Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İranlı general: Suriye’de ağır yenilgi aldık

Yayınlanma

İran'ın Şam büyükelçiliği

İranlı Tuğgeneral Behruz Esbati, eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesiyle İran’ın Suriye’de önemli bir yenilgi aldığını ancak isyancıları kendi safına çekmenin yollarını aramaya başladığını söyledi.

The New York Times’ın İran medyasına dayandırdığı haberine göre İran’ın Suriye’deki en üst düzey generali Behruz Esbati, halka açık bir toplantıda Esad’ın ani düşüşüyle ilgili, İranlı liderlerin yaptığı açıklamalarla çelişen bir değerlendirme yaptı. İranlı liderler resmî açıklamalarında Esad’ın devrilmesiyle Tahran’ın yaşadığı stratejik kaybını önemsizleştirmeye çalışan değerlendirmeler yapıyor ve İran’ın Suriye halkının karar vereceği her türlü siyasi sonuca saygı duyacağını söylüyorlar.

General Esbati ise toplantıda “Suriye’yi kaybetmeyi gurur duyulacak bir şey olarak görmüyorum. Yenildik, hem de çok kötü bir şekilde yenildik, çok büyük bir darbe aldık ve bu çok zor oldu” ifadelerini kullandı.

Esbati, NYT’ye İran’ın Esad’la ilişkilerinin Esad’ın devrilmesine giden süreçte aylardır gergin olduğunu belirterek, Suriye liderinin 7 Ekim 2023’te Hamas öncülüğünde düzenlenen saldırının ardından İran destekli milislerin Suriye’den İsrail’e karşı bir cephe açması yönündeki talebini birçok kez reddettiğini söyledi. General, İran’ın Esad’a Suriye’deki askeri kaynaklarını İsrail’e saldırmak için nasıl kullanabileceğine dair kapsamlı askeri planlar sunduğunu belirtti.

Esbati ayrıca İsrail’in İran’a yönelik saldırıları sırasında “radarları kapattığını” iddia ederek Rusya’yı eleştirdi. Moskova’nın Suriye iç savaşındaki rolü bağlamında ise Rus ordusunun isyancı hedefler yerine Suriye’deki açık alanları bombaladığını iddia etti.

HTŞ liderliğindeki örgütler şu anda Suriye’nin büyük bir bölümünü ele geçirmiş durumda ve bir hükümet kurmaya çalışıyor. General Esbati konuşmasında, İran’ın yeni Suriye’nin alacağı şekil ne olursa olsun isyancıları kendi safına çekmenin yollarını arayacağını söyledi.

Esbati, “Yıllar boyunca birlikte çalıştığımız tüm ağları harekete geçirebiliriz. Adamlarımızın yıllarca içinde yaşadığı sosyal katmanları harekete geçirebiliriz; sosyal medyada aktif olabiliriz ve direniş hücreleri oluşturabiliriz. Şimdi orada da diğer uluslararası arenalarda olduğu gibi faaliyet gösterebiliriz ve zaten başladık” ifadelerini kullandı.

Tahran’ın önde gelen analistlerinden ve Suriye uzmanı Mehdi Rahmati NYT’ye General Esbati’nin konuşmasının önemli olduğunu çünkü bazı üst düzey yetkililerin hükümet propagandasından uzaklaşıp halkla yakınlaştığını gösterdiğini söyledi.

Rahmati, “Herkes toplantılarda bu konuşma hakkında konuşuyor ve neden bunları söylediğini merak ediyor, özellikle de halka açık bir forumda. İran’a ne olduğunu ve şu anda nerede durduğunu çok açık bir şekilde ortaya koydu. Bu bir bakıma iç politika için bir uyarı olabilir” dedi.

General Esbati, yaygın yolsuzluk, siyasi baskı ve elektrikten yakıta ve yaşanabilir gelire kadar halkın karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklar göz önüne alındığında Esad yönetiminin düşmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Esad’ın reform uyarılarını dikkate almadığını belirtti. Analist Rahmati, İran’ın mevcut durumuyla yapılan karşılaştırmanın gözden kaçmasının zor olduğunu söyledi.

Yıllarca Irak’ta üst düzey komutanların yanında askeri stratejist olarak görev yapan İranlı bir Devrim Muhafızları mensubu, General Esbati’nin İran’ın isyancıları yanına çekebileceğine dair yorumlarının bu aşamada pratikten ziyade umut olabileceğini söyledi. Yetkili, Esbati’nin ciddi bir yenilgiyi kabul ederken aynı zamanda İran’ın daha güçlü hareket etmesini talep eden muhafazakarların moralini yükseltmeye ve onları yatıştırmaya çalıştığını belirtti.

İsminin kullanılmamasını isteyen Muhafız yetkilisi, İran’ın politikasının henüz kesinleşmediğini ancak katıldığı ve stratejinin tartışıldığı toplantılarda bir fikir birliği oluştuğunu iddia etti. Suriye’nin kaosa sürüklenmesinin İran’ın yararına olacağını ileri sürdü.

Esbati’nin 31 Aralık’ta Tahran’ın merkezindeki Valiasr camisinde yaptığı konuşma, “Suriye’nin çöküşüyle ilgili soruları yanıtlamak” başlıklı etkinliğin kamuya açık duyurusuna göre, ordu mensuplarına ve cami cemaatine hitap etti.

Oturum General Esbati’nin kalabalığa, Şam’ın isyancıların eline geçmesinden bir gece önce Suriye’den son askeri uçakla Tahran’a geldiğini söylemesiyle başladı ve dinleyicilerden gelen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Esbati, İran’ın İsrail ve ABD’ye karşı askeri kapasitesine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

İran’ın İsrail’e üçüncü bir doğrudan saldırı gerçekleştirmeyi planlayıp planlamadığı sorusu üzerine “durumun” şu anda İsrail’e yeni bir saldırıyı gerçekçi bir şekilde kaldıramayacağını söyledi.

İran’ın neden bölgedeki ABD askeri üslerine füze atmadığı sorusuna ise bunun ABD’nin İran ve müttefiklerine yönelik daha büyük misilleme saldırılarına davetiye çıkaracağını söyledi ve İran’ın gelişmiş füzelerinin değil ama normal füzelerinin gelişmiş ABD savunma sistemlerini geçemeyeceğini sözlerine ekledi.

Bu değerlendirmelere rağmen General İran ve müttefiklerinin bölgede hala üstünlüğe sahip olduğunu söyledi.

ORTADOĞU

On binlerce İsrailli Netanyahu hükümetine karşı yürüyor

Yayınlanma

İsrail’de on binlerce kişi Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetinin, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’ı görevden alma girişimi ve Gazze’ye saldırıları yeniden başlatma kararına karşı gösteri düzenliyor.

Protestoların odak noktası, İsrail’de Meclis, Başbakanlık ve diğer hükümet binalarının bulunduğu Batı Kudüs oldu.

Göstericiler sabah saatlerinde Tel Aviv-Kudüs arasındaki ülkenin ana arterlerinden 1 numaralı otoyolu trafiğe kapattı. Yollarda uzun kuyruklar oluşturdu.

Ardından, İsrail Meclisi çevresinde bakanlıklar ve devlet binalarının bulunduğu Batı Kudüs’teki meydanda toplanan on binlerce kişi, Netanyahu hükümetinin istifası ve erken seçim çağrısıyla protesto düzenledi.

İsrail bayrakları, Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirleri temsil eden sarı kurdeleler taşıyan göstericilere, eski Başbakan Ehud Barak, eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon gibi eski üst düzey siyasetçiler de katıldı.

Hükümetin Gazze Şeridi’ne yeniden saldırı başlatmasını protesto eden göstericiler, Netanyahu’yu “siyasi gerekçelerle Gazze’ye saldırı başlatıp buradaki İsrailli esirlerin hayatını riske atmakla” suçlayan sloganlar attı, afiş ve pankartlar taşıdı.

Öte yandan Batı Kudüs’teki gösterilere araçlarıyla katılan bazı vatandaşlar, trafikte araçlarını durdurarak sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirdi. Batı Kudüs’ün birçok noktasında trafik yoğunluğu yaşandı.

“Netanyahu hükümeti meşruiyetini kaybetti”

İsrail’de ana muhalefet partisi Yesh Atid (Gelecek Var) lideri Yair Lapid, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsraillilere gösterilere katılma çağrısı yaptı.

“Netanyahu hükümeti meşruiyetini kaybettiği için sokaklara inme kararı aldıklarını” belirten Lapid, “hükümetin yol açtığı yıkım karşısındaki sessizliğin, hükümete ülkeyi parçalaması için daha fazla zaman verdiğini” ifade etti.

The Times of Israel’in haberine göre, İsrail Hava Kuvvetlerinden emekli Tuğgeneral Amir Haskel, Netanyahu’nun Batı Kudüs’teki evinin yakınlarında megafonla slogan atarken İsrail polisi tarafından güç kullanılarak gözaltına alındı.

Netanyahu’nun İsrail’de Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ı görevden alacağını 16 Mart’ta duyurması, muhalefetin ve Netanyahu karşıtlarının yoğun tepkisiyle karşılanmıştı.

İsrail Başsavcılığı, Netanyahu’nun yakın danışmanlarının soruşturulduğu iki dosyaya Şin-Bet baktığı için söz konusu adımın hukuksuz olabileceği uyarısını yapmıştı.

İsrail Başbakanlığı, Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın “yetkisini sapıkça aştığı” değerlendirmesinde bulunmuştu.

İsrail, siyasi kriz yaşanırken ateşkesi bozdu

İsrail’de siyasi kriz yaşanırken Netanyahu hükümeti, 18 Mart’ta Hamas ile ateşkesi bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılar düzenledi.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 18 Mart sabahı düzenlediği hava saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 400 kişi hayatını kaybetti, 500’ün üzerinde Filistinli yaralandı.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, saldırıların Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın talimatlarıyla başlatıldığı, Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edileceği ifade edildi.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerin aileleri, ateşkesi bozan Netanyahu hükümetini “esirlerden vazgeçmekle” suçlayarak hükümetin savaşı yeniden başlatmasına esirleri geri getirmeyi gerekçe göstermesinin “tam bir aldatmaca olduğunu” belirtti.

İsrail’deki muhalefet partileri de Başbakan Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörünü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde saldırıların yeniden başladığına dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Bloomberg: Bankalar Türk lirasına destek için sabahtan bu yana 8 milyar dolar sattı

Yayınlanma

Bloomberg’in konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi kişilerden aktardığına göre, Türk kredi kuruluşları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından para biriminin %11 civarında düşmesinin ardından lirayı desteklemek için çarşamba günü öğle saatlerine kadar yaklaşık 8 milyar dolar sattı.

Konunun hassasiyetini gerekçe göstererek isimlerinin açıklanmasını istemeyen kişiler, lira piyasasına müdahalenin birden fazla kredi kuruluşu aracılığıyla gerçekleştirildiğini söyledi.

Bloomberg Merkez Bankası’ndan yorum alamadı.

Lira, saat 12:45 itibariyle %5,5 düşüşle dolar başına 38,8565 seviyesinden işlem görüyordu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise piyasaların karışmasının ardından bir tweet atarak, “Piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken her şey yapılıyor. Uygulamakta olduğumuz ekonomi programı kararlılıkla devam ediyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

WSJ: İsrail kamuoyunun Gazze savaşına desteği azalıyor

Yayınlanma

İsrail’in Gazze’deki savaşta Hamas’ı etkisiz hale getirme hedefi devam etse de kamuoyunda öncelik rehinelerin kurtarılmasına kaymış durumda.

İsrail ordusu, dün sabah saatlerinden itibaren Gazze’deki saldırılarına yeniden başladı. Ancak Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre ülke içinde yaşanan siyasi kargaşa ve hükümete duyulan güvensizlik nedeniyle bu saldırılar, kamuoyundan güçlü bir destek görmedi. Bu durum, 7 Ekim 2023 saldırılarının ardından İsrail’in Hamas’a karşı harekât başlattığı döneme kıyasla büyük bir değişimi temsil ediyor. O dönem halk, iç siyasi anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak Gazze saldırılarına tam destek vermişti.

İsrail halkı başlangıçta Hamas’ın etkisiz hale getirilmesini istiyordu. Ancak Hamas’ın askeri kapasitesinin önemli ölçüde zayıfladığı bir noktada, halkın büyük bir kısmı, özellikle de sağ kesimin bir bölümü, Gazze’de hala hayatta olduğu düşünülen rehinelerin kurtarılmasına öncelik verilmesi gerektiğine inanıyor. Birçok İsrailli, bu hedefe ancak müzakereler yoluyla ulaşılabileceğini düşünüyor.

WSJ, İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu’nun savaş öncesinde ülkede kitlesel protestolara neden olan yargı reformu girişimini yeniden gündeme getirdiği hatırlattı ve ekledi: “Ayrıca, ultra-Ortodoks Yahudilerin askerlikten muaf tutulmasını sağlayacak yasaları geçirmek istiyor.  Ayrıca güvenlik kurumlarında ateşkesi destekleyenleri tasfiye etti ve İsrail’in iç güvenlik servisi Şin-Bet’in başkanı Ronen Bar’ı güvenini kaybettiği gerekçesiyle görevden almak için manevralar yapıyor.”

Şalom Hartman Enstitüsü’nün kıdemli araştırmacılarından Yossi Klein Halevi, WSJ’ye “Siyasi bölünme, rehineler meselesi üzerinden derinleşiyor” dedi.

İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün 9 Mart’ta yayınladığı ankete göre İsraillilerin %73’ü çatışmaların sona ermesi ve İsrail’in Gazze’den çekilmesi karşılığında kalan rehinelerin serbest bırakılması için Hamas ile müzakere edilmesini destekliyor. Ankete katılan sağ görüşlü İsraillilerin %56’sı ateşkes anlaşmasını desteklerken, bu rakam Netanyahu’nun partisi Likud’un seçmenlerinde %62’ye yükseliyor.

Rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmayı görmek isteyen İsraillilerin çoğu hala Hamas’ın tamamen yenilgiye uğratılmasını ve Gazze’den çıkarılmasını destekliyor ancak bu hedefin ertelenmesine de razılar. Eski İsrail generali Amos Yadlin, “İsrailliler Hamas’ın yok edilmesini istiyor, ancak önce rehinelerin kurtarılmasını bekliyorlar. Bu durum, yedek askerlerin savaş motivasyonunu düşürebilir” dedi.

WSJ haberinde “Ekim 2023’ün aksine Netanyahu şimdi kendisini iktidardan uzaklaştırmaya kararlı bir muhalefetle karşı karşıya” yorumunu yaptı.

Ana muhalefet lideri Yair Lapid, “Kahraman askerlerimiz, sadece ülkenin güvenliği ve rehinelerin kurtarılmasıyla ilgilenen bir başbakana ihtiyaç duyuyor. Bugün böyle bir durum söz konusu değil” dedi.

Netanyahu ise rehinelerin serbest kalmasının askeri baskı ile mümkün olabileceğini savunarak, “Güvenlik güçleriyle birlikte rehinelerimizi hem hayatta olanları hem de hayatını kaybedenleri geri getirmek için aralıksız çalışıyoruz” dedi.

WSJ’nın haberinde özetle şu noktalara dikkat çekildi:

İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarının, Hamas’a baskıyı artırarak rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamayı amaçladığı iddia ediliyor. İsrail, insani yardım girişlerini ve elektrik akışını keserek Hamas’ı müzakereye zorlamaya çalışıyor. İsrail, salı günü başlayan hava saldırılarında, Hamas’ın askeri komutanları, siyasi liderleri ve altyapı hedef aldığını söyledi.

Bazı analistlere göre bu hamleler İsrail’in diplomatik stratejisinin bir uzantısı ve henüz kara birlikleriyle tam ölçekli bir savaşa dönüş yok. İsrail Demokrasi Enstitüsü Başkanı Yohanan Plesner, “Sadece hava saldırısı olduğu sürece bu, hala bir müzakere taktiğinin parçası olabilir” dedi.

Ancak İsrail’in planı hakkında bilgi sahibi olan İsrailli güvenlik analistleri büyük bir kara operasyonunun organize edildiğini söylüyor. Askeri gücünün önemli bir kısmını Hizbullah tehlikesiyle kuzey sınırında tutmasına gerek olmayan İsrail’in daha büyük bir kuvvet kullanarak Gazze’deki bölgelere aynı anda saldırmasını bekliyorlar. Ayrıca İsrail’in bu kez kara harekâtında daha uzun süreli varlık göstermesi ve insani yardımların dağıtımını doğrudan kendisinin üstlenmesi bekleniyor.

İsrail, ocak ayında sekizi ölü olmak üzere 33 İsrailli rehinenin ve beş Tayland vatandaşının serbest bırakılması karşılığında 1.700’den fazla Filistinli mahkûmun tahliye edildiği çok aşamalı bir ateşkesi kabul etmişti. Ancak savaşın tamamen sona ermesi ve kalan rehinelerin serbest bırakılması için yapılan müzakereler, İsrail’in Hamas’a yönelik saldırı hakkından vazgeçmemesi ve Hamas’ın daha fazla rehineyi serbest bırakmaya yanaşmaması nedeniyle çıkmaza girdi.

Çoğu İsrailli, savaşın yeniden başlamasından memnun değil. Ancak Hamas’tan taviz alınmadan ateşkesin sürdürülmesine de karşılar.

Savaşın yeniden başlaması, Netanyahu’nun iç politikadaki pozisyonunu da güçlendirdi. Başbakan, aşırı sağcı ortaklarıyla ittifakını sağlamlaştırarak, ultra-Ortodoks Yahudilere askerlik muafiyeti tanıyan yasa tasarısını ve bütçeyi meclisten geçirmeye çalışıyor. Bütçenin reddedilmesi halinde otomatik olarak erken seçimlerin gündeme geleceği biliniyor.

Salı günü Netanyahu, aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir ile anlaşarak, onun liderliğini yaptığı Yahudi Gücü Partisi’ni yeniden koalisyona dahil etti. Ben-Gvir, ocak ayında yürürlüğe giren ateşkesi protesto ederek hükümetten ayrılmıştı ve savaşın devam etmesi koşuluyla geri döneceğini belirtmişti.

Muhafazakar bir düşünce kuruluşu olan Kohelet Politik Araştırmalar Forumu’ndan siyaset bilimci Abraham Diskin, hükümetin İsrail içindeki kutuplaşmanın daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığı bir dönemde Hamas’ı iktidardan uzaklaştırmak gibi kritik bir hedefe ulaşmak için rehine meselesinde risk almaya karar verdiğini söyledi.

Diskin, “Bu muhtemelen kuruluşundan bu yana İsrail tarihindeki en kötü ve en tehlikeli bölünme. Gerçekten de varlığımızı riske atıyor” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English