Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Filistin’den ‘uluslararası koruma’ talebi

Yayınlanma

İsrail, Batı Şeria’da bir yandan katliam yaparken diğer yandan yasadışı yerleşim yerlerini genişletmeyi sürdürüyor. Nablus’ta 11 kişinin hayatını kaybettiği katliamdan sonra Filistin yönetimi, uluslararası koruma sağlanması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK), Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) acil toplantı çağrısında bulundu. Batı Şeria ile abluka altındaki Gazze Şeridi’nde de genel grev ilan edildi.

Nablus’ta katliam

İsrail güçleri dün sabah, Batı Şeria’nın kuzeyindeki Nablus kentine birkaç noktadan baskın düzenlemişti. Nablus’un tarihi Eski Şehir bölgesindeki bir evin etrafını çeviren İsrail askerleri, baskını protesto eden Filistinlilere gerçek mermiyle müdahale etmiş, biri çocuk 11 Filistinliyi öldürmüş, 6’sı ağır 100’den fazla Filistinliyi yaralamıştı.

Hayatını kaybedenlerin cenaze törenine çok sayıda Filistinli katıldı. Foto: Issam Rimawi / AA

Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin açtığı ateş sonucu yılbaşından bu yana işgal altındaki topraklarda 63 Filistinli öldürüldü.

Hava saldırısı

Katliam bölgede gerginliği bir kez daha tırmandırdı. İsrail’e roket atıldığı gerekçesiyle İsrail ordusu bu sabah abluka altındaki Gazze Şeridi’nde bazı hedeflere hava saldırısı düzenledi. İsrail Ordusu’ndan yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’nden İsrail’in güneyine 6 roket fırlatıldığı, bunlardan 5’inin hava savunma sistemleri tarafından imha edildiği, bir roketin ise açık araziye düştüğü aktarıldı. Gazze Şeridi çevresindeki, Sderot ve Aşkelon kentlerinde saldırı sirenleri çaldığı paylaşıldı. İsrail ordusu, yaptığı ikinci açıklamada, Gazze Şeridi’nde aralarında Filistin direniş örgütü Hamas’a ait olduğu iddia edilen silah depolarının da yer aldığı bazı hedeflerin sabaha karşı İsrail savaş uçakları tarafından vurulduğunu duyurdu.

İsrail hava uçakları, Gazze Şeridi’ndeki bazı noktalara hava saldırısı düzenledi. Saldırı sonucu bölgeden dumanlar yükseldi. Foto: Ashraf Amra / AA

BMGK’ya acil toplantı talebi

Nablus’taki katliamdan sonra Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, yaptığı yazılı açıklamayla İsrail güçlerinin işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus şehrine düzenlediği, 11 Filistinlinin hayatını kaybettiği ve 100’den fazla kişinin yaralandığı baskının ardından BMGK’den acil toplantı talep etti. Maliki, açıklamada “İsrail’in sonuncusu Nablus’ta olmak üzere Filistinlilere karşı işlediği katliamlar nedeniyle kınanması ve Filistinlilere uluslararası koruma sağlanması için talepte bulunduk” ifadelerini kullandı.

Arap Birliği’ne ve İİT’ye acil toplantı çağrısı yaptıklarını aktaran Maliki, bu kuruluşlara üye ülkelerden İsrail’i kınama ve Filistin’in uluslararası koruma talebine destek istediklerini kaydetti.

Öte yandan Batı Şeria ile Gazze Şeridi’nde genel grev ilan edildi. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, AA’ya yaptığı açıklamada, “Grev, Batı Şeria’nın tüm illerine yayılıyor. Bu, İsrail’in işgaline karşı bir direniş biçimi” dedi.

11 Filistinlinin yasını tutmak amacıyla Batı Şeria ile Gazze Şeridi’nde genel grev ilan edildi. Dükkanlar kepenk indirdi, okullar tatil edildi. Foto: Ali Jadallah /AA

Bin yeni konuta onay

İsrail ordusu katliamlarını sürdürürken aşırı sağcı hükümet de işgal altındaki Batı Şeria’nın güneyindeki yasa dışı yerleşim biriminde bin yeni konutun inşasına onay verdi.

Yahudi yerleşimcilere bağlı Kanal 7 televizyonunun haberinde, İsrail Planlama ve İnşaat Yüksek Konseyi’nin, Batı Şeria’nın güneyindeki “Gush Etzion” yasa dışı yerleşim biriminde bin yeni konutun inşasını onayladığı belirtildi.

İsrail’in 1967’de işgal ettiği Batı Şeria’da 250’den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 600 binden fazla Yahudi yerleşimci, Batı Şeria’da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor. Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.

ABD “kaygılı”

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Nablus katliamıyla ilgili “İsrail’in karşı karşıya olduğu gerçek güvenlik endişelerinin farkındayız. Aynı zamanda, çok sayıda yaralı ve sivil can kaybından derin endişe duyuyoruz” dedi. Price, “Tutarlı bir şekilde ifade ettiğimiz üzere İsrailliler ve Filistinliler emniyet ve güvenlik içinde yaşamayı eşit derecede hak ediyor. Sadece gerilimin yükseldiği bu günlerde değil, bu yönetim göreve geldiğinde beri sürekli olarak hem İsraillileri hem de Filistinlileri gerilimleri alevlendirecek ve şiddetlendirecek adımlardan kaçınmaya çağırdık” ifadelerini kullandı.

ORTADOĞU

Hamas’ın Batı Şeria lideri İsrail hapishanesinde öldürüldü

Yayınlanma

Hamas’ın Batı Şeria’daki lideri Mustafa Muhammed Ebu Ara, tutuklu bulunduğu İsrail hapishanesinde hayatını kaybetti. 7 Ekim’den bu yana İsrail hapishanelerinde işkence veya ihmal nedeniyle öldürülen tutuklu sayısının 19’a yükseldi.

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinden yapılan ortak açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria’nın Tubas kentine bağlı Akaba beldesi sakinlerinden Ebu Arra’nın sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

Rimon Hastanesinden Soroka Askeri Hastanesine sevk edilen Ebu Arra’nın yaşamını yitirdiği aktarılan açıklamada, evli ve 7 çocuk babası olan Ebu Arra’nın 1990 yılından bu yana birçok kez İsrail tarafından tutuklandığı kaydedildi.

Ebu Arra’nın İsrail hapishanelerinde toplam 12 yıl yattığı paylaşılan açıklamada, 63 yaşındaki Filistinlinin son olarak 30 Ekim 2023’te idari tutuklamaya tabi tutulduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, “Ebu Ara’nın, tüm mahkumlar gibi, Gazze’ye yönelik imha savaşının başlamasından bu yana, İsrail hapishaneleri ve kamplarındaki mahkûm ölümlerinin başlıca nedenleri olan işkence, açlık ve tıbbi ihmal de dahil benzeri görülmemiş suçlar ve prosedürlerle karşı karşıya kaldığı” vurgulandı.

Ebu Arra’nın tutuklanmadan önce ciddi sağlık problemleri yaşadığı belirtilen açıklamada, “Ebu Arra, ilaçlarından mahrum edilerek ölüme terk edildi. Bu Filistin halkına karşı devam eden soykırım suçları kapsamında yapıldı” denildi.

Filistinlinin ölümünden İsrail hapishane idaresinin sorumlu tutulduğu açıklamada, İsrail hapishanelerinde tutulan 9 bin 700’ü aşkın Filistinlinin akıbetinden de hapishane idaresinin mesul olduğu kaydedildi.

Açıklamada, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail hapishanelerinde ölen Filistinlilerin sayısının 19’a çıktığı aktarıldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Mısır, IMF incelemesi öncesi akaryakıt fiyatlarını %15 artırdı

Yayınlanma

Mısır, Aralık 2025’e kadar sübvansiyonları kademeli olarak kaldırma planının bir parçası olarak akaryakıt fiyatlarını artırdı. Bu hamle, vatandaşların hoşnutsuzluğuna yol açan elektrik kesintilerinin devam ettiği bir dönemde geldi.

Mısır 2022’den bu yana, verdiği kredilere karşılık Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) talep ettiği ekonomik bir “reform” programı uyguluyor. Bu program çerçevesinde para birimi dört kez devalüe edildi, gıda ve enerji sübvansiyonları önemli ölçüde azaltıldı, ancak bazıları hala yürürlükte.

The National’a konuşan mali analistler, akaryakıttaki fiyat artışlarının IMF’nin Mısır’a verdiği 820 milyon dolar tutarındaki kredinin üçüncü diliminin ödenmesi için temel bir şart olduğunu söyledi.

IMF, Mısır’ın gıda ve yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması şartını yerine getirmesini beklerken reform programının üçüncü incelemesi 10 Temmuz’dan 29 Temmuz’a ertelendi.

IMF’nin mart ayında kredi programını 5 milyar dolar genişletmesinden bu yana hükümet akaryakıt fiyatlarına ikinci kez zam yaptı. Mısır, anlaşmanın bir parçası olarak yakıt sübvansiyonlarını azaltmayı taahhüt etmişti.

Nisan ayında IMF, Mısır’ın 2024/25 yıllarında yakıt sübvansiyonları için 331 milyar Mısır lirası (6,85 milyar dolar), 2025/26 yıllarında ise 245 milyar Mısır lirası harcayacağını tahmin etmişti.

The National’ın haberine göre hükümetin sübvansiyonları kaldırma çabaları, son yıllarda yaşam maliyetlerinin arttığını söyleyen vatandaşların direnişiyle karşılaştı. Günlük yaşamı sekteye uğratan ve Mısırlılar arasında öfkeye yol açan sürekli elektrik kesintileri durumu daha da kötüleştirdi.

Hükümet elektrik kesintilerini rekor tüketim ve teknik arızalara bağlıyor ancak pek çok vatandaş bu açıklamaları bahane olarak görüyor.

Bazı uzmanlar sübvansiyonların azaltılmasının uzun vadede elektrik sektöründe yeni yatırımlar için alan açacağını ve nihayetinde elektrik kesintilerini ortadan kaldıracağını söylüyor.

Ancak hükümet kısa vadede IMF’nin şartlarını yerine getirmek ve halkın hoşnutsuzluğunu yönetmek arasında tehlikeli bir yolda ilerlemek zorunda.

Akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, IMF kredilerini güvence altına almak için gerekli olsa da hükümet ile vatandaşlar arasındaki ilişkiyi daha da gerginleştirebilir.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Ateşkes müzakerelerine “Biden” rötarı

Yayınlanma

İsrail müzakere ekibi, Hamas ile ateşkes ve esir takası müzakereleri için bugün Doha’da yapılması planlanan görüşmeleri bir hafta sonraya erteledi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, gecikmenin nedeninin Başbakan Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmenin ertelenmesi olduğunu belirterek, Başbakan’ın nasıl ilerleneceğini değerlendirmek üzere ortaya çıkan anlaşmayı Biden’la görüşmeyi planladığını söyledi.

Kaynak ayrıca müzakere ekibinin toplantıdan sonra görüşmeler için yola çıkacağını söyledi, ancak tam zamanını belirtmedi. İsrail medyası heyetin ancak önümüzdeki hafta yola Doha’ya gidevileceğini bildirdi. Kaynak, gecikmeye rağmen müzakerecilerin Arap arabulucularla görüşmeleri uzaktan sürdürdüğünü vurguladı.

Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleri, heyetin seyahatinin ertelendiği haberine öfke duyduklarını ifade ettiler.

Rehinelerden Matan Zangauker’in annesi Einav Zangauker, “Netanyahu Kongre önünde masadaki anlaşmayı kabul ettiğini açıklamak yerine, kişisel nedenlerle anlaşmanın ilerlemesini engelliyor” dedi.

Ayrıca aileler, İsrailli müzakere heyetiyle “acil toplantı” yapılmasını talep etti.

“Esir Aileleri Forumu” tarafından yapılan açıklamada müzakereler konusunda güven krizinin olduğuna işaret edildi. Açıklamada, “Başbakan (Binyamin Netanyahu) iki haftadır arabulucuların anlaşmanın uygulanmasına ilişkin taleplerine yanıt vermekten kaçınıyor” denildi.

Esir ailelerine müzakere sürecine dair sağlanan bilgilerin gerçekliği yansıtmadığı aktarılarak, “Bu ayak sürüme, sevdiklerimizi geri getirme şansının kasıtlı sabote edilmesidir. Müzakereleri etkili şekilde baltalıyor ve ciddi bir ahlaki başarısızlığa işaret ediyor” denilen açıklamada, esirlerin geri dönüşüne ilişkin “dürüst rapor” sunmanın güvenlik servislerinin sorumluluğunda olduğu vurgulandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English