Ortadoğu
İsrail hükümeti “ateşkes” için toplanıyor

Hamas ve İsrail arasında Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen görüşmelerde “ilerleme kaydedildiği”, Mossad Direktörü David Barnea’nın Tel Aviv’e döndüğü ve hükümetin değerlendirme için bu akşam toplanacağı belirtildi.
ABD, Katar ve Mısır’ın öncülük ettiği arabuluculuk çabalarıyla İsrail ile Hamas arasında her iki taraftan da esir değişimini ve ateşkesi garanti edecek bir anlaşmaya varılmaya çalışılıyor.
Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre, Katar’da salı gününden itibaren devam eden dolaylı müzakerelere katılan Mossad Direktörü David Barnea’nın liderlik ettiği İsrail heyeti bu sabah saatlerinde Tel Aviv’e döndü. İsrail’de hükümetin ve daraltılmış güvenlik kabinesinin müzakereleri değerlendirmek için bu akşam toplanacağı aktarıldı.
Maariv gazetesi de siyasi kaynaklara dayandırdığı haberinde detay vermeksizin Doha’daki görüşmelerde “Hamas ve İsrail arasındaki ihtilaflı konularda ilerleme kaydedildiğini” aktardı.
Katar’da dolaylı görüşmelere katılan Barnea ve beraberindeki heyet, dün Doha’da CIA Direktörü William Burns, Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kamil ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile dörtlü görüşme yapmıştı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby de müzakereler için “ihtiyatlı bir iyimserlik” içinde olduklarını söyledi.
Kirby, CNN’e yaptığı açıklamada, Hamas ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yakın olup olmadığına ilişkin soruya, “İşlerin iyi yönde ilerlediği konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz” yanıtını verdi.
İki taraf arasında hala boşlukların olduğunu belirten Kirby, “Bu boşlukların daraltılabileceğine inanıyoruz ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk ile ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns de şu anda bunu yapmaya çalışıyor” dedi.
Öte yandan müzakerelere katılan Brett McGurk de İsrail’e gelerek Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüştü.
İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre görüşmede ateşkes müzakerelerini ele alındı. İkili, esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin anlaşma müzakerelerinde kaydedilen ilerlemeyi istişare etti. McGurk, bir kısmı gelecek günlerde İsrail’e gönderilmesi planlanan kritik askeri mühimmatın teslimatı konusunda Gallant’a bilgi verdi. Gallant ise McGurk ve ABD yönetimine savunma işbirliğine verdikleri destek ve esirlerin serbest bırakılması konusunda teşekkür etti.
İsrail, saldırılarını yoğunlaştırıyor
Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takası anlaşması için Hamas ve Tel Aviv arasında dolaylı müzakereler devam ederken, İsrail ordusunun saldırıları, güneyde Refah’ın yanı sıra kuzeydeki bölgelerde de yoğunlaşıyor.
Gazze kenti başta olmak üzere Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki saldırılarını yoğunlaştıran İsrail ordusu, defalarca yerinden edilen Filistinlileri tekrar göçe zorluyor.
İsrail ordusu, yakın zamanda yerinden ettiği Filistinlilerin sığındığı 4 okula saldırı düzenledi. Bu saldırılarda kadın ve çocukların da aralarında olduğu en az 50 Filistinli hayatını kaybederken çok sayıda kişi yaralandı.
Hamas, İsrail ordusunun şiddetlenen saldırıları üzerine Başbakan Netanyahu’yu suçlayarak saldırıların görüşmeleri “sıfır noktasına getirdiği” uyarısını arabuluculara iletmişti.
Netanyahu’nun tutumu belirsiz
Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes müzakerelerinde geçen hafta ümitler artmıştı. Hamas heyeti geçen hafta masadaki ateşkes taslağına yanıtını arabuluculara ilettiğini duyurmuştu.
İsrail güvenlik otoriteleri Hamas ile anlaşmaya “ilk defa bu kadar yaklaşıldığını”, Mossad kaynakları “karşılıklı esir takası anlaşması için altın bir fırsat bulunduğunu” belirtmişti.
Netanyahu, 7 Temmuz’da taraflar arasında ateşkes ve esir takası müzakerelerinde en ihtilaflı konu kabul edilen “İsrail’in Gazze’ye yeniden saldırabilme hakkında” ısrarcı olacağını açıklamıştı.
Herhangi bir ateşkes anlaşmasının Gazze’deki Hamas savaşçılarının “kuzeye dönmesini” engellenmesi gerektiğini aktaran Netanyahu, İsrail’in savaşın hedeflerine bağlı olduğunu yinelemişti.
Diplomasi
Trump’tan Netanyahu’ya: İran’a saldırı planını gündeminden çıkar

Trump’ın İran’la nükleer görüşmelerin sonlanmasını isteyen Netanyahu’ya “İran’a saldırı planını gündemden çıkar. Diplomatik yolları sonuna kadar kullanmak istiyorum” dediği belirtildi. İsrail tarafı ise “sürpriz olmayacağı” yönünde ABD’ye güvence verdi.
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, İsrail’in İran’a yönelik olası bir saldırısı için “yeşil ışık” yakmadığını söyledi. Trump, Netanyahu’dan askeri seçeneği gündemden kaldırmasını istedi. Netanyahu ise Trump’a verdiği yanıtta, İran’ın hem uluslararası toplumu hem de ABD’yi “aldattığını” ve zaman kazanmaya çalıştığını ileri sürdü.
Trump, Beyaz Saray’daki bir ekonomi etkinliğinde Netanyahu ile telefon görüşmesine ilişkin gazetecilere yaptığı açıklamada, “Birçok konuyu görüştük, çok iyi bir konuşmaydı. Ne olacağını göreceğiz” dedi. İran konusunda “çok yoğun çalıştıklarını” belirten Trump, “Zor bir mesele… İranlılar çok iyi müzakereciler” ifadelerini kullandı.
ABD’nin, İsrail ile İran konusundaki işbirliğini askıya aldığı iddiası
Ancak sızan ayrıntılar, görüşmenin hem İran hem de Gazze’de devam eden savaş konusunda gergin geçtiğini gösteriyor. Trump, Netanyahu’ya Gazze savaşının “artık bittiğini” ve sona erdirilmesi gerektiğini söyledi. Savaşın sonlandırılmasının, İran ile yürütülen müzakerelere ve Suudi Arabistan’la normalleşme sürecine de katkı sağlayacağını vurguladı. Bir kaynak, Ynet News’e Trump’ın mesajını şöyle özetledi: “Bu işi bitirin. Savaş uzamasın.”
İsrail: Sürpriz olmayacak
Nükleer müzakerelerde herhangi bir ilerleme sağlanamasa da Trump’un görüşmelerin sonlanmasını isteyen Netanyahu’ya “İran’a saldırı planını gündemden çıkar. Bu, müzakerelere yardımcı olmuyor. Diplomatik yolları sonuna kadar kullanmak istiyorum, zor olsalar bile. Onlarla nasıl konuşulacağını biliyorum” dediği belirtildi.
İki lider, İran’la yürütülecek nükleer görüşmelerin altıncı turu öncesinde Mossad Başkanı David Barnea ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in, müzakerelerde ABD’yi temsil eden Steve Witkoff ile bir araya gelmesi konusunda anlaştı. İsrail tarafı, “sürpriz olmayacağı” yönünde güvence verdi.
Trump: İran artık daha agresif
Trump, daha önce Fox News’e verdiği demeçte İran’ın müzakerelerde “çok daha agresif” bir tavır sergilemeye başladığını söylemişti. “Sadece birkaç gün öncesine kıyasla davranışları çok farklı. Bu beni şaşırttı, hayal kırıklığına uğrattı” diyen Trump, tarafların ertesi gün yeniden bir araya geleceğini belirtmişti. Ancak İranlı yetkililer, müzakerelerin bir sonraki turunun 15 Haziran Pazar günü başlayacağını açıkladı. Görüşmelere daha önce olduğu gibi Umman arabuluculuk yapıyor.
ABD ve İsrail arasında İran gerginliği: Telefonda hararetli tartışma
Aynı demeçte Trump, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini yeni bir anlaşmanın önündeki en büyük engel olarak tanımladı. Tahran’a açık bir uyarıda bulunan Trump, “İran, kabul edilemeyecek taleplerde bulunuyor. Vazgeçmeleri gereken şeylerden vazgeçmiyorlar. Zenginleştirme ısrarını sürdürüyorlar. Şu anda anlaşmaya hazır değiller. Bunu söylemek istemem ama alternatifi çok kötü” dedi.
CENTCOM alternatif planlar hazırladı
Bu arada, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Michael Kurilla, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda İran’a yönelik askeri müdahale için Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’e çeşitli senaryolar sunduklarını açıkladı.
İran ise pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin sunduğu yeni nükleer anlaşma şartlarına karşılık bir “karşı teklif” sunacağını duyurdu. Tahran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmeyeceğini yineleyerek bunun kendileri için “kırmızı çizgi” olduğunu belirtti. Trump, karşı teklifin henüz ulaşmadığını, ancak haftanın ilerleyen günlerinde yapılacak görüşmelerde değerlendirileceğini söyledi.
Ortadoğu
Lula: Biden, Rusya’nın yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu

Brezilya Devlet Başkanı Lula, Ukrayna savaşı nedeniyle Batılı ülkeleri suçlayarak, eski ABD Başkanı Joe Biden’ın, Rusya’nın yok edilmesi gerektiğine inandığını aktardı.
Fransa gezisine başlamadan önce geçen hafta Le Monde’a bir mülakat veren Lula, Ukrayna’nın yanı sıra Gazze konusunda da görüşlerini dile getirdi.
Nazizme karşı kazanılan zaferin 80. yılını anmak için Moskova’ya gittiğini belirten Lula, bu çatışmada 26 milyon insanını kaybeden bir ülkeye saygısı nedeniyle bunu yapmasının yanı sıra, Rusya ile Brezilya arasındaki güçlü ticari ilişkileri de hatırlattı.
Brezilyalı lider, “Brezilya, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ihlal etmesini başından beri kınadı. Brezilya üç yıldır barıştan yana! Putin’e savaşı sona erdirme zamanının geldiğini söyledim; [16 Mayıs’ta] Zelenskiy ile İstanbul’da görüşmesini tavsiye ettim. Ve gitmemesine üzüldüm,” dedi.
Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy’e yönelik, savaşın ardından sarf ettiği sert sözler nedeniyle pişman olmadığını kaydeden Lula, “Bence bu savaş hiç olmamalıydı. Hata, Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeye karar vermesiyle yapıldı. Bu çok açık ve biz de her zaman böyle söyledik: Hiçbir ülke, özellikle de müzakere imkânları varken, başka bir ülkenin topraklarını işgal etme hakkına sahip değildir,” dedi.
Fakat Lula, buna rağmen, Batılı ülkelerin de sorumluluğuna işaret etti. Brezilya lideri, “Uzun uzun konuştuğum Joe Biden, Rusya’nın yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu,” diyerek, savaşta eski Amerikan liderinin önemli bir rolü olduğunu ifşa etti.
“Uzun süredir dünyada orta yolu temsil eden Avrupa ise şimdi Washington’un yanında yer aldı ve yeniden silahlanmaya milyarlar harcıyor,” diyen Lula, bu durumun kendisini endişelendirdiğini, tek konuşulan şeyin “savaş” olması durumunda, barışın asla gelmeyeceğini vurguladı.
Brezilya’nın Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakereleri desteklemeye hazır olduğuna işaret eden Lula, Çin ve diğer 11 gelişmekte olan ülke ile birlikte, 2024 yılında bir barış planı önerdiklerini kaydederek, “Üç yıllık savaşın ardından, çatışmanın devamından kimsenin bir kazancı olamaz. Putin her şeyi elde edemeyeceğini biliyor, Zelenskiy de öyle. Oturup konuşalım. Yeterince bomba, yeterince ölüm, yeterince yıkım oldu,” diye konuştu.
Ortadoğu
Mahmud Abbas’tan Macron ve Selman’a “bir yıl içinde seçim” sözü

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Macron ve Selman’a Gazze ve Filistin Yönetimi adına bazı taahhütlerde bulunduğu ortaya çıktı.
Fransa ile Suudi Arabistan’ın öncülüğünde Ortadoğu’da iki devletli çözümü canlandırma amacıyla New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) konferansına bir hafta kala, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Gazze ve Filistin Yönetimi adına bazı taahhütlerde bulunduğu ortaya çıktı.
Abbas, konferansın ev sahipleri olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a bir mektup yazarak Filistin Yönetimi’nde yeni seçim vaadinde bulundu. Hamas’ın silah bırakması gerektiğini savunanan Abbas mektubunda “Filistin topraklarına uluslararası güç konuşlandırılmasını” istedi.
Élysée Sarayı’ndan (Fransa Cumhurbaşkanlığı) yapılan açıklamaya göre Abbas mektupta, Gazze’deki savaşa son verilmesi ve Ortadoğu’da barış sağlanması için gerekli gördüğü adımları anlattı. Filistin Yönetimi Başkanı’nın bu çerçevede “Hamas artık Gazze’yi yönetmeyecek; silahlarını ve askeri kapasitesini Filistin Yönetimi’nin güvenlik güçlerine devretmek zorunda” dediği belirtildi.
Abbas, “BM Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilmiş bir istikrar/koruma gücünün parçası olarak Arap ve uluslararası güçleri davet etmeye hazır olduğunu” söyledi. Abbas’ın, “Filistin Devleti topraklarında güvenliğin tek sağlayıcısı olmalı ama militarize bir devlet olma niyeti yok” dediği aktarıldı.
Abbas, “Net ve bağlayıcı bir zaman çizelgesi, uluslararası destek, denetim ve garantilerle İsrail işgalini sona erdiren, tüm çözülmemiş meseleleri ve nihai statü sorunlarını çözen bir barış anlaşması yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Abbas’ın, “Hamas tüm rehineleri ve tutsakları derhal serbest bırakmak zorunda” diye eklediği de açıklandı.
Öte yandan Abbas mektubunda, Filistin Yönetimi’nde reform yapma taahhüdünü yineledi ve bir yıl içinde, uluslararası gözlemcilerin de denetleyeceği şekilde başkanlık seçimleri ve genel seçim düzenleme vaadini teyit etti.
Élysée Sarayı, Abbas’ın “iki devletli çözümün uygulanması yolunda ilerleme kaydetmek için gerçek bir isteklilik gösteren somut ve benzeri görülmemiş taahhütlerini” memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.
Macron, ev sahipliği yapacağı konferans öncesinde Filistin devletini tanımanın ahlaki bir görev ve siyasi bir gereklilik olduğunu söylemiş ancak tanıma için Hamas’ın silah bırakması da dahil olmak üzere bazı koşullar öne sürmüştü.
Fransa, uzun süredir iki devletli çözümü savunuyor. Ancak Filistin devletini resmen tanıması ciddi bir politika değişikliği anlamına gelecek.
İsrail basını, iki devletli çözümü reddeden Binyamin Netanyahu hükümetinin ise konferans öncesinde, Filistin’in tanınması halinde Batı Şeria’da daha fazla yasadışı yerleşim inşa etme tehdidinde bulunduğunu yazmıştı.
Tel Aviv yönetimi ayrıca Filistin devletini tanımanın ahlaki sorumluluk olduğunu söyleyen Macron’a İsrail’e karşı “Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi düzenleme” suçlaması yöneltmişti.
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Dünya Basını2 hafta önce
FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor
-
Görüş1 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2