu boyunca gösteriler düzenleyerek Yale’den İsrail’le iş yapan savunma şirketlerine yapılan yatırımlara son vermesini talep etti.

Yale Başkanı Peter Salovey, pazar günü kampüs topluluğuna yaptığı açıklamada, üniversite yetkililerinin protestocu öğrencilerle, konuşma ve kampüs alanlarına erişim izni de dahil olmak üzere okulun politika ve yönergeleri hakkında birçok kez konuştuğunu söyledi.

Okul yetkilileri protestoculara Beinecke Plaza’yı terk etmeleri için hafta sonuna kadar süre verdiklerini söyledi. Pazartesi sabahı protestocuları tekrar uyardıklarını ve polis harekete geçmeden önce tutuklama ve uzaklaştırma dahil disiplin cezalarıyla karşı karşıya kalabileceklerini söylediler.

Bruckhart, Pazartesi günü Yale’deki gözaltıların ardından büyük bir gösterici grubunun yeniden toplandığını ve kampüs yakınındaki bir caddeyi kapattığını söyledi.

MIT öğrencileri, yönetimden savaşa karşı ses çıkarmasını istiyor

AP’de yer alan habere göre, elektrik mühendisliği okuyan MIT yüksek lisans öğrencisi Prahlad Iyengar, pazar akşamı okulun Cambridge, Massachusetts kampüsünde bir çadır kampı kuran öğrenciler arasındaydı.

Öğrenci ateşkes çağrısında bulunduklarını ve MIT’nin ‘Gazze’de devam eden soykırıma suç ortaklığı’ olarak tanımladıkları durumu protesto ettiklerini söyledi.

Iyengar, “MIT ateşkes çağrısında bile bulunmadı ve bu kesinlikle bizim talebimiz,” dedi.

Columbia Üniversitesi’ndeki protestolardan esinlenen öğrenciler MIT’nin yanı sıra Tufts Üniversitesi ve Emerson College’da da Filistin yanlısı çadır kampları kurdu.

Yüzlerce öğrenci pazar gecesi Cambridge, Medford ve Boston’daki kampüslerde çadır kurarak İsrail-Hamas savaşını protesto etti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Bloomberg: Venezuela hükümeti mali danışman olarak Rothschild’ı tuttu

Yayınlanma

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilerin Bloomberg’e aktardığına göre Venezuela hükümeti, dış borç yükümlülüklerinin genel bir değerlendirmesini yapmak üzere Rothschild şirketini mali danışman olarak işe aldı.

İsminin açıklanmasını istemeyen kişiler, Rothschild’ın yönetimin neye ve kime borçlu olduğunun haritasını çıkarmak için çalıştığını söyledi. Borç haritasının çıkarılması, normalde bir hükümetin borçları yeniden yapılandırmaya başlamadan önce attığı bir ön adım.

Paris merkezli Rothschild’ın temsilcileri yorum yapmayı reddetti. Venezuela Maliye Bakanlığından bir basın yetkilisi de yorum isteyen mesajlara yanıt vermedi.

Denver Üniversitesinde iktisat profesörü Francisco Rodriguez’in tahminine göre Venezuela’nın yabancı kredi kuruluşlarına, hükümet ve devlet petrol şirketi tarafından ihraç edilen ve altı yıldan uzun bir süredir temerrüde düşen küresel tahviller de dahil olmak üzere yaklaşık 154 milyar dolar borcu var. Bu tahvillerin faizleri ve ödenmemiş ticari krediler için mahkeme kararları birikiyor.

Bloomberg tarafından derlenen gösterge niteliğindeki fiyatlara göre, devlet tahvilleri dolar başına yaklaşık 20 sentten işlem görürken, Petroleos de Venezuela tarafından ihraç edilen temerrüde düşmüş tahviller yaklaşık 11 sentten el değiştiriyor.

Borçlar, JPMorgan’ın şubat ayında yaygın olarak takip edilen gelişmekte olan piyasa borç endekslerinde menkul kıymetleri yeniden ağırlıklandırma planını ortaya koymasından bu yana ralli yaptı.

Venezuela’nın Rothschild’ı danışman olarak görevlendirdiğini ilk REDD Intelligence yazmıştı.

Danışmanlık, Nicolas Maduro yönetiminin yıllarca süren uluslararası izolasyonun ardından küresel piyasalar, çok taraflı kurumlar ve derecelendirme şirketleriyle yeniden ilişki kurma çabalarının ortasında gerçekleşti.

Başkan yıllar boyunca kreditörlerle çalışmak istediğine dair girişimlerde bulunmuş, ancak bu görüşmeler hiçbir zaman ilerlememişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English