Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail basını: Refah’ın tahliyesi 4-5 hafta sürecek

Yayınlanma

İsrail basını Refah’ı işgal hazırlıklarının sürdüğünü ve saldırının yaklaştığını haberleştirirken İsrail ordusu iki yedek tugayını Gazze’ye geri gönderdiğini açıkladı.

İsrail resmi televizyon kanalı KAN’ın adı belirtilmeyen askeri kaynaklardan aktardığına göre, İsrail ordusu çok yakında çok sayıda Filistinliyi tahliye etmek üzere Refah’a karadan işgal operasyonu için hazırlanıyor.

Kanalın askeri haberler yorumcusu İtay Blumental, “İsrail ordusunun planına göre, Refah’taki 1 milyondan fazla Filistinlinin bölgeyi tahliye ederek, Gazze Şeridi’nin güneyi ve orta kesiminde son zamanda hazırlanan barınaklara gelmesi istenecek” dedi. Blumental, Refah’tan gelen yerinden edilmiş Filistinliler için uluslararası yardım kuruluşları ve diğer devletler tarafından daha önce Gazze’nin güneyi ve orta kesiminde binlerce çadır hazırlandığını kaydetti. KAN, yayınında, uydular tarafından Refah kenti ile Han Yunus arasında son haftalarda kurulmuş olan çadır kenti gösteren fotoğrafları gösterdi.

ABD ve adı belirtilmeyen bölge ülkelerine planın sunulduğunu belirten Blumental, İsrail ordusunun Refah’ta ilerlemesinin aşamalı gerçekleşeceğini söyledi.

Blumental, İsrail ordusunun Refah’a yönelik kara harekâtı başlamadan önce tahliye edilecek bölgede bulunan insanlara bunun tebliğ edileceğinin altını çizdi. Blumental’a göre, İsrailli güvenlik yetkililerine göre, Refah kentindeki insanların tahliyesi 4 ile 5 hafta sürecek.

İki tugay gönderildi

Öte yandan İsrail ordusu daha önce Gazze’den çekilen, biri zırhlı diğeri piyade olmak üzere iki tugayını Gazze Şeridi’ne naklettiğini duyurdu. İsrail ordu radyosu da Gazze’ye nakledilen iki tugayın, Gazze Şeridi’ni ortadan ikiye bölen ordu hattı “Netzarim” koridoru ile insani yardımların aktarılması için ABD’nin desteğiyle denize kurulan geçici iskele hattında görev yapacağını belirtti.

Ayrıca 7 Nisan’dan itibaren Gazze’de bu iki noktada görev yapan Nahal Tugayı’nın Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah saldırısı için talim yapacağı bilgisi paylaşıldı.

Revize edilmiş plan

KAN, ABD’nin çekinceleri sebebiyle, İsrail ordusunun hazırladığı planın 4 kez değiştirilerek revize edildiğini aktardı.

Amerikalıların başlangıçta, Refah kentine yönelik kara operasyonuna suçsuz insanlara zarar verir endişesiyle şiddetle karşı çıktıklarını ancak daha sonra kente girişin önemini kavradıklarını iddia eden İsrail resmi televizyonu KAN, Tel Aviv’in Refah operasyonu için ABD ile birlikte bir operasyon odası kurma aşamasında olduğunu kaydetti.

Adı belirtilmeyen İsrailli bir askeri yetkiliye dayandırılan açıklamalarda, yetkilinin, ABD’nin korkularını anladıklarını ancak, Refah’a girilmeksizin Gazze Şeridi’nde bir askeri operasyonun son bulmasının mümkün olmadığını ilettiği ifade edildi.

ABD’nin pozisyonu

Israel Hayom gazetesi, Refah’a karadan işgal konusunda, Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar’ın birkaç gün evvel arabulucular aracılığıyla yapılan teklife olumsuz cevap vermesi sonucunda “Refah’a giriş kararının alındığını” yazdı.

İran’ın İsrail’e 13 Nisan’da yaptığı saldırı sonrasında İsrail’in İran’a 19 Nisan’da sınırlı karşılık vermesinin sebebi olarak “ABD’nin Refah’a yönelik operasyona karşı tutumunu yumuşatması” gösterildi.

Öte yandan ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İsrail’in Refah’a saldırı planından “hala endişeli” olduklarını belirterek, bu konuda iki taraf arasında görüşmelerin devam ettiğini açıkladı.

Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, günlük basın toplantısında soruları cevapladı. “İsrail’in, Refah’a olası kara saldırısı öncesi sivilleri tahliye etme planını tamamladığı” şeklinde çıkan haberler hakkındaki bir soruya Ryder, ABD ile İsrail’in Refah konusunda görüşmelere devam ettiğini belirtti.

Ryder, “Planlarının neye benzediği açısından, çeşitli eylem planları konusunda hala bazı endişelerimiz var ve dolayısıyla sivil güvenliği ve insani yardımları nasıl dikkate alacaklarına ilişkin bu endişeleri tartışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

ABD ile paylaşılan henüz detaylı, uygulanabilir ve güvenilir bir plan bulunmadığına işaret eden Ryder, “Bu noktada herhangi bir büyük kara operasyonunun başladığına dair bir belirti yok” ifadesini kullandı.

İsrail’in iddiaları

İsrail ile Hamas arasında Mısır, Ürdün ve ABD’nin arabuluculuğunda yürütülen dolaylı müzakereler, Tel Aviv yönetiminin Hamas’ın savaşın sona ermesi ve güçlerini Gazze Şeridi’nden çekmesi taleplerini reddetmesi sebebiyle sonuçsuz kaldı.

Gazze’de 1,5 milyon Filistinlinin sığındığı Refah’ı karadan işgal etmek isteyen İsrail, insani felaket uyarılarına rağmen, bölgeyi “Hamas’ın son kalesi” olarak nitelendirerek işgalde ısrar ediyor.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’nin kuzey ve orta kesimine yönelik yoğun hava saldırısı ve karadan işgali sonucunda Filistinliler güneye göç etmeye zorlandı.

Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 14 bin 685’i çocuk, 9 bin 670’i kadın olmak üzere 34 bin 183 Filistinlinin ölümüne yol açan İsrail saldırılarında 77 bin 143 kişi de yaralandı.

İsrail, Gazze’deki ihlalleri nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçlamasıyla yargılanmasına ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ateşkes çağrısına rağmen saldırılarını sürdürüyor.

Refah’a olası kara saldırısı

Uluslararası uyarılara rağmen, Refah’a saldırı planını onayladığını defalarca kez yineleyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 8 Nisan’da yaptığı açıklamada saldırı için tarih belirlendiğini belirtmişti.

Buna karşın, İsrail devlet televizyonu KAN’ın 14 Nisan tarihli haberinde ise Netanyahu’nun, tarihinin belli olduğunu açıkladığı Refah’a saldırı planının “ertelendiği” iddiasına yer verilmişti.

Ayrıca, İsrail’in, kara işgali öncesinde bölgeye sığınanları çıkarmak için iki hafta içerisinde Refah yakınlarında 10 bin çadır kurmayı planladığı öne sürülmüştü. 30 bin ek çadırın da satın alma aşamasında olduğu, bunların da aynı bölgeye daha sonra kurulacağı kaydedilmişti.

ORTADOĞU

İran, UAEA ile siyasi baskı olmadan müzakere istiyor

Yayınlanma

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) bu haftaki yönetim kurulu toplantısı öncesinde nükleer programıyla ilgili görüşmelerin “siyasi baskı ve mülahazalardan uzak” yürütülmesini umduğunu söyledi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tüm çabalarımız ve görüşmelerimizdeki vurgumuz UAEA’nın teknik çalışmalarını bazı tarafların yıkıcı ve şeytani baskılarından uzak bir şekilde yapmasını sağlamaktı” dedi.

WSJ: ABD’yle Avrupa “İran” konusunda karşı karşıya geldi

UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi, geçen hafta Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın da bulunduğu üst düzey yetkililerle görüşmek üzere İran’a gitti. Fordo ve Natanz nükleer tesislerini ziyaret etti.  Ziyaret, İngiltere, Almanya ve Fransa’nın İran’ı eleştiren yeni bir karar tasarısını kabul etmesinin beklendiği UAEA Yönetim Kurulu’nun bu hafta Viyana’da yapacağı toplantı öncesinde gerçekleşti.

Bekayi tarafların “İran ile ajans arasındaki meselelerin siyasi baskı ve mülahazalardan uzak, teknik bir şekilde devam etmesini sağlayacaklarını” umudunu dile getirdi.

Grossi’nin ziyaretini “faydalı ve olumlu” olarak değerlendiren Bekayi, ziyaretin Tahran ve Ajans arasında “karşılıklı anlayış” sağladığını söyledi.

‘UAEA bu kararıyla İran’a baskı yapamaz’

2015 yılında İran ile varılan anlaşma, İran’ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında yaptırımlardan muaf tutulmasını öngörüyordu. Ancak bu anlaşma, Donald Trump yönetimindeki ABD’nin 2018’de tek taraflı olarak çekilmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla çöktü.

İran buna karşılık olarak anlaşma kapsamındaki taahhütlerinden vazgeçerek uranyum zenginleştirme seviyesini %60’a kadar çıkardı. Bu oran, bir nükleer bomba üretmek için gereken seviyenin hemen altında yer alıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Lübnan cephesinde ateşkes ihtimali artıyor

Yayınlanma

Diplomatik kaynaklar, Hizbullah’ın İsrail ile savaşı sona erdirmek için ABD tarafından hazırlanan ateşkes önerisine açık olduğunu söylüyor. ABD Başkanı Joe Biden’ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein’ın Tel Aviv ile Hizbullah arasında ateşkesi görüşmek için Lübnan ve İsrail’i ziyaret etmesi bekleniyor.

El Arabiya’nın görüşmelerde yer alan kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Washington’un geçen hafta Beyrut’a ilettiği taslak üzerinde henüz açık bir anlaşma sağlanmamış olsa da Hizbullah anlaşmaya hazır olduğuna dair “olumlu işaretler” verdi. Lübnan basını da Hochstein’in yarın Beyrut’ta temaslarda bulunacağını yazdı. İsrail devlet televizyonu KAN ise  Hochstein’in Lübnan’daki görüşmelerin ardından Tel Aviv’e geçmesinin beklendiğini aktardı.

ABD’nin ateşkes önerisinden sonra Hamaney’in danışmanı Lübnan’da

Adı açıklanmayan yetkililere dayandırılan haberde, İsrail ile Hizbullah arasında ateşkese varılması için yürütülen dolaylı müzakerelerde “önemli ilerleme kaydedilmesinin” beklendiği ifade edildi.

Lübnan medyası, ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson’ın, İsrail ordusu ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanması amacıyla bir anlaşma taslağını geçen hafta Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri’ye teslim ettiğini yazmıştı.

Hizbullah’a yakın Meclis Başkanı Nebih Berri, Hizbullah’ın yanı sıra Lübnan hükümeti adına da müzakerelerde bulunuyor. Berri’nin ekibi halen teklifi incelediklerini ve Hizbullah’ın resmi bugün ileteceğini söyledi.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, anlaşma taslağında, İsrail’in 7 gün içinde Lübnan’ın güneyindeki güçlerini çekmesi ve yerine Lübnan ordusunun geçmesi yer alıyor. Taslağa göre, İsrail ordusunun güneyden çekilme süreci ABD ve bir başka ülke tarafından denetlenecek. Ateşkes anlaşmasının imzalanmasından sonraki 60 gün içinde ise Lübnan, ülkenin güneyindeki grupları silahsızlandıracak.

İsrail ordusu Lübnan’da savaşmak istemiyor

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararına uygun olarak Lübnan’daki söz konusu grupların yeniden silahlanmasını önlemek için, Lübnan’a herhangi bir silah satışı veya Lübnan içinde silah üretimi Lübnan hükümeti tarafından denetlenecek.

İsrail ve Lübnan, BMGK’nın 1701 sayılı kararının önemini kabul edecek ancak söz konusu taahhütler, iki ülkenin gerektiğinde kendini savunma hakkını engellemeyecek.

Ayrıca, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) haricinde Lübnan ile İsrail sınırındaki Mavi Hat’ta tek silahlı unsur Lübnan ordusu olacak.

El Arabiya’ya göre diplomatik kaynaklar, ABD’nin mevcut taslağındaki iki ana anlaşmazlık noktasının meşru müdafaa hakkı ve BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının uygulanmasını sağlayacak uluslararası bir izleme gücüne ilişkin dil olduğunu söyledi.

Lübnan, ABD’nin önerisindeki meşru müdafaa hakkıyla ilgili ifadenin muğlak olduğunu ve İsrail’in Lübnan hava sahasında günlük uçuşlarına devam etmesine ya da güvenlik tehdidi olarak gördüğü hedeflere saldırmasına izin verdiğini düşünüyor. Fransa Dışişleri Bakanı geçen hafta yaptığı açıklamada İsrail’in istediği zaman saldırmasına izin verilmesi konusunda kararlı olduğunu söyledi. Jean-Noel Barrot “Bu, bir ülkenin egemenliği ile bağdaşmaz” dedi.

İsrail’in Lübnan’da ateşkes için öne sürdüğü şartlar BMGK kararlarına aykırı

BM Barış Gücü’nden (UNIFIL) ayrı olarak oluşturulacak uluslararası güce bazı Arap ülkelerinin yanı sıra Almanya, Birleşik Krallık, Fransa ve ABD de katılacak. Kaynaklar bu gücün sahada asker bulundurmayacağını söyledi. Ancak Hizbullah’ın böyle bir güce Almanya ve İngiltere’nin katılımına itiraz ettiği ileri sürülüyor.

Öte yandan olası bir ateşkes ile ilgili İsrail’in tutumu belirsizliğini korurken Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, Biden’a bir dış politika başarısı “armağan etmek” istemediğini ifade ettiği bildirildi. Ancak, Biden ile Donald Trump arasındaki geçen haftaki görüşmeyi bilen yetkililer, Trump’ın savaşı bir an önce sona erdirecek bir anlaşmayı desteklediğini El Arabiya’ya aktardı.

Kaynaklar ve yetkililer, Trump’ın geçiş ekibi üyeleri ile Capitol Hill’deki Cumhuriyetçi milletvekillerinin anlaşmaya karşı çıktığını ve Biden yönetiminin İsrail’in aleyhine bir anlaşma sunacağını öne sürdüklerini belirtti.

Lübnan’da ateşkes diplomasisi hızlanırken işgalin genişletilmesine onay verildi

Ancak daha önceki ateşkes müzakerelerinde Hizbullah’ın ateşkesi kabul etmesinden kısa bir süre sonra İsrail, Hizbullah lideri Nasrallah’a suikast düzenleyerek süreci baltalamıştı. Bu son müzakere turunda da Hizbullah’tan olumlu sinyaller gelirken İsrail’in Hizbullah’ın basın sorumlusu Muhammed Afif’i öldürmesi dikkat çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD’nin ateşkes önerisinden sonra Hamaney’in danışmanı Lübnan’da

Yayınlanma

ABD’nin Hizbullah ile İsrail arasında ateşkes sağlanması için Lübnan’a anlaşma önerisini sunmasından saatler sonra İran lideri Ali Hamaney’in Başdanışmanı ve Lübnan Özel Temsilcisi Ali Laricani, Lübnan’da Başbakan Necib Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile ayrı ayrı görüştü.

Lübnan medyası, ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson’ın, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri’ye, İsrail ordusu ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanması amacıyla bir anlaşma taslağı teslim ettiğini yazdı.

Trump’a “hediye” mi sahadaki gerçek mi?

El Cedid televizyonunun isimsiz kaynaklardan aktardığına göre Johnson, ABD elçisi Amos Hochstein adına Meclis Başkanı Berri’ye BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararına dayanan bir anlaşma taslağı veya çözüm önerisi sundu. Anlaşmanın ayrıntılarına değinmeyen El Cedid kanalı, “Berri’nin Hizbullah ile istişare ettikten sonra öneri hakkında yanıt vereceğini” aktardı.

Anlaşma önerisinin Lübnan’a sunulmasından saatler sonra Hamaney’in danışmanı Beyrut’a geldi.

Lübnan Başbakanı Mikati’nin ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre Laricani ve beraberindeki heyet, Mikati tarafından kabul edildi. Toplantıda Mikati, “1701 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının uygulanması, ulusal birliğin desteklenmesi ve Lübnanlılar arasında hassasiyet oluşturacak ve bir tarafı diğerinin aleyhine olacak şekilde kayıracak pozisyonlar alınmaması bakımından Lübnan devletinin duruşunun desteklenmesi gerektiğini” vurguladı.

Katz’ın “Hizbullah” açıklaması Halevi’yi bile şaşırttı

Laricani ise ülkeye yönelik saldırıların durdurulması, ateşkes sağlanması ve 1701 sayılı BMGK kararının uygulanmasının Lübnan hükümetinin önceliği olduğunu bildiklerini, İran’ın Lübnan hükümeti tarafından alınan her türlü kararı ve Lübnanlıların üzerinde mutabık kaldığı bir cumhurbaşkanının seçilmesini desteklediğini ifade etti.

Lübnan Meclis Başkanı Berri’nin ofisinden yapılan açıklamada ise görüşmede bölgedeki genel durum, İsrail’in Lübnan’a yönelik devam eden saldırganlığı ve mülteciler meselelerinin ele alındığı aktarıldı.

“Hiçbir şeyi bozmak istemiyoruz”

Laricani, görüşme sonrasında basına yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırganlığından kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılması için Lübnanlı yetkililerle istişarelerde bulunduğunu belirtti.

İsrail ordusu Lübnan’da savaşmak istemiyor

ABD’nin, İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanması amacıyla BMGK’nın 1701 sayılı kararına dayanan anlaşmanın taslağını Lübnan Meclis Başkanı Berri’ye sunmasının ardından İran’ın bu anlaşmayı bozmak isteyip istemediğinin sorulması üzerine Laricani, “Hiçbir şeyi bozmak istemiyoruz. Çözümler arıyoruz. Lübnan’ı her koşulda destekliyoruz. Durumu bozanlar Netanyahu ve çetesi. Dostlarınızı ve düşmanlarınızı tanıyın” dedi.

Laricani, Lübnanlı yetkililerin ve Hizbullah’ın kabul ettiği her anlaşmayı desteklediklerini belirterek İran lideri Hamaney’in mesajını Lübnan Meclis Başkanı Berri’ye ilettiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English