Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarında patlamalar: Kim, ne diyor?

Yayınlanma

Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşandı. Sağlık Bakanlığı, ülke genelinde Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması sonucu biri çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiğini, 200 kadarı ağır yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralandığını açıkladı.

Pentagon: Alakamız yok

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Tümgeneral Pat Ryder, olaya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD’nin patlamalarda dahlinin olup olmadığı sorusuna, Ryder, “Bildiğim kadarıyla, ABD’nin bunda hiçbir dahli yok. Tekrar ediyorum, bu takip ettiğimiz bir konu” dedi.

Ryder, patlamadan sonra ABD’nin bölgedeki askeri pozisyonunda değişiklik olup olmadığı sorusuna ise Orta Doğu’da “ABD güç pozisyonunda bir değişiklik yok” yanıtı verdi.

Ayrıca, Dışişleri Bakanı Lloyd Austin’in gerginliklerin geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşmemesini sağlamaya “çok odaklandığını” belirten Ryder, İsrail ile Hizbullah arasında devam eden çatışmaları azaltmanın en iyi yolunun diplomasi olduğuna inandıklarını ifade etti.

Üç yetkili, cihazların patlamadan önce birkaç kez bip sesi çıkaracak şekilde programlandığını söyledi.

Cihazların ne zaman sipariş edildiği ya da Lübnan’a ne zaman ulaştığı henüz bilinmiyor. Ancak bazı yetkililer Tayvanlı şirketten 3 binden fazla çağrı cihazı sipariş edildiğini ve ülke genelinde Hizbullah üyelerine dağıtıldığını söyledi.

Öte yandan New York Times (NYT) gazetesinin konuya aşina Amerikalı ve diğer yetkililere dayandırdığı habere göre cihazlar Tayvan menşeiliydi.

Bazı yetkililer, Hizbullah tarafından Gold Apollo şirketinden sipariş edilen çağrı cihazlarının ülkeye ulaşmadan önce modifiye edildiğini belirtti. Gazeteye göre çağrı cihazlarının çoğu AR924 modeliydi, ancak sevkiyatta şirketin diğer üç modeli de bulunuyordu. İki yetkili, 60 gramdan daha hafif olan patlayıcı maddenin her bir cihazda pilin yanına yerleştirildiğini belirtti.

Gold Apollo, çağrı cihazlarını kendisinin üretmediğini açıklayıp BAC şirketini işaret etti

Tayvan merkezli Gold Apollo şirketi, Lübnan’da çok sayıdaki Hizbullah mensubunun üzerinde infilak ettirilen çağrı cihazlarını kendisinin üretmediğini açıklayarak, marka lisansı verdikleri “BAC” isimli firmayı işaret etti.

Gold Apollo şirketi tarafından yapılan yazılı açıklamada, “AR924” modeli çağrı cihazlarının üretiminde herhangi bir yetkilerinin olmadığı ifade edildi.

“Biz sadece marka yetkisi veriyoruz ve bu ürünün tasarımında veya üretiminde hiçbir dahlimiz yok” ifadeleri yer alan açıklamada bu cihazların üretiminin yalnızca marka lisansı kullanma yetkisi verdikleri “BAC” isimli şirkete ait olduğu belirtildi.

Tayvan basınında yer alan haberlere göre de Gold Apollo Yöneticisi Hsu Ching Kuang, düzenlediği basın toplantısında, bu cihazların Tayvan’da değil, yurt dışında üretildiğini anlattı.

Hsu, patlatılan cihazların Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan “BAC Consulting Ltd” isimli şirket tarafından üretildiğini ve bu firmayla 3 yıl önce yetkilendirme sözleşmesi imzaladıklarını ifade etti.

Ayrıca Hsu, Gold Apollo’nun yaklaşık üç yıl önce bir Avrupa şirketiyle iş birliği anlaşması imzaladığını, bu şirketin ilk başta sadece Gold Apollo ürünlerinin dağıtımını yaptığını, ancak daha sonra patlamalara karışan çağrı cihazlarını bağımsız olarak geliştirmeye başladığını söyledi.

Patlamaların ardından Lübnanlı sosyal medya kullanıcılarının dolaşıma soktuğu görsellerde yer alan hasar görmüş çağrı cihazlarının marka ve modelinin “Gold Apollo Rugged Pager AR924” olduğu görülmüştü.

Hizbullah, İsrail’i cezalandırma sözü verdi

Hizbullah, olayın ardından İsrail saldırısına karşılık verme sözü verdi. Örgütten yapılan açıklamada, “Bu suçlu ve hain düşman hem beklenen hem de beklenmeyen bir şekilde bu günahkâr saldırı için kesinlikle adil bir ceza alacaktır” ifadelerini kullandı.

İsrail’e karşı operasyonların devam edeceği belirtilen açıklamada, “Salı günü işlediği katliam için suçlu düşmanı bekleyen ağır bir kefaret var” denildi.

Beyrut’un güneyinde tuhaf olay: Çağrı cihazları patladı, yüzlerde Hizbullah üyesi yaralandı

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English