Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail, saldırılarının finansmanı için borçlanmayı ve vergileri artırmayı planlıyor

Yayınlanma

Financial Times’a konuşan üst düzey maliye yetkilisine göre İsrail, Gazze’deki savaşı desteklemek için savunma harcamalarını neredeyse iki katına çıkarırken bu yıl yaklaşık 60 milyar dolar borçlanmayı, devlette işe alımları dondurmayı ve vergileri artırmayı planlıyor.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana devam eden Gazze’deki saldırıları ve kuzeyde Hizbullah’la süren karşılıklı çatışmalar ekonomiye ciddi zarar verdi ve ülke ekonomisi 2023’ün son çeyreğinde yıllık bazda neredeyse yüzde 20 küçüldü.

Hükümetin 300.000 yedek askeri seferber ettiği, ülkenin kuzeyinde ve güneyinde on binlerce insanın yerinden edildiği ve tüketici harcamalarının düştüğü bir dönemde bu darbe geldi. Yaklaşık 150,000 Filistinli işçinin de işgal altındaki Batı Şeria’dan İsrail’e girişi engellendi.

Ancak Maliye Bakanlığı’nın genel muhasebecisi Yali Rothenberg, Financial Times’a yaptığı açıklamada, çok sayıda yedek askerin terhis edilmesi ve tüketici harcamalarının artmasıyla ekonominin toparlanmaya başlamasını beklediğini söyledi.

Rothenberg “Ekonomik temeller orada. Eğer yüksek teknoloji sektörüne bakarsanız, orada olduğunu görürsünüz. Altyapı yatırımlarına bakarsanız, orada. Özel tüketime bakarsanız, orada” dedi.

Rothenberg, İsrail ekonomisinin sağlığına kavuşmasında kritik bir faktörün de yedek askerlerin terhis edilmesi olduğunu söyledi. İsrailli yetkililere göre, Hamas’ın 7 Ekim’de 1.200 kişinin ölümüne yol açan ve savaşı tetikleyen saldırısının ardından askere çağrılan 300.000 kişinin yaklaşık beşte birinin halen görevde olduğunu söyledi.

Rothenberg bu sayının mart ayı sonuna kadar 30,000-40,000 arasına düşmesinin beklendiğini de sözlerine ekleyerek çatışmanın “yoğunluğunun azaldığını” söyledi ve “Bütçelenen senaryo budur” dedi.

Ancak hükümet, böylesine yoğun nüfuslu bir bölgeye yapılacak bir saldırının yıkıcı olacağı yönündeki uluslararası uyarılara rağmen, Gazze’deki saldırısını evlerinden edilmiş 1 milyondan fazla insanın sığındığı güney şehri Refah’a doğru genişletme tehdidinde bulunuyor.

Filistinli sağlık yetkililerine göre İsrail saldırısı 29.000’den fazla insanın ölümüne neden oldu, şeridin büyük bir bölümünü harap etti ve 2.3 milyonluk nüfusun yüzde 85’inden fazlasını evlerini terk etmek zorunda bıraktı.

Binlerce yedek askerini terhis etmesine rağmen İsrail, öngörülebilir gelecekte şeritte güvenlik varlığını sürdürmeyi beklediğini söyledi. Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisi Cuma günü savaş sonrası Gazze için İsrail’in bölgede büyük bir güvenlik tamponu oluşturmasını öngören bir plan yayınladı.

Ayrıca Hizbullah ile İsrail güçleri arasında Lübnan-İsrail sınırında neredeyse her gün yaşanan çatışmaların topyekûn bir savaşa dönüşmesinden endişe ediliyor.

İşte bu ortamda hükümet bu yıl savunma harcamalarını 55 milyar şekel (15 milyar dolar) artırmayı planlıyor ki bu savaş öncesi savunma bütçesine göre yüzde 85’lik bir artış anlamına geliyor. Maliye Bakanlığı, savaştan önce yüzde 13,5 olan savunma harcamalarının 2024 bütçesinin yaklaşık yüzde 20’sine ulaşacağını söyledi. Knesset’teki komiteler tarafından incelenmekte olan 2024 bütçe taslağının önümüzdeki ay kabul edilmesi bekleniyor.

Rothenberg, “İsrail’de önümüzdeki yıllarda savunma harcamalarının artacağını düşünüyoruz” dedi: “Bu nedenle şu anda mali adımlar atıyoruz.”

Gelecekteki savunma harcamaları konusunda tavsiyelerde bulunmak üzere hükümet dışından uzmanlardan oluşan bir komite kurulduğunu da sözlerine ekledi.

Devletin 2023 yılı gelirleri, tahminlerin 12 milyar şekel altında gerçekleşirken, hükümet savaş nedeniyle harcamalarını yaklaşık 26 milyar şekel artırdı. Buna, Hamas’ın 7 Ekim saldırısının hemen ardından Maliye Bakanlığı’nın hükümetin bütçe dışında faaliyet göstermesine izin veren özel izinler çıkarması nedeniyle savunmaya yapılan 4.7 milyar dolarlık ek harcama da dahil.

Hesapları dengelemek amacıyla bakanlık katma değer vergisini 2025 yılında yüzde 17’den yüzde 18’e çıkarmayı planlarken bu yıl ve önümüzdeki yıl sigara ve bankacılık gibi vergileri artıracak, kamuda işe alımları donduracak ve kamu sektöründe ücret artışlarını erteleyecek.

Moody’s bu ay Gazze’deki savaş, savaşın süresindeki belirsizlik ve ekonomi üzerindeki geniş çaplı etkisine ilişkin endişeler nedeniyle İsrail’in kredi notunu A1’den A2’ye düşürdü. Derecelendirme kuruluşu ayrıca çatışmanın ülkenin kuzey cephesine yayılma riski nedeniyle İsrail’in borç görünümünü de negatife indirdi.

Geçen ay İsrail Merkez Bankası Başkanı, hükümeti harcamaları hızla kısmaya çağırarak, piyasadaki “güvenilirliğinin” harcamalarda kesinti ve gelirlerde artış da dahil bütçe ayarlamaları yapmasına bağlı olduğu uyarısında bulundu.

İsrail hükümeti bu yıl gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 6,6’sı oranında bir bütçe açığı öngörüyor ve 2023’te yüzde 2 olan büyümenin bu yıl yüzde 1,6’ya düşeceğini tahmin ediyor.

Savaş patlak verdikten sonra, yaklaşık 81 milyar şekel borçlandı ve borç-GSYİH oranını yaklaşık yüzde 62’ye çıkararak yaklaşık sekiz yılın en yüksek seviyesine ulaştırdı.

Bakanlık, yaklaşık 250 milyar şekel borçlanmak için iç ve dış piyasalara başvuracağından bu yıl bu oranın beş ya da altı puan daha artmasını bekliyor. Bununla birlikte, borcun GSYH’ye oranının yüzde 70’in altında kalacağı tahmin ediliyor.

New York ve Londra’da yatırımcılarla görüşen Rothenberg, borcun büyük bir kısmının iç piyasadan sağlanacağını söyledi ancak bakanlığın dolar piyasasına “dikkatle” baktığını ve “her şeyin masada olduğunu” sözlerine ekledi.

“Yatırımcılar gerçekten İsrail kağıtlarına sahip olmak istiyorlar, bunun bir fırsat olduğunu düşünüyorlar ve insanlar gerilimin azaldığını kabul ediyorlar” dedi.

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English