Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Gazeteci Hersh duyurdu: ABD bu hafta sonu İran’ı bombalayacak

Yayınlanma

Pulitzer ödüllü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, on yıllardır güvendiği İsrailli ve Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, ABD’nin bu hafta sonu İran’a yönelik ağır bir bombalama harekatı başlatacağını iddia etti. Hersh, planın nihai hedefinin İran’ın nükleer programını yok etmek ve Dini Lider Ali Hamaney’i devirmek olduğunu belirtti.

Pulitzer ödüllü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, on yıllardır güvendiği İsrailli kaynaklara ve Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, ABD’nin bu hafta sonu İran’a yönelik ağır bir bombalama harekatı başlatacağını öne sürdü.

Hersh, planın İran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmayı ve Ayetullah liderliğindeki Tahran hükümetini devirmeyi amaçladığını belirtti.

Hersh, “Bu, büyük olasılıkla bu hafta sonu gibi erken bir tarihte İran’da yaşanacaklara dair bir bilgidir,” ifadelerini kullandı.

Gazeteci, Washington’daki uzun süredir görev yapan bir ABD’li yetkiliyle bilgiyi teyit ettiğini ve yetkilinin, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in “görevden ayrılması” durumunda her şeyin “kontrol altında” olacağını söylediğini aktardı.

Hersh, “Bunun bir suikast dışında nasıl gerçekleşebileceği bilinmiyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Hedef Hamaney’in devrilmesi

Hersh’e göre, Trump yönetimi, İsrail’in İran’ı nükleer silah programının her türlü izinden arındırma planına tam destek veriyor.

Haberde, Amerikalı ve İsrailli planlamacıların, şu anda Washington yakınlarında sürgünde yaşayan Şah’ın oğlunu geri getirmeyi hiçbir zaman düşünmediği belirtildi.

Ancak Hersh, Beyaz Saray’daki planlama grubunda, Hamaney’in devrilmesi durumunda ülkeyi yönetmesi için ılımlı bir dini liderin getirilmesi yönünde görüşmeler olduğunu yazdı.

Hersh, “İsrailliler bu fikre şiddetle karşı çıktı,” diyerek, görüştüğü ABD’li yetkilinin şu sözlerini aktardı:

“Dini meseleyi umursamıyorlar, ancak kontrol edecekleri siyasi bir kukla talep ediyorlar. Bu konuda İzzilerle (İsraillilerle) ayrışmış durumdayız. Sonuç, daimi bir düşmanlık ve sonsuza dek sürecek bir çatışma olurdu. Bibi (Netanyahu), vatandaşların içinde bulunduğu kötü durumu propaganda yemi olarak kullanarak, ABD’yi tüm Müslümanlara karşı kendi müttefiki olarak çekmeye umutsuzca çalışıyor.”

Arak nükleer tesisi vuruldu, İran füze yağdırdı

Yeni hedefler Devrim Muhafızları ve polis karakolları

Planlanan bombalamanın yeni hedefleri olacağını belirten Hersh, bu hedefler arasında 1979’un başlarında Şah’ın devrilmesinden bu yana devrimci liderliğe karşı kampanya yürütenlere karşı koyan Devrim Muhafızları üslerinin de yer aldığını ifade etti.

Hersh, “Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail yönetimi, bombalamaların İran’ın mevcut rejimine karşı ‘bir ayaklanma yaratma aracı’ sağlayacağını umuyor,” dedi.

Habere göre, İran polis karakolları ve İran’daki şüpheli muhaliflere ilişkin dosyaların bulunduğu hükümet binaları da saldırıya uğrayacak.

Nihai hedef Fordo nükleer tesisi

Seymour Hersh, Beyaz Saray’ın İran’da topyekûn bir bombalama kampanyasına onay verdiğini, ancak nihai hedef olan Fordo’daki yerin en az 80 metre altındaki santrifüjlerin bu hafta sonuna kadar vurulmayacağını belirtti.

Hersh, bu gecikmenin Trump’ın ısrarı üzerine geldiğini, zira başkanın bombalamanın şokunun pazartesi günü Wall Street borsasının açılışıyla mümkün olduğunca azalmasını istediğini yazdı.

Hersh ayrıca, Trump’ın bu sabah sosyal medyada Wall Street Journal‘ın İran’a saldırı kararı aldığı yönündeki haberine itiraz ettiğini ve henüz ileriye dönük bir yol haritasına karar vermediğini yazdığını da ekledi.

Hersh, Fordo tesisinin, İran’ın en gelişmiş santrifüjlerinin çoğunluğuna ev sahipliği yaptığını ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın son raporlarına göre bu santrifüjlerin, silah seviyesine kısa bir adım olan yüzde 60 saflıkta zenginleştirilmiş 900 pound uranyum ürettiğini belirtti.

Ortadoğu

Husilerin ablukasındaki Eilat Limanı kepenk indiriyor

Yayınlanma

İsrail’in güneyindeki Eilat Limanı Yemen’deki Ensarullah Hareketi (Husiler) uyguladığı deniz ablukası ve biriken borçlar nedeniyle önümüzdeki günlerde tamamen kapanacak. İsrail Limanlar ve Denizcilik Otoritesi, Eilat Limanı’ndaki tüm operasyonların 20 Temmuz itibarıyla durdurulacağını duyurdu.

İsrail basını limanın içinde bulunduğu durumu “dramatik bir adım” olarak nitelendirirken, gelişmenin Kızıldeniz’deki İsrail deniz lojistiğini zayıflatabileceği belirtildi. Liman “borç batağında” olarak tanımlandı.

Eliat Limanın kapatılması, Gazze savaşının başından bu yana İsrail donanmasının Eilat tesislerinden aldığı lojistik desteği de kesebilir.

İsrail’den yayın yapan ekonomi haber sitesi Globes’a göre Eilat Belediyesi, yaklaşık 700 bin şekel (200 bin doları aşan) vergi borcunu ödeyemediği için limanın banka hesaplarına el kondu.

İsrail Ulusal Acil Durum Yönetimi’nin Globes tarafından ele geçirilen bir yazışmada şu bildirimi yer aldı: “Eilat Limanı’nın operasyonlarını durdurması ve devam eden kriz sonucu içine düştüğü ekonomik durum nedeniyle, Eilat Belediyesi liman yönetimine, belediyeye olan mali borçları nedeniyle tüm banka hesaplarına haciz koyduğunu bildirmiştir.”

Ancak The Marker gazetesine göre Eilat Limanı’nın toplam borcu birkaç milyon şekeli buluyor.

Limanın faaliyetleri, Husilerin Kasım 2023’te İsrail’e yönelik başlattığı deniz ablukasından bu yana neredeyse tamamen durmuş durumda. İsrail’e ithal edilen araçların yarısı normalde Eilat Limanı’nda boşaltılıyordu. Ancak şimdi yükler başka limanlara yönlendiriliyor.

2023 yılında Eilat’a 130’dan fazla gemi yanaşmışken, bu sayı 2024’te 16’ya düştü. 2025 yılının başından Mayıs ortasına kadar ise limana yalnızca altı gemi yanaşabildi.

The Marker, limanın kapanmasının “halen devam eden fosfat ihracatı ve donanma gemilerine hizmet gibi sınırlı faaliyetleri de durduracağına” dikkat çekti. Haberde ayrıca, “Husi tehdidi ortadan kaldırılmadan ve Kızıldeniz’deki seferler yeniden başlamadan limanın tam kapasiteyle çalışamayacağı” vurgulandı.

Husi tehdidi altındaki Eilat Limanı geçen yıl kitlesel işten çıkarmalara sahne oldu. Gazze savaşının ilk dört ayında ve ablukanın ikinci ayında limanın gelirleri yüzde 80 oranında düştü.

Husilerin İsrail’e yönelik deniz operasyonları son haftalarda yeniden tırmandı. Middle East Eye (MEE) ile konuşan kaynaklara göre, “İsrail, Kızıldeniz’de arka arkaya gerçekleşen Husi saldırılarının Hayfa limanındaki trafiği olumsuz etkileyebileceği endişesiyle, İsrail ile dolaylı bağlantısı olan gemilerin savaş riski sigortası durumuyla ilgili olarak deniz sigorta şirketlerine başvurdu.”

Kaynaklardan biri “Piyasada şu anda İsrail’le dolaylı bağı bile olan gemilerin sigorta kapsamında olup olmaması gerektiğine dair büyük bir tartışma var. Bu durum İsrail için iyi değil, imaj açısından zarar verici. İsrailliler sigortacılar ve nakliye firmalarıyla iletişime geçti” dedi.

Bu ayın başlarında, Yemen ordusu İsrail’e uğrayan veya giden iki Yunanistan’a ait Liberya bayraklı gemiyi batırdı. 7 Temmuz’da ise İsrail, Yemen’e yönelik geniş çaplı hava saldırıları gerçekleştirdi. Tel Aviv bu saldırının “Kara Bayrak Operasyonu” adı verilen yeni bir askeri kampanyanın başlangıcı olduğunu açıkladı. Aynı gün Husiler, İsrail’e ait çeşitli hedeflere yönelik geniş çaplı füze ve İHA saldırısı düzenledi.

İsrail basınında çıkan haberlere göre Tel Aviv, Washington’a Yemen’e karşı yeni bir askeri saldırı başlatması ve Husilere karşı geniş bir uluslararası koalisyon kurulması yönünde baskı yapıyor. İsrail devlet televizyonu KAN’a göre, Yemen’den gelen saldırılar “artık yalnızca İsrail’in sorunu olarak kalamaz.”

ABD’nin Yemen’e karşı başlattığı saldırılar ise Mayıs ayında sona ermişti. ABD yaklaşık 1 milyar dolarlık mühimmat harcamasına rağmen Sana yönetiminin askeri kapasitesini etkileyemedi.

Varılan ateşkes anlaşması Husilerin İsrail’e yönelik İHA ve füze saldırılarını durdurmayı kapsamıyordu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail, savunma bütçesini 12,5 milyar dolar değerinde artırdı

Yayınlanma

İsrail Maliye Bakanlığı, 2025-2026 döneminde Savunma Bakanlığının talebi olan 42 milyar İsrail şekeli (yaklaşık 12,5 milyar dolar) değerindeki ek savunma bütçesini onayladı.

İsrail Maliye Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, İsrail’in devam eden saldırılarının doğurduğu ihtiyaçlar doğrultusunda ek savunma bütçesi onaylandı.

Maliye Bakanlığının İran’a düzenlenen ve İsrail’in Gazze’de genişlettiği saldırılar karşısında Savunma Bakanlığının talebi üzerine 2025-2026’da savunmaya ek 12,5 milyar dolar bütçe sağlayacağı aktarıldı.

İsrail’in 2025 bütçesindeki yaklaşık 32,4 milyar dolarla en büyük kalem savunma bütçesi böylece yaklaşık üçte bir oranında artırıldı.

Savunma Bakanlığı Genel Müdürü Tümgeneral Amir Baram, bu adımın bakanlığın harcanan silah ve mühimmat stoklarını yeniden doldurmasına olanak sağlayacağını söyledi.

Bakanlıkların ortak basın açıklamasında, bu bütçe artışının “ulusal güvenlik için kritik olan acil ve temel tedarik anlaşmalarının” yapılmasını mümkün kılacağı belirtildi.

Açıklamada ayrıca, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun talimatıyla 2027’den itibaren uzun vadeli bir savunma yapılandırma planının geliştirileceği, bunun da “uzaktaki tehditlere karşı hazırlığı ve teknolojik üstünlüğü güçlendirmeyi” amaçladığı ifade edildi.

Savunma bütçesinin denetimine ilişkin mekanizmaların da güçlendirileceği kaydedildi.

Bakanlardan destek

Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanı Israel Katz ve Maliye Bakanlığı Genel Müdürü Ilan Rom savunma harcamalarındaki artışı memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.

Savunma Bakanı Katz, “Önümüzdeki meydan okumalar karmaşık hem yakın hem uzak cephelerde, bizi yok etmeyi açıkça dile getiren düşmanlarla karşı karşıyayız. Bu nedenle mutlak askeri, teknolojik ve operasyonel üstünlük gerekiyor” dedi.

İsrail basınındaki haberlere göre ek bütçeyi başlangıçta onaylamak istemeyen Maliye Bakanlığı, İsrail ordusunu “keyfi harcama yapmakla” suçlamıştı.

İsrail hava savunma füzesi üretimine hız veriyor

İsrail Savunma Bakanlığı, ayrıca yerli üretim hava savunma sistemi Arrow-3 füze üretimi için İsrail Uzay Havacılık İdaresine (IAI) sipariş verdi.

Savunma Bakanlığı, verdiği yeni siparişin boyutuna ilişkin bilgi paylaşmadı ancak yapılan açıklamada “önemli miktar” bilgisi yer aldı.

İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan 12-24 Haziran tarihleri arasındaki çatışmalarda, İsrail üretimi Arrow-3 hava savunma sistemi, İran’dan fırlatılan balistik füzelerin önlenmesinde yoğun biçimde kullanılmıştı.

Arrow-3 hava savunma sisteminin bir füzesinin 2-3 milyon dolar maliyete ulaştığı belirtiliyor.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

NBC: Üç nükleer tesis vuruldu; sadece biri ciddi zarar gördü

Yayınlanma

NBC News’in mevcut ve eski ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine göre, Haziran ayında ABD’nin İran’a yönelik düzenlediği saldırılarda üç nükleer tesis hedef alındı ancak yalnızca birinde ciddi tahribat yaratıldı.

Haberde, ABD’li yetkililerin Fordo’daki nükleer tesise yapılan saldırının başarılı olduğunu ve zenginleştirme kapasitesini yaklaşık iki yıl geriye ittiğine inandığı belirtildi. Bu değerlendirme, görevde olan iki yetkiliye dayandırıldı.

ABD’nin hedef aldığı diğer iki tesisin ise ciddi zarar görmediği ve yalnızca sınırlı ölçüde işlevsiz hale geldiği, İran’ın isterse önümüzdeki birkaç ay içinde zenginleştirme faaliyetlerine yeniden başlayabileceği ifade edildi.

ABD istihbaratı, Trump’ın İran’ın nükleer programının yok edildiği iddiasını yalanladı

Reuters, NBC’nin haberini bağımsız olarak doğrulayamadı. Beyaz Saray da Reuters’ın yorum talebine yanıt vermedi.

NBC’ye konuşan Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly, “Başkan’ın da söylediği ve uzmanların doğruladığı gibi, İran’ın nükleer kapasitesi tamamen yok edildi” dedi.

Pentagon Sözcüsü Sean Parnell ise NBC’ye yaptığı açıklamada, “Başkan Trump netti ve Amerikan halkı bunu biliyor: İran’ın Fordo, İsfahan ve Natanz’daki nükleer tesisleri tamamen yok edildi. Bu konuda herhangi bir şüphe yok” ifadelerini kullandı.

ABD Savunma İstihbarat Ajansı’nın haziran ayında yaptığı ilk değerlendirme, saldırıların İran’ın nükleer programını yalnızca birkaç ay geciktirmiş olabileceğini yönündeydi. Ancak Trump yönetiminden yetkililer bu değerlendirmenin “düşük güvenirlikli” olduğunu ve İran’ın nükleer altyapısının ağır şekilde zarar gördüğünü gösteren yeni istihbaratlarla çürütüldüğünü iddia etti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi de, Fordo tesisine yönelik saldırının “ağır hasara” yol açtığını açıklamıştı.

İran’ın Fordo nükleer tesisi ABD’ye ait B-2 hayalet bombardıman uçakları tarafından, her biri 12 adet GBU-57 bunker-buster (sığınak delici) bomba ile vurulmuştu. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, her bir hedef noktaya önce iki bombanın beton kaplamaları delmek için, ardından beşer bomba daha yönlendirildiğini açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English