Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

IMF: Ukrayna’daki savaş 2026’ya kadar sürebilir

Yayınlanma

IMF, Ukrayna’daki savaşın 2026’ya kadar sürebileceğini öngördü ve savaşın Ukrayna ekonomisi üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekti. Ayrıca Ukrayna’nın borç/GSYİH oranının hızla artabileceği ve G7 ülkelerinin 50 milyar dolarlık finansman desteğinin kritik önemde olduğu vurgulandı.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Ukrayna’daki savaşın 2026 yılına kadar devam edebileceğini tahmin ediyor.

IMF’nin internet sitesinde yapılan açıklamada, geçen yıl hazırlanan olumsuz senaryoya göre çatışmaların 2024 yılı sonunda biteceği öngörülmüştü. Ancak bu yılki tahminler, savaşın 2026 yılının ortalarına kadar sürebileceğine işaret ediyor.

Fon, Kiev’in Batılı ülkelerden aldığı desteğin yanı sıra enerji güvenliği konusundaki büyük risklere dikkat çekiyor.

Açıklamada, “Ukrayna’daki savaş, ekonomik, sosyal ve insani anlamda giderek artan zararlara yol açıyor. Enerji altyapısına yönelik saldırılar, ciddi ekonomik kayıplara neden oldu ve geleceğe dair belirsizlik sürüyor. Savaşın 2024’te de devam etmesi, harcamalar üzerinde baskı oluşturacak ve ek finansman ihtiyacını gündeme getirecek,” ifadelerine yer verildi.

Savaşın uzaması, Ukrayna hükümetini 2025 bütçesinde savunma harcamalarını planlanandan daha fazla artırmaya zorluyor.

Ülkede yaşanan ciddi sosyal ve ekonomik sorunların yanı sıra artan seferberlik, işgücü sıkıntısına neden oluyor.

IMF’ye göre, şu ana kadar hem ülke içinde hem de mülteci durumundaki insanlar arasında 10,3 milyondan fazla kişi yerinden edilmiş durumda. Ayrıca, gıda güvensizliği ülke nüfusunun yaklaşık beşte birini etkiliyor.

Borç ve büyüme tahminleri kötüleşiyor

IMF’nin tahminlerine göre, Ukrayna’nın borç/GSYİH oranı gelecek yıl yüzde 100’ü aşabilir ve olumsuz senaryolarda bu oran 2029 yılına kadar yaklaşık yüzde 300’e kadar yükselebilir.

Ekonomik büyüme beklentileri de aşağı yönlü revize edildi. IMF, Ukrayna’nın 2025 yılı için GSYİH büyüme tahminini yüzde 2,5’e düşürdü.

Bu oran, savaştan önce yüzde 3,4 olarak öngörülmüştü; bu yıl ise yüzde 3 olarak gerçekleşmişti.

Enflasyonun ise 2025’te yüzde 9 seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor ki bu, savaş öncesi dönemdeki yüzde 9,4 oranına oldukça yakın.

IMF, Ukrayna hükümetine vergi reformlarını sürdürmeleri çağrısında bulunurken, G7 ülkelerinin Kiev’e 50 milyar dolarlık çok yıllı ve istikrarlı finansman sağlamasının kritik olduğunu vurguluyor.

Fon, “G7’nin Ukrayna için başlattığı Olağanüstü Gelir Hızlandırma Kredileri (ERA) girişimiyle sağlanacak 50 milyar dolarlık çok yıllı finansman, Ukrayna’nın artan finansman ihtiyaçlarının karşılanması açısından hayati önem taşıyor,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya’nın dondurulan varlıkları konusundaki çıkmaz

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından Batılı ülkeler, Rusya Merkez Bankası’na ait 280 milyar avro değerindeki varlıkları bloke etti.

Bu varlıkların üçte ikisinden fazlası, Belçika merkezli Euroclear’da tutuluyor. Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, bu dondurulan varlıkların 2022 yılında yaklaşık 300 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.

Bloomberg‘e göre, bu varlıklar yılda 3 ila 5 milyar avro getiri sağlıyor.

Ön anlaşmalara göre, ABD ve AB’nin her biri 20 milyar dolar alacak, geri kalan 10 milyar dolar ise İngiltere, Japonya ve Kanada arasında bölüştürülecek.

Fakat Washington, Rus varlıklarının AB’de uzun süre dondurulacağına dair garanti istiyor. Bu varlıkların dondurulması, şu anda her altı ayda bir, 27 AB üye ülkesinin oybirliği ile yeniden değerlendiriliyor.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English