Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail Beyrut’a saldırdı, en az 6 kişi öldü

Yayınlanma

İsrail ordusu Lübnan’ın başkenti Beyrut’a hava saldırısı düzenledi. Perşembe günü Lübnan’ın güneyinde 15 Hizbullah mensubunu öldürdüğünü ve Beyrut’u bombaladığını açıkladı.

İsrail, Hizbullah üyelerinin faaliyet gösterdikleri Lübnan’ın güneyindeki Bint Jbeil kasabasının belediye binasına düzenlediği saldırıda öldürdüğünü söyledi.

Hizbullah’a bağlı İslami Sağlık Kurumu yaptığı açıklamada Beyrut’taki saldırıda ikisi sağlık görevlisi olmak üzere yedi çalışanının öldüğünü bildirdi.

Reuters’a konuşan görgü tanıkları büyük bir patlama sesi duyduklarını bildirirken, bir güvenlik kaynağı da saldırının parlamento yakınlarındaki El-Başura bölgesinde bir binayı hedef aldığını söyledi.

Lübnanlı sağlık yetkilileri en az altı kişinin öldüğünü ve yedi kişinin de yaralandığını kaydetti. Lübnanlı WhatsApp gruplarında dolaşan ve Reuters’in hemen doğrulayamadığı bir fotoğraf, birinci katı yanan ağır hasarlı bir binayı gösterdi.

BM Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert perşembe günü X’te yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Beyrut’ta uykusuz bir gece daha. Şehri sarsan patlamaları sayıyorum. Uyarı sirenleri yok. Sırada ne olduğunu bilmeden. Önümüzde sadece belirsizlik var. Endişe ve korku her yerde.”

İran’ın İsrail’e 180’den fazla füze fırlatmasından bir gün sonra İsrail çarşamba günü yaptığı açıklamada, güçleri kuzey komşusuna doğru ilerlerken güney Lübnan’daki kara çatışmalarında sekiz askerinin öldüğünü söyledi.

İran çarşamba günü yaptığı açıklamada İsrail’e yönelik şimdiye kadarki en büyük saldırısı olan füze atışının yeni bir provokasyon olmaması halinde sona ereceğini belirtti, ancak İsrail ve ABD sert karşılık verecekleri sözünü verdi.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al-Thani, İsrail’in Lübnan’daki “saldırganlığını” durdurmak için ciddi ateşkes çabaları çağrısında bulundu ve bir Filistin devleti kurulmadan Orta Doğu’da barışın mümkün olmadığını söyledi.

Doha’da düzenlenen Asya İşbirliği Diyaloğu zirvesinde Ortadoğu’da yaşananların “kolektif bir soykırım” olduğunu söyleyen Tani, ülkesinin İsrail’in “cezasız kalması” konusunda her zaman uyarıda bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Aynı toplantıda konuşan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da İsrail’in “savaş çığırtkanlığı” karşısında “sessiz kalınmaması” uyarısında bulundu.

“Her türlü askeri saldırı, terör eylemi ya da kırmızı çizgilerimizin aşılması silahlı kuvvetlerimiz tarafından kararlı bir yanıtla karşılanacaktır” dedi.

Lübnanlı güvenlik yetkilileri, İsrail’in üç füzesinin geçen hafta Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğü güneydeki Dahiye banliyösüne de isabet ettiğini ve patlama seslerinin duyulduğunu söyledi.

Husiler Tel Aviv’i hedef aldı

Hizbullah ve İran’ın bölgedeki diğer müttefikleri olan Yemen’deki Husiler ve Irak’taki silahlı gruplar, İsrail’e yanıt olarak bölgede saldırılar düzenlediler.

Husiler, İsrail’in başkenti Tel Aviv’e insansız hava araçlarıyla başarılı bir saldırı düzenlediklerini açıkladı.

İsrail, perşembe günü erken saatlerde İsrail’in merkezi bölgesinde şüpheli bir hava hedefi yakaladığını söyledi.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) evlerini boşaltan Lübnan köyleri sakinlerine bir sonraki duyuruya kadar geri dönmemeleri çağrısında bulundu.

Sözcü Avichay Adraee perşembe günü X kanalında yaptığı açıklamada “IDF baskınları devam ediyor” dedi.

Sınır çatışmalarında 2 bine yakın kişi öldürüldü

Lübnan hükümet istatistiklerine göre, neredeyse bir yıldır süren sınır ötesi çatışmalarda 1.900’den fazla kişi öldü ve 9.000’den fazla kişi de yaralandı; ölümlerin çoğu son iki haftada meydana geldi.

Geçici Başbakan Necip Mikati, İsrail saldırıları nedeniyle yaklaşık 1,2 milyon Lübnanlının yerinden edildiğini söyledi.

Yerlerinden edilenlerin 300’den fazlası, bir zamanlar gösterişli partilere ev sahipliği yapmasıyla bilinen ve şu anda yerlerinden edilenlere ev sahipliği yapan Beyrut’taki bir gece kulübüne sığındı.

Resmi olarak misafir ilişkilerinden sorumlu olan Gaelle Irani, “insanlara yaşayacakları bir köşe bulmaya, güçlü kalmaya çalışıyoruz,” dedi.

İsrail ordusu, düzenli piyade ve zırhlı birliklerin çarşamba günü Lübnan’daki kara operasyonlarına katıldığını açıkladı.

Batılı ülkeler salı günkü tırmanıştan sonra vatandaşlarını Lübnan’dan tahliye etmek için acil durum planları hazırladılar, ancak Beyrut havaalanı açık kaldığı için bazıları uçak kiralasa da henüz hiçbiri büyük ölçekli bir askeri tahliye başlatmadı.

ORTADOĞU

SDG’den sonra ENKS de geçici Anayasa’ya itiraz etti

Yayınlanma

ahmet şara-mazlum abdi

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) rakip olarak Türkiye’nin de desteği ile kurulan ve Erbil’e yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını eleştirdi.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara dün geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı. “İslam hukuku yasaların temel kaynağıdır” maddesinin de bulunduğu yeni anayasaya HTŞ ile hafta başında el sıkışan SDG’den sonra ENKS de tepki gösterdi.

ENKS’den yapılan açıklamada “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi.

Taslağın, “Suriye’nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

ENKS, geçici anayasanın “Suriye’nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunduğu açıklamada, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” ifadelerine yer verdi.

Rudaw’ın aktardığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bunlara ek olarak bildiri, merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.”

“Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.”

“Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.”

“Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, Edan Alexander’ı serbest bırakacak

Yayınlanma

Edan Alexander

Hamas, ateşkese arabulucu ülkelerin sunduğu öneriye yanıt olarak Gazze’de esir tutulan biri hayatta 4’ü ölü, 5 ABD-İsrail vatandaşını teslim edeceğini duyurdu.

Hamas’tan yapılan açıklamada, dün arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’dan müzakerelerin yeniden başlatılmasına ilişkin bir öneri alındığı ve olumlu şekilde değerlendirildiği belirtildi. Öneriye cevaben Hamas’ın ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşını teslim edeceği aktarıldı.

Hamas’ın ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’e ateşkes anlaşmasına tam uyma çağrısı yapıldı.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail hükümeti, 3 Şubat’ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerini engellemişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da Gazze Şeridi’ne elektrik tedarikini kesmişti.

İsrail müzakere heyetinin 10 Mart’ta “kalıcı ateşkesi görüşme” yetkisi olmaksızın Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştığı bildirilmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da müzakerelere katılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail, Suriye’den sonra Lübnan’da da kalıcı işgale hazırlanıyor

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, kara sınırını belirlemek için Lübnan’la yapılması planlanan müzakerelere rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki beş stratejik noktada “süresiz olarak” kalacağını söyledi.

Katz’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, dün Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir ve diğer üst düzey askeri yetkililerle yaptığı değerlendirme toplantısında Katz, “Ordunun Lübnan’daki tampon bölgeyi kontrol eden beş noktada süresiz olarak kalacağını ve bunun, kuzeydeki İsrail vatandaşlarını korumak adına alınan bir karar olduğunu” net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu durumun gelecekte, sınırdaki anlaşmazlık noktalarıyla ilgili olası müzakerelerle bağlantılı olmadığını açıkladı.

Times of Israel’de yer alan habere göre Katz, orduya bu beş stratejik noktadaki mevzilerini güçlendirmesi ve uzun süreli işgale hazırlanması talimatını verdi.

İsrail ve Lübnan; ABD ve Fransa arabuluculuğunda iki ülke arasındaki kara sınırı dahil sorunların çözümü için üç ortak çalışma grubunun kurulması konusunda anlaşmıştı. İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi bu sürecin sonunda Lübnan ile ilişkilerini normalleştirmeyi hedefliyor. Hizbullah’a yakın medyaya göre “yeni Lübnan yönetiminin ABD’nin çıkarlarına daha uygun bir pozisyonda olması, Hizbullah’ın bu sürece karşı koymasını zorlaştırıyor.” Ancak yine de “Lübnan içinde bu plana karşı ciddi bir direnç oluşacağı da kesin.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English