Bizi Takip Edin

AMERİKA

Google 12 bin çalışanı işten çıkaracak

Yayınlanma

Tekoloji devleri işten çıkarmalarla sarsılmaya devam ediyor. Google’ın ana şirketi Alphabet Inc (GOOGL.O) Cuma günü yaptığı açıklamada, yaklaşık 12.000 kişiyi veya işgücünün %6’sını işten çıkaracağını söyledi.

Alphabet CEO’su yurt dışında yerel istihdam yasaları ve uygulamaları nedeniyle işten çıkarma bildirimlerinin daha uzun süreceğini de ekledi.

Hargreaves Lansdown’da analist olan Susannah Streeter konuyla ilgili Reuters’a yaptığı değerlendirmede, Google’ın arama motorunun ve YouTube’un temelini oluşturan Alphabet’in reklamcılık işinin ekonomik türbülansa karşı bağışık olmadığını söyledi ve şirketin rekabetçi ve düzenleyici tehditlerle de karşı karşıya olduğunu ekledi.

Diğer yandan Microsoft da bu hafta, durgunluk endişelerinin onu 10.000 kişiyi işten çıkarmaya zorladığını ve gelecekte ürünlerine daha fazla yapay zeka aşılamaya odaklanacağını bildirdi.

AMERİKA

UCLA’de Filistin protestosuna saldıran grubu milyarder Bill Ackman ve Jessica Seinfeld fonlamış

Yayınlanma

ABD’de üniversite kampüslerinde Filistin’e destek eylemleri sürerken, geçen hafta Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles’ta (UCLA) bir grup İsrail yanlısı Filistin için eylem yapan gençlere saldırmıştı.

The Nation’da yer alan habere göre, İsrail yanlısı karşı protestocular milyarder Bill Ackman ve Jessica Seinfeld’in (komedyen Jerry Seinfeld’in eşi) de aralarında bulunduğu arkadaşları tarafından finanse edilen bir grup tarafından organize edildi.

Jessica Seinfeld, İsrail yanlısı UCLA eylemine yönelik bağış toplama kampanyasına GoFundMe’de 5.000 dolar bağışta bulunduğunu kendi sosyal medya hesabından paylaştı.

Seinfeld, ”Dün UCLA’de olduğu gibi daha fazla müttefiki desteklemek için GoFundMe’ye bağışta bulundum. Daha fazla şehir[de eylem] planlanıyor, bu yüzden lütfen elinizden geleni yapın. Bağışlar anonimdir. Gururlu Amerikalı Yahudiler olarak ışığımızı ve sevgimizi paylaşmaya devam edeceğiz,” diye yazdı.

Çarşamba günü itibariyle 93.000 dolardan fazla bağış toplayan sayfa, hafta sonundaki ilk açılışından bu yana organizatör adını ve açıklamasını da değiştirdi.

UCLA’deki saldırgan grupta İranlı monarşistler de yer alıyor

The Nation’ın aktardığına göre İsrail yanlısı protestocuların birçoğunun İranlı monarşistler olduğu görülüyor. Bu grup, İran’ın devrik şahı ile İsrail arasındaki eski ittifak nedeniyle İsrail yanlısı olma eğiliminde.

Aralarında aktör Melissa Barrera ve John Cusack’ın da bulunduğu diğer ünlüler, UCLA protesto kampını basan İsrail destekçilerinin görüntülerini sosyal medyada destekleme amacıyla paylaştı.

Milyarder hedge fonu yöneticisi Bill Ackman da, aralarında bir Yahudi kadının çatışma sırasında dövüldüğünü iddia eden bir hesabın da bulunduğu UCLA protesto görüntülerini X’te yayınladı ve George Washington Üniversitesi’nde düzenlenecek benzer karşı protestoyu finanse eden ayrı bir GoFundMe’ye 10.000 dolar bağışladı.

UCLA’in öğrenciler tarafından çıkarılan gazetesi Daily Bruin, İsrail yanlısı protestocuların birinin, “Onlar orada olabiliyorsa biz de olabiliriz. Sizler bunu almak isteyeceksiniz. Tarih yazılıyor,” dediğini ve bir noktada İsrail yanlılarının ‘siyah karşıtı ırksal bir hakaret’ dile getirdiğini öne sürdü. 

“Çadırlarda uyuyan beyinsiz koyunlar”

Beverly Hills’ten sadece ‘Nathan Mo’ olarak tanıtılan bir kişi tarafından başlatılan UCLA karşı protestosu için açılan GoFundMe’de ilk olarak, “Bir grubumuz ucla kampı için çok büyük bir şey planlıyor… kampın hemen yanına büyük bir ekran ve büyük hoparlörler getirip 7 Ekim’den kesintisiz klipler ve röportajlar yayınlamak için çalışıyoruz,” yazıyordu.

Mo daha sonra kampüs protestocularını ‘çadırlarda uyuyan beyinsiz eğitimsiz koyunlar’ olarak nitelendirdi.

Mo daha sonra, “Bunu doğru bir şekilde yapabilmek için çok sayıda ekipmana, lojistiğe, personele ve güvenliğe ihtiyacımız var. Eğer hepimiz elimizi taşın altına koyarsak, bunu efsanevi bir karşı hamle haline getirebilir ve 7 Ekim çığlıkları ve haykırışlarıyla onların sloganlarını bastırabiliriz,” diye yazdı.

Ackman’dan açıklama

Çıkan haberler üzerine X üzerinden bir açıklama yapan Ackman,  “UCLA kampüsünde veya başka bir yerde karşı protestoları finanse ettiğimi iddia ediyor. Bu tamamen yanlıştır. Ben protestoları finanse etmiyorum. Kampüste Hamas’ın GoPro görüntülerinden oluşan büyük video ekranları kuran UNC kardeşliğini ve bir grubu destekledim,” dedi.

Ackman, öğrenci birliğini desteklediğini ‘çünkü bayrağımızı koruma konusundaki vatanseverliklerinden ilham aldığını’ söylerken, “Hiçbir zaman bir protestoyu finanse etmedim ve herhangi bir konunun herhangi bir tarafındaki protestocuların şiddet eylemlerini desteklemedim,” iddiasında bulundu.

Daha önce Demokrat Parti’ye bağışta bulunduğu bilinen Ackman, 2024 başkanlık seçimlerinde Joe Biden’ı desteklemeyeceğini açıklamış ve ‘Donald Trump’a oy vermeye açık olduğunu’ ilan etmişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Palantir CEO’su İsrail karşıtı protestoculara ‘pagan’ dedi ve ‘Kuzey Kore’ye gönderilmelerini’ savundu

Yayınlanma

Teknoloji sektörünü ABD Kongresi ile buluşturmayı amaçlayan özel bir Capitol Hill forumu çarşamba günü çok sayıda teknoloji devinin yöneticisini bir araya getirdi.

Gündemde ise, Washington’un savunma ve sınır güvenliği teknolojisi planlarının giderek daha fazla merkezinde yer alan Peter Thiel bağlantılı Palantir Technologies’in CEO’su Alex Karp vardı.

CEO, “pagan” İsrail karşıtı protestoları kınadı, protestocuların ‘Kuzey Kore’ye gönderilmesini’ önerdi ve ticari düşmanlarına insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlemeyi düşündüğünü söyledi.

POLITICO’ya göre Karp, Capitol Hill’de düzenlenen ve sadece davetlilerin katıldığı etkinlikte öne çıkan konuşmacılardan biriydi. Etkinlikte, çoğu ulusal güvenlik, yapay zeka ve diğer gelişmekte olan teknolojiler hakkında çok daha sert açıklamalar yapan bir dizi Kongre üyesi ve teknoloji yöneticisi de yer aldı.

ABD’de ‘göçmen dostları’ ile ‘göçmen düşmanları’nın ortak sektörü: Özel göçmen hapishaneleri

TikTok yasağının mimarının düzenlediği etkinlikte konuştu

Etkinlik, Karp’ın üst düzey danışmanlarından ve geçen hafta ABD’de TikTok’un yasaklanmasına yol açabilecek bir yasa tasarısının kabul edilmesinde kilit rol oynayan Jacob Helberg tarafından organize edildi.

Konuşmada, İsrail’in 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonuna verdiği tepkiyi protesto eden bazı öğrencilerin KoreDemokratik Halk Cumhuriyeti’ni de övdüklerini ve belki de ‘yeniden eğitim için oraya gönderilmeleri gerektiğini’ söyledi.

CEO, “Karp’ın sponsorluğunda bir değişim programı yapacağız. Kuzey Kore’de birkaç ay, tadı güzel aromalı ağaç kabuğu. Bakalım bu konuda ne hissedeceksiniz,” dedi.

POLTICO’nun aktardığına Palantir CEO’su, Silikon Vadisi’nin şahinleri arasında yer alıyor ve çoğu zaman Washington’daki normal tartışmalardan bile çok farklı, serbest bir retorikle konuşuyor.

Karp’ın açıklamalarını sadece birkaç dakika sonra eski Başkan Donald Trump’ın forumda sürpriz bir şekilde kaydedilmiş video görüntüsü izledi.

Silikon Vadisi şirketlerinden Pentagon’a çağrı: Askeri tedarik yöntemini değiştirin

Risk sermayedarlarını ‘dronlarla vurmayı’ hayal etmiş

Palantir, savunma sektörü için veri analitiği konusunda uzman ve yapay zeka ve diğer araçların kullanımı konusunda İsrail ordusu ile ortaklıkları var.

Karp, İsrail’in geçen yılki 7 Ekim operasyonuna verdiği tepkinin destekçisi ve çarşamba günkü 30 dakikalık konuşmasının çoğunu Columbia Üniversitesi ve diğer kampüsleri sarsan İsrail karşıtı protestolara karşı çıkarak geçirdi.

Karp, “Columbia’ya bakın. Seçkin okullarımıza yapılan yatırımı açıklamanın hiçbir yolu yok ve sonuçta ortaya bir pagan dini çıkıyor: vasatlık, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük ve şiddetin pagan dini,” ifadelerini kullandı.

Palantir CEO’su protestoları “affedilemez” ve “anlaşılmaz” olarak nitelendirdi ve öğrencilerin “maskeler takarak ve son 3.000 yıldır en çok ayrımcılığa uğrayan nüfusu dışlayarak ayrımcılık karşıtı bir mimariyi” benimsediklerini iddia etti.

Daha önceki bir konuşmasında Karp, bazı risk sermayedarlarına karşı geleneksel düşmanlığından da söz etmişti. Capitol Hill’deki konuşmasında CEO, “Geçmişte Silikon Vadisi girişimcilerine karşı öfke duyan biriydim ve tüm normları ihlal ederek intikam almak için, özellikle de hedef alarak, drone destekli teknolojiyi kullanmanın her türlü fantezisini kurdum,” dedi.

Pentagon yapay zekaya yatırım yapıyor

Karanlıktaki şirket: Palantir

Eski PayPal CEO’su Thiel’in Palantir’i, ilk başkanlık döneminde Trump’a verdiği destekle de biliniyordu.

Thiel’in kurduğu gizemli veri madenciliği şirketi Palantir, Göçmenlik ve Gümrük Muhafazanın (ICE) ‘pis işlerini’ yaptığı gerekçesiyle eleştiriliyordu.

2020 yılında, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu (WEF) esnasında CNBC’ye bir mülakat veren Palantir CEO’su Alex Karp, şirketinin ABD’deki ‘belgesiz insanları bulduğunu’ söylemişti.

Palantir, yıllar boyunca, ICE’nin göçmenleri sınır dışı etme operasyonlardaki rolünü inkar etmişti. Şirket, ICE’nin yanı sıra Pentagon, Adalet Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı ile de çalışıyor ve yüklü sözleşmeler elde ediyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Kanada’da devlet destekli ötanazinin hedefi yoksullar ve engelliler

Yayınlanma

Kanada, ‘ölümcül hastaların onurlu bir şekilde ölmelerini’ sağlayan, dünyanın en yüksek yardımlı ölüm/ötanazi oranlarından birine sahip. 

Bununla birlikte ortaya saçılan bilgiler, devlet destekli ötanazinin yoksullara ve engellilere ‘sosyal yardım’dan kurtulmanın bir yolu olarak kurgulandığı şüphelerini doğuruyor.

Jacobin’de yer alan habere göre Kanada’nın Ölümde Tıbbi Yardım (MAiD) programına yönelik uyarılar yıllardır yapılıyor. Engelli hakları savunucularına göre, insanları yoksullaştıran ve bunu orantısız bir şekilde engellilere yapan bir sistemde, hayatta kalmak için mücadele etmekten daha kolay olduğu için insanların ölümü seçme riski fazlasıyla gerçek.

Bu hak grupları tıbbi bakıma yeterince yatırım yapılmamasının ‘insanları uçurumun kenarına ve ötesine iteceğini’, bunun da bazılarının sevdiklerine ya da toplumun geneline ‘yük olmak’ yerine ölmeyi seçeceği anlamına geldiğini söylüyorlardı.

Kanada şu anda dünyadaki en yüksek yardımlı ölüm oranlarından birine sahip. The Guardian’ın şubat ayında bildirdiği üzere, ülkedeki ölümlerin yüzde 4,1’i doktor destekli olarak gerçekleşti ve bu sayı 2021 ile 2022 yılları arasında yüzde 30 artarak büyümeye devam ediyor. Haberin yazarı Leyland Cecco, MAiD’i tercih eden 13.100’den fazla kişiyle yapılan bir ankette, önemli bir çoğunluğun (yüzde 96,5) ölümcül hastalık veya yakın ölüm karşısında yaşamlarına son vermeyi seçtiğini yazıyor. Buna karşılık yalnızca 463 kişinin bunu ‘kronik bir durum’ karşısında tercih etmiş.

Sosyal yardımlar kiraya bile yetmiyor

Önceleri devlet destekli ölümleri destekleyen Kanadalı gazeteci Jeremy Appel, geçen sene yazdığı bir makalede bu fikrinden vazgeçtiğini söyleyerek, “Kanada’daki ötanazinin, geç dönem kapitalizmin acımasız mantığıyla sosyal fonların alaycı sonunu temsil ettiğini fark ettim: onurlu bir yaşam sürmek için ihtiyaç duyduğunuz fondan sizi mahrum bırakacağız […] ve eğer bundan hoşlanmıyorsanız, neden kendinizi öldürmüyorsunuz?” demişti.

Kanada’nın en kalabalık eyaleti olan Ontario’da, engelli desteği alan bir kişi ayda yaklaşık 1.300 dolar alıyor. Eyaletin sosyal yardım programı Ontario Works ise ayda en fazla 733 dolar ödüyor. Tek odalı bir dairenin kira bedeli birçok şehirde rutin olarak ayda ortalama 2.000 doları buluyor. Nisan ayında Toronto’da tek yatak odalı bir dairenin aylık kira ortalaması neredeyse 2.500 dolardı.

Makalede, amiyotrofik lateral skleroz hastası bir kişinin uygun tıbbi yardım bulamadığı için, bir başka kişinin ise yalnızca ‘duyma kaybına’ uğramasına rağmen devlet destekli ötanazi ile öldüğüne dikkat çekiliyor.

Toronto Üniversitesi hukuk profesörü Trudo Lemmens, Globe and Mail için şubat ayında kaleme aldığı bir yazıda, “MAiD rejimimizin ölüme erişimi bir fayda olarak teşvik etmesinin ve ölümü korunması gereken bir zarar olarak önemsizleştirmesinin sonuçları giderek daha açık hale geliyor,” demişti.

700 engelliye devlet destekli ölüm

Lemmens, MAiD’in ‘makul ölçüde öngörülebilir bir ölümle’ karşı karşıya olmayanlar için doktor destekli ölüme izin veren ikinci yolunu eleştirirken, kabul edilmesinden sonraki iki yıl içinde ‘ikinci yol’ MAiD sağlayıcılarının, ‘çoğunun muhtemelen yıllarca ömrü kalmış olan yedi yüze yakın engelli insanın hayatına son verdiğine’ dikkat çekiyor.

MAiD’in ruhsal hastalıkları da kapsayacak şekilde genişletilmesine ilişkin endişelerini dile getiren Lemmens, ‘yetersiz sosyal ve ruh sağlığı hizmetlerinin ve barınma desteklerinin sağlanamamasının insanları MAiD talebinde bulunmaya ittiğine dair endişelerin arttığını’ belirterek, ‘ruhsal hastalıkların MAiD’e temel teşkil etmesinin erken ölüm riskine daha fazla maruz kalan insanların sayısını artıracağını’ ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English