Bizi Takip Edin

Ortadoğu

İsrail, esir takası için yeni şartlarını arabuluculara sundu

Yayınlanma

Hizbullah’la gerginliğin ve topyekûn savaş ihtimali artarken İsrail, Hamas ile olası esir takası için yeni şartların yer aldığı önerisini arabuluculara iletti. İsrail’in yeni taleplerine Hamas’ın olumlu yanıt verme şansının Lübnan’la gerginlik olmasa bile çok düşük olduğu yorumu yapılıyor.

Mossad direktörü David Barnea hafta sonu Roma’da ABD, Mısır ve Katar’dan üst düzey müzakerecilerle bir araya gelerek İsrail’in cumartesi günü Beyaz Saray’a ilettiği ateşkes ve esir takası anlaşmasına ilişkin ülkesinin yeni şartlarını iletti.

Lübnan’daki Al-Akhbar gazetesinin haberine göre, Tel Aviv’in talepleri arasında olası esir takası mutabakatı sırasında İsrail askerlerinin Gazze Şeridi’nde kalmaya devam etmesi yer alıyor. Gazze’nin güneyindeki Filistinlilerin bölgeyi ikiye ayıran “Netzarim hattı”nda İsrail askerlerinin kontrolünün ardından Gazze’nin kuzeyine geçişine izin verilmesi şartı da bulunuyor.

Taraflar arasında esir takası mutabakatı için planlanan ikinci ve üçüncü safhalara geçişte yaşanabilecek anlaşmazlık veya uygulamada başarısızlık yaşanması halinde İsrail ordusunun Gazze’deki saldırılarına yeniden başlaması için uluslararası garanti talep ediliyor.

Tel Aviv yönetimi ayrıca Hamas’ın serbest bırakmayı planladığı canlı esirlerin listesinin önceden verilmesini istiyor.

İsrail’in kamu yayın kurumu Kan’ın İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, kısa süren toplantı yeni talepler konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamadan sona erdi.

İsrail basınına göre kaynaklar Netanyahu’nun son taleplerinin müzakereleri sekteye uğratabileceği uyarısında bulundu.

İsrail basınına uyarı

Eleştirilere yanıt olarak Netanyahu’nun heyetinden bir üye Kanal 12 haberlerine verdiği demeçte, “İsrail haber kaynaklarından gelen baskı tek yönlü ve sadece Başbakana yönelik. Bu da anlaşma ihtimalini azaltıyor çünkü Hamas’a yanlış umut aşılıyor. Bizim ve Amerikalıların tutumları arasında ne kadar birlik olursa rehinelerin serbest bırakılma şansı da o kadar artar” dedi.

İsrail basını, İsrail’in yeni şartlarını resmen arabuluculara sunmadan önce de yeni taleplerin neler olduğunu yazmış ve Netanyahu’nun “esir takası müzakerelerini zora soktuğu” yorumlarına yer vermişti.

Ateşkes müzakerelerinin önümüzdeki günlerde devam etmesi bekleniyor.

Öte yandan İsrail-Hizbullah arasında yaşanan gerilim müzakerelerini hem etkiliyor hem de bunlardan etkileniyor. İsrailli yorumcular, Hizbullah’la savaş ihtimalinin güçlenmesinin Hamas’ı ateşkes konusunda olumsuz tavır almaya itebileceğini söylüyor.

Haaretz’den Amos Harel ise “…her halükârda tüm işaretler Netanyahu’nun anlaşma konusunda ilerlemeyi geciktirdiğini gösteriyor. İsrail’in arabuluculara cumartesi günü verdiği son yanıt (Batı) Kudüs’ün pozisyonunu önemli ölçüde sertleştiriyor ve müzakerelere aşina olan güvenlik kaynakları Hamas’ın olumlu yanıt verme şansının kuzeydeki gerginlikten önce bile çok düşük olduğunu söylüyor” yorumunda bulundu.

3 aşamalı plan

İsrail ile Hamas arasında dolaylı müzakere edilen esir takası mutabakatı önerisi 3 aşamadan oluşuyor.

İlk aşamada; hemen ateşkes, kadın, yaşlı ve yaralı esirlerin serbest bırakılması, Filistinli esirlerin takas edilmesi, İsrail güçlerinin Gazze’de nüfus bulunan yerlerden çekilmesi, insani yardımın artması, temel hizmetlerin yeniden inşası, Filistinli sivillerin Gazze’nin kuzeyi dahil tüm Gazze Şeridi genelinde evlerine dönmesinin ve uluslararası toplumun gerekli konut katkısı yapmasının sağlanması öngörülüyor.

İlk aşama için müzakerelerin 6 haftadan fazla sürmesi halinde ateşkes, müzakereler bitene kadar devam edecek.

Anlaşmanın ardından ikinci aşamada, krizin nihai olarak sonlandırılması için geri kalan esirlerin tümünün serbest bırakılması ve İsrail’in tüm Gazze’den çekilmesi isteniyor.

Üçüncü aşamada, Gazze için birkaç yıla yayılan yeniden inşa planının başlatılması ve ölen esirlerin de cesetlerinin teslim edilmesi tasarlanıyor.

Ortadoğu

Tarihin en büyük silah satışı Trump’tan Suudilere

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, yüksek teknoloji temsilcileriyle birlikte gittiği Suudi Arabistan’da, tarihin en büyük silah satışı dahil olmak üzere toplam 300 milyar dolarlık anlaşmalar yaptı. Veliaht Prens Selman, ABD’ye yönelik 600 milyar dolarlık yatırım taahhüdünü 1 trilyon dolara çıkarmayı planladıklarını açıkladı.

En büyük silah satışı tarihi imzayla gerçekleşti

ABD Başkanı Donald Trump, Tesla-SpaceX’in kurucusu Elon Musk ve OpenAI CEO’su Sam Altman gibi teknoloji dünyasının önde gelen isimleriyle birlikte Körfez turunun ilk durağı olan Suudi Arabistan’da çok sayıda anlaşmaya imza attı. Görüşmeler sonucunda, Suudi Arabistan ABD’den 142 milyar dolarlık en büyük silah satışı kapsamında savunma ekipmanları satın aldı. Toplam anlaşmaların değeri ise 300 milyar doları buldu. Suudi tarafı ise ABD’ye yönelik 600 milyar dolarlık yatırım taahhüdünü, ilerleyen aşamalarda 1 trilyon dolara çıkarma sözü verdi.

Anlaşmalar silahla sınırlı kalmadı

Yemame Sarayı’nda Suudi Kralı Selman’ın katılmadığı törende, Trump ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman; enerji, savunma, madencilik gibi alanları kapsayan Stratejik Ekonomik Ortaklık Belgesi’ni imzaladı. Ayrıca Suudi ordusunun modernizasyonu, enerji alanında işbirliği ve NASA ile Suudi Uzay Kurumu arasında ortak projeler de kararlaştırıldı.

F-35 için ilk adım atıldı

Görüşmelerde, Suudi Arabistan’ın uzun süredir istediği Lockheed Martin üretimi F-35 savaş uçaklarının satışı da gündeme geldi. Ancak ABD’nin İsrail’in askeri üstünlüğünü koruma politikası nedeniyle bu satışın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği henüz net değil. Onay çıkarsa, Suudi Arabistan, Batı Asya’da İsrail’in ardından F-35 kullanan ikinci ülke olacak.

Yatırım vaadi trilyon dolara gidiyor

Beyaz Saray, yapılan anlaşmaların ardından Suudi Arabistan’ın ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım taahhüdünde bulunduğunu açıkladı. Riyad’daki Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu’nda konuşan Veliaht Prens Selman, bu yatırımın toplamda 1 trilyon dolara ulaşmasını hedeflediklerini söyledi. Selman ayrıca, ülkedeki yabancı yatırımların dörtte birini ABD’li şirketlerin oluşturduğunu ve 1300’den fazla Amerikan şirketinin Suudi Arabistan’da aktif olduğunu belirtti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Colani Bağdat’taki Arap Birliği zirvesine katılmayacak

Yayınlanma

Suriye Cumhurbaşkanı Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed Şara), bu hafta Irak’ta düzenlenecek Arap Birliği zirvesine katılmayacak ve ülkenin heyetine dışişleri bakanı başkanlık edecek.

Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan kısa açıklamada, Colani’nin Arap Birliği zirvesine katılmama nedeni belirtilmedi, fakat Irak hükümetinin geçen ay yaptığı davet Irak’ta keskin siyasi bölünmelere yol açmıştı.

Arap Birliği zirvesi, cumartesi günü Bağdat’ta düzenlenecek.

Colani ve Suriye’deki geçici hükümeti, El Kaide ile eski bağları hakkındaki şüpheleri gidermek ve Washington’u, savaşın yıktığı ülkeye uyguladığı ağır iktisadi yaptırımları kaldırmaya ikna etmek amacıyla Orta Doğu’daki ülkelerle ilişkiler kurmak için çaba sarf ediyor.

El Kaide dönemindeki takma adı “Ebu Muhammed el-Colani” olan Şara, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgalin ardından Irak’ta ABD güçlerine karşı savaşan El Kaide militanlarına katıldı ve halen Irak’ta terör suçlamasıyla aranıyor.

Colani’nin bir zamanlar bağlı bulunduğu El Kaide ve Irak İslam Devleti, Irak’taki kanlı iç savaş döneminde özellikle Şii sivillere karşı birçok saldırı düzenlemişti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Trump Riyad’da Prens Selman’ın kahvesini içmedi

Yayınlanma

Trump Riyad’da Prens Selman’ın ikram ettiği kahveyi içmedi ancak ülkenin ABD’ye neredeyse bir yıllık GSYH’sına eşdeğer yatırım yapmasını talep ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump iş dünyasının devleriyle birlikte milyar dolarlık yatırımlar için Riyad’a çıkarma yaptı. Ziyaretin gölgesinde ise bölgesel krizler ve tartışmalı hediyeler vardı.

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Mayıs’ta başladığı dört günlük Körfez turunun ilk durağı olarak Suudi Arabistan’a ulaştı. Başkent Riyad’da Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından Kraliyet Divanı’nda karşılanan Trump’a, geleneksel Suudi kahvesi ikram edildi ancak içmediği gözlendi.

Trump’a, aralarında Hazine Bakanı Scott Bessent ve OpenAI, SpaceX, BlackRock, Amazon, Palantir gibi ABD’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu kalabalık bir heyet eşlik etti. Ziyaretin temel odağı Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu oldu.

Yatırım pazarlığı: Hedef trilyon dolar

Forumda konuşan Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih, gelecek dört yıl içinde ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını duyurdu. Trump yönetimi ise bu rakamı 1 trilyon dolara çıkarma arayışında. Bu hedef, Suudi Arabistan’ın bir yıllık GSYH’sine denk geliyor.

Trump’ın Körfez turu başlıyor: ‘Suriye’de Erdoğan ile çalışıyoruz’

BlackRock CEO’su Larry Fink, “Suudi Arabistan artık sadece petrol değil, fikir de ihraç eden bir ülke” dedi. ABD Hazine Bakanı Bessent ise, “Trump’ın Çin’e bağımlılığı azaltma hedefi doğrultusunda Körfez ile daha güçlü ekonomik bağlar kuracağız” diye konuştu.

Silah masada, ticaret merkezde

Trump’ın ziyaretinde yalnızca yatırım değil, savunma da gündemde. ABD ile Suudi Arabistan arasında yaklaşık 100 milyar dolarlık bir silah anlaşması üzerinde görüşmeler yürütülüyor. Paket, yüksek teknoloji savunma sistemlerini içeriyor.

Washington yönetimi ayrıca, “Vizyon 2030” çerçevesinde hayata geçirilen NEOM mega şehir projesi gibi altyapı projelerinde ABD’li şirketlerin aktif rol almasını istiyor. Ziyaret, Trump’ın iş dünyasıyla kurduğu yakın bağları dış politikaya entegre ettiği yeni bir örnek olarak değerlendiriliyor.

Bölgesel krizler gündemde ama arka planda

Resmî gündemde ise İran’la nükleer müzakereler, Yemen’deki Husi ateşkesi, Gazze’deki savaş ve Arap-İsrail normalleşme süreci gibi başlıklar yer alıyor. Ancak bu meselelerin ekonomik iş birliklerinin gölgesinde kaldığı görülüyor.

Trump, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki İbrahim Anlaşmalarını genişletmek istese de Suudi Arabistan, Gazze’de ateşkes sağlanması ve Filistin devletine yönelik adımlar atılması şartlarında ısrarcı.

Trump’a kraliyet jesti, etik tartışma

Trump, Suudi Arabistan’dan sonra Katar ve Birleşik Arap Emirliklerini ziyaret edecek. Katar’da ise tartışmalı bir hediye gündemde: Katar Emiri tarafından Trump’a hediye edilen lüks bir Boeing 747-8 tipi uçak.

Trump, Katar’dan Boeing 747 hediyesi aldığını söyledi

Trump, uçağı gelecekteki başkanlık kütüphanesi için kullanmayı düşündüğünü açıklasa da, bu durum etik kaygılara yol açtı. Ziyaret, Trump’ın dış politikayı kişisel iş bağlantılarıyla nasıl iç içe geçirdiğine dair yeni soru işaretleri doğurdu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English