Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail hapishaneleri: Cehenneme hoş geldiniz!

Yayınlanma

İsrailli insan hakları kuruluşu B’Tselem, Filistinlilerin, fiziksel ve cinsel şiddet, aç bırakılma ve uykudan mahrum bırakılma gibi ağır işkencelere maruz kaldığı İsrail hapishanelerinin “işkence kamplarına” dönüştüğünü belirtti.

B’Tselem’in, “Cehenneme hoş geldiniz: İsrail hapishaneleri işkence kampları ağına dönüştü” başlıklı çeşitli dillerde yayımladığı raporunda, 30’u işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’dan, 21’i Gazze Şeridi’nden ve 4’ü İsrail vatandaşı Araplardan olmak üzere İsrail hapishanelerinde kalmış 55 Filistinlinin ifadelerine yer verildi.

Aralarında doktorlar, akademisyen kadınlar, avukatlar, üniversite öğrencileri, çocuklar ve siyasi liderlerin de bulunduğu eski tutuklular, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023’ten sonra İsrail hapishanelerinde yaşadıklarını aktardı.

İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinliler, cezaevlerinde cinsel şiddet, aşağılanma, aç bırakılma, keyfi ve ağır şiddete dahil olmak üzere sürekli kötü muamele ve işkenceye dayanan sistematik bir politikanın uygulandığını kaydetti.

Filistinliler, İsrail hapishanelerinde kötü temizlik şartları, uykudan mahrum bırakma, ibadet engeli ve ibadet edilmesine yönelik cezalar, kişisel ve ortak eşyalara el konulması ile uygun tedavinin engellenmesi gibi durumlarla karşılaştıklarını ifade etti.

Raporda, şu ifadelere yer verildi: “İsrail hapishanelerinde kalan Filistinlilerin ifadeleri hem sivil hem askeri 12’den fazla cezaevinin, amacı insanlara kötü muamele etmek olan bir kampa dönüştürüldüğü hızlı bir operasyonun sonuçlarını ortaya koyuyor. Bir işkence kampı işlevi gören bu yerlere bir kez giren herkes en şiddetli acıyı, kasıtlı ve bitmeyen eziyeti çekmeye mahkûm oluyor.”

İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023’ten önce İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin sayısının 5 bin 192 olduğu kaydedilen raporda, Temmuz 2024’ten itibaren hapishaneler ve gözaltı merkezlerindeki Filistinlilerin sayısının 9 bin 623’e çıktığına vurgu yapıldı.

Hiçbir bilgi vermeden 5 yıl gözaltı

Alıkonulan Filistinlilerden 4 bin 781’inin yargılama ve herhangi suçlama olmadan, “idari tutukluluk” kapsamında cezaevinde tutulduğuna dikkat çekildi.

İsrail’in güçlerinin, 7 Ekim’in hemen ardından İsrail’de bulunan ve çalışma iznine sahip binlerce Gazzeli işçiyi yasa dışı bir şekilde gözaltına aldığı kaydedilen raporda, yüzlerce Filistinlinin bilinmeyen bir yere götürüldüğü, aralarında hala alıkonulanların olduğu ve bu kişilerin yakınlarına haber vermelerinin engellendiği kaydedildi.

Ailelerin, avukatların ve insan hakları kuruluşlarının, tutuklu listelerinde yer alan kişileri ve gözaltı merkezlerini araştırmaya çalıştığı ancak bu girişimlerin reddedildiği kaydedilen raporda, İsrail mahkemelerinin, gözaltına alınanlara ilişkin bilgi sağlama “yükümlülüğünün olmadığını” ifade ettiği belirtildi.

İsrail, “idari tutukluluk” adını verdiği uygulamayla, suçlama ve yargılama olmaksızın Filistinlileri 1 aydan 6 aya kadar alıkoyabiliyor. Askeri mahkemeler, “İsrail’in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine” karar vererek tutukluya hangi suçla itham edildiğini açıklamadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.

BM: Buzdağının görünen kısmı

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri de yatıkları yazılı açıklamada, “İsrail’in Guantanamosu” olarak adlandırılan, Negev Çölü’nde bulunan Sde Teiman gözaltı merkezinde tutulan Filistinlilere yönelik işkence ve cinsel şiddet iddialarının, son derece hukuk dışı ve iğrenç olduğu ancak bunların “buzdağının yalnızca görünen kısmı” olduğu belirtildi.

Açıklamada, “İsrail’in, gözaltında bulunan Filistinlilere yönelik yaygın ve sistematik kötü muamelesi ile keyfi tutuklama uygulamaları, on yıllardır devam ediyor. İsrail’in bu duruma 7 Ekim 2023’ten bu yana hiçbir kısıtlama getirmemesiyle birleştiğinde ‘mutlak dokunulmazlığın’ mümkün kıldığı şok edici bir tablo çiziyor” ifadeleri kullanıldı.

“Son 10 ayda en az 53 kişi işkenceden hayatını kaybetti”

Yüzlerce çocuk ve kadın da dahil yaklaşık 9 bin 500 Filistinlinin İsrail tarafından hapsedilmiş durumda olduğu kaydedilen açıklamada, bunların yaklaşık üçte biri hakkında suçlama veya yargılamanın olmadığı vurgulandı.

Açıklamada, “Bilinmeyen sayıda kişi, özellikle 7 Ekim’den sonra Filistin topraklarında erkekleri, kadınları ve çocukları hedef alan bir tutuklama ve kaçırma kampanyası dalgasının ardından keyfi olarak gözaltı tesislerinde ve geçici kamplarda tutuluyor” denildi.

Filistinlilere yönelik korkunç insanlık dışı koşulların ortasında yaygın taciz, işkence, cinsel saldırı ve tecavüz vakalarının yaşandığına dair doğrulanmış raporlar olduğunun altı çizilen raporda, son 10 ayda en az 53 Filistinlinin bu olaylar sonucu hayatını kaybettiği belirtildi.

Açıklamada, İsrail’deki siyasi kuruluşların ve toplumun “şok edici” şekilde bir Filistinli tutukluya yönelik toplu tecavüz iddialarını desteklediği anımsatılırken, bu durumun “ahlaki pusulanın kaybolduğuna dair çürütülemez kanıtlar sağladığına” işaret edildi.

İsrail’in gözaltındaki Filistinlilere yönelik işkencelerinin insanlığa karşı önlenebilir bir suç olduğu vurgulanan açıklamada, “İşkence uygulamaları telafi edilemez şekilde yasa dışıdır ve uluslararası suçlar teşkil eder ancak bu, İsrail’in kötülüğüyle ün yapmış gözaltı ve işkence sisteminin işleyiş biçiminin bir parçasıdır” değerlendirmesinde bulunuldu.

BM üyesi ülkelerin, iddia edilen kötü muamele ve işkenceye ilişkin tanıklıkların ve raporların ortaya çıkmasının ardından sessiz kalmalarının kınandığı açıklamada, Filistinli tutuklulara erişime, onların izlenmesi ve korunması için ikna edici bir sistem uygulanması amacıyla İsrail’e baskı yapılması çağrısı yapıldı.

Açıklamada, İsrail’in bu uygulamalarının bağımsız ve uluslararası insan hakları gözlemcileri tarafından incelenmesi ve bunların gözler önüne serilmesi gerektiği vurgulandı.

ORTADOĞU

“Qatargate” skandalını soruşturan Şin-Bet Direktörü görevden alındı

Yayınlanma

Ronen Bar

İsrail hükümeti, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ı oybirliği ile görevden aldı. Bar, görevden alınmasındaki asıl niyetin “ateşkes müzakerelerini anlaşmaya varmadan sürdürmek” olduğunu söyledi. Şin-Bet’in soruşturduğu Qatargate skandalına atıf yapan Bar, görevden alınmasıyla ilgili “yabancı çıkarları ve benzeri görülmemiş bir çıkar çatışması kokuları geliyor” dedi.

Bağımsız bir kurum olarak kabul edilen Şin-Bet’in direktörü, İsrail tarihinde ilk kez bakanlar kurulu kararıyla görevden alındı. Bar, çağrılmasına rağmen görevden alınma kararının oylanacağı toplantıya katılmadı ancak bakanlara mektup gönderdi.

Mektubunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun görevden alma kararına gerekçe olarak öne sürdüğü, kendisi ile arasında güvensizlik sorunu olduğu yönündeki iddiaya karşı çıkan Bar, “Benim liderliğimdeki Şin-Bet ile Başbakan arasında yoğun ve etkili bir işbirliği oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Şin-Bet Direktörünün Başbakana değil halka sadık olması gerektiğini savunan Bar, “Netanyahu, görevden alınmam için öne sürdüğü gerekçeleri destekleyemedi. Talebime rağmen, somut örnekler sunulmadı” açıklamasında bulundu.

Bar, Netanyahu’nun aralarındaki güvenin eksik olduğu yönündeki ısrarının geçerli bir dayanağı olmadığını ancak asıl niyetinin Gazze’de ateşkes müzakerelerini anlaşmaya varmadan sürdürmek olduğunu savundu.

Netanyahu’nun, kendisini ve Mossad Şefi David Barnea’yı ateşkes ve esir takası müzakerelerinden çıkarma kararının heyete zarar verdiğini ve bu yolla esirlerin serbest bırakılması yönünde bir ilerleme kaydedilemediğini aktardı.

Bar, Netanyahu’nun ülkeyi “hem içeride hem de düşmanlara karşı zayıflatacak” adımlar attığını dile getirdi.

Bar’a göre, kararın ardında “yabancı çıkarları ve çıkar çatışması” var

Şin-Bet Direktörü Bar, mektubunda, Netanyahu’nun yakın danışmanlarının Katar’dan paravan şirketler aracılığıyla para aldıklarına ilişkin Şin-Bet’in yürüttüğü ve İsrail’de “Qatargate” soruşturması olarak isimlendirilen soruşturmaya da değindi.

Bar, “Önemli soruşturma adımları atılıyor. Bu adımların, tamamen temelsiz iddialara dayalı ani ve aceleci bir görevden alma yoluyla aksatılmasının ardından yabancı çıkarları ve benzeri görülmemiş bir çıkar çatışması kokuları geliyor” ifadesini kullandı.

Başbakan Netanyahu’nun inisiyatifiyle görevden alınmasının, soruşturulan isimlere tehlikeli bir mesaj gönderdiği ve soruşturma sonucunu tehlikeye atabileceği konusunda uyardı.

Karar Yüksek Mahkeme’ye taşındı

Hükümetin Şin-Bet Direktörünü görevden alma kararı Yüksek Mahkeme’ye taşındı.

Kaliteli Hükümet Hareketi, Yüksek Mahkeme’ye verdiği dilekçede kararın durdurulmasını talep etti.

Karara muhalefetten de tepki gecikmedi. Yisrael Beytenu partisi lideri Avigdor Liberman, “Netanyahu, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ı kovarak tam da düşmanlarımızın hayalini kurduğu şeyi yapıyor” dedi.

Ana muhalefet lideri Yair Lapid ise hükümetin Bar’ı “tek bir sebepten ötürü” görevden aldığını söylüyor: Qatargate soruşturmasını durdurmak.

Lapid, “Muhalefet partileri, düşman bir devletin başbakanlık ofisine sızmasını aklamaya yönelik bu pervasız adıma birlikte itiraz edecekler” dedi.

“Qatargate” skandalı

“Qatargate” tartışmaları Katar’dan alınıp Netanyahu’nun seçim kampanyasına aktarıldığı ileri sürülen milyonlarca dolar iddiasıyla başlamıştı.

Bu iddialar, İsrail Başbakanı’nın sözcülerinden Eliezer Feldstein ve danışmanları Jonathan Urich ve Srulik Einhorn’un sanık sandalyesine oturduğu Şin-Bet’in ise soruşturduğu bir soruşturmaya dönüşmüştü.

İsrail basınında, Netanyahu’nun da Katar’dan 2012’de 15 milyon dolar, 2018’de 50 milyon dolar aldığı iddia edilmişti.

Feldstein’in Katar’ın imajını desteklemek için uluslararası bir şirketten maaş aldığı, Netanyahu’nun danışmanları Urich ve Einhorn’un da Katar için imaj danışmanlığı yaptığı aktarılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail ordusu Gazze’de kara işgalini genişletiyor

Yayınlanma

Gazze’de ateşkesi bozarak saldırılara yeniden başlayan İsrail ordusu, karadan işgalini genişletiyor. Önce Gazze’yi kuzey-güney hattında ikiye bölen Netzarim Koridoru’na giren İsrail ordusu kuzeyde de kara işgalinin başladığını duyurdu. İsrail’in yoğun saldırıları nedeniyle Hamas, beş ay sonra ilk kez Tel Aviv’i hedef aldı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyine de kara saldırılarının başladığı ve ordunun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet ile ortak saldırılar düzenlediği belirtildi.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya bölgesi kıyısında kara saldırılarına başlandığı, saldırı öncesinde bölgede Hamas’a ait noktaların da havadan hedef alındığı öne sürüldü.

Gece boyunca Gazze’ye yönelik saldırıların sürdüğü kaydedilen açıklamada, askeri yapıların ve silahların hedef alındığı iddia edildi.

Açıklamada, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların halihazırda devam ettiği kaydedildi.

İsrail’in daha saldırgan olacağı tahmin ediliyor

Öte yandan, İsrail’in Gazze’de binlerce sivilin ölümüne neden olan önceki saldırılarından çok daha yoğun saldırılar düzenleyeceği tahmin ediliyor.

“Walla” haber sitesi, İsrail ordusunun ateşkesi, gücünü tahkim etmek için kullandığını ve cephaneliğini yenilediğini yazdı.

İsrail’in zırhlı araçlarının yeterlilik seviyesini artırdığı ve envantere yenilerini eklediği belirtilen haberde, yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in ABD’nin de desteğiyle daha fazla ateş gücü kullanacağı ve daha saldırgan olacağı değerlendirmesinde bulunuldu.

Netzarim’e girdi

İsrail ordusu, Hamas ile ateşkesi bozup yeniden hava saldırılarına başlamasının ardından Gazze’yi kuzey-güney hattında ikiye bölen Netzarim Koridoru’nda kara işgaline yeniden başladığını açıklamıştı.

Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında 9 Şubat’ta çekildiği Netzarim Koridoru’nu tekrar işgal eden İsrail ordusu, bazı bölgelerden Filistinlilerin göç etmesini istemiş ve ordunun nokta saldırılar yaptığını duyurmuştu.

Salahaddin Caddesi kapatılırken Gazze’nin kuzey-güney hattında ilerleyecek Filistinlilerin, sahildeki Raşid Caddesi üzerinde gidebileceği kaydedilmişti.

Öte andan İsrail ordusu, Gazze Şeridi çevresindeki tampon bölgede de işgalini genişletiyor, Beyt Lahiya ve Han Yunus’un açıklarındaki alanda da kara işgalini sürdürüyor.

Gazze’den İsrail’e beş ay sonra ilk kez roket atıldı

Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları, “Siyonistlerin sivillere yönelik katliamlarına” yanıt olarak Tel Aviv’i M90 roketleriyle bombaladığını duyurdu.

İsrail ordusu da Gazze Şeridi’nin güneyinden İsrail’in başkenti Tel Aviv’e üç uzun menzilli roket fırlatıldığını açıkladı.  Açıklamaya göre roketlerden biri hava savunma sistemleri tarafından engellenirken, diğer ikisi açık alanlara isabet etti. 7 Ekim 2024’ten bu yana Hamas ilk kez Tel Aviv’i hedef almış oldu.

Hamas: Arabulucularla görüşmeler sürüyor

Öte yandan Hamas, İsrail’in saldırılarını durdurmak için ve Tel Aviv’in anlaşmaya varılan ateşkes anlaşmasını uygulamaya zorlanması konusunda, arabulucularla görüşmelerin devam ettiğini duyurdu.

Hamas Sözcüsü Abdullatif El-Kanu, yaptığı yazılı açıklamada, ateşkes anlaşmasına bağlı olduklarını belirterek Filistin halkını “savaştan kurtarmak ve işgalcilerin Gazze’den çekilmesi için arabulucularla birlikte çalıştıklarını” kaydetti.

Kanu, “Gazze’ye yönelik abluka, aç bırakma ve yürütülen soykırım, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) acilen harekete geçmesini gerektiriyor” dedi.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani de telefon görüşmesinde Gazze’deki durumu ele aldı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 18 Mart sabahından itibaren başladığı saldırılarda en az 710 kişi hayatını kaybetti, 900’den fazla kişi yaralandı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Netanyahu, Trump’ın izinde: Yargıya ‘derin devlet’ suçlaması

Yayınlanma

Yolsuzluk ve rüşvetten yargılanan, yardımcıları Katar’dan para almak ve gizli belge sızdırmaktan suçlanan, “yargı reformu” adı altında yargının hükümet üzerindeki denetim mekanizmasını kırmaya çalışan, kendisi ve yakın çevresindeki isimleri soruşturan görevlileri görevden almaya çalışan Netanyahu, ABD Başkanı Trump’ın izinden giderek “derin devleti” suçladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü resmi X hesabından yaptığı paylaşımda, ABD ve İsrail’de “solcu Derin Devlet’in” seçimle gelen sağcı liderleri engellemek için yargıyı silah olarak kullandığını iddia etti. Netanyahu paylaşımında, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın sıkça kullandığı retorikten faydalanarak şu ifadeleri kullandı:

“ABD’de ve İsrail’de, güçlü bir sağcı lider seçim kazandığında, solcu derin devlet halkın iradesini engellemek için adalet sistemini silahlandırır. Her iki yerde de kazanamayacaklar! Birlikte güçlüyüz.”

Ancak Netanyahu, paylaşımını yaklaşık yarım saat sonra resmi hesabından silerek, aynı mesajı kişisel hesabından yeniden yayımladı.

Netanyahu’nun paylaşımının altına Elon Musk’ın “kesinlikle katılıyorum” anlamına gelen bir emoji ile yorum yapması dikkat çekti.

Netanyahu’nun bu açıklamasi, İsrail polisinin “Qatargate” adı verilen soruşturma kapsamında Netanyahu’nun bazı yardımcılarına Katar’dan binlerce dolar aktarıldığı iddialarına ilişkin iki şüpheliyi gözaltına aldığını duyurmasının hemen ardından geldi. Perşembe sabahı İsrail medyasında yer alan haberlere göre, gözaltına alınan şüphelilerden biri belirli şartlar altında serbest bırakılırken, diğerinin sorgusu devam ediyor.

Söz konusu soruşturmayı Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın emriyle Şin-Bet Direktörü Ronen Bar polisle birlikte yürütüyor. Bu iki isim de Netanyahu ve hükümetinin hedefinde.

Axios haber sitesi, Netanyahu’nun Washington ziyaretinde Trump’ın “derin devlet’e” karşı aldığı önlemlerden ilham alarak Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ı şubat ayı başlarında görevden alma kararını kesinleştirdiğini yazdı. Netanyahu’nun, Başsavcı Miara’yı görevden alma planı ve hükümetin yargı üzerindeki kontrolünü artırmaya yönelik tartışmalı yasa değişikliklerini yeniden gündeme getirme çabası dün Batı Kudüs başta olmak üzere ülkede büyük çaplı hükümet karşıtı protestolara neden oldu.

Herzog’dan Netanyahu’ya yanıt

Siyasi tartışmalardan uzak durmaya özen gösteren İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Netanyahu’nun paylaşımına yanıt vererek, “İsrail’in güçlü ve bağımsız yargı sistemi demokrasimizin teminatıdır ve İsrail Cumhurbaşkanı olarak bununla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

Ana muhalefet lideri Yair Lapid’in partisi Yeş Atid ise Netanyahu’yu “kontrolden çıkmakla” suçladı. Partinin resmi X hesabından yapılan paylaşımda, “Tehlikeli komplo teorileri yayıyor, hukukun üstünlüğünü zayıflatıyor ve İsrail’e zarar veriyor. Panik içinde. Çevresindekilerin yabancı çıkarlarla bağlantılı olduğunu biliyor ve gerçeğin ortaya çıkmasından korkuyor. Bu bir liderlik değil, utanç verici bir panik hali” denildi.

‘Derin devlet’ açıklamalarına devam

Times of Israel’in aktardığına göre Netanyahu, çarşamba günü daha sonra sosyal medyada yayımladığı bir videoda “derin devlet” kavramını daha ayrıntılı bir şekilde ele aldı.

Başbakanlık Ofisi koridorunda bir saksı bitkisini göstererek, “Benden ve hükümetten bir saksı bitkisi gibi olmamızı istiyorlar” diyen Netanyahu, sözcüsü Topaz Luk’un “Peki, derin devlet nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Derin Devlet, İsrail hükümetinin derinliklerinde kökleşmiş ve seçmenlerden daha iyi bildiğini düşünen değişmez bürokrasidir. Her zaman sola eğilimlidirler. Bir sağ hükümet seçildiğinde ‘Demokrasi nedir ki? Kararları neden onlar alsın? Bizi ilgilendirmez, biz karar alırız’ diyorlar. O yüzden seçilebilirsiniz ama gerçekten karar veremezsiniz. Beğenmediğimiz yasaları mı getireceksiniz? Onları iptal ederiz.”

‘Kararları biz vereceğiz’

İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Netanyahu ve bazı bakanlar, önceki gece yapılan kabine toplantısında Başsavcı Baharav-Miara’yı ve hukuk sistemini sert bir dille eleştirdi. Toplantıda aşırı sağcı siyasetçi Itamar Ben-Gvir’in ulusal güvenlik bakanı olarak yeniden atanması kararı alındı. Başsavcı Baharav-Miara ise bunun yasal olarak mümkün olmadığını belirtmişti.

İsrail’in resmi kanalı KAN’a göre Netanyahu toplantıda, “Trump, İsrail’deki derin devletin ne kadar köklü olduğunu duyduğunda inanamadı. Okyanus kadar derin” ifadelerini kullandı.

Netanyahu’nun, “Siz, aydınlar, ‘Ne yani, maymunlar seçim mi yapacak? Kararları bir mağaza tezgahtarı mı verecek? Siz halkın üzerinde olanlarsınız’ diyorsunuz” dediği öne sürüldü.

Kanal 13 haberine göre Netanyahu ayrıca, “Seçimleri iptal edeceğimiz söylentisini duydum. Tabii ki bu saçmalık. Ama İsrail’de seçimlerin ne değeri var ki? İşte söylüyorum, bitti. Bakanları biz atayacağız” dedi.

Başbakanlık Ofisi ise KAN’ın haberini “yanıltıcı” olarak nitelendirerek, Netanyahu’nun “yasama, yürütme ve yargı arasındaki dengeye duyulan ihtiyacı yıllardır vurguladığı” açıklamasında bulundu.

Öte yandan, Adalet Bakanı Yariv Levin de başsavcıyı eleştirerek, “Anayasa Mahkemesi bile senin hukuk görüşlerinle kıyaslandığında daha ölçülü görünüyor” dedi. İletişim Bakanı Şlomo Karhi ise Baharav-Miara’nın “çıkar çatışması içinde olduğunu” öne sürerek, “Seni çoktan görevden almamız gerekiyordu ve yakında bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.

Başsavcı Baharav-Miara ise kabine toplantısında, “Hukuki durumu size sunuyorum. Başbakan, Ben-Gvir’in ulusal güvenlik bakanı olarak atanmasıyla ilgili benimle görüşmelidir. O zamana kadar kendisi başka bir bakanlık görevine atanabilir” yanıtını verdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English