Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail, üç rehine için hazırlık yapıyor

Yayınlanma

Hamas

Netanyahu, savunma yetkilileriyle bir araya gelirken İsrail’in Hamas’a baskı yaparak ilk aşamada altı rehinenin serbest bırakılmasını sağlamaya çalıştığını öne sürdü. Ancak bir Arap diplomat, beklentilerin yüksek tutulmaması gerektiği konusunda uyardı.

Hamas, perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail ateşkese uymadığı için askıya aldığını duyurduğu esir takası ile ilgili restinden vazgeçtiğini ve Cumartesi günü üç İsrailli rehineyi serbest bırakacağını duyurdu. İsrail’in daha fazla rehinenin serbest bırakılması için baskı yaptığı bildirilirken kıdemli bir Arap yetkili The Times of Israel’e verdiği demeçte, Hamas’ın anlaşmada belirtilen zaman çizelgesinden sapmasının olası olmadığını söyledi.

İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı İsrael Katz, Perşembe akşamı üst düzey askeri ve güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek, İsrail’in Hamas’a rehine iade sürecini öne çekmesi için daha fazla nasıl baskı yapabileceklerini görüştü.

İsrail, rehinelerin serbest bırakılmaması halinde çatışmalara devam edeceğini duyurmuş ve ABD Başkanı Donald Trump’ın tüm rehinelerin serbest bırakılması yönündeki talebine destek vermişti.

Hamas ise Kahire’de Mısırlı yetkililerle görüşmeler yaptığını ve Katar Başbakanı ile temas halinde olduğunu belirtti. Gazze’ye daha fazla çadır ve prefabrik evler, tıbbi malzeme, yakıt ve enkaz kaldırma ekipmanı getirilmesi Hamas’ın son günlerdeki temel taleplerinden biri oldu. Hamas, arabulucuların “tüm engelleri kaldırma” sözü verdiğini açıkladı.

Hamas: Esir takası uygulanacak

Netanyahu’nun ofisi, İsrail’in Gazze’ye prefabrik evler ve ağır iş makineleri girmesine izin vereceği yönündeki haberleri “yalan haber” olarak nitelendirdi. Başbakanlık Sözcüsü Ömer Dostri, “Gazze’ye mobil evler veya ağır ekipman girmiyor ve böyle bir koordinasyon yok” dedi.

Ancak Mısır medyası, Gazze sınırındaki Refah Kapısı’nda geçici barınak taşıyan kamyonları ve buldozerleri gösteren görüntüler yayınladı. Haberlere göre, bu kamyonlar Gazze’ye girmeden önce İsrail tarafından denetlenecek.

Hamas sözcüsü Abdullatif el-Kanu, Associated Press’e telefonla yaptığı açıklamada, üç rehinenin cumartesi günü serbest bırakılacağını doğruladı.

Geçen ay yürürlüğe giren ateşkes kapsamında, ilk aşamada toplam 17 rehinenin serbest bırakılması planlanıyor ve bunlardan dokuzunun hayatta olduğu düşünülüyor. Son haftalarda Hamas, anlaşma gereği 16 İsrailli ve beş Taylandlı rehineyi serbest bıraktı. İsrail ise yaklaşık 2.000 Filistinli güvenlik mahkumunu, aralarında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış yüzlerce mahkûmu da içerecek şekilde serbest bırakmayı kabul etti.

Esir takasının yeniden yoluna girdiği görünse de Perşembe günü gerçekleşen bir roket saldırısı, tarafların çatışmalara geri dönebileceği yönündeki endişeleri artırdı. Roketin Gazze içinde Nuseyrat bölgesine düştüğü ve 14 yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybettiği bildirildi. Hamas yönetimindeki polis kaynakları, roketin aslında patlamamış bir İsrail mühimmatı olduğunu ve taşınırken infilak ettiğini açıkladı.

İsrail ordusu saldırının kaynağını Gazze’nin merkezindeki Bureyc kampında vurduğunu açıkladı. Çarşamba günü de ordu, Refah’ta kaçak bir insansız hava aracını almaya çalışan Filistinlilere yönelik bir insansız hava aracı saldırısı düzenledi ve bir kişiyi öldürdü.

Beersheba’daki İsrail ordusunun Güney Komutanlığı’nda Netanyahu, dört saatten fazla bir süre boyunca üst düzey güvenlik yetkilileriyle toplantı yaptı. Toplantıya Savunma Bakanı Israel Katz, Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Şin Bet Başkanı Ronen Bar ve Güney Komutanlığı Başkanı Yaron Finkelman katıldı.

İsrailli yetkililer, Hamas’ın cumartesi serbest bırakmayı planladığı üç rehinenin isimlerini bugün açıklamasını bekliyordu. Kanal 12’ye göre, İsrail ayrıca arabulucular Katar, Mısır ve ABD’ye baskı yaparak altı rehinenin planlanan serbest bırakma tarihlerinden önce bırakılmasını sağlamaya çalışıyordu.

İsrail, cumartesi günü serbest bırakılan rehinelerin aşırı zayıflamış görünmesinin ardından süreci hızlandırmaya çalışıyor. Serbest bırakılan rehineler, esaret sırasında işkenceye, açlığa ve insanlık dışı koşullara maruz kaldıklarını iddia ettiler.

Üst düzey bir Arap diplomat, Hamas’ın cumartesi günü ya da sonraki günlerde planlananın dışında başka rehineleri serbest bırakmasının beklenmediğini belirtti ve “Hamas’ın hiçbir rehineyi serbest bırakmayacağını söylemesinden sonra, cumartesi günü üç rehineyi bırakmaya ikna ettik. Bundan daha fazlasını beklemek fazla iyimserlik olur” dedi.

Ateşkes krizi çözülüyor mu?

Ateşkes, Hamas’ın İsrail’i Gazze’ye insani yardım girişini engellemekle suçlaması ve Cumartesi günü rehineleri serbest bırakmayacağını açıklamasıyla Pazartesi günü tehlikeye girmişti.  Ancak daha sonra İsrail, Hamas üç rehineyi serbest bırakırsa anlaşmanın devam edeceğini belirten bir mesaj gönderdi.

Hükümet sözcüsü David Mencer, Hamas’ın Cumartesi günü üç canlı rehineyi serbest bırakması gerektiğini açıkladı.

Ateşkesin geleceği konusundaki belirsizlik, İsrail’de binlerce protestocunun sokaklara dökülmesine neden oldu. Protestocular, hükümete anlaşmaya bağlı kalması ve rehineleri evlerine getirmesi çağrısında bulundu.

Netanyahu’nun ofisi, İsrail’in rehine anlaşmasının ikinci aşamasına dair müzakerelerde bulunmadığını doğruladı. Ancak arabulucular, İsrail’i bir sonraki aşama hakkında müzakerelere başlamaya çağırdı.

ORTADOĞU

SDG’den sonra ENKS de geçici Anayasa’ya itiraz etti

Yayınlanma

ahmet şara-mazlum abdi

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) rakip olarak Türkiye’nin de desteği ile kurulan ve Erbil’e yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını eleştirdi.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara dün geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı. “İslam hukuku yasaların temel kaynağıdır” maddesinin de bulunduğu yeni anayasaya HTŞ ile hafta başında el sıkışan SDG’den sonra ENKS de tepki gösterdi.

ENKS’den yapılan açıklamada “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi.

Taslağın, “Suriye’nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

HTŞ-SDG arasında “anayasa” krizi

ENKS, geçici anayasanın “Suriye’nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunduğu açıklamada, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” ifadelerine yer verdi.

Rudaw’ın aktardığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bunlara ek olarak bildiri, merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.”

“Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.”

“Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.”

“Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, Edan Alexander’ı serbest bırakacak

Yayınlanma

Edan Alexander

Hamas, ateşkese arabulucu ülkelerin sunduğu öneriye yanıt olarak Gazze’de esir tutulan biri hayatta 4’ü ölü, 5 ABD-İsrail vatandaşını teslim edeceğini duyurdu.

Hamas’tan yapılan açıklamada, dün arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’dan müzakerelerin yeniden başlatılmasına ilişkin bir öneri alındığı ve olumlu şekilde değerlendirildiği belirtildi. Öneriye cevaben Hamas’ın ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşını teslim edeceği aktarıldı.

Hamas’ın ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’e ateşkes anlaşmasına tam uyma çağrısı yapıldı.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail hükümeti, 3 Şubat’ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerini engellemişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da Gazze Şeridi’ne elektrik tedarikini kesmişti.

İsrail müzakere heyetinin 10 Mart’ta “kalıcı ateşkesi görüşme” yetkisi olmaksızın Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştığı bildirilmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da müzakerelere katılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail, Suriye’den sonra Lübnan’da da kalıcı işgale hazırlanıyor

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, kara sınırını belirlemek için Lübnan’la yapılması planlanan müzakerelere rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki beş stratejik noktada “süresiz olarak” kalacağını söyledi.

Katz’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, dün Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir ve diğer üst düzey askeri yetkililerle yaptığı değerlendirme toplantısında Katz, “Ordunun Lübnan’daki tampon bölgeyi kontrol eden beş noktada süresiz olarak kalacağını ve bunun, kuzeydeki İsrail vatandaşlarını korumak adına alınan bir karar olduğunu” net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu durumun gelecekte, sınırdaki anlaşmazlık noktalarıyla ilgili olası müzakerelerle bağlantılı olmadığını açıkladı.

Times of Israel’de yer alan habere göre Katz, orduya bu beş stratejik noktadaki mevzilerini güçlendirmesi ve uzun süreli işgale hazırlanması talimatını verdi.

“Diplomatik çözümün” sonu İsrail-Lübnan normalleşmesi mi?

İsrail ve Lübnan; ABD ve Fransa arabuluculuğunda iki ülke arasındaki kara sınırı dahil sorunların çözümü için üç ortak çalışma grubunun kurulması konusunda anlaşmıştı. İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi bu sürecin sonunda Lübnan ile ilişkilerini normalleştirmeyi hedefliyor. Hizbullah’a yakın medyaya göre “yeni Lübnan yönetiminin ABD’nin çıkarlarına daha uygun bir pozisyonda olması, Hizbullah’ın bu sürece karşı koymasını zorlaştırıyor.” Ancak yine de “Lübnan içinde bu plana karşı ciddi bir direnç oluşacağı da kesin.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English