Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail, Erez ve Şalom taahhüdüne uyacak mı?

Yayınlanma

İsrail’in ABD’nin uyarılarından sonra Erez ve Şalom sınır kapılarından daha fala insani yardımın geçişine imkan tanımayı taahhüt ettiği duyuruldu.

ABD’nin İsrail’e yapacağı bundan sonraki yardımların “sivilleri korumaya dönük adımlar atmasına” bağlı olacağını iletmesinden sonra İsrail’in Gazze’ye yönelik insani yardımların artırılmasını kabul ettiği ileri sürüldü.

İsrail devlet televizyonu KAN, Savaş Kabinesi’nde Gazze’deki insani kriz için bölgeye yönelik yardımların artırılması yönünde tedbirler alındığını duyurdu. İnsani yardımların bölgeye Aşdod Limanı ve Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı üzerinden ulaştırılmasına geçici olarak izin verileceği, bunun yanı sıra Ürdün üzerinden gelecek yardımların Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı’ndan daha fazla geçişine imkan tanınacağı kaydedildi.

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Netanyahu ile dün telefonda görüşmüştü. Görüşmeden sonra Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Biden’ın Netanyahu’ya, Gazze’de görev yapan insani yardım görevlilerine yönelik saldırıların “kabul edilemez” olduğunu ve ABD’nin İsrail’e yapacağı bundan sonraki yardımların “sivilleri korumaya dönük adımlar atmasına” bağlı olacağını söylediği kaydedildi.

Benzer bir açıklama NATO Dışişleri Bakanları toplantısından sonra kameralar karşısına geçen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’dan geldi. Blinken, İsrail’in acilen Gazze’de sivilleri ve insani yardım çalışanlarını korumak için “somut, detaylı ve ölçülebilir” adımlar açıklamasını beklediklerini belirterek, “Gazze’de gerekli değişiklikleri görmezsek politikamızda değişiklik olacak” uyarısında bulundu.

Açıklamaların üzerinden çok bir süre geçmeden İsrail’in Erez ve Şalom sınır kapılarının geçici süre açılacağı duyurusu geldi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, İsrail’in yardım taahhüdüne ilişkin yaptığı yazılı açıklamada gelişmeden memnun olduklarını ve söz konusu taahhütlerin “tamamen ve ivedilikle” yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Açıklamada, ABD’nin, İsrail, Ürdün, Mısır ve Birleşmiş Milletler (BM) ile bu adımların atılması için tam bir koordinasyon içinde çalışmaya hazır olduğu kaydedildi.

İsrail halihazırda açık olan Refah’tan bile insani yardım geçişleri çeşitli bahanelerle hem geciktiriyor hem de önemli ölçüde sınırlandırıyor. Dünya genelinde çok sayıda ülkeden Mısır toprakları üzerinden Gazze’ye ulaştırılmak üzere gönderilen insani yardımların büyük bölümü İsrail’in engellemeleri nedeniyle Mısır’da beklemeye devam ediyor. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, Mart ayında Gazze’ye günde ortalama 159 yardım tırının giriş yaptığını bunun yeterli olmadığını söylemişti. Dujarric, Gazze’ye günde ortalama 500 insani yardım tırının giriş yapması gerektiğini belirtmişti. İsrail ayrıca yardım konvoylarını defalarca hedef aldı. BM, 7 Ekim’den bu yana öldürülen insani yardım çalışanı sayısının 196’ya ulaştığını duyurdu. İsrail’in açmayı taahhüt ettiği sınır kapılarından ne kadar yardımın girişine izin vereceği ve bunun mevcut krizi çözmeye ne kadar fayda sağlayacağı uygulamada görülecek.

ABD’nin geçici limanı için bir ay daha var

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, Gazze kıyısında inşa ettikleri yüzer iskelenin bir ayda tam operasyon kapasitesine ulaşmasını beklediklerini bildirdi.

ABD’nin amacı sorunu çözmek değil, eleştirileri hafifletmek

Pentagon Sözcüsü General Pat Ryder, basına yaptığı açıklamada, Gazze’ye insani yardım ulaştırma amacıyla inşa ettikleri Müşterek Kıyı Lojistik Mekanizması’nın (JLOTS) yoluna devam ettiğini belirtti. “Konuştuğumuz gibi yaklaşık 60 günde, mayıs başında tam operasyon kapasitesine ulaşmayı umuyoruz” diyen Ryder, ellerinden geldiğince hızlı hareket etmeye çalıştıklarını aktardı. Ryder, programa göre ilerlediklerini ve bölgedeki müttefikleriyle yakın çalışmayı sürdürdüklerini vurgulayarak, İsrail’in iskeleye ulaşarak yardımların teslim alınarak dağıtılması konusunda kıyıda güvenliği sağlamayı taahhüt ettiğini kaydetti.

Gazze’deki durumun ve İsrail’in bu hafta başında insani yardım çalışanlarını hedef alarak öldürmesinin işleri kolaylaştırmadığına işaret eden Ryder, “Ancak bu, bizi çözüm bulmak için STK’ler ve gruplarla birlikte çalışmayı sürdürmekten alıkoymadı” dedi. Pentagon Sözcüsü Ryder, diğer yandan tüm operasyonlarında ABD kuvvetlerinin güvenliğinin birinci öncelikleri olduğunu vurguladı.

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English